29 Ağustos 2014 Cuma

30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun

Detay:


Ülke olarak hep birlikte ve birlik beraberlik içerisinde 30 Ağustos Zafer Bayramının 92. yıl dönümünü büyük bir gurur ve heyecanla kutluyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramı İçerdiği anlam bakımından milletimizin tarihindeki eşsiz günlerden biridir, sadece askeri bir başarının değil, milletimizin topyekun vermiş olduğu kurtuluş mücadelesinin de yıl dönümüdür.


Birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun timsali olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 92. yılını tebrik ediyor; bu vesileyle başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.



___________________________________________________________________
Yakup Çetin - www.yakupcetin.com - iletisim@yakupcetin.com - 0 544 343 86 28 

            
27 Ağustos 2014 Çarşamba

Tarımda kayıtlı çalışan yok gibi…

Detay:


​-Tarımda kayıtlı çalışan yok gibi…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarımda çalışan 20 kadından 19'u, 20 erkekten

15'i kayıt dışı çalışıyor"

-"Kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde yüzde 73,6'ya, kadınlarda yüzde 97'ye kadar çıkıyor"

-"Kadınların çok büyük bölümü ücretsiz aile işçisi konumunda. 2 milyon 760 bin kadın çalışandan sadece 3 bini işveren, yüzde 81,7'si, 2 milyon 255 bini ücretsiz aile işçisi"

-"Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadın sayısı 227 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 274 binde kalıyor"

-"Bu sorunun çözülmesi, kayıtlı istihdamın zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine  yaklaştırılması gerekir"

-"İşsizlik, enflasyon ve yoksulluk, kayıt dışı istihdama neden olan en temel sorunlardan bir kaçı"

-"Çiftçimizin SGK priminin bir kısmının, kadın çiftçilerimizin SGK primlerinin yüzde 60'ının devlet tarafından karşılanması gerekiyor"

-"Kadın çiftçilerimiz de diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanmasından yararlanabilmeli. Çiftçilerimizin malulen emekli olabilmeleri için istenen prim gün sayısı, 

diğer sigortalılarla eşit olmalı"

-"Tarımsal işletmelerde çalışan işçilerde, işveren priminin yüzde 50'si devlet  tarafından karşılanmalı"

 

Ankara – 24.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, kayıt dışı istihdamın tarımın en önemli sorunlarından biri olduğunu bildirerek, "tarımda kayıtlı çalışan yok gibi. Tarımda çalışan 20 kadından 19'u, 20 erkekten 15'i kayıt dışı çalışıyor" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Mayıs ayı verilerine göre, tarımda istihdam edilen 5 milyon 820 bin kişiden yüzde 83,1'i olan 4 milyon 838 bininin kayıt dışı çalıştığını, kayıt dışı çalışma oranının erkeklerde yüzde 73,5'de kalırken, kadınlarda yüzde 93,8'yi bulduğunu belirtti. 2014 Mayıs ayında tarımda çalışan 3 milyon 60 bin erkekten 2 milyon 248 bininin, 2 milyon 760 bin kadından 2 milyon 590 bininin kayıt dışı istihdam edildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Tarımda çalışan 5 milyon 820 bin kişiden sadece 982 bini kayıtlı. 2 milyon 760 bin kadından sadece 170 bini, 3 milyon 60 bin erkekten 812 bini kayıtlı durumda. Bu durum kabul edilemez.

Mayıs ayı itibarıyla son bir yılda, aylar itibarıyla değişmekle birlikte erkeklerde kayıt dışı istihdam yüzde 69,5 ile yüzde 73,6, kadınlarda yüzde 92,9 ile yüzde 97, toplamda yüzde 80 ile yüzde 84,3 arasında değişti. Bir diğer ifadeyle toplamda kayıt dışı istihdam yüzde 80'in altına inmedi. Kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde 2013 Temmuz ayında yüzde 73,6'ya, kadınlarda 2013 Eylül ayında yüzde 97'ye kadar çıktı.

