17 Eylül 2015 Perşembe

Vatandaşımız kurbanlık sıkıntısı yaşamayacak…

Detay:


​-Vatandaşımız kurbanlık sıkıntısı yaşamayacak…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Kurban Bayramı'nda ortalama kesilen hayvanın 1,5 katı büyükbaş, 1,7 katı da küçükbaş kurbanlık hayvan mevcudu var"

-"Kimse, 'acaba hayvan bulabilir miyim?' diye bir endişe yaşamasın"

-"Şu an itibariyle kurbanlık vasfı taşıyan 1 milyon 230 bin büyükbaş, 3 milyon 830 bin küçükbaş hayvanımız bulunmaktadır"

-"Hayvan fiyatları, illere göre ve canlı ağırlığa göre değişmekle birlikte hayvan başına büyükbaşta 2 bin 700 lira ile 14 bin lira arasında, küçükbaşta ise 400 lira ile 1400 lira arasında değişecek"

-"Canlı ağırlık fiyatı da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 12 ile 22 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına 9 lira ile 19 lira arasında olacağı tahmin edilmektedir"

-"Halkımızın 6,8 milyar liraya yakın bir parayı kurbanlık almak için harcayacağı tahmin edilebilir"

-"Vatandaşlarımız, kurbanlarını güvenilir, tanıdıkları satıcılardan ve veteriner hekim kontrolündeki hayvan pazarlarından alsınlar"

-"Ayrıca vatandaşlarımız, satın alacakları kurbanın pasaportunu, nakil belgesini görsünler. Pasaporttaki numarayla kulak küpesindeki numara tutuyor mu ona baksınlar"

-"Yetkilerimiz de denetimlerini sürdürmeli, vatandaşlarımızın güvenli, kurban vasfı taşıyan kurban almalarını sağlamalıdır"

-"Et ve Süt Kurumu, üreticilerimizin satılamayan hayvanlarını bayram sonrasında uygun bir fiyata almalıdır. Belirlenecek alım fiyatları, üreticilerimizin yaptıkları masrafları da dikkate alarak kurbana özel belirlenmelidir"

-"Üretim maliyetleri düşürüldüğünde hayvan fiyatları kesinlikle düşecektir"

-"Tarihin her döneminde zor durumda kalan, başı sıkışan, dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkese gönül kapılarını sonuna kadar açmış bir milletiz. Bugünlerde batılı ülkeler 10 bin-20 bin insanın hesabını yaparken, ülkemiz, 2 milyona yakın Suriyeli mülteciyi hiçbir destek görmeden topraklarında barındırıyor"

-"Şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakların, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle kıymetini iyi bilmeliyiz. Kardeşçe yaşamaya devam etmeliyiz. Bu maksatla yarın Sıhhiye'de toplanıyoruz"

-"Tüm halkımıza 'Sen de Katıl', 'Komşunu Al Gel', 'Bayrağını Al Gel' diyoruz"

 

Ankara – 16.09.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kurban Bayramı'nda ortalama olarak 850 bin büyükbaş, 2 milyon 300 bin küçükbaş hayvan kesimi yapıldığını bildirerek, "Kurban Bayramı'nda ortalama kesilen hayvanın 1,5 katı büyükbaş, 1,7 katı da küçükbaş kurbanlık hayvan mevcudu var. Kimse, 'acaba hayvan bulabilir miyim?' diye bir endişe yaşamasın" dedi.

Bayraktar, kurban fiyatlarıyla ilgili yaptığı basın toplantısında, Mardin ve Hakkari'de 5 polisimizin şehit edilmesi, 3 polisimizin yaralanmasına sebep olan hain saldırıları lanetledi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, başta yakınları olmak üzere Emniyet Teşkilatımıza ve milletimize başsağlığı, yaralı polislerimize acil şifalar dileyen Bayraktar, Mescid-i Aksa'da Müslümanlara yönelik saldırılarını sürdüren İsrail'i de şiddetle kınadı. İsrail askerlerinin camiyi basması, namaz kılan Filistinlilere göz yaşartıcı gaz ve ses bombaları atması, minbere postallarıyla çıkmasının Müslümanların kutsallarının çiğnenmesi demek olduğunu vurgulayan Bayraktar, "Kutsal değerlerimize yapılan bu tecavüz asla kabul edilemez, görmezden gelinemez" dedi.  

"İslam dünyası olarak bu yıl 24 Eylül'de Kurban Bayramı'nı kutlamaya başlayacağız" diyen Bayraktar, "Mübarek Kurban Bayramı'na sayılı günler kaldı. Başta milletimiz olmak üzere bütün İslam Âlemine hayırlı ve huzurlu bir bayram diliyorum. Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken önemli bir görev olan kurban ibadeti, Allah'a yakınlaşmayı, insanlar arasında dayanışma ve paylaşımı amaçlar" şeklinde konuştu.

Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde, Kurban Bayramı'nın bu coşkuyla kutlanırken, bu dönemin, kurban kesimi dolayısıyla da et tüketiminin olağanüstü arttığı bir dönem olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:

"Çok kısa zamana yığılan canlı hayvan talebi de çeşitli sıkıntıları beraberinde getirmektedir. 3-4 gün içinde milyonlarca hayvan, kurban olarak kesilmekte, bu talebi karşılarken üreticilerimiz zorlanmakta, ulaşım, barınma, kurban alanı sağlama gibi sorunlar da baş göstermektedir.  

Bütün bunlardan dolayı Kurban Bayramı'na hazırlanmak önemli bir olaydır ve ciddi bir çalışmayı gerektirmektedir.

Ülkemizde 4 günlük Kurban Bayramı süresince Türkiye'de dörtte üçüne yakını küçükbaş olmak üzere 3 milyondan fazla hayvan kesimi yapılmaktadır.

Kurbanlık satışları illere ve bölgelere göre farklılık arz etmektedir. Kimi yerlerde canlı kilogram ve et fiyatı üzerinden, kimi yerlerde ise canlı hayvan üzerinden pazarlık yöntemiyle satış yapılmaktadır."

 

-Vatandaşlarımız, hayvanların pasaportunu, nakil belgesini görsünler-

 

Bazı kurbanlıkların kaçak olarak komşu ülkelerden getirildiği, geçen yıl kesilen kurbanlıkların küpelerini biriktiren bazı kişilerin, bu küpeleri kaçak hayvanlara taktığı yönünde iddiaların basında yer aldığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"Buradan vatandaşlarımızı da uyarmak istiyorum. Vatandaşlarımız, kurbanlarını güvenilir, tanıdıkları satıcılardan ve veteriner hekim kontrolündeki hayvan pazarlarından alsınlar.

Ayrıca vatandaşlarımız, satın alacakları kurbanın pasaportunu, nakil belgesini görsünler. Pasaporttaki numarayla kulak küpesindeki numara tutuyor mu ona baksınlar.

Pasaportta kulak küpe numarası, hayvanın nerede yetiştirildiği, hangi ilde, hangi ilçede, hangi vatandaşa kayıtlı olduğu, yapılan aşıları yazar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık il, ilçe müdürlükleri menşe şahadetnamesine bakmadan, pasaportu olmadan nakil belgesi veremez. Yetkililerimiz de denetimlerini sürdürmeli, vatandaşlarımızın güvenli, kurban vasfı taşıyan kurban almalarını sağlamalıdır.

 

-Kurbanlık fiyatları-

 

Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, bu yıl Kurban döneminde hayvan fiyatları;

illere göre ve canlı ağırlığa göre değişmekle birlikte hayvan başına büyükbaşta 2 bin 700 lira ile 14 bin lira arasında, küçükbaşta ise 400 lira ile 1400 lira arasında değişeceği,

canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 12 ile 22 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına 9 lira ile 19 lira arasında olacağı tahmin edilmektedir.

Bu rakamların Bayram yaklaştıkça, talebe göre değişebileceğini belirtmek gerekir.

Ülke ortalamasına bakıldığında büyükbaş hayvanların canlı kilogram fiyatının 15,5 lira, küçükbaş canlı kilogram fiyatlarının ise 13 lira olduğu görülmektedir.

Fiyatlar geçen yıla göre büyükbaşta yüzde 24,5, küçükbaşta ise yüzde 5,1 oranında artmıştır.

 

-İstanbul, Ankara ve İzmir'de kurbanlık fiyatları-

 

Büyükbaş hayvanların canlı kilogram fiyatı, İstanbul'un Anadolu yakasında 16-18 lira, İstanbul Avrupa yakasında 15-17 lira, Ankara'da 15-16 lira, İzmir'de 15 liradan satılıyor. Canlı kilogram fiyatı küçükbaş hayvanlarda İstanbul'un Anadolu yakasında 16-19 lira, İstanbul Avrupa yakasında 15-16 lira, Ankara'da 15 lira, İzmir'de 14 lira 50 kuruş-16 lira düzeyinde bulunuyor.

Özellikle büyükbaş hayvan fiyatlarının artmasında, üreticilerimizin besiye koydukları hayvanların fiyatlarının yükselmesi etkili olmuştur."

Ülkemizde Kurban Bayramı'nda 850 bin başı büyükbaş, 2 milyon 300 bin başı ise küçükbaş olmak üzere 3 milyon 150 bin hayvan kesimi yapıldığını bildiren Bayraktar, şöyle konuştu:

"Şu an itibariyle kurbanlık vasfı taşıyan 1 milyon 230 bin büyükbaş, 3 milyon 830 bin küçükbaş hayvanımız bulunmaktadır. Yani yıllık ortalama kesilen büyükbaş hayvanın 1,5 katı büyükbaş, 1,7 katı da küçükbaş kurbanlık hayvan mevcudu vardır. Bu durum vatandaşlarımızın kurbanlık hayvan bulmada sıkıntı yaşamayacaklarını göstermektedir. Ziraat Odalarımızla yaptığımız görüşmeler de bu verileri destekler niteliktedir. Yani, üreticilerimizin elinde yeterli sayıda kurbanlık hayvan vardır. Kimse, 'acaba hayvan bulabilir miyim?' diye bir endişe yaşamasın.

Bu yıl da geçmiş yıllardaki gibi kurbanlık ithal edilmemesi, üreticilerimizin ellerindeki hayvanları satması, mağdur olmalarının önlenmesi açısından önemli bir durumdur. Bu aynı zamanda hayvancılığımız açısından da önemli bir gelişmedir. Böylesine önemli bir dönemde onca ithalat söylemlerine rağmen kurbanlık ihtiyacının ülke içinden karşılanacak şekilde bir üretimin yapılabilmiş olması, gelecek açısından da umut vermektedir.

Görüldüğü üzere geçen yılki talebin üzerinde kurbanlık hayvanımız vardır."

 

-ESK, satılamayan kurbanlıklar için özel alım fiyatı belirlemelidir-

 

Kurban Bayramı'nda satışların beklendiği gibi olmaması durumunda, üreticilerimizin bayram döneminde satılamayan hayvanlarının, maliyetlerin altında yok pahasına ellerinden çıkmamasının büyük önem taşıyacağını belirten Bayraktar, "Bu durumda Et ve Süt Kurumu'nun üreticilerimizin satılamayan hayvanlarını bayram sonrasında uygun bir fiyata alması önem kazanacaktır. Bunun için yetkililerden beklentimiz, kurbanlıkları satamayan ve elinde kalan üreticilere yönelik alım fiyatlarını, üreticilerimizin yaptıkları masrafları da dikkate alarak kurbana özel belirlemeleridir. Bu durumda üreticilerimizin bir yıllık emekleri boşa çıkmayacak, mağdur olmaları engellenecektir" dedi.

 

-Kurbanlıkların ekonomik boyutu-

 

Kurban Bayramı'nın, bu kadar çok hayvanın besiye alınması ve uzun süreyle bakılmaları dolayısıyla ekonomik olarak da ciddi bir hareketliliğe neden olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Beslenme amaçlı hayvan alımları için ödenen paradan, yem, veteriner hizmetleri, hayvanların satılması, satış yerlerinde yer kiraları ve kişisel masraflar, bu hayvanların nakilleri, kesimler için kasaplara ödenen para, derilerin satılmasına kadar birçok ticari faaliyet, bu dönemde söz konusu olmakta ve bütün bunlar ekonomik anlamda önemli bir yekûn tutmaktadır.

2015 yılı Kurban Bayramı döneminde tahmini olarak geçen yıla yakın yani 850 bin büyükbaş, 2,3 milyon da küçükbaş hayvan kesileceğinden yola çıkıldığında;

Kurbanlık için besiye alınan büyükbaş hayvanların 6 ay beslendiği düşünüldüğünde, 6 aylık yem masrafının hayvan başına ortalama 1550 lirayı bulacağı hesaplanmaktadır.

Bu hesapla, kesilecek olan 850 bin baş kurbanlık hayvan için toplam 1 milyar 317 milyon 500 bin lira yem masrafı yapıldığı tahmin edilmektedir.

Kurbanlık için besiye alınan küçükbaş hayvanların en az 6 ay beslendikleri düşünüldüğünde, 6 aylık yem masrafının hayvan başına yaklaşık 300 lira olacağı tahmininde bulunulmaktadır. Tahmine göre, 2 milyon 300 bin baş küçükbaş hayvan için yapılan yem masrafı 690 milyon lirayı bulmuştur.

Toplamda 3 milyon 150 bin baş kurbanlık canlı hayvan için üreticilerimizin 2 milyar liranın üzerinde yem masrafı yaptığını tahmin etmek yanlış olmayacaktır.

Ortalama 400 kilogram canlı ağırlığa sahip büyükbaş hayvanın, ortalama olarak 12 lira canlı kilogram fiyatından satılacağı düşünüldüğünde, Kurban Bayramı süresince kesilecek yaklaşık 850 bin baş hayvana halkımızın ödeyeceği para 5 milyar 270 milyon lirayı bulacaktır.

Bir küçükbaş hayvanın ortalama 650 liradan satılacağı düşünülecek olursa, kesilecek yaklaşık 2,3 milyon küçükbaş hayvana halkımızın ödeyeceği para da 1 milyar 495 milyon liraya ulaşacaktır.

Buna göre, halkımızın 6,8 milyar liraya yakın bir parayı kurbanlık almak için harcayacağı tahmin edilebilir.

Toplam olarak kurbanlıklardan standartlara göre elde edilecek derilerin ekonomik değeri yaklaşık 81 milyon lira olacaktır.

Fakat kurbanlıklar çoğu yerde ehil olmayan kişiler tarafından kesildiği için deride ciddi olarak ekonomik kayıp oluşmaktadır. Bu kaybın yüzde 20'ler civarında olduğu tahmin edilmekte, kaybedilen değer 16 milyon lirayı geçmektedir. 16 milyon liralık deri kaybı düşülecek olursa Kurban Bayramı'nda ekonomiye kazandırılan derinin değeri 65 milyon lira civarında kalacaktır.

Bununla birlikte hayvanların bağırsak gibi iç organlarının büyük bir kısmı da değerlendirilmeyip atıldığı için, buradan da ciddi ekonomik kayıplar oluşmaktadır.

 

-Özel sektör kurban yerlerini fahiş fiyatla üreticilerimize kiralıyor-

 

Kurbanlıkları satmak isteyen üreticiler, metropol illerde her ilçede farklı olmak üzere kurbanlık satış yerlerine çadır kirası ödemektedirler. Fiyatlar ilçelere göre farklı olduğu için net bir rakam verilememekle birlikte, kalınan sürede harcanacak paraları da dahil edecek olursak önemli bir miktarda para buralarda harcanmaktadır.

Satış yerleriyle ilgili buradan belediyelere seslenmek istiyorum. Ülkenin birçok yerinde belediyeler, satış yerlerini özel sektöre kiralıyorlar, onlar da çok fahiş fiyatlarla üreticilerimize kiralama yapıyorlar. Örneğin 2 bin liraya aldıkları bir yeri, üreticilerimize 5 bin-10 bin liraya kiraladıklarını biliyoruz. Bu durum ciddi mağduriyetlere neden oluyor. Üreticilerimiz zaten ne kazanıyorlar ki bir de buralara bu kadar para verebilsinler?

Belediyelerden ricamız, lütfen buraları siz kiralayın ve uygun fiyattan üreticilerimize verin.

Üreticilerimiz, Türkiye'nin dört bir yanından hayvanları metropollerdeki kurban satış yerlerine nakletmekte bunun için nakliye parası ödemektedir. Ayrıca satılan hayvanlar, alıcıların kesim yapacakları yerlere taşınmakta bunun için de ayrıca para harcanmaktadır. Kesilen hayvanların sayısal büyüklüğü dikkate alındığında net rakam verememekle birlikte önemli bir nakil masrafının olduğu söylenebilir.

Kurban bayramları son yıllarda kasaplar için önemli bir gelir kapısı oldu. Kasaplar, kesme, yüzme, parçalama gibi işler için küçükbaşta 50 lira, büyükbaşta ise 250 lira civarında para almaktadır. Büyükbaş hayvanların en az yarısının kasaplar tarafından ücret mukabilinde kesildiğini düşünecek olursak, 425 bin büyükbaş hayvan için ödenecek meblağ 106 milyon lirayı geçecektir. Aynı şekilde küçükbaşların yarısının kasaplar tarafından kesildiği düşünüldüğünde, 1 milyon 150 bin küçükbaş hayvan için ödenecek meblağ da 58 milyon liraya yaklaşmaktadır. Buna göre, vatandaşlarımız, kurban kesimleri için kasaplara toplamda 164 milyon liraya yakın bir para ödemektedir."

 

-"Teröre Hayır Kardeşliğe Evet" mitingi-

 

Ülkemizin ve İslam dünyasının sıkıntılı bir süreçten geçtiğini, milletimizin bir terör belasıyla karşı karşıya olduğunu, yaklaşık iki aylık sürede çok sayıda askerimiz, polisimiz ve korucumuzun şehit düştüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi:

"Pazartesi günü, 14 sivil toplum kuruluşu, sendika ve meslek örgütlerinin başkanları olarak 'Teröre Hayır Kardeşliğe Evet' hedefiyle Ankara'da bir araya geldik. Yarın, saat 16.30'da Türkiye'nin dört bir tarafından gelip Ankara'da Sıhhiye'de toplanma kararı aldık. Büyük bir organizasyon düzenliyoruz. Bütün halkımızı da davet ediyoruz. Sıhhiye Meydanı'nda buluşup Birinci Meclis'te yürüyüşümüzü sonlandıracağız.

Tüm halkımıza 'Sen de Katıl', 'Komşunu Al Gel', 'Bayrağını Al Gel' diyoruz. 

Tarihin her döneminde zor durumda kalan, başı sıkışan, dini, dili, ırkı ne olursa olsun herkese gönül kapılarını sonuna kadar açmış bir milletiz. Bu topraklarda yaşayanlar, birlikte yaşadığı, kardeş bildiği, acısına, kederine ortak olduğu, dini, dili ne olursa olsun kimseyi ötelememiş, hor görmemiştir. Bugünlerde batılı ülkeler 10 bin-20 bin insanın hesabını yaparken, ülkemiz, 2 milyona yakın Suriyeli mülteciyi hiçbir destek görmeden topraklarında barındırıyor.

Doğuda terör belasından kaçan insanlarımız da batı bölgelerine geliyor, aş ve iş buluyor. Başka ülkelere gitmiyorlar.

İyi bilinmelidir ki bizim insanlarımız komşuları kadar şanslı değil. Zira bizim insanımızın kendi vatanından, kendi toprağından başka misafir olabileceği, gidebileceği başka bir kapı yok. Şehit kanlarıyla sulanmış bu toprakların, doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle kıymetini iyi bilmeliyiz. Kardeşçe yaşamaya devam etmeliyiz. Bu maksatla toplanıyoruz.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, 5,5 milyonla Türkiye'de en fazla üyeye sahip meslek kuruluşuyuz. Terör konusunda hassas olan üyelerimiz, böyle bir yürüyüşe büyük destek veriyorlar. Türkiye geneline yayılmış 800'e yakın Odamızla temas kurduk. Sadece camiamızdan onbinlerce katılım bekliyoruz. Zaten bizden talep ediyorlardı, bu talebi de yerine getirmiş olacağız.

Terörün bitmesi, kardeşliğin pekişmesi için yapacağımız bu organizasyon, provokasyonlara, kardeşliği bozma eğiliminde olan her türlü tutum ve davranışa da bir cevap olacaktır.

Başta Ortadoğu ve Afrika olmak üzere çok sayıda ülkede milyonlarca Müslüman, her gün çatışmanın, iç savaşın, katliamın, kanın, gözyaşının hüküm sürdüğü, barışa hasret kalan bir ortamda yaşıyor. Müslümanlar olarak huzura ve barışa hasret kaldık. Bir an evvel barış ortamında yaşamak istiyoruz.

Barış, huzur temennilerimle, Kurban Bayramınızı şimdiden kutluyorum. Milletimize ve tüm İslam Âlemine huzurlu bir Kurban Bayramı niyaz ediyorum."

 

-Sorulara yanıtlar-

 

Bayraktar, sorulara verdiği yanıtlarda, maliyetlerin yüzde 60'ını besi hayvanı alımı, yüzde 30'unu yem fiyatları, yüzde 10'unu da diğer işçilik ve masrafların oluşturduğunun altını çizerek, şöyle konuştu:

"Hayvan fiyatlarına baktığımızda, hayvan fiyatlarının enflasyonun üzerinde arttığını görüyoruz, yem fiyatlarının da yine enflasyonun üzerinde arttığını görüyoruz. Özellikle hayvan ve yem faaliyetleri fevkalade yüksek olduğu için bu hayvan fiyatlarının artmasına neden oluyor.

Özellikle üretim maliyetleri düşürüldüğünde hayvan fiyatları kesinlikle düşecektir. Bunu büyük ve küçükbaşta görebiliriz. Yaptığımız tespitlerde şuan Türkiye'de yeterli hayvan var. Bugünlerde kurban fiyatlarının artacağı kanaatinde değilim.

Bizim bir endişemiz de var, özellikle kurbandan sonra fiyatlar bir miktar talebin gerilemesi sonucu düşer mi? Orada da Et ve Süt Kurumu'na bir tavsiye de bulunuyoruz. Diyoruz ki; yeterli hayvan var, üreticimizin elinde hayvan kalabilir. Kurban Bayramı'ndan sonra bu hayvanları üreticilerimizin maliyetlerini de dikkate alarak alın, değerlendirin, üreticimizi mağdur etmeyin. Üretim hızlı bir şekilde artıyor. Bunu TÜİK rakamlarında da görüyoruz. Odalarımızdan aldığımız rakamlar da bunu teyit ediyor. Bu şekilde hızlı artmaya devam ederse arz talep dengesinde bir değişme olmayacaktır. Biz hükümetimizden bunu talep ettik. Hayvan ve yem fiyatlarını aşağı çekin ki üreticilerimiz de fiyatlarını aşağı çeksin diyoruz. Bu konuda bir gelişme olacak diye bekliyoruz. Bayramdan sonra fiyatlar düşebilir diyorum, çünkü yeterli hayvan var Et ve Süt Kurumu'nun bu yüzden devrede olmasını istiyoruz.

 

-"Muhakkak surette maliyetlerin aşağı düşürülmesini talep ediyoruz"-

 

Kurda büyük yükselme var. Bu bizim hem ithal hayvan maliyetlerimizi artıracak hem de girdi maliyetlerimizi artıracak. Biz üreticilerimizin kaba yem ihtiyacını üreterek sağlıyoruz. Burada değişik girdiler, ilaç, gübre, tohum, mazot kullanıyoruz. Bütün bunların hepsi dövize endeksli olarak fiyatlanıyor. Bizim burada hem hayvan fiyatlarında bir destek sağlanması hem de girdi maliyetlerinin düşürülmesi ki vergi indirimi de bu seçeneklerden birisi ama muhakkak suretle maliyetlerin aşağı düşürülmesini talep ediyoruz. Bu yem desteği olabilir, girdi maliyetlerinin düşürülmesi olabilir, maliyet düşürücü her türlü enstrümanın kullanılması lazım."

 

Bazı illerimizde tahmini üretici büyükbaş ve küçükbaş kurbanlık hayvan satış fiyatları:

 

İller

 

Büyükbaş

 

Küçükbaş

 

Ankara

4.650-10.850 TL/baş

Canlı kilogram: 15-16 TL

600-1.050 TL/baş

Canlı kilogram:15 TL

 

Balıkesir

5.800-8.700TL/baş

Canlı kilogram: 14-15 TL

750-1.080 TL/baş

Canlı kilogram: 13-14 TL

 

Konya

2.700-7.250 TL/baş

Canlı kilogram: 13,5-15,5 TL

520-910 TL/baş

Canlı kilogram: 12-14 TL

 

Erzurum

2.800-8.700 TL/baş

Canlı kilogram: 14-15 TL

840-1.400 TL/baş

Canlı kilogram: 14 TL

 

Kastamonu

4.500-12.000 TL/baş

Canlı kilogram: 15 TL

 

500-1.000 TL/baş

 

Bursa

4.800-13.000 TL/baş

Canlı kilo: 16-17 TL

800-1.400 TL/baş

Canlı kilogram: 16-17 TL

 

İzmir

4.500-7.500 TL/baş

Canlı kilogram:15 TL

775-1.240 TL/baş

Canlı kilogram:14,5-16 TL

 

Eskişehir

3.750-12.000 TL/baş

Canlı kilogram: 15-16 TL

560-840 TL/baş

Canlı kilogram: 14 TL

 

Van

5.800-7.250 TL/baş

Canlı kilogram: 14-15 TL

750-800 TL/baş

Canlı kilogram:9-10 TL

 

İstanbul (Avrupa Yakası)

6.400-11.200 TL/baş

Canlı kilogram: 15-17 TL

800-1.250 TL/baş

Canlı kilogram:15-16 TL

 

İstanbul (Anadolu Yakası)

6.800-13.600 TL/baş

Canlı kilogram: 16-18 TL

875-1.400 TL/baş

Canlı kilogram: 16-19 TL

 

Gaziantep

5.800-8.700 TL/baş

Canlı kilo: 14-15TL

625-875TL/baş

Canlı kilogram:12-13 TL

 

Diyarbakır

3.000-6.000 TL/baş

Canlı kilogram: 15-15,5 TL

450-700 TL/baş

Canlı kilogram:11-12 TL

 

Samsun

4.800-8.000 TL/baş

Canlı kilogram: 15-17 TL

450-1.000 TL/baş

Canlı kilogram: 14-17 TL

 

Hatay

4.200-7.000 TL/baş

Canlı kilogram: 13,5-14,5 TL

375-1.000 TL/baş

Canlı kilogram:12-13 TL

 

Adana

4.350-8.700 TL/baş

Canlı kilogram