19 Haziran 2019 Çarşamba

Kuvvetli Gök Gürültülü Sağanak Yağış ve Yerel Dolu Hadisesi Bekleniyor!

Detay:

Son yapılan meteorolojik değerlendirmelere göre bölgemiz genelinde (Konya, Aksaray, Karaman ve Niğde il genelinde) bugün öğle saatlerinden itibaren etkili olması beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların bugün akşam saatlerine kadar aralıklı ve yerel olarak kuvvetli (21-50 Kg/m2) olacağı tahmin edildiğinden, meydana gelmesi muhtemel ani sel, su baskını, yıldırım, yerel dolu yağışı, yağış anında kuvvetli rüzgar ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.

Başlama-Bitiş Zamanı
19.06.2019 12.00  - 19.06.2019 22.00

Oluşması Muhtemel Riskler
Ani Sel - Su Baskını - Yıldırım - Ulaşımda Aksamalar - Çatı Uçması - Ağaç veya Direklerin Devrilmesi

Uyarı Yapan Merkez
Meteoroloji 8.Bölge (Konya) Müdürlüğü Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi (BTUM)


Yağış Şiddeti Sınıflandırması
Hafif Yağış                  :  1-5 kg/m²
Orta Kuvvette Yağış :  6-20 kg/m²
Kuvvetli Yağış            :  21-50 kg/m²
Çok Kuvvetli Yağış    : 51-75 kg/m²
Şiddetli Yağış              : 76-100 kg/m²
Aşırı yağış                    : 100 kg/m² üzeri

Not: 12 Saatlik periyotta miktara bağlı değerlendirme yapılmış ve bölgeler arası topografik farklılıklar dikkate alınmadan sınıflandırılmıştır.
17 Haziran 2019 Pazartesi

Kuvvetli Gök Gürültülü Sağanak Yağış ve Dolu Hadisesi Bekleniyor!

Detay:

Bugün Bölgemiz (Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde) genelinde görülecek sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların akşam saatlerine kadar (19.00 TSİ) yerel olarak kuvvetli (21-50 Kg/m2) olacağı tahmin edildiğinden, meydana gelmesi muhtemel ani sel, su baskını, yıldırım düşmesi, yerel dolu yağışı, yağış anında kuvvetli rüzgar ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. 

Başlama-Bitiş Zamanı
17.06.2019 11.50  - 17.06.2019 19.00

Oluşması Muhtemel Riskler
Ani Sel - Su Baskını - Yıldırım - Ulaşımda Aksamalar - Çatı Uçması - Ağaç veya Direklerin Devrilmesi

Uyarı Yapan Merkez
Meteoroloji 8.Bölge (Konya) Müdürlüğü Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi (BTUM) 


Yağış Şiddeti Sınıflandırması
Hafif Yağış                  :  1-5 kg/m²
16 Haziran 2019 Pazar

Toprak için el ele vermeliyiz..

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Geleceğimiz tarım arazilerimizi, ormanlarımızı, sulak alanlarımızı korumamıza bağlı"

-"Her yıl farklı ülkelerde kutlanmakta olan Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü etkinliklerinin bu sene ülkemizde kutlanması gurur vericidir"

-"Çölleşme ve kuraklık, dünya kara alanlarının dörtte birini, 168 ülkeyi ve 1,5 milyar insanı doğrudan etkiliyor"

-"Çölleşme/arazi tahribatı ve kuraklık sebebiyle dünyada her yıl 12 milyon hektar tarım arazisi bozulmakta, 5,6 milyon hektar orman arazisi azalmaktadır"

-"Ülkemiz Çölleşme Risk Haritasına göre, topraklarımızın yüzde 19'u yüksek risk altında"

-"Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar çok yüksek risk taşıyan bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası,

Ereğli-Karaman bölgesi, Şanlıurfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattıyla Eskişehir çevresi orta ve yüksek risk grubunu oluşturmaktadır"

 

Ankara – 15.06.2019 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, herkesin toprağın önemini kavraması gerektiğini bildirerek, "toprak için el ele vermeliyiz. Geleceğimizin tarım arazilerimizi, ormanlarımızı, sulak alanlarımızı korumamıza bağlı olduğunu unutmamalıyız" dedi.

Bayraktar, 16 Haziran Toprak Bayramı ve 17 Haziran Dünya Çölleşme Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, toprakların korunması ve tarımın geleceğinin, doğal yapının durumuyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtti. Erozyon, tuzluluk ve çoraklaşma ile tarım arazilerinin yanlış ve amaç dışı kullanımının ülkemiz topraklarının en önemli sorunu olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Nüfus artışına bağlı olarak bütün dünyada topraklar üzerindeki baskı her yıl biraz daha yoğunlaşmaktadır. Tüm dünya ülkelerinin ortak sorunu olan, iklim değişimleri ve insan etkileri de dâhil olmak üzere çeşitli etmenlerin sonucunda oluşan çölleşme ile kuraklığa karşı ortak bir mücadele geliştirmek için Birleşmiş Milletler tarafından Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 17 Haziran 1994 tarihinde kabul edilmiştir. Ülkemiz ise bu sözleşmeyi 1998 yılında kabul etmiştir. Her yıl farklı ülkelerde kutlanmakta olan Dünya Çölleşme ile Mücadele Günü etkinliklerinin bu sene ülkemizde kutlanması gurur vericidir.

Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) Sekreteryası bu yıl Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü'nün ana temasını 'Toprak İçin Elele' olarak belirlemiştir. Bu temadan da hareketle, hep birlikte el ele topraklarımıza sahip çıkmalıyız."

-168 ülkede 1,5 milyar insan etkileniyor-

Dünyada çölleşme ve kuraklığın kara alanlarının dörtte birini, 168 ülkeyi ve 1,5 milyar insanı doğrudan etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Bu nüfusun 250 milyon kadarı ciddi risk altında iken yaklaşık 10 milyon kadarı çölleşme/arazi tahribatı ve kuraklık nedeniyle göç etmek durumunda kalmıştır. Çölleşme/arazi tahribatı ve kuraklık sebebiyle dünyada her yıl 12 milyon hektar tarım arazisi bozulmakta, 5,6 milyon hektar orman arazisi azalmaktadır.

Ülkemiz 'Çölleşme Risk Haritası'na göre de topraklarımızın yaklaşık olarak yüzde 20'si zayıf, yüzde 52'si orta ve yüzde 19'u yüksek risk grubunda bulunmaktadır. Türkiye'de Konya gibi kurak ve mikro klima özelliği gösteren bölgelerimiz bulunmakta ve bu alanlar çölleşme açısından sıcak noktalarımızı oluşturmaktadır. Konya-Karapınar, Iğdır-Aralık ve Urfa-Ceylanpınar çok yüksek risk taşıyan bölgeler olarak görülürken, Tuz Gölü havzası, Ereğli-Karaman bölgesi, Urfa-Ceylanpınar-Mardin-Batman hattıyla Eskişehir çevresi orta ve yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Yeşilin, yağışın ve nemin bol olduğu Karadeniz bölgesi ise en düşük risk sınıfında yer almaktadır."

Bayraktar, topoğrafyanın çok engebeli olması, farklı iklim özelliği yanında, bitki örtüsünün tahrip edilmesi ve yetersizliği, tarım ve orman arazilerinin amaç dışı kullanımı, yanlış tarım uygulamaları, meraların aşırı ve düzensiz kullanımı, bilinçsiz ve aşırı sulama,  toprak kirlenmesi ve vahşi madencilik faaliyetlerinin çölleşmeyi hızlandırdığını belirtti.

-"Çölleşme ve erozyonla mücadelede ormanlar büyük öneme haiz"-

Çölleşme ve erozyonla mücadelede ormanların korunması, geliştirilmesi ve genişletilmesi çalışmalarının önem arz ettiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Ormancılık faaliyetlerinin planlanmasında ve uygulanmasında erozyon riski dikkate alınarak toprağı koruyucu tedbirler uygulanmalı, ormancılık dışı faaliyetler için tahsis edilen alanlarda erozyon ve toprağın korunması açısından etkin bir denetim yapılmalıdır. Toprak kayıplarında heyelan ve erozyon gibi doğal süreçlerin önemli bir rolü vardır. Ancak; sürdürülebilir olmayan arazi kullanımı, uygunsuz tarımsal faaliyetler ve toprağın organik maddelerine zarar veren hasat, anız yakılması gibi insan faaliyetleri, doğal döngüye kıyasla toprakta biyolojik çeşitliliğin kaybı için çok daha büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye çölleşme, su erozyonu, rüzgâr erozyonu, heyelan ve çığ risk haritaları yapılmalıdır. Tarım arazilerinde toplulaştırma çalışmaları yapılırken, rüzgâr erozyonu görülen alanlarda, rüzgâr perdesi, yeşil kuşak ve rekreasyon maksatlı ağaçlandırma çalışmaları yapılacak alanlar planlanmalıdır.

Toprakların çoraklaşmasını ve verimliliğin azalmasını önlemek maksadıyla atık sular ve tarımdan dönen drenaj suları, uygun arıtım sağlanmadan tarımda kullanılmamalıdır. Gübre ve pestisit kullanımlarının mutlak surette toprak ve bitki analiz sonuçlarına dayandırılması için gerekli önlemler alınmalıdır."

Bayraktar, her geçen yıl artarak devam eden arazi bozunumunu önlemek ve toprağı korumak için küresel boyutta önlemler alınması gerektiğine de dikkati çekti.

Büyükşehir Tarımsal Kalkınmaya Katkı Sağlıyor

Detay:

Konya Büyükşehir Belediyesi, tarımsal kalkınmaya katkı sağlamak amacıyla sulama göleti yatırımlarını sürdürüyor. Yeni Büyükşehir Yasası sonrası 31 ilçede 172 sulama yatırımı yapan Büyükşehir, Selçuklu Yükselen Mahallesi'nde de 61 hektar alanı sulayacak gölet yapıyor.

Konya Büyükşehir Belediyesi Yeni Büyükşehir Yasası kapsamında kırsal bölgelerde tarım ve hayvancılığa destek olmaya devam ediyor.

Kırsaldaki göçün önlenerek vatandaşların yaşadığı yerde hayatını sürdürmesine katkı sağlamak amacıyla tarımsal desteklerin yanında 2014 yılından bu yana KOP Bölge Kalkınma İdaresi kaynaklarını da kullanarak toplam 172 sulama projesini hayata geçiren Büyükşehir, yaptığı 182,7 milyon liralık harcamayla 19 bin 620 hektar sahayı sulama imkânına kavuşturdu.

YÜKSELEN GÖLETİ İNSAATI DEVAM EDİYOR

Bu kapsamda yapımına devam edilen Selçuklu ilçesi Yükselen Göleti ve Kapalı Sistem Sulama Projesi de bölgede önemli bir ihtiyacı karşılamış olacak. Gölette toplanacak 188 bin 600 metreküp su ile 61 hektar sahanın sulanması planlanan proje kapsamında, bin 831 metre boru döşeniyor. Gölet ve kapalı sistem 1,5 milyon liraya mal olacak.

GÖLET VE KAPALI SİSTEM SULAMA PROJELERİNİN FAYDALARI

2014 yılında yürürlüğe giren 6360 Sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu sonrası sorumluluk alanının genişlemesiyle birlikte kırsalda öncelikli beklenti olan sulama projesi taleplerine kayıtsız kalmayan Büyükşehir, başta tarımsal alanların sulanması olmak üzere; hayvan içme suyunun temin edilmesi, yeraltısuyu potansiyelinin emniyetli rezervde tutulması, mesire ve rekreasyon alanlarının oluşturulması, ağaçlandırmanın yaygınlaştırılması, ülkenin mevcut depolama kapasitesinin artırılması ile küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin azaltılması hedefiyle gölet ve kapalı sistem sulama projelerini hayata geçirdi.

 
12 Haziran 2019 Çarşamba

Başkan Öztürk “Umuyoruz ki Devletimiz her zaman olduğu gibi çiftçimize destek olacaktır”

Detay:

Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk bölge genelinde etkinli olan yağışlar sonrası oluşan Dolu felaketi dolayısıyla yayınladığı mesajda "Devletimiz her zaman olduğu gibi çiftçilerimize destek olacaktır" dedi.

Başkan Öztürk Bozkır Ziraat Odası çalışma alında yer aldığını belirttiği Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük ilçelerinde çok sayıda çiftçinin yaşanan dolu afeti dolayısıyla mağdur olduğunu belirtti. Yaşan dolu olayı sonrasında Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük ilçe Tarım Müdürlükleri ile irtibata geçildiği ve Müdürlüklerinin mahalle muhtarlarıyla alanda incelemelerde bulunduğunu belirterek, afet sonrasında ivedilikle mahallelerde incelemelerde bulunan tüm ilçe tarım personel ve müdürlerine teşekkür etti.

Başkan Öztürk yayınlamış olduğu mesajında "Odamızın sorumluluk alanında yer alan Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük ilçelerinde yaşanan afet sonrasında çok sayıda çiftçimizin emeği olan tarımsal alanlar ve ürünleri büyük zararlar gördü.

Bölgemiz kırsal bölge olmasından dolayı üreticiler küçük alanlarına tarım sigortası yaptırmıyorlar. Bu dolu afeti sonrasında tarımsal sigorta yapılmasının önemi görülmüş oldu. Ancak bölgemizde yer alan ve bu yaşanan afetten zarar gören çiftçilerimizin %90'ı sigortasız olduğu için ekmiş olduğu meyve sebzeleri büyük zarar gördü.

Bozkır Ziraat Odası olarak önceki dönemlerde de olduğu gibi bölge genelinde yaşanan bir afet olmasından dolayı sigorta yaptırmamış olan çiftçilerimizin de zararları devletimiz tarafından desteklenecektir diye düşünüyoruz. Üreten çiftçimizin bu tarz afetlerde tek dayanağı devletimizdir.

Mahallelerimizde yaşanan afet sonrasında Bozkır, Ahırlı ve Yalıhüyük ilçe Tarım Müdürlüklerimiz zarar gören mahallelerimizde tespitler yaparak, tutulan tutanakları Tarım Bakanlığımıza gönderecektir. Umuyoruz ki Bakanlığımızda bu çiftçilerimizin zararının karşılanmasını sağlayacaktır" dedi.
10 Haziran 2019 Pazartesi

Başkan Öztürk "Çiftçi kaydında son tarih 30 Haziran"

Detay:

Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk, "Çiftçi kayıt sistemine başvurular 30 Haziran'da sona eriyor. Çiftçilerimizin, son günü beklemeden, bir an önce 2019 yılı ÇKS kayıtlarını yaptırmalarında fayda var." dedi.

Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk  , Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurusunu yaptırmayan üreticilerin yıl içinde mazot, kimyevi gübre, yem bitkileri ve prim uygulamaları gibi desteklerden yararlanmalarının söz konusu olmadığına işaret etti.

Uygulanan desteklemelerin yanı sıra yıl içinde yaşanması muhtemel herhangi bir doğal afet sonucu meydana gelecek zarar doğrultusunda kredi borçlarının ertelenmesi veya afet sonrası yapılacak her türlü tarımsal desteklemede çiftçilerin mağdur olmamaları için ÇKS başvurularını mutlaka yaptırmaları gerektiğini vurguladı. 

Başkan Öztürk ilçemiz Bozkır'da bugün yaşanan yoğun yağış akabinde oluşan dolu afetinden dolayı Başta Çiftçilerimiz olmak üzere, afetten etkilenen tüm halkımıza geçmiş olsun dileklerini iletti. 

Yerel Kuvvetli Yağışlara Dikkat!

Detay:

Yapılan son değerlendirmelere göre; bugün öğleden sonra etkili olması beklenen yağışların başta kuzey ve batı kesimleri (Akşehir, Yunak, Çeltik, Tuzlukçu, Ilgın, Kadınhanı, Sarayönü, Kulu, Cihanbeyli, Derbent, Doğanhisar, Beyşehir, Seydişehir, Hüyük ve Derebucak ilçelerinde) olmak üzere Konya genelinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.
 
Kısa sürede yerel olarak fazla miktarda yağış bırakabileceği tahmin edilen kuvvetli gök gürültülü sağanak şeklindeki yağışların oluşturabileceği, sel, su baskını, yıldırım, yağış anında kuvvetli rüzgâr, yerel dolu yağışı ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.

Başlama-Bitiş Zamanı
10.06.2019   14.00  - 10.06.2019   21.00


Oluşması Muhtemel Riskler
Ani Sel - Su Baskını - Yıldırım - Ulaşımda Aksamalar - Çatı Uçması - Ağaç veya Direklerin Devrilmesi

Uyarı Yapan Merkez
Meteoroloji 8.Bölge (Konya) Müdürlüğü Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi (BTUM)

Yağış Şiddeti Sınıflandırması
Hafif Yağış                  :  1-5 kg/m²
Orta Kuvvette Yağış :  6-20 kg/m²
Kuvvetli Yağış            :  21-50 kg/m²
Çok Kuvvetli Yağış    : 51-75 kg/m²
Şiddetli Yağış              : 76-100 kg/m²
Aşırı yağış                    : 100 kg/m² üzeri

 
31 Mayıs 2019 Cuma

Başkan Öztürk Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramını kutladı.

Detay:

Başkan Öztürk Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramı nedeniyle bir mesaj yayımladı.

Başkan Öztürk mesajında; "Bereket ve huzur içerisinde geçirmekte olduğumuz mübarek Ramazan ayının sonuna yaklaşmamızla birlikte, manevi lezzetinin doruğa ulaştığı, af ve mağfiret kapılarının ardına kadar açıldığı mübarek Kadir Gecesi ve Ramazan Bayramını idrak edecek olmanın mutluluğunu ve sevincini yaşamaktayız. Tutulan oruçlarla yapılan ibadet ve yardımlarla bir manevi iklimden geçerek idrak ettiğimiz Ramazan ayı, Kadir Gecesi ile zirveye ulaşmakta ve bayram sevinci ile taçlanmaktadır. 

Hiç şüphesiz bu mübarek gece, kalplerimizin kötülüklerden arınması, gönül dünyamızın aydınlanması, manevi huzurumuzun artması için büyük bir fırsattır. Bu mübarek gecenin ve idrak edeceğimiz Ramazan Bayramı'nın tüm insanlık alemine sevgi, saygı, huzur, barış ve mutluluk getirmesini, tutulan oruçların, edilen duaların kabul edilmesini diliyorum. 

Bu duygu ve düşüncelerle tüm çiftçilerimizin Kadir Gecesi ve mübarek Ramazan bayramını  tebrik ediyorum" ifadelerinde bulundu. 
16 Mayıs 2019 Perşembe

SON 14 YILDA 700 BİN ÇİFTÇİ ÇKS DIŞINA ÇIKTI.

Detay:

Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ÇKS'ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2010 yılında 2,3 milyona ve 2017 yılında 2,1 milyona geriledi. Diğer bir deyişle, bu süre zarfında yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almaktan vazgeçti.  
14 Mayıs 2019 Salı

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü

Detay:

-14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Türk çiftçisi, 82 milyonluk ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45-50 milyon turisti doyurmak için gece gündüz çalışıyor"

-"Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız"

-"Bütün dünyanın gıptayla baktığı, medeniyetin beşiği bu bereketli topraklarda üretmek boynumuzun borcu. Çiftçilerimiz bunun bilinciyle üretiyor"

-"Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği, 5 milyon üyesinin hak ve menfaatlerini bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her platformda sonuna kadar savunacaktır"

-"Yoksulluk, kıtlık ve açlıkla mücadele etmek için üretimi artırmak şarttır"

-"Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerimizin yeterli gelir elde etmesi önemlidir"

-"Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmelidir"

-"Destekler artırılmalıdır"

-"Tarımda ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin yıldızı olacağına yürekten inanıyoruz. Yeter ki ülkemizin tarımdaki potansiyeli harekete geçirilsin"

-"Çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır"


Ankara- 13.05.2019- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk çiftçisinin, 82 milyonluk ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 45-50 milyon turisti doyurmak için gece gündüz çalıştığına dikkat çekerek, "Tarım demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi desteklemek zorundayız" dedi.

Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu (IFAP) tarafından alınan kararla 1984 yılından buyana, her yıl tüm dünyada 14 Mayıs'ın "Dünya Çiftçiler Günü" olarak çeşitli etkinliklerle kutlandığını hatırlattı.

Bu günün kutlanmasıyla değeri çok da iyi anlaşılmayan tarım sektörünün ve çiftçilerin gündeme geldiğini vurgulayan Bayraktar şöyle devam etti:

-"Çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz"

"Çiftçimiz, yağmur, çamur demeden zor tabiat koşullarına göğüs gererek üretiyor. Tüm zorluklara rağmen tarlasından, bağından, bahçesinden, ahırından, ağılından kopmayı düşünmüyor.

Bütün dünyanın gıptayla baktığı, medeniyetin beşiği, bu bereketli topraklarda üretmek boynumuzun borcu. Çiftçilerimiz bunun bilinciyle üretiyor. Bizlerin de çiftçilerimizin bu önemli görevi yerine getirirken yaşadığı zorlukların bilincinde olmamız gerekiyor. Karnımız bu emektar çiftçi sayesinde doyuyoruz ancak üzülerek söylüyorum ki, çiftçimizin kıymetini bilmeliyiz."

- "Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak çiftçimizin hizmetindeyiz"

Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin çiftçinin hizmetinde, Anayasal meslek kuruluşu olduğunu belirten Bayraktar, "Odalarımız ve Birliğimiz, 5 milyon üyesinin hak ve menfaatlerini bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da her platformda sonuna kadar savunacaktır" dedi.

Bayraktar şöyle devam etti:

"Ziraat Odalarımız, 3 binden fazla personel, yüzlerce Ziraat Mühendisi, Veteriner Hekim, Tekniker, Teknisyen çalıştırmakta, makine parkları, tahlil laboratuvarları, örnek bahçeleri, işletmeleriyle hizmet vermekte, çiftçilerimiz için ucuz girdi temin etmektedir.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Ziraat Odaları olarak 190 bini kadın olmak üzere 560 bin çiftçimize eğitim verdik, bu rakamı 1 milyona yükseltmeyi hedefliyoruz.

 Ziraat Odalarımız, tarımın yeniliklerini çiftçilerimize benimsetmek ve bilgilerini artırmak amacıyla 755 bin çiftçimizin fuarlara katılmasını sağladı.

450'nin üzerinde tarım danışmanı istihdam ederek çiftçilerimize birebir, tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında, ağılında hizmet veriyoruz.

Yürüttüğümüz Avrupa Birliği projeleriyle milyonlarca liralık kaynağın çiftçimiz için kullanılmasını sağladık.

 İllerin ve bölgelerin sorunlarını, taleplerini, çözüm önerilerini tespit edip, raporlayarak, hükümetimize ve siyaset kurumuna iletiyoruz."

-Çözüm önerileri ve talepler-

Şemsi Bayraktar, çiftçilerin diğer kesimlerin üçte biri oranında bir gelir elde ettiğini, bu durumun sürdürülebilir olmadığını belirtti. Yoksulluk, kıtlık ve açlıkla mücadele etmek için üretimi artırmanın şart olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Üretimin artarak devam etmesi için çiftçilerimizin yeterli gelir elde etmesi önemlidir. Bunu sağlamak için sektörün başlıca sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekmektedir" diye konuştu.

Bayraktar, üretimin artması için çözüme kavuşturulması gereken başlıca sorunları şöyle sıraladı:

"Tarımda ekonomik örgütlerin fonksiyonel olması, idari ve mali yönden güçlendirilmesi ve profesyonelce yönetilebilmesi için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır.

Tarımsal işletmelerimiz küçük, arazilerimiz çok parçalıdır. Parçalanmış arazi ve işletme yapısıyla verimli tarımsal üretim yapmak imkansızdır. Toplulaştırma yapılabilecek 8,2 milyon hektar alan hızla toplulaştırılmalıdır.

Verimli tarım arazileri korunmalı, Toprak Koruma Kurullarında Ziraat Odası temsilcisi zorunlu olarak yer almalıdır.

Meraların tespit, tahdit, tahsis ve ıslah çalışmaları hızla tamamlanmalı, meraların amaç dışı kullanımı önlenmelidir.

İntikali yapılmamış arazilerde intikal işlemlerini hızlandırmak için, 15 Mayıs 2018 tarihine kadar uzatılan tapu harcı muafiyeti devam ettirilmelidir.

2 B arazilerinin, tarım arazisi olarak korunması kaydıyla çiftçimize satışında rayiç bedel, tarımsal arazi rayiç bedeli üzerinden belirlenmelidir.

Tarımsal üretim yapan bütün çiftçilerin çiftçi kayıt sistemine dâhil edilmesi ve desteklerden yararlanması sağlanmalıdır.

Altyapı yatırımları tamamlanamadığı için sulamaya açılamamış 1,9 milyon hektar alan hızla sulamaya açılmalıdır. Sulamada eskiyen altyapı yenilenmeli, yüzde 66 olan sulama oranı ve yüzde 48 olan sulama randımanı artırılmalıdır.

Gübre, mazot, ilaç, tohum, elektrik, yem, sulama ücreti gibi girdi maliyetleri makul düzeylere çekilmelidir. Gübre ve yemde sıfırlanan KDV'nin çiftçilerimize fiyat indirimi olarak yansıması sağlanmalıdır. Gübre ve yem dışındaki girdilerdeki KDV oranı kadar bir miktar çiftçimize destek olarak verilmelidir.

Çiftçilerimize verilen doğrudan destekler, Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi hâsılanın yüzde 1'ine çıkarılmalıdır.

Desteklerin dengeli dağıtılması sağlanmalı, küçük aile işletmelerine öncelik verilmelidir.

Tarımsal desteklerden alınan yüzde 2 ile yüzde 4 arasında değişen stopaj kesintisi kaldırılmalıdır.

Tarımda kullanılan elektrikteki enerji fonu ve TRT payı kaldırılmalıdır.  

Çiğ sütte tavsiye fiyatı, damızlık hayvanların kesime gitmesinin önlenmesi, üretimin sürdürülebilmesi için 1,5 süt/yem paritesi dikkate alınarak artırılmalıdır.

Yemde fiyatların düşürülmesi için girişimde bulunulmalı, üreticiye yem desteği verilmelidir.

Kırmızı ette piyasa istikrarı sağlanmalıdır.

Üretici önünü görebilmeli, üretim artırıcı tedbirler alınmalıdır.

İthalattan vazgeçilmelidir.

 Dekar başına 1 liradan 5 liraya yükseltilen yeraltı suyu kullanım ücreti yeniden 1 liraya düşürülmelidir.

Ziraat Bankası'nın, tarımsal kredi faiz oranı yüzde 8-11 idi. Ancak bu oran 2 Mayıs 2019'da yüzde 16'ya çıkarıldı. Yüzde 16'ya çıkarılan tarımsal kredi faiz oranlarının indirilmesi, Tarım Kredi Kooperatiflerinin faizlerini Ziraat Bankası seviyelerine düşürmesi, her iki kurumun çiftçinin düşük faizli kredi ihtiyacının tamamını karşılaması sağlanmalıdır.

Tarımsal kredilerde, masraf, komisyon, hayat sigortası, tarım sigortası istenmemelidir. Yatırım kredilerinde ipotek bedeli, limit tahsis masrafı kaldırılmalıdır.

Piyasa fiyatlarının ithalatla regüle edilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Gümrük vergileri üreticiyi koruyacak şekilde belirlenmelidir.

Tarımda ihracat desteklenmeli, tanıtım faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.

Tarıma dayalı sanayinin, üretim yapan çiftçiye ve sürdürülebilir üretime destek vermesi sağlanmalıdır. Bununla ilgili bir fon oluşturulmalıdır.

Katma değeri yüksek ve markalı üretim desteklenmelidir.

Mekanizasyon için gerekli destek verilmelidir.

Tarımda kırsal kalkınma politikaları ile tarım politikaları entegre edilmelidir.

Tarım sigortalarında primler çiftçimizin ödeyebileceği seviyelere çekilmeli, sigorta kapsamı genişletilmelidir.

Tarım Bağ-Kur aylık prim ödeme gün sayısı 26 günden 2008 yılında olduğu gibi 15 güne indirilmelidir. Çiftçilerimize, prim ödedikleri her yıl için, 90 gün fiili hizmet zammı (yıpranma payı) verilmelidir.

Kadın çiftçilerimizin, sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle hizmet borçlanması yapabilmesi sağlanmalıdır.

Çiftçilerimize muafiyette geçen süreler için borçlanma imkânı verilmelidir."

-"Çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır"


Türkiye'nin tarım potansiyeli açısından en şanslı ülkeler arasında bulunduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"Cumhuriyetimizin 100. yılında 90 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 60 milyon turisti besleyecek, tarım ve gıdada 40 milyar dolarlık ihracat geliri, gıda sanayi ile birlikte 200 milyar doların üzerinde üretim değeri sağlayacak kapasiteye sahibiz.

Tarımda ülkemizin içinde bulunduğu bölgenin yıldızı olacağına yürekten inanıyoruz. Yeter ki ülkemizin tarımdaki potansiyeli harekete geçirilsin.

Hedefimiz; bütün sorunlarını çözmüş, örgütlenmesini tamamlamış, verimli üretimi yakalamış, dünya ile rekabet eden, üreticisine istikrarlı gelir sağlayan, tüketicisine bol ve makul fiyatlarla ürün sunan, başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere çevre ülkelerin gıda açığını kapatan bir tarım sektörü oluşturulmasıdır. Bunun için üreticiyi merkez almış, istikrarlı, sorun çözen, geleceği planlayan politikalara ihtiyacımız vardır.

Ziraat Odaları ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bu hedeflerin peşindeyiz. Gece gündüz bu amaçlar için çalışıyoruz. Tarımda gelişmiş ülkeler arasında yer alma mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz.

Unutmayalım, çiftçimiz kazanırsa ülke kazanır.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günümüzü kutluyorum. Gece gündüz üretimini sürdüren bütün çiftçilerimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum."
8 Mayıs 2019 Çarşamba

Büyükşehir’den Çilek Üreticisine Büyük Destek

Detay:

Konya Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılı tarımsal desteklemeleri kapsamında Konya genelindeki çilek üreticilerine 10 milyon 400 bin adet çilek fidesi dağıttı. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, bu yıl verilen 6 milyon liranın üzerindeki destekle çilek üretiminin Konya ekonomisine büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Konya Büyükşehir Belediyesi, tarımsal destek çalışmaları kapsamında 31 ilçedeki çiftçilere çilek fidesi ve malç naylonu desteği veriyor.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, Yeni Büyükşehir Yasası sonrası ilçelerin kalkınmasına yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını belirterek, bunlar içinde tarımsal desteklerin önemli bir yeri olduğunu ifade etti.

10 MİLYON 400 BİN ADET ÇİLEK FİDESİ DAĞITILDI

Konya genelinde bu yıl 8 milyon 200 bine yakın çilek fidesi dağıtımının tamamlandığını kaydeden Başkan Altay, önümüzdeki günlerde Seydişehir ve Derebucak ilçelerinde 33 mahallede yapılacak dağıtımlarla birlikte toplamda dağıtılacak çilek fidesi miktarının 10 milyon 400 bin olacağını söyledi. Çilek fidelerinin çiftçiler için hayırlı olmasını dileyen Başkan Altay, bütün çiftçilere bereketli bir hasat temennisinde bulundu.

TOPLAM DESTEK 6 MİLYON 218 BİN LİRA

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya ve Akşehir Açık Cezaevi Müdürlükleri ile yaptığı protokoller kapsamında bu cezaevlerine 24 bin adet çilek fidesi ile 350 kilo malç naylonu teslim ederken; bu yıl çiftçilere yapılan malç naylonu desteği de 150 bin kiloya ulaştı. Konya Büyükşehir Belediyesi'nin 2019 yılı çilek fidesi desteklemelerinin toplam maliyeti 6 milyon 218 bin lira oldu.
7 Mayıs 2019 Salı

2018 YILI 2.DÖNEM BUZAĞI DESTEĞİ BAŞVURULARI BAŞLADI.

Detay:

2.  dönem  başvuruları  02.05.2019-01.07.2019 tarihleri arasında alınacaktır.

Destekleme almak isteyen yetiştiricilerimiz arasından DSYB üyesi olanlar Birliğe, üye olmayanlar ise işletmelerinin bağlı bulundukları İl/İlçe Müdürlüklerimize şahsen başvuru yapacaklardır.

Buzağı Desteklemeleri aşağıda belirtilen şartlara ve kurallara göre yapılır:

Buzağılar 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arasında doğmuş olmalı, 
Bakanlık kayıt sisteminde doğduğu işletmenin ve anasının kaydı bulunmalıdır.
Buzağılar, doğduğu işletmede olmalı ve programlı en az 4 ay (120 gün) süreyle yaşamış aşıları yapılmış olmalıdır. 
Şartları sağlayan (dişiler için Brucella ve Şap, erkekler için Şap) yetiştiriciler 1.Dönem ödemelerinde destekleme ücreti alırken, destekleme şartlarını sağlamayan buzağı yetiştiricileri şartlarını sağlayınca, tekrar başvuru yapmadan 2.Dönem ödemelerinde destekleme ücreti alırlar. 
1.Dönem Destekleme başvurusu yapmayan yetiştiriciler ise 02/05/2019–01/07/2019 tarihleri arasında başvuruların alınacağı 2.Dönem Buzağı Desteklemesine başvurabilirler. Zira yıl içinde 1 kez başvuru yapan yetiştiricilerimizin tekrar başvuru yapmalarına gerek yoktur.
Soy kütüğüne kayıtlı buzağı desteği, işletmesi 01/10/2018 tarihinden önce soy kütüğü sistemine kayıtlı ve E-Islah'ta kayıtlı analardan doğan buzağılara verilir. Soy kütüğüne kayıtlı buzağı desteği alan buzağılar ayrıca buzağı desteğinden yararlandırılmaz.
Döl kontrollü boğanın yavrusu ilave desteği, döl kontrolünden geçmiş boğaların ülkemizde üretilen spermalarından doğan buzağılara verilir. Bu durum tohumlama tarihiyle ve belgesiyle doğrulanabilmelidir. (+50 TL)

Yetiştiricilik Bölgesi illerindeki buzağılara Karar kapsamında belirtilen ilave destek verilir. (+200 TL)
BUZAĞI DESTEĞİ TL/BAŞ
​4 ay ve üzeri Buzağı 350 TL
​Soy kütüğüne kayıtlı 500 TL
​Yetiştiricilik Bölgesi İlleri +200 TL
​Döl kontrollü boğanın yavrusu ​+ 50 TL
26 Nisan 2019 Cuma

Bayraktar, “Yelkenleri tarıma çevirmemiz gerekiyor”

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-"Ekonomik açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu krizin bir farklı
tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek pahalı. Pazar
yangın yerine dönmüş durumda"
-"Eski krizleri nasıl atlattık? Ucuz gıda ile atlattık. Ucuz et, ucuz meyve 
ve sebze, ucuz ekmek ile atlattık. Bu krizi atlatmak istiyorsak muhakkak 
suretle üreticiyi destekleyeceğiz, maliyetleri aşağı çekeceğiz, ucuz 
gıdaya ulaşacağız"
-"Bu krizi kısa zamanda atlatmak istiyorsak eti, meyveyi, sebzeyi, ekmeği
ucuzlatmamız lazım. Gıdayı ucuzlatmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak
kriz daha uzun sürer"
-"Bunu yapmanın yolları belli. Öncelikle çiftçimizin sorunlarını çözmemiz,
çiftçimizi tarlada tutmamız lazım"
-"Tarımda üretim şart. Üretimi sağlayamazsak, çiftçimizi tarlada
tutamazsak bu pahalılık devam eder. Türkiye de bu krizi kolay kolay
atlatamaz"
-"Biz 5 milyonuz. Biz üretemezsek, kalan 76 milyon ne yiyecek? Biz
üretemezsek 45-50 milyon turiste bu yaz ne yedireceğiz? 
Biz üretemezsek 5 milyon mülteci, yabancı, sığınmacı ne yiyecek?
Bunları hesap etmek zorundayız"
-"Artık ithalat yaparak bu kadar geniş büyük bir kitleyi doyurma şansımız
yok. İthalat pahalı. Türkiye'nin ithalat yapma şansı kalmadı. Bugün
buğdayın ithal maliyeti ton başına 1400 liranın üzerinde. Buğday
üreticisine siz yeterli, geçinebileceği parayı vermezseniz 1400 lirayı
kalkarsınız, yabancı ülkelerin çiftçilerine verirsiniz"
-"Onun için üretimi desteklemekten başka çare yok. Üretim, üretim,
üretim. Bu ülkenin muhakkak surette üretmesi lazım. Bu krizi başka 
türlü çözemeyiz"
-"Üreticilerimizin maliyetlerinin düşürülmesini talep ediyoruz. Acilen
tarımda girdi fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Bununla
ilgili hükümetimize bir rapor sunduk"
-"Döviz kuru Rahip Brunson olayından sonra fırladı. Sadece kur
fırlamadı, 2018 Eylül ayında mazot, gübre, ilaç fiyatları da fırladı. Tohum
fiyatları da arttı. Bütün girdi fiyatları fırladı"
-"Çiftçinin kullandığı girdilerin yanına yaklaşılmıyor. Gübre, mazot, yem,
elektrik, tohum, ilaç gibi hemen her girdinin fiyatlarında büyük artışlar
oldu"
-"Kur yüzde 26 civarında geriledi ama bizim girdi fiyatları aşağı düşmedi.
Kurda meydana gelen düşüşler özellikle gübre, yem, elektrik ve ilaç
fiyatlarına yansımadı"
-"Eğer ucuzluk istiyorsak üreticimize sahip çıkmamız lazım. Çiftçimiz,
enflasyonun çok üzerinde yükselen fiyat artışları nedeniyle yeterince gübre kullanamıyor. Üreticimizin tarlada kalmasını, üretmesini sağlamamız lazım. Aksi takdirde gıdada ucuzluk hayaldir"
-"Fiyatların spekülasyonla yükselmesini önlemek için kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz"
-"En büyük sorunlarımız yapısal sorunlarımızın çözülememiş olması ve girdi maliyetleridir. Üretim planlaması yapamıyoruz. Maliyetlerimizi düşüremiyoruz. Bunlar olmayınca fiyat istikrarını da gelir istikrarını da sağlayamıyoruz"
-"Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatları arasındaki fark en fazla yüzde 299,8 ile kuru incirde görüldü"
-"Patateste depolardaki ürün miktarının azalmasının yanı sıra yeni ürün hasadının tam olarak başlamaması fiyatları yükseltti. Kuru soğanda da depolardaki ürünün bitmesi, yazlık soğan hasadının da yeni yeni başlaması fiyatları artırdı" 

Ankara – 26.04.2019- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yelkenlerin tarıma çevrilmesi gerektiğini bildirerek, "Ekonomik açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu krizin bir farklı tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek pahalı. Pazar yangın yerine dönmüş durumda. Bu krizi kısa zamanda atlatmak istiyorsak eti, meyveyi, sebzeyi, ekmeği ucuzlatmamız lazım. Gıdayı ucuzlatmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak kriz daha uzun sürer. Bunu yapmanın yolları belli. Öncelikle çiftçimizin sorunlarını çözmemiz, çiftçimizi tarlada tutmamız lazım" dedi.
Bayraktar, Birlik merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatlarını açıkladı, Ramazan ayında görülebilecek gıda fiyat artışları konusunda uyarılarda bulundu.
Ramazan nedeniyle tüm gözlerin gıda fiyatlarına çevrildiğini bildiren Bayraktar, "Fiyatları açıklamaktaki amacımız, fiyat artışlarının üreticilerimizden mi, yoksa aracı veya perakendecilerden mi kaynaklandığı konusunda doğru bilgiler sunmak, tüketicinin ödediği fiyattan üreticilerimizin ne derece yararlanabildiğini ortaya koymak, suni fiyat artışlarını önlemektir" diye konuştu. 
Şemsi Bayraktar, 2007 yılından bu yana, Ramazan öncesi fırsatçılığa izin verilmemesi konusunda çalışmalar yapan Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin, bu Ramazan boyunca da üretici ve market fiyatlarını takip edeceğini, fiyatların spekülasyonla yükselmesini önlemek için kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceklerini vurguladı.

-"En büyük sorunlarımız yapısal sorunlar ve girdi maliyetleri"-

 Bayraktar, "Bildiğiniz gibi, en büyük sorunlarımız yapısal sorunlarımızın çözülememiş olması ve girdi maliyetleridir. Üretim planlaması yapamıyoruz. Maliyetlerimizi düşüremiyoruz. Bunlar olmayınca fiyat istikrarını da gelir istikrarını da sağlayamıyoruz. Ürünümüz para etmediği için çiftçimiz kazanamıyor, buna rağmen tarladan markete olan zincirin kısaltılmaması ve buradaki çarpıklığın giderilememesi yüzünden tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün satın alamıyor. 
Biz bunu hep dile getiriyoruz. Son 12 yıldır, her ay araştırma yapıyor ve kamuoyuna açıklıyoruz" diye konuştu.

-"Bu dönemin yaşanan diğer ekonomik krizlerden farkı"-

"Ekonomik açıdan sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz. Bu dönemin yaşanan diğer ekonomik krizlerden bir farkı var. Bunu açıkça ortaya koymak lazım" diyen Bayraktar, şöyle devam etti:
"O dönemlerde et, sebze, meyve, ekmek gibi temel gıda ürünleri ucuzdu. Diğer krizlerde insanlarımız ucuz et bulabildiler. Ucuz meyve, sebze bulabildiler. Ucuz ekmeğe ulaşabildiler. Türkiye bu krizleri böylece aştı. Buzdolabı ihtiyaçlarını ertelediler, elbise ihtiyaçlarını, araba ihtiyaçlarını ertelediler ancak çoluk çocuklarının karnını doyurabildiler. Çünkü et ucuzdu meyve, sebze ucuzdu ekmek ucuzdu karınlarını doyurabildiler.
Şimdi bu krizin bir farklı tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve, sebze pahalı, ekmek pahalı. Dolayısıyla pazar yangın yerine dönmüş durumda. Şimdi, pazar alev gibi yanıyor. İnsanlarımız karınlarını doyuramıyor. Biz bu krizi kısa zamanda atlatmak istiyorsak eti ucuzlatmamız lazım, meyveyi sebzeyi ucuzlatmamız lazım, ekmeği ucuzlatmamız lazım. Gıdayı ucuzlatmamız gerekiyor. Bunu yapamazsak kriz daha uzun sürer. Mutfaktaki sıkıntıyı çözmek zorundayız. Bunu yapmanın yolları da belli. Bunun için öncelikle çiftçimizin sorunlarını çözmemiz, çiftçimizi tarlada tutmamız lazım. Yani tarımda üretim şart. Üretimi sağlayamazsak, çiftçimizi tarlada tutamazsak bu pahalılık devam eder. Türkiye de bu krizi kolay kolay atlatamaz. Çiftçimiz, önünü göremiyor. Üreticilerimizin maliyetlerinin düşürülmesini talep ediyoruz. Acilen tarımda girdi fiyatlarının makul seviyelere çekilmesi gerekiyor. Bununla ilgili hükümetimize bir rapor sunduk. 

-"Döviz kurlarındaki düşüş girdi fiyatlarına yansımadı"-

Döviz kuru Rahip Brunson olayından sonra fırladı. Sadece kur fırlamadı, 2018 Eylül ayında mazot, gübre, ilaç fiyatları da fırladı. Tohum fiyatları da arttı. Bütün girdi fiyatları fırladı. Görüyorsunuz çiftçinin kullandığı girdilerin yanına yaklaşılmıyor. Gübre, mazot, yem, elektrik, tohum, ilaç gibi hemen her girdinin fiyatlarında büyük artışlar oldu. Sonra kur yüzde 26 civarında geriledi ama bizim girdi fiyatları aşağı düşmedi. Kurda meydana gelen düşüşler özellikle gübre, yem, elektrik ve ilaç fiyatlarına yansımadı. Girdi fiyatlarını aşağı düşürmemiz lazım. Eğer ucuzluk istiyorsak üreticimize sahip çıkmamız lazım. Çiftçimiz, enflasyonun çok üzerinde yükselen fiyat artışları nedeniyle yeterince gübre kullanamıyor. Üreticimizin tarlada kalmasını, üretmesini sağlamamız lazım. Aksi takdirde gıdada ucuzluk hayaldir. Bunu açıkça ifade ediyorum. 
Belli yapısal sorunlarımızın çözülmesi, girdi maliyetlerinin düşürülmesi çok önemli. Finansman, pazarlama sorunlarımız var. 
Ulusal Süt Konseyi çiğ sütte tavsiye fiyatını artırdı ama yem fiyatlarındaki artış bunu yetersiz kıldı. 
Sosyal güvenlik primlerimiz fevkalade yüksek. Zaten zor şartlarda yaşamaya çalışan çiftçimizin aylık sigorta primi 764,96 kuruşa çıktı. Çiftçimizin tarım sigortalılığını sürdürebilmesi için tarım sigortası prim gün sayısı, 2008 yılındaki seviye olan 15 güne indirilmeli, prim miktarı aşağı çekilmelidir. Çünkü, TÜİK'in son rakamlarına baktığımızda kayıt dışılık tarımda fevkalade fazla. Erkeklerde yüzde 78,  kadın çiftçilerimizde yüzde 95 civarında. 2 puan artış var. Prim miktarları aşağı çekilmezse kayıt dışılık daha da artacaktır. Bununla ilgili de hem Çalışma Bakanımıza hem de Tarım ve Orman Bakanımıza birer rapor sunduk. Kendilerinden bu sorunun çözülmesini bekliyoruz. Çiftçimiz daha fazla desteklenmeli, desteklerdeki kesintiler kaldırılmalı, düşük faizli krediye ulaşması sağlanmalıdır. Finansman sorunu çözülmelidir. Görünen o ki gündemimizi ekonomiye, tarıma çevirmek zorundayız. Ekonomiye ve tarıma öncelik vermek, bu alana yoğunlaşmak zorundayız. Topyekûn olarak ülke sorunlarının çözümü ve menfaatleri için çalışmalıyız. Çiftçimizin temel sorunlarını hükümetimize de ilettik. Çözüm bekliyoruz."

-Ramazan öncesi market fiyatlarındaki değişimler-

Ramazan öncesi market fiyatlarına bakıldığında; geçen ay sonuna göre 6 üründe fiyat değişimi görülmezken, 11 üründe azalma, 23 üründe ise fiyat artışı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
"Kırmızı mercimek, kuru üzüm, kuru incir, zeytinyağı, ayçiçeği yağı ve toz şeker fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşü markette yüzde 48 ile en fazla sivri biberde meydana geldi. 
Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 35,5 ile yeşil soğan, yüzde 20,3 ile patlıcan, yüzde 19,3 ile salatalık, yüzde 16,3 ile ıspanak, yüzde 14,8 ile kabak izledi.
Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 92,2 ile kuru soğanda oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 59,9 ile patates, yüzde 53,5 ile limon, yüzde 36,2 ile havuç, yüzde 29 ile domates takip etti. 

-Ramazan öncesi üretici fiyatlarındaki değişimler-

Üretici fiyatlarında ise; geçen ay sonuna göre 13 üründe fiyat değişimi görülmedi. 8 üründe azalma, 11 üründe ise fiyat artışı meydana geldi.
Karnabahar, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, Antep fıstığı, yumurta ve süt fiyatlarında değişim olmadı. 
Fiyat düşüşü üreticide yüzde 53,1 ile en fazla sivri biberde görüldü. 
Sivri biberdeki fiyat düşüşünü yüzde 38,9 ile patlıcan, yüzde 30,8 ile salatalık, yüzde 28,2 ile yeşil soğan izledi. 
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 50 ile havuç ve limonda görüldü. Bu ürünlerdeki fiyat artışını yüzde 42,9 ile patates, yüzde 37,4 ile lahana, yüzde 30,4 ile kuru soğan takip etti."

-Aylık değişimlerin nedenleri-

Geçen aya göre üretici ve marketlerde en fazla fiyatı düşen ürünün sivri biber, fiyatı en fazla artan ürünün üreticide havuç ve limon, markette ise kuru soğan olduğunu belirten Bayraktar,
"Fiyatı artan ürünlerden, arzın depolardan sağlandığı havuçta ve limonda ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak artış meydana geldi. Patateste ise depolardaki ürün miktarının azalmasının yanı sıra yeni ürün hasadının tam olarak başlamaması fiyatları yükseltti. Kuru soğanda da depolardaki ürünün bitmesi, yazlık soğan hasadının da yeni yeni başlaması fiyatları artırdı. Lahana ve pırasa gibi kışlık sebzelerde hasadın sonuna gelinmesi fiyatlarda artışa yol açtı. Domateste ihracatın yanı sıra ara dönem olması nedeniyle fiyat artışı görüldü. Zeytinyağında, üreticinin elindeki ürünün azalmaya başlamasıyla birlikte fiyatlarda artış meydana geldi.
Dana eti ve kuzu etinde maliyetlerde yaşanan artış fiyata yansırken, kuru üzümde ise arzdaki daralma fiyatları artırdı. Üreticide fiyatı düşen ürünlerden sivri biber, patlıcan, salatalık, yeşil soğan, kabak, marul, maydanoz ve ıspanak gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarı arttı ve fiyatlar geriledi" diye konuştu.

-Üretici market fiyat makası-

Bayraktar, Ramazan ayı öncesinde üretici ve market fiyatları arasındaki farkın en fazla yüzde 299,8 ile kuru incirde görüldüğünü belirtti.
Bayraktar, şunları söyledi:
"Domatesteki fiyat düşüşünü yüzde 5,4 ile patates, yüzde 4,6 ile nohut izledi.
Buna karşılık, marketlerde fiyatı en fazla artan ürün yüzde 65,4 ile kuru incir oldu. Kuru incirden sonra fiyat farkı sırasıyla, kuru kayısıda yüzde 289,3, 
yeşil mercimekte yüzde 282,2, nohutta yüzde 274, sütte yüzde 264,2, kırmızı mercimekte yüzde 255,5 oldu. 
Kuru incir 4 kat, kuru kayısı 3,9 kat, yeşil mercimek 3,8 kat, nohut 3,7 kat, süt ve kırmızı mercimek 3,6 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır. 
Üreticide 15 liradan satılan kuru incir markette 59 lira 97 kuruşa, 10 lira olan kuru kayısı 38 lira 93 kuruşa, 2 lira 40 kuruş olan yeşil mercimek 9 lira 17 kuruşa, 3 lira 16 kuruş olan nohut 11 lira 82 kuruşa, 1 lira 51 kuruş olan süt 5 lira 50 kuruşa, 2 lira 11 kuruş olan kırmızı mercimek 7 lira 50 kuruşa satılıyor. Sonuç olarak üretici- tüketici fiyatları arasındaki makas bir türlü kapatılmıyor." 

-Ramazan ayında yaşanabilecek fiyat hareketlerine yönelik uyarılar-

Üreticilerin bin bir emekle ürettikleri üründen yeterli gelir elde etmeleri ve tüketicilerin de bu ürünleri makul fiyatlarla tüketebilmelerinin en büyük temennileri olduğunu vurgulayan Bayraktar, Ramazan ayında yaşanabilecek fiyat hareketlerine yönelik şu uyarılarda bulundu:
"Üreticilerimizin bin bir emekle ürettikleri üründen yeterli gelir elde etmeleri ve tüketicilerimizin de bu ürünleri makul fiyatlarla tüketebilmeleri en büyük temennimizdir.
Halkımızın Ramazan'da makul fiyatlardan ürün tüketebilmesi için en azından çok tüketilen ürünlerde üretici market fiyatlarına dikkat edilmesi, bunun takibinin yapılması gerekiyor. Biz, bu işin takipçisi olacağız. 
Ramazan ayının başlamasına sayılı günler kala tüm gözler gıda fiyatlarına çevrilmiştir. Beklentimiz bütün kesimlerin sorumlu davranması, artan talebin suiistimal edilmemesidir. Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesi hepimizin dileğidir. Spekülasyona fırsat verilmemeli, tedbirler zamanında alınmalıdır.
Üretici, esnaf, halk, Ramazan ayını dört gözle beklemektedir. 
Tüm taraflar Ramazan ayının anlam ve önemine yakışır şekilde hareket etmeli, halkımız mağdur edilmemelidir. Gıda denetimleri artırılmalı, halkın sağlığıyla oynanmasına izin verilmemelidir. Ramazan yaklaşırken üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını takibe devam ediyoruz. 'Ramazan fırsatçılığı yapılmasın' diyoruz. 
Tüketicilerimizin yeterli ve güvenilir gıdaya uygun fiyatla erişebilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Bu hususlarda gereken hassasiyeti göstermeyenler öncelikle karşılarında bizi bulacaklardır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Ramazan ayı boyunca yapacağımız ve piyasaların nabzını tutacağımız çalışmaları da sizlerle paylaşıp, üretici ve tüketici fiyatlarını kamuoyunun dikkatine sunacağız."

-Sorulara yanıtlar-

Bayraktar, basın mensuplarının sorularına verdiği yanıtlarda, hükümetin yelkenleri tarıma çevirmesi gerektiğini ifade ettikleri bildirdi. Türkiye'nin bir kriz, küçülmeyle beraber enflasyon yaşadığını, Türkiye'de çok görülmeyen bir hadisenin stagflasyonun görüldüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi:
"Bu süreçte maliyetlerimiz arttı. Bu mesela buğday üretimimizi de olumsuz etkileyecek. Haziran ayından sonra sonuçlar gelmeye başladığında buğday rekoltesinin olumsuz etkilendiğini göreceğiz. Gübre kullanımının yeterli olmaması önemli bir etken. Çiftçimizi tarlada tutamazsak, üretmesini sağlayamazsak, tüketicilerimizin ucuz gıdaya ulaşması mümkün değildir, hayaldir. Bunu her zaman ifade ediyoruz. Hükümetimizin bu süreçte yelkenleri tarıma çevirmesi lazım. Büyük bir ülkeyiz elbet bu krizi atlatırız ama daha hızlı atlatmak istiyorsak muhakkak surette gıdayı ucuzlatmamız lazım. Yani pazardaki yangını söndürmemiz lazım aksi takdirde bu kriz uzun sürer. Bunun yolu üretici maliyetlerini aşağı çekmek, çiftçimizin tarlada kalmasını, ürününün para etmesini sağlamak, bununla alakalı gerekli tedbirleri almaktır. Biz bu manada hükümetimizi uyardık. Gerekli taleplerde bulunduk. Bu talepler yerine gelmezse elbette bununla ilgili olarak arkadaşlarımızla, başkanlarımızla toplanıp bir çalışma yapacağız. Ülkemiz kaybeder. Biz 5 milyonuz. Biz üretemezsek, kalan 76 milyon ne yiyecek? Biz üretemezsek 45-50 milyon turiste bu yaz ne yedireceğiz? Biz üretemezsek 5 milyon mülteci, yabancı, sığınmacı ne yiyecek? Bunları hesap etmek zorundayız. 
Artık ithalat yaparak bu kadar geniş büyük bir kitleyi doyurma şansımız yok. İthalat pahalı. Türkiye'nin ithalat yapma şansı kalmadı. Bugün buğdayın ithal maliyeti ton başına 1400 liranın üzerinde. Buğday üreticisine siz yeterli, geçinebileceği parayı vermezseniz 1400 lirayı kalkarsınız yabancı ülkelerin çiftçilerine verirsiniz. Onun için üretimi desteklemekten başka çare yok. Üretim, üretim, üretim. Bu ülkenin muhakkak surette üretmesi lazım. Bu krizi başka türlü çözemeyiz. İnşaat sektörü çöktü. Bir oraya kaynak aktaralım inşaat sektörünü ayağa kaldıralım derseniz ekonomiyi daha kötü hale getirirsiniz. 
Bu krizi atlatmanın bir şansı var. Eski krizleri nasıl atlattık? Ucuz gıda ile atlattık. Ucuz et, ucuz meyve ve sebze, ucuz ekmek ile atlattık. Bu krizi atlatmak istiyorsak muhakkak suretle üreticiyi destekleyeceğiz, maliyetleri aşağı çekeceğiz, ucuz gıdaya ulaşacağız. Halk bazı alışkanlıklarını, bazı taleplerini terk edecek? Nedir bunlar buzdolabı almayacak, çamaşır makinesi almayacak, araba almayacak, elbise almayacak ama karnını doyuracak. Bunu erteleyemez. Bunu erteleme şansı yok. Gıda yaşam kaynağı. Çoluk çocuğunu besleyemezse, kendi karnını doyuramazsa yaşayamaz. Bunu erteleme şansı yok. O halde biz yelkenleri tarıma çevireceğiz. Kaynağımız varsa tarım için kullanacağız. Üreteceğiz, ucuzluk sağlayacağız, önce karnımızı doyuracağız. Karnımızı doyurmadan kriz falan bitmez. Bunu açıkça ifade edelim."
Genel Başkan Bayraktar, ucuz et fiyatlarındaki artış ve Polatlı'da atılan kuru soğanlarla ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti:
"O kuru soğanlar eski soğan, yeni mahsul değil. Onunla alakalı da gerekli çalışmalar yapılıyor. 'Stoklandığı için çürümedi. Hastalıklıydı onun için atıldı diyorsunuz' gayet tabi. Onu tespit ettik. Bugünlerde oda başkanlarımız ve üreticilerimiz bize yem fiyatlarının arttığından bahsediyor. Ulusal Süt Konseyi 2 lira tavsiye fiyatı açıkladı. Piyasada fiyat 2 lira olacak demek değildir. Piyasada genel olarak bunun altında seyrediyor. Bunu fırsat bilen yem sanayicileri, maliyetlerinin arttığı gerekçesiyle hemen yeme zam yaptılar. Bizim maliyetlerimiz yüksek. Bunun ette de yaşıyoruz. Dışardan ucuz et bulma şansımız da kalmadı. Getirdiğimiz etleri de pahalı satmak zorundayız. Bu etlerin kaliteli olduğu konusunda kuşkularımız var. Bu etlerin kaliteli olduğuna çok inanmıyoruz. İşin doğrusu bu etleri halkımıza yedirmeye hakkımız yok. Ucuz et yedirmek istiyorsak bunun yolu belli. Üreticinin maliyetini aşağı düşürüp, üretimi artırırsanız fiyatlar ucuzlar. Ahırları doldurursanız fiyatlar ucuzlar. Halkımız da ucuz et yer. Bunun yolu budur. Çok zor bir iş de değildir. Zaten ekonomik sıkıntıları yaşadığımız bu süreçte başka hiçbir çaremiz yok. Bu millet kıymayı 55 liradan yiyemez. Eti ucuzlatmak zorundayız.

-"Spekülatif hareket varsa bunu yakalayıp uyarıyoruz"-

Biz bu fiyatları niye takip ediyoruz, şunun için ediyoruz. Nerede makas çok açıldıysa orada spekülasyon vardır bana göre üretici ve tüketici arasında makas nerede açıldıysa. Yani bir ürün fiyatlandıysa o üreticinin çok para kazandığını göstermiyor. Yani doğal afetler yaşıyoruz zaman zaman arzdaki bir yavaşlama spekülatörleri faaliyete geçiriyor üreticiden ucuza alıyor nasılsa talep var diye arz talep dengesi bozulmuş nasılsa talep var diye kalkıyor yüksek fiyattan satıyor biz bunları takip edip ilgilileri uyarıyoruz. Bakın burada market fiyatlarını Pazar fiyatlarını veriyoruz nerede bir spekülatif hareket varsa bunu yakalayıp uyarıyoruz. Her ay bu toplantıları yapıyoruz ama Ramazanda da bir kaç açıklama yapıyoruz. Ortasında ayrı yapıyoruz sonrasın da ayrı yapıyoruz. Bizim bu uyarılarımızdan sonra da hemen çekiniyorlar. Bakıyorsunuz etiketleri değiştirmeye başlıyorlar."
Şemsi Bayraktar, spekülasyon konusundaki bir soru üzerine, "her ürün spekülasyona açık. Avantajımız tarla ürünlerinde hasadın başlaması. Sivri biber kaç liraydı 18-20 lira. Geldiğimiz noktada biber fiyatı 3'te 1'i indi. Niye? Hasat başladı. Bir de artık seracılığa da önem vermemiz gerekiyor. İnsanlarımız kışın domates, salatalık, biber tüketmeye alıştı. Artık Haziran ayını bekleyip de tarladaki malı tüketmiyor. Sera malı tüketilmeye başlandı. Serada da üretiminiz yeterli değilse, doğal afetler serayı vurmuşsa arzınız yavaşlıyor. Bir bakıyorsunuz fiyatlar bir anda yukarı çıkıyor. O zaman biz bu ürünleri kışın da üretmeye devam etmek zorundayız Çünkü talep var. Sera üretimini bir şekilde ayakta tutmamız ve artırarak devam etmemiz gerekiyor.
Kuru soğan hasadı başladı fiyat düştü. Patates de hasada ne zaman girerse o zaman ucuzlar. Stoklardaki ürün azalmaya başladıkça fiyat yükselecektir."
18 Nisan 2019 Perşembe

Bölgemiz için, Zirai Don Tehlikesine Dikkat!

Detay:

19 Nisan Cuma gece saatlerinden 23 Nisan Salı sabah saatlerine kadar olan periyotta bölgemiz genelinde (Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde) gece ve sabah saatlerinde hafif, yüksek rakımlı bölgelerde ise orta kuvvette zirai don riski bulunmaktadır. Yetkililerin ve çiftçilerimizin gerekli tedbirleri almaları ve don durumu hakkında daha detaylı bilgi almak için en yakın meteoroloji müdürlüklerine başvurmaları gerekmektedir.


Başlama-Bitiş Zamanı : 19.04.2019 23.00 - 23.04.2019 09.00
Oluşması Muhtemel Riskler :Meyve ağaçlarında don riski - Buzlanma ve don

Uyarı Yapan Merkez
Meteoroloji 8.Bölge (Konya) Müdürlüğü Bölge Tahmin ve Uyarı Merkezi (BTUM) 

Zirai Don Sınıflandırması
2 m siper içi sıcaklığına göre bitkiler için don sınıflandırması;
Hafif don : 0 °C ila -2,2 °C,
Orta kuvvette don : -2,2 °C ila -4,4 °C
Kuvvetli don : -4,4 °C'den daha düşük.

16 Nisan 2019 Salı

Selçuk Üniversitesi-KOP İşbirliği ile Arıcılık Geo-Portalı Hazırlandı

Detay:

Dünyanın En Geniş Kapsamlı Arıcılık Geo-Portalı KOP Bölgesinde Üretildi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ile Selçuk Üniversitesi (SÜ) tarafından yürütülen 'KOP Bölgesinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Uygun Arıcılık Yerlerinin Belirlenmesi Projesi' Türkiye'de ilk kez KOP Bölgesinde uygulanacak.

Dünya arıcılığında toplam koloni sayısı ve toplam üretim alanlarında önemli bir paya sahip olan ülkemizin koloni başına düşen verimlilik oranının istenilen seviyelere yükseltilebilmesi için önemli bir proje daha hayata geçiriliyor. KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, Selçuk Üniversitesi ile birlikte yürütülen ve Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat'tan oluşan KOP Bölgesinin tamamında uygulanacak olan 'Coğrafi Bilgi Sistemleri Yardımıyla Uygun Arıcılık Yerlerinin Belirlenmesi Projesi'nin hali hazırda 4 kriter baz alınarak uygulanan Arıcılık Geo-Portallarından farklı olarak birbirinden önemli 14 farklı kriterin yer aldığı dünyanın en geniş kapsamlı Arıcılık Geo-Portalı olma özelliği taşıdığını belirtti.

"En Çok Kritere Sahip Dünyanın İlk Arıcılık Geo-Portal Sistemi Kurulacak"

Bölge arıcılarının, bilimsel olmayan ancak saha tecrübelerine dayanarak oluşturdukları arıcılık faaliyet bölgelerinin Coğrafi Bilgi Sistemleri ile birlikte harmanlanarak yeniden oluşturulduğunu ifade eden Başkan Bostancı, bu konunun KOP İdaresinin öncelikleri arasında yer aldığını söyledi. En uygun arıcılık alanlarının haritasının oluşturulmasını amaçlanan projenin önemine değinen Başkan Bostancı şunları söyledi:

"KOP Bölgesinin en önemli tarımsal faaliyetleri arasına yerini alan arıcılıkta, üretkenliğin ve verimliliğin artırmasını amaçlayan projede ileri teknolojik ürünler ve analizlerle birlikte bölgenin en uygun arıcılık faaliyet alanları haritasını oluşturuldu. Türk bilim insanlarımız tarafından sürdürülen projede; arıcıların yıllara dayanan saha tecrübeleri ile Coğrafi Bilgi Sistemi verilerinin harmanlanması sonucu oluşturulan yeni sistemde, verimlilik açısından son derece önemli olan 'İklim ve Bitki Örtüsü', 'Alan Eğimi', 'Yükseklik', 'Yön', 'Yağış', 'Su Kaynakları', 'Karayolları', 'Demiryolları', 'Elektrik İletim Hatları' ile 'Binalar ve Yerleşim Merkezlerine Olan Uzaklık' gibi kriterler baz alınarak hazırlanan arıcılık haritası dünya genelindeki nadir çalışmalar arasında yer almaktadır. Ülkemizde kırsal kalkınmaya destek vermesi düşünülen bu çalışmanın neticesinde ortaya çıkarılacak uygunluk haritası ile hem arıcıların uygun yerlere yerleştirilmesiyle verimlilik sağlanacak, hem de arıcılık için uygun yeni yerlerin keşfedilmesiyle bölgenin arıcılık potansiyeli ortaya konulacaktır. Elde edilen tüm veriler ve arıcılık uygunluk haritası, aricilik.kop.gov.tr adresi üzerinden kullanılabilecek. Bu vesileyle işbirliklerinden dolayı başta Selçuk Üniversitesi Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Şahin olmak üzere katkı sağlayan hocalarımıza teşekkür ediyor, projenin bölgemiz ve ülkemiz arıcılarına hayırlı olmasını diliyorum."

"600 Arıcılık Noktası ile Dijital Veriler Yüzde 85 Oranında Uyuştu"

Selçuk Üniversitesinden Öğretim Görevlileri Dr. Fatih Sarı ve Dr. Durmuş Ali Ceylan ile Prof. Dr. Ekrem Tuşat tarafından yürütülen proje hakkında bilgiler veren Dr. Fatih Sarı ise 4 yıllık kapsamlı bir çalışmanın sonucunda geliştirilen Arıcılık Geo-Portalı ile arıcıların kovanlarını en uygun yerlere yerleştirmesinin sağlanacağını ve doğru yer tercihi ile birlikte kovan başı verimlilik oranlarının arttırılmış olacağını ifade etti. KOP Bölgesini oluşturan 8 il, 82 ilçe ve 3 bin 217 yerleşim alanında en uygun arıcılık yapılacak bölgelerin belirlenmesi ve mümkün olduğunca şimdiye kadar kullanılmamış bakir bölgelerin ortaya çıkarılmasını amaçladıklarını kaydeden Dr. Sarı; "Akılcı sistemler ve interaktif sistemler kullanılarak hem mevcut arıcıların yerlerinin modifiye edilerek daha uygun yerlere çekilmesi, hem de gezginci arıcıların geldiğinde optimum ürün alabilecekleri yerlere getirilmek suretiyle kovan başında verimin artırılması hedeflenmektedir. Projemizde hem uydu görüntüleri hem yersel ölçme teknikleri kullanılarak çok sayıda veri toplandı. Meteorolojik, topografik ve çevresel tüm etmenler göz önüne alındı. Burada göz ardı edemeyeceğimiz bir konu yıllar boyunca arıcıların tecrübelerine dayanarak elde ettikleri bilgileri biz burada haritaya yansıttık. Gerçeğe en yakın uygunluk haritasını üretmeye çalıştık. Doğrulama çalışmaları devam ediyor. 600 arıcı noktası ile uygunluk değerlerimizi çakıştırdığımızda şu anda yüzde 85 oranında çakışma değeri sağladık ki bu beklediğimizin üzerinde bir gerçekleşme oranı oldu. Arıcıları olumsuz ve olumlu etkileyecek kriterler var. Mesela hiçbir çalışmada kullanılmamış olan binalar karayolları binalar demir yolları hatları ve elektromanyetik hatları devreye soktuk bu hatlar olumsuz etkiler yapmakta. Olumlu olarak ise ormanlık alanlar meralar en uygun yer olarak tespit edildi." şeklinde konuştu.
15 Nisan 2019 Pazartesi

Bozkır Kooperatiflerinden, İzmir Kooperatiflerine tarımsal inceleme

Detay:

Konya'nın Bozkır ilçe merkezi ve ilçeye bağlı mahallelerde faaliyet gösteren Tarımsal Kooperatifleri tarafından İzmir yöresine tarımsal inceleme gezisi gerçekleştirildi.

Konya Ovası Projesi (Kop) tarafından finanse edilen ve Bozkır İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından organize edilen tarımsal inceleme gezisiyle İzmir Yöresinde faaliyet gösteren büyük ölçekli Tarımsal Kooperatifler yerinde incelenerek Bozkır'da faaliyet gösteren kooperatiflerinin örnek model almasının amaçlandığını belirten İlçe Tarım Müdürü Salih Öncü yapmış olduğu açıklamada "İlçemizde Tarımsal Kalkınma anlamında faaliyet gösteren 9 adet Kooperatif bulunmaktadır, bu kooperatiflerin daha aktif ve etkin bir şekilde tek bir çatıda toplanabilmesi için kurumumuz bir çalışmaya imza attı.

Tabi farklı birden fazla kurumun tek bir çatıda birleşebilmesi için bu tarz girişimlere örnek olmuş kooperatiflerin örnek model olarak yerinde gösterilmesi gerekiyordu.  Bu kapsamda Kop desteğiyle Kooperatif Temsilcilerimizin, Kurum Teknik ekibinin ve Ziraat Odası temsilcisinin katıldığı bir heyetle İzmir bölgesindeki kooperatifler ziyaret edildi.

Proje kapsamında Tire Süt Kooperatifi, Bademler Kooperatifi, Kızılyaka Kooperatifi ve İğdeli Kooperatifinde ziyaretler gerçekleştirildi. Ziyaretler sırasında Kooperatiflerin yaşam döngüsü ve üretim çalışmaları hakkında tam detaylı bilgiler alındı.

Umuyoruz ki Bozkır Kaymakamlığı öncülüğünde ileri ki günlerde Kooperatiflerimiz tek bir çatıda toplanarak etkin bir üretim ve bölgesel kalkınmanın lokomotifi olacaktır" dedi.

 

 
10 Nisan 2019 Çarşamba

Büyükşehir’den Çiftçiye Fidan ve Fide Desteği

Detay:

Konya Büyükşehir Belediyesi, kırsal bölgelerde üretimi artırmak ve çiftçinin kalkınmasına katkı sağlamak amacıyla fide ve fidan desteğine aralıksız olarak devam ediyor. 2019 yılı desteklemeleri kapsamında Konya çiftçisine 75 bin fidan dağıtımını tamamlayan Büyükşehir, çiftçilere Nisan ve Mayıs aylarında 10 milyonun üzerinde çilek fidesi de dağıtacak.

Konya Büyükşehir Belediyesi'nin çiftçiye ve üreticiye yönelik fide ve fidan desteği sürüyor.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 2014 yılından itibaren uygulamaya başlanan Yeni Büyükşehir Yasası ile birlikte özellikle kırsal bölgelerde üretimi artırmak ve çiftçinin kalkınmasına katkı sağlamak maksadıyla önemli yatırımların yanı sıra fide ve fidan desteğine de büyük önem verdiklerini söyledi.

Bu kapsamda, önceden alınan başvurular üzerine 2019 desteklemeleri kapsamında Konya genelindeki 237 mahalleye yaklaşık 75 bin adet fidan dağıtımı gerçekleştirildiğini ifade eden Başkan Altay, dağıtılan fidanlar arasında; asma, elma, kiraz, vişne, ahududu ve böğürtlen gibi çeşitlerin olduğunu belirtti.

Başkan Altay, Konya çiftçisine Nisan ve Mayıs aylarında 10 milyon 400 bin adet çilek fidesi dağıtacaklarını ifade etti.

Ayrıca, Akşehir Cezaevi'ne ve Selçuk Üniversitesi Çumra Meslek Yüksekokulu'na çeşitli miktarlarda elma, kiraz ve vişne fidanı verildiğini de kaydeden Başkan Altay, Büyükşehir Belediyesi olarak çiftçiye ve üreticiye desteklerinin her zaman süreceğini sözlerine ekledi.

 
9 Nisan 2019 Salı

Vali Toprak ve Kop Müdürü Çınar Bozkır Barajında incelemelerde bulundu.

Detay:

Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak ve Kop Bölge Müdürümü Birol Çınar, KOP gezisi kapsamında Bozkır Barajı'nda incelemelerde bulundu.

Proje tamamlandığında temelden 116 metre yüksekliğe sahip olacak Bozkır Barajında depolanan sular Bağbaşı Barajına aktarılarak Mavi Tünel vasıtasıyla Konya'ya ulaşacak

Vali Toprak ve Kop Müdürü Çınar Bozkır Barajında incelemelerde bulundu.

Detay:

Konya Valisi Cüneyit Orhan Toprak ve Kop Bölge Müdürümü Birol Çınar, KOP gezisi kapsamında Bozkır Barajı'nda incelemelerde bulundu.

Proje tamamlandığında temelden 116 metre yüksekliğe sahip olacak Bozkır Barajında depolanan sular Bağbaşı Barajına aktarılarak Mavi Tünel vasıtasıyla Konya'ya ulaşacak. 
5 Nisan 2019 Cuma

Üretici market fiyatlarında Mart ayı

Detay:

-Üretici market fiyatlarında Mart ayı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Mart ayında markette 18, üreticide 10 üründe fiyat artışı, markette 17, üreticide 10 üründe fiyat düşüşü görüldü. Markette 6, üreticide ise 13 üründe fiyat değişmedi"

-"Fiyatı en fazla artan ürün markette ve üreticide sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette yeşil soğan, üreticide salatalık oldu"

-"Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkı kuru incirde yüzde 299,78'i, kuru kayısıda yüzde 288'i, lahanada yüzde 281,17'yi buldu"

-"Üreticiden markete fiyat, kuru incir 15 liradan 59 lira 97 kuruşa, kuru kayısı 10 liradan 38 lira 80 kuruşa, lahana 1 lira 9 kuruştan 4 lira 16 kuruşa çıktı"

-"Sivri biberde dönemsel olarak hasat edilen ürün miktarının azalması fiyat artışında etkili olurken, domateste artan talep fiyatlara yansıdı"

-"Arzın depolardan sağlandığı havuçta ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandı. Aynı şekilde portakalda hasadın sonuna gelinmesi ve arzın depolardan sağlanması fiyatları artırdı"

-"Patateste depolardaki ürünün azalmaya başlaması, kuru soğanda ise depodaki ürünün bitme noktasına gelmesi fiyat artışında etkili oldu. Pırasada hasat edilen ürün miktarındaki azalma, fındık ve kuru üzümde ise arzdaki daralma fiyatları yükseltti"

-"Salatalık, yeşil soğan, kabak, maydanoz, patlıcan, ıspanak gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarının artışıyla birlikte fiyatlar geriledi"

-"Tanzim satış noktalarında sivri biber 6 liraya, domates, kabak ve elma 3 liraya, patates ve kuru soğan 2 liraya, patlıcan 4 lira 50 kuruşa, salatalık 4 liraya, nohut 5 lira 50 kuruşa, yeşil mercimeğin ise 4 lira 50 kuruşa satılıyor"

Ankara – 01.04.2019 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Mart ayında markette 18, üreticide 10 üründe fiyat artışı, markette 17, üreticide 10 üründe fiyat düşüşü görüldüğünü, markette 6, üreticide ise 13 üründe fiyatın değişmediğini bildirdi.

Bayraktar, Mart ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette ve üreticide sivri biber, fiyatı en fazla düşen ürünün ise markette yeşil soğan, üreticide salatalık olduğunu belirtti.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak üreticiden tüketiciye halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirmeye devam ettiklerini vurguladı.

-Market fiyatlarındaki değişim-

Mart ayında markette kırmızı mercimek, yeşil mercimek, zeytinyağı, süt, ayçiçeği yağı ve toz şeker fiyatında bir değişim meydana gelmezken, markette fiyat düşüşünün en fazla yüzde 38,10 ile yeşil soğanda görüldüğünü bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Yeşil soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 25,64 ile patlıcan, yüzde 18,93 ile ıspanak, yüzde 18,68 ile kabak, yüzde 13,07 maydanoz, yüzde 11,67 ile salatalık, yüzde 10,26 ile kuru soğan izledi.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 67,73 ile sivri biberde yaşandı. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 15,32 ile pırasa, yüzde 12,77 ile domates, yüzde 11,32 ile patates, yüzde 11,01 ile portakal, yüzde 10,78 ile kuru incir, yüzde 10,59 ile lahana, yüzde 10,07 ile Antep fıstığı takip etti."

-Üretici fiyatlarındaki değişim-

Mart ayında üreticide karnabahar, marul, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı ve zeytinyağı fiyatında bir değişim olmazken, yüzde 43,47 azalmayla fiyatı en fazla düşen ürünün salatalık olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 33,33 ile yeşil soğan, yüzde 28,26 ile kabak, yüzde 22 ile maydanoz, yüzde 21,05 ile patlıcan, yüzde 18,52 ile ıspanak, yüzde 11,08 ile yumurta izledi.

 Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 50,23 ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 46,31 ile domates, yüzde 42,86 ile havuç ve portakal, yüzde, 13,43 ile patates, yüzde 10,58 ile kuru soğan takip etti."

-Üretici-market fiyat farkı-

Mart ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 299,78 ile kuru incirde yaşandığına dikkati çeken Bayraktar, fiyat farkının kuru kayısıda yüzde 288'i, lahanada yüzde 281,17'yi, sütte 269,54'ü, kırmızı mercimekte 255,45'i, yeşil mercimekte yüzde 251,81'i, nohutta yüzde 237,53'ü bulduğunu bildirdi.

Kuru incirin 4 kat, kuru kayısının 3,9 kat, lahananın 3,8 kat, sütün 3,7 kat, kırmızı mercimeğin 3,6 kat, yeşil mercimeğin 3,5 kat, nohudun 3,4 kat fazlaya tüketiciye satıldığını vurgulayan Bayraktar, "üreticiden markete fiyat, kuru incir 15 liradan 59 lira 97 kuruşa, kuru kayısı 10 liradan 38 lira 80 kuruşa, lahana 1 lira 9 kuruştan 4 lira 16 kuruşa, süt 1 lira 51 kuruştan 5 lira 58 kuruşa, kırmızı mercimek 2 lira 11 kuruştan 7 lira 50 kuruşa, yeşil mercimek 2 lira 40 kuruştan 8 lira 44 kuruşa, nohut ise 3 lira 16 kuruştan 10 lira 67 kuruşa çıkmaktadır" dedi.

 -Fiyat değişimlerinin nedenleri-

Bayraktar, fiyat değişimlerinin nedenleri konusunda da şu bilgileri verdi:

"Üretici fiyatlarından en fazla fiyat artışının görüldüğü sivri biberde dönemsel olarak hasat edilen ürün miktarının azalması fiyat artışında etkili olurken, domateste artan talep fiyatlara yansıdı. Arzın depolardan sağlandığı havuçta ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandı. Aynı şekilde portakalda hasadın sonuna gelinmesi ve arzın depolardan sağlanması fiyatları artırdı. Benzer durum patates ve kuru soğanda görüldü. Patateste depolardaki ürünün azalmaya başlaması, kuru soğanda ise depodaki ürünün bitme noktasına gelmesi fiyat artışında etkili oldu. Pırasada hasat edilen ürün miktarındaki azalma, fındık ve kuru üzümde ise arzdaki daralma fiyatları yükseltti 

Salatalık, yeşil soğan, kabak, maydanoz, patlıcan, ıspanak gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarının artışıyla birlikte fiyatlar geriledi."

-Tanzim satış fiyatları-

Tanzim satış noktalarında satılan ürünler hakkında da bilgi veren Bayraktar, tanzim satış noktalarında sivri biberin 6 liraya, domates, kabak ve elmanın 3 liraya, patates ve kuru soğanın 2 liraya, patlıcanın 4 lira 50 kuruşa, salatalığın 4 liraya, nohutun 5 lira 50 kuruşa, yeşil mercimeğin ise 4 lira 50 kuruşa satıldığını belirtti.

Bayraktar, Mart ayının sonunda marketlerde de tanzim satışların başladığını, marketlerde şimdilik domates, salatalık, sivri biber ve patlıcanın tanzim satışının olduğunu hatırlattı.