2014 Mayıs ayında tarımda istihdam edilenlerin 54 binini işverenler, 603 binini ücretli veya yevmiyeli çalışanlar, 2 milyon 248 binini kendi hesabına çalışanlar, 2 milyon 915 binini ise ücretsiz aile işçileri oluşturdu. Tarımda istihdam edilen 54 bin işverenin 29 bini, 603 bin ücretli veya yevmiyeli çalışanın 508 bini, 2 milyon 248 bin kendi hesabına çalışanın 1 milyon 622 bini, 2 milyon 915 bin ücretsiz aile işçisinin ise 2 milyon 678 bini kayıt dışı istihdam ediliyor. Erkeklerin 51 bini işveren, 376 bini ücretli veya yevmiyeli çalışan, 1 milyon 974 bini kendi hesabına çalışan, 660 bini ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunuyor. Kadınların çok büyük bölümü ücretsiz aile işçisi konumunda. 2 milyon 760 bin kadın çalışandan sadece 3 bini işveren, yüzde 81,7'si, 2 milyon 255 bini ücretsiz aile işçisi. Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadın sayısı 227 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 274 binde kalıyor."

 

-Çözüm, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlarla sağlanabilir-

 

Kayıt dışı istihdamın, ülkelerin mevcut sosyo-ekonomik yapılarıyla ilgili olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu sorunun çözülmesi, kayıtlı istihdamın zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaştırılması gerekir. Çözüm, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlarla sağlanabilir.

Çözümün bir ayağı olarak istihdama ilişkin mali yüklerin azaltılması ve bürokratik işlemlerin azaltılması gerekir. Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmalarında uygulanması gereken bir diğer önemli strateji, kurallara uyma konusunda isteksizlikleri gidermek ve kayıt dışı istihdam eden işletmeleri kayıtlı sisteme zorlamaktır.

Kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında taraflar arasında sosyal diyalog da önemlidir. İş gücünün mesleki eğitimi sağlanmalıdır. Bunun için beceri kazandırma, mesleki rehberlik, kariyer danışmanlığı, iş kurmaya destek sağlama ve mesleki rehabilitasyon önemlidir.

Kayıt dışı istihdamın önlenmesi ve azaltılabilmesi için sigortasız çalışmanın olumsuzlukları konusunda halkın ve kayıt dışı çalışanların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi de gerekir."

İşsizlik, enflasyon ve yoksulluğun, kayıt dışı istihdama neden olan en temel sorunlardan bir kaçı olduğuna da dikkati çeken Bayraktar, "yoksulluk, işsizlik ve enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, kayıt dışı istihdam da yüksektir. Günümüzde sosyal güvenlik sisteminin iyi yönetildiği gelişmiş ülkelerde bile sosyal güvenlik sistemlerinde daha iyi hizmet vermek amacıyla değişikliklere gidilmektedir. Devletin verdiği hizmetlerden memnuniyetin yüksek olması da çalışanların kayıtlı olmalarını olumlu yönde etkiliyor" dedi.

 

-TZOB'un çalışmaları ve yapılması gerekenler-

 

TZOB olarak sosyal güvenlikte kayıt dışılığı azaltmaya gayret gösterdiklerini,  konuyla ilgili olarak bakanlıklarla protokol imzalayarak mesleki eğitimler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu yıl tarımsal faaliyetlerin ve tarımda kayıt dışılığın yoğun olduğu tespit edilen en az 6 ilde Sosyal Güvenlik Kurumu ve Ziraat Odalarımız işbirliğiyle kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine ilişkin bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimleri düzenleyeceğiz.

TZOB olarak tarım kesiminde sosyal güvenlik konusunda bilgilendirilme çalışmaları yapıyoruz. Kadın çiftçilere yönelik çalışmalar yürüttük. Özellikle 2003'ten önceki dönemde kadın çiftçiler, aile reisi olmadıkları için sosyal güvenlik kapsamına alınmıyordu. Girişimlerimiz neticesinde, kadın çiftçilerin yaşadığı bu sorun yasal değişiklikle ortadan kaldırdı. Geriye dönük borçlandırmalarının yapılmasını sağladı.           Çiftçimizin SGK priminin bir kısmının, kadın çiftçilerimizin SGK primlerinin yüzde 60'ının devlet tarafından karşılanması gerekiyor. Kadın çiftçilerimiz de diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanmasından yararlanabilmeli. Çiftçilerimizin malulen emekli olabilmeleri için istenen prim gün sayısı, diğer sigortalılarla eşit olmalı. Tarımsal işletmelerde çalışan 
işçilerde, işveren priminin yüzde 50'si devlet tarafından karşılanmalı. Bunları yaparsak tarım sektörünün kayıt dışılığını azaltırız.

ÇKS kaydında son gün Cuma…

Detay:


​-ÇKS kaydında son gün Cuma…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Çiftçilerimizin, mağduriyet yaşamamaları için

2014 ÇKS kayıtlarını Cuma günü mesai saati bitimine kalmadan yaptırmalarında fayda var"

-"2015 ÇKS kayıtları da 1 Eylül'de başlayacak, 31 Aralık 2014'de sona erecek"

 

Ankara – 27.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçi kayıt sisteminde (ÇKS) bu yıl hem 2014 hem de 2015 yılı kayıtlarının yapılacağını bildirerek, "2014 ÇKS kaydında son gün Cuma. Çiftçilerimizin, mağduriyet yaşamamaları için 2014 ÇKS kayıtlarını Cuma günü mesai saati bitimine kalmadan yaptırmalarında fayda var" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, TZOB'un yazılı girişimleriyle, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 30 Haziran 2014 tarihinde sona eren ÇKS  başvurularıyla ilgili süreyi, 29 Ağustos 2014 tarihine uzattığını hatırlattı. Yoğunluk yaşanma ihtimali göz önünde bulundurularak çiftçilerin bir an önce ÇKS kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, üreticileri bu yıla mahsus iki ÇKS başvurusu yapılacağı konusunda da uyardı. Yeni ÇKS yönetmeliğine göre, üreticilerin bu yıl  hem 2014, hem de 2015 yılı ÇKS başvurularını yaptırmaları gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

"Her iki başvuru da süre uzatımı nedeniyle tarih olarak neredeyse birbirleriyle  çakışıyor. Üreticilerimizin her iki başvuruyu birbiriyle karıştırmamaları gerekiyor. Çiftçilerimiz 29 Ağustos 2014 Cuma günü mesai saati bitimine kadar 2014 yılı ÇKS başvurularını yaptıracaklar. Üreticilerimiz olası sıkışıklıkları düşünerek son günü beklenmeden tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir an önce başvurusunu yapmalı. 
2015 yılı ÇKS kayıtları ise 1 Eylül'de başlayacak, 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek."

Bayraktar, tarımsal desteklerden yararlanabilmek için ÇKS başvurularının yapılması zorunluluğu bulunduğunu, bu nedenle ÇKS kayıtlarının ihmal edilmemesinin büyük önem taşıdığını bildirdi.

24 Ağustos 2014 Pazar

Ayçiçeği fiyatı buğdayın 2 katından az olmamalı…

Detay:

​-Ayçiçeği fiyatı buğdayın 2 katından az olmamalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Net ithalatçı olduğumuz ayçiçeğinde üreticilerimizin emeklerinin karşılığını almaları, iyi bir sezon geçirmeleri ve üretimi artırma gayretlerinin desteklenmesi için ayçiçeği buğday paritesinin 2'nin altına düşmemesi gerekiyor"
-"Ayçiçeğinden elde edilen küspe içerdiği yüzde 30-40 oranındaki proteinle değerli bir yem olarak hayvan beslemesinde kullanılmaktadır"
-"Ayçiçeği gibi bitkisel yağ açığımızı kapatacak ürünlere önem vermeliyiz"
-"2004-2013 döneminde yüzde 69,2 artan üretim miktarına rağmen, 2013 yılında yağlı tohum, bitkisel yağ ve küspe ithalatı için 3,6 milyar dolar döviz ödedik"
-"Üretimi çok daha fazla artırmamız gerekiyor"
-"Geçen yıl fiyat düşüklüğünden hayal kırıklığı yaşayan çiftçimiz, bu yıl umutla bin bir emekle ürettikleri ürünün fiyatına odaklanmıştır"
-"Beklentimiz artan üretimin çiftçilerimizin gelirlerine de yansımasıdır"

Ankara – 23.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, halkın bitkisel yağ tüketiminde yüzde 84,3 oranında ayçiçeği kullandığını, üretilen ayçiçeğinin tüketimi karşılamadığını bildirerek, "Net ithalatçı olduğumuz ayçiçeğinde üreticilerimizin emeklerinin karşılığını almaları, iyi bir sezon geçirmeleri ve üretimi artırma gayretlerinin desteklenmesi için ayçiçeği buğday paritesinin 2'nin altına düşmemesi gerekiyor" dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, ayçiçeği hasadının Çukurova'nın ardından Trakya'da da başladığını belirtti. Tohumları yüzde 40-45 oranında yağ içeren ayçiçeğinin, halkın en fazla tercih ettiği bitkisel yağ çeşidi olduğunu bildiren Bayraktar, tüketicilerin bitkisel yağ tüketimlerinin yüzde 84,3'ünü ayçiçeği yağından karşıladığını, bundan dolayı üretimin artırılması gerektiğini vurguladı.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
"Ayçiçeğinden elde edilen küspe içerdiği yüzde 30-40 oranındaki proteinle değerli bir yem olarak hayvan beslemesinde kullanılıyor. Bunun yanı sıra sabun ve boya sanayinde değerlendiriliyor. Sapları da yakacak olarak kullanılıyor. Ayrıca Trakya bölgesinde ekim nöbetinde temel bitki oluşu (buğday-ayçiçeği) ayçiçeğini daha da önemli kılmaktadır. Ayçiçeği gibi bitkisel yağ açığımızı kapatacak gibi ürünlere önem vermeliyiz.
Hasadın başlamasıyla birlikte ayçiçeğinde sezon açıldı. Üreticilerimiz, bin bir emekle ürettikleri ürünün fiyatına odaklandı. 2012-2013 sezonunda 1 lira 50 kuruş olan ayçiçeği alım fiyatı, 2013-2014 sezonunda 80 kuruş-1 lira arasına kadar geriledi. Net ithalatçı olduğumuz ayçiçeğinde üreticilerimizin emeklerinin karşılığını almaları, iyi bir sezon geçirmeleri ve üretimi artırma gayretlerinin desteklenmesi için ayçiçeği buğday paritesinin 2'nin altına düşmemesi gerekiyor. Ayçiçeği fiyatı buğdayın 2 katından az olmamalıdır." 

-Ekim alanları ve verim arttı-

Son yıllarda Türkiye'de ayçiçeği ekim alanları ve verim miktarının artış gösterdiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"2004-2013 yılları arasında ayçiçeği ekim alanları yüzde 10,9 oranında artmıştır. Bu yıllar arasında yüzde 52,4 olarak gerçekleşen verim artışı üretim miktarlarının artmasında daha etkili oldu. 2004 yılında 900 bin ton olan ayçiçeği üretimi, 2013 yılına kadar yüzde 69,2 oranında artarak 1 milyon 523 bin tona yükseldi. Üretimin 143 bin tonunu çerezlik, 1 milyon 380 bin tonunu yağlık ayçiçeği oluşturmaktadır.
2004-2013 döneminde yüzde 69,2 artan üretim miktarına rağmen, 2013 yılında yağlı tohum, bitkisel yağ ve küspe ithalatı için 3,6 milyar dolar döviz ödedik. Bunu dikkate aldığımızda üretimi çok daha fazla artırmamız gerekiyor. Kesin olmamakla birlikte birinci tahmin verilerine göre, 2014 yılında 1 milyon 662 bin 903 ton ayçiçeği üretimi bekleniyor. Beklentimiz artan üretimin çiftçilerimizin gelirlerine de yansımasıdır."

Kimse zammına gerekçe aramasın

Detay:

​-Kimse zammına gerekçe aramasın 

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı'nın açıklamaları, talihsiz ve hedefi şaşırtmayı amaçlayan bir açıklama. Kınıyoruz. Doğru bilgilere dayanmıyor" 
-"Tarımda üretici fiyatları, Haziran ayında yüzde 0,18, Temmuz ayında yüzde 0,73 geriledi" 
-"Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56'yı bulurken, tarım ve avcılıkta yüzde 5,97'de kaldı" 
-"Kimse zammına gerekçe aramasın. Rakamlar ortada" 
-"Çiftçimiz, bırakın stok yapmayı, daha tarladayken ürününü elden çıkarıyor" 
-"Çiftçi, köylü, üretici üretemezse kimin efendi olduğu görülür" 
-"19 milyon ton buğday hasat edilmiş ve bunun 13 milyon tonu piyasada işlem görmüş. Üretici hasat ettiği ürünün 13 milyon tonunu sanayiciye ve tüccara satmış. Çiftçi elinde buğday tutmamış" 
-"Çiftçinin, köylünün, üreticinin stokçuluk yaptığını kimse iddia edemez" 

Ankara – 21.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, enflasyonda çiftçinin sorumlu olmadığının gün gibi ortada olduğunu, buna rağmen enflasyonda çiftçiyi suçlamak için bazı kesimlerin adeta birbiriyle yarıştığını bildirdi. 
Bayraktar, "Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz'un açıklamaları, talihsiz ve hedefi şaşırtmayı amaçlayan bir açıklama. Kınıyoruz. Doğru bilgilere dayanmıyor" dedi. 
Tarımda üretici fiyatlarının, Haziran'ın ardından Temmuz ayında da gerilediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: 
"Tarımda üretici fiyatları, Haziran ayında yüzde 0,18, Temmuz ayında yüzde 0,73 geriledi. Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56'yı bulurken, tarım ve avcılıkta 5,97, ormancılık ve balıkçılık da dahil tarımın genelinde yüzde 6,32'de kaldı. Kimse zammına gerekçe aramasın. Rakamlar ortada. 
Enflasyonun sorumlusunun çiftçi olmadığı açık. Çiftçimiz, ürettiği ürünü Haziran'da da Temmuz'da da daha düşük fiyata satmak zorunda kaldı. Çiftçimiz, sürekli genel enflasyonun altında fiyat artışlarıyla üretimi sürdürmekte zorlanıyor. 
Çiftçi ve köylü olarak milletin efendisi olmaktan vazgeçtik. Sırtımıza daha fazla yük bindirilmesin yeter." 
Çiftçinin, bırakın stok yapmayı, borçlarını ödemek için daha tarladayken ürününü elden çıkardığını vurgulayan Bayraktar, "Çiftçi, köylü, üretici üretemezse kimin efendi olduğu görülür" dedi. 

-Ekmek zammı için buğday fiyatlarını bahane etmek kesinlikle yanlış- 

Buğdayda yüzde 30 fiyat artışı olduğu, fiyat artışının yüzde 50'yi bulabileceği iddialarının doğru olmadığını, ekmeklik buğday fiyatında, 2014 yılı hasat başlangıcından bu güne kadar yüzde 1,9 düşüş olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: 
"Ekmeklik buğdayda ton başına hasat başlangıcında 844 lira olan Türkiye ortalama fiyatı, 828 liraya indi. Son bir yılda buğday fiyatı yüzde 19,8, son 6 ayda yüzde 3 arttı. Buna karşın ekmek fiyatları son bir yılda yüzde 15,7 artarak kilogramda 2 lira 80 kuruştan 3 lira 24 kuruşa çıktı. Buğdayın ekmek maliyeti içindeki payı yüzde 21 dolaylarında. Buğday fiyatlarındaki artış da ekmek fiyatlarına yansımıştır. Yeni bir artışa gerek yoktur. Görüldüğü gibi yapılması istenen ekmek zammı için, buğday fiyatlarını bahane etmek kesinlikle yanlış. 
Çiftçinin piyasaya ürün vermediği ve stokçuluk yaptığı iddiaları da kesinlikle doğru değil. Buğday hasadı tamamlanmak üzere. 19 milyon ton buğday hasat edilmiş ve bunun 13 milyon tonu piyasada işlem görmüş. Üretici hasat ettiği ürünün 13 milyon tonunu sanayiciye ve tüccara satmış. Çiftçi elinde buğday tutmamış. Hasadın başladığı günden bugüne kadar ülkemizin ihtiyacının 4 milyon ton civarında olduğu düşünülürse, piyasa ihtiyacından çok daha fazla buğday, üretici tarafından piyasaya arz edilmiş. Burada stokçuluk nerede? Çiftçinin, köylünün, üreticinin stokçuluk yaptığını kimse iddia edemez." 
Bayraktar, fındıkta rekolte düşüklüğü nedeniyle fiyatların arttığını, TZOB'un rekoltenin yaşanan don nedeniyle önemli oranda düşeceğini ve 371 bin 185 tonda kalacağı konusundaki rekolte tahminini daha önce duyurduğunu bildirdi. 
20 Ağustos 2014 Çarşamba

Traktör sayısında ilk 34 değişmedi

Detay:


​-Traktör sayısında ilk 34 değişmedi

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:"Türkiye'deki traktör sayısı Haziran ayı itibarıyla 1 milyon 591 bin 423 adede ulaştı"

-"Traktör sayısında iller arasında Manisa 76 bin 838 adetle birinci, Konya 75 bin 93 adetle ikinci sırada"

-"Manisa ve Konya'yı 56 bin 61 adetle Balıkesir, 55 bin 295 adetle İzmir, 55 bin 248 adetle Bursa, 47 bin 278 adetle Ankara, 46 bin 635 adetle Samsun, 46 bin 245 adetle Adana, 42 bin 642 adetle Denizli, 41 bin 534 adetle Antalya izledi"

-"Türkiye'deki traktörlerin yüzde 4,83'ü Manisa'da, yüzde 4,72'si Konya'da bulunuyor. Manisa ve Konya'yı yüzde 3,52 payla Balıkesir, yüzde 3,47 payla İzmir ve Bursa izliyor"

-"İller arasındaki sıralamaya bakıldığında, ilk 34 ilin sırası, 2014 yılı Haziran ayında değişmedi. 35'nci sıraya Bolu'yu geçen Nevşehir'in çıktı. 57'nci sıraya da Kırıkkale'yi geride bırakan Ardahan'ın yükseldi"

 

Ankara – 20.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Haziran ayı itibarıyla Türkiye'de 1 milyon 591 bin 423 adet traktör bulunduğunu bildirerek, "traktör sayısında Manisa başta geliyor. Bu ili Konya ve Balıkesir izliyor. 2014 Haziran ayında traktör sayısında ilk 34 ilin sırası değişmedi" dedi.

Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 1 milyon 517 bin 534 olan traktör sayısı, 2013 Ekim ayında 1 milyon 553 bin 291 adetle 1 milyon 550 sınırı aşmış, 2013 Aralık ayında 1 milyon 565 bin 871'e, 2014 Ocak ayında 1 milyon 568 bin 817'ye çıkmıştı.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Haziran ayında traktör sayısında iller arasında birinciliği Manisa'nın 76 bin 838 adetle aldığını, bu ili 75 bin 93 traktör sayısıyla Konya'nın takip ettiğini belirtti.

Türkiye'deki traktörlerin yüzde 10'a yakınının Manisa ve Konya'da bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Haziran ayı itibarıyla traktör sayısında, Manisa ve Konya'yı 56 bin 61 adetle Balıkesir, 55 bin 295 adetle İzmir, 55 bin 248 adetle Bursa, 47 bin 278 adetle Ankara, 46 bin 635 adetle Samsun, 46 bin 245 adetle Adana, 42 bin 642 adetle Denizli, 41 bin 534 adetle Antalya izledi.

Aydın'da 38 bin 443, Tokat'ta 37 bin 384, Ayfonkarahisar'da 36 bin 663, Çorum'da 35 bin 907, Şanlıurfa'da 32 bin 233, Sakarya'da 31 bin 973, Mersin'de 30 bin 124 traktör var. Kütahya'da 29 bin 941, Edirne'de 29 bin 97, Çanakkale'de 28 bin 966, Yozgat'ta 28 bin 408, Tekirdağ'da 27 bin 364, Sivas'ta 27 bin 310, Muğla'da 26 bin 764, Gaziantep'te 26 bin 100 ve Kastamonu'da 25 bin 647 traktör var. Traktör sayısı, Kayseri'de 24 bin 637, İstanbul'da 21 bin 684, Diyarbakır'da 20 bin 834 ve Eskişehir'de 20 bin 172 traktör bulunuyor.

Malatya, Hatay, Burdur, Isparta, Nevşehir, Bolu, Kırklareli, Amasya, Kahramanmaraş, Kars, Uşak, Aksaray, Erzurum'da 15 bin ile 20 bin arasında, Kocaeli, Niğde, Osmaniye, Adıyaman, Çankırı'da 10 bin ile 15 bin arasında, Karaman, Kırşehir, Bilecik, Muş, Düzce, Mardin, Zonguldak, Elazığ, Kırıkkale, Ardahan, Sinop, Van, Ağrı, Erzincan, Karabük ve Batman'da 5 bin ile 10 bin arasında, Kilis, Bartın, Iğdır, Gümüşhane, Bitlis, Giresun, Bayburt, Yalova, Siirt, Ordu, Şırnak, Tunceli ve Artvin'de 1000 ile 5 bin arasında traktöre sahip…

Traktör sayısı, Bingöl'de 973'e, Hakkari'de 761'e, Trabzon'da 183'e, Rize'de ise 41'e kadar iniyor."

Bayraktar, iller arasındaki sıralamaya bakıldığında, ilk 34 ilin sırasının 2014 yılı Haziran ayında değişmediğini, 35'nci sıraya Bolu'yu geçen Nevşehir'in çıktığını, 57'nci sıraya da Kırıkkale'yi geride bırakan Ardahan'ın yükseldiğini bildirdi. Mayıs 2014'de 18 bin 803 traktör bulunan Bolu'da, sayının 32 artışla Haziran ayında 18 bin 835'e çıktığını, buna karşın Nevşehir'de 18 bin 781 olan traktör sayısının bir ayda 68 adet artışla 18 bin 849 adede ulaştığını belirten Bayraktar, "Haziran ayında Kırıkkale'de traktör sayısı 15 artışla 8 bin 227 adetten 8 bin 242'ye yükselirken, Ardahan'da 86 artışla 8 bin 190'dan 8 bin 276'ya çıktı ve Ardahan sıralamada Kırıkkale'yi geçti" dedi.

 

-İllerin payı-

 

Türkiye'deki traktörlerin yüzde 4,83'ünün Manisa'da, yüzde 4,72'inin Konya'da bulunduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Manisa ve Konya'yı yüzde 3,52 payla Balıkesir, yüzde 3,47 payla İzmir ve Bursa izliyor. Ankara'nın yüzde 2,97, Samsun'un yüzde 2,93, Adana'nın yüzde 2,91, Denizli'nin yüzde 2,68, Antalya'nın yüzde 2,61, Aydın'ın yüzde 2,42, Tokat'ın yüzde 2,35, Afyonkarahisar'ın yüzde 2,30, Çorum'un yüzde 2,26, Şanlıurfa'nın yüzde 2,03, Sakarya'nın yüzde 2,01 payı var. 26 ilin payı yüzde 1 ile yüzde 2 arasında değişiyor. 39 ilin payı ise yüzde 1'in altında. Bu oran Tunceli'de yüzde 0,08, Artvin'de yüzde 0,07, Bingöl'de yüzde 0,06, Hakkari'de yüzde 0,05, Trabzon'da yüzde 0,01'e kadar iniyor. Rize'nin payı ise yok denecek kadar az."

18 Ağustos 2014 Pazartesi

Doğal afetler balı da vurdu…

Detay:



-Doğal afetler balı da vurdu…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: -"Don ve kuraklık, bazı bölgelerde kovan verimini düşürdü"

-"Son günlerde mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcak havalar da arıları olumsuz etkiledi"

-"Girdi fiyatları ve verim düşüklüğü maliyeti artırdı" 

-"Üretimin 2013 seviyesi olan 94 bin 694 tonun altında gerçekleşmesi bekleniyor"

-"Ülkemizde zengin flora olan birçok yörede üretilen balların kalitesi artışılmazdır"

-"Üreticilerimizin hasar tespiti için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il ve ilçe müdürlüklerine başvurmaları gerekiyor"

 

Ankara – 17.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bal hasadının sıkıntılı başladığını, doğal afetlerin bu yıl bal üretimini vurduğunu bildirerek, "Don ve kuraklık bazı bölgelerde kovan verimini düşürdü. Son günlerde yaşanan sıcak havalar da arıları olumsuz etkiledi" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, girdi fiyatları ve verim düşüklüğünün balda maliyeti artırdığını belirtti. Kovan başı bal üretiminin bu yıl düşük kalacağını, kış aylarında yağışların yetersiz kalması, Mart ayı sonunda yaşanan zirai don, son günlerde mevsim normallerinin üzerinde yaşanan sıcak havaların arıları ve bal üretimini olumsuz etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

"Doğal afetler, bazı yöreler hariç bal üretiminde düşüşlere neden oldu. Bu nedenle bu yıl rekoltenin, 2013'deki 94 bin 694 tonluk rekoltenin altında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Mart, Mayıs ve Haziran aylarında birçok bölgemizin yağışlı geçmesi, rekoltenin daha da düşmesini önledi.   

Ülkemiz 6 milyon 641 bin koloni sayısıyla dünyada ilk sıralarda geliyor. Buna karşın koloni başına yıllık yaklaşık 14-15 kilogram bal verimi düşük kalıyor. Bu yıl koloni başına yıllık bal üretimi özellikle çiçek balında daha da düşük gerçekleşecek."

Gezginci arıcılığın ivme kazanarak yaygınlaşmasının arıcılığın gelişimini sağladığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

"Türkiye'de 1994 yılında 54 bin 908 ton olan bal üretimi, 2013 yılına kadar yüzde 72,5 artışla 94 bin 694 tona yükseldi. Bu dönemde koloni sayısı yüzde 75,4 artışla 3,79 milyondan 6,64 milyon adede çıktı.

Bugün ülkemizde polen ve arısütü gibi ürünlerin pazarının oluşmaya başlaması, propolis ve arı zehiri gibi ürünlerin ticari olarak üretilebileceğinin tartışılması bu gelişmişliğin önemli bir göstergesidir. Arıcılıktaki bu gelişmeler ülkemiz arıcılığını daha çağdaş boyutlara taşınmasına katkı sağlayacağı gibi tüketicilerin daha sağlıklı arı ürünleri almasına da olanak tanıyacaktır."

 

-Türkiye'nin potansiyeli var-

 

Türkiye'nin dünyada az görülür bir coğrafyaya sahip olduğunu, farklı iklim şartları ve bunun sonucu oluşan zengin floranın bütün dünyayı kıskandıracak şekilde arıcılık için önem kazandırdığını belirten Bayraktar, "kimyasal ilaç kullanılmadığı, tarımın yapılmadığı, hatta araçların ulaşamadığı, bu nedenle organik bal üretiminin yapılabileceği yerlere arılar gidiyor. Buralara arılarını götüren arıcıların binlerce değişik özellikte çiçekten elde ettikleri ballar, tadı, rengi, kokusu, aroması, hatta her derde şifa değerleri ile ayırt edici özelliklere sahiptir. Bu nedenle ülkemizde zengin flora olan birçok yörede üretilen balların kalitesi tartışılmazdır" dedi.

 

-Hasar tespiti gerekli-

 

Bayraktar, çeşitli afetlere maruz kalan ve bu afetler sebebiyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri en az yüzde 30'un üzerinde zarar gören Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS)  kayıtlı gerçek veya tüzel kişi üreticilerin aldıkları düşük faizli zirai kredi borçlarının bir yıl ertelendiğini hatırlattı.

Arıcıların bulundukları yerdeki Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerine giderek başvuru yapmaları, içinde ziraat odalarının da bulunduğu Hasar Tespit Komisyonları marifetiyle zararı tespit ettirmeleri gerektiğini bildiren Bayraktar, "bitkisel üretimde olduğu gibi arıcılıkta da yüzde 30'un üzerinde zarar veya ürün kaybının tespiti halinde, bu üreticilerimizin kredi borçlarının ertelenmesi mümkün olacak" dedi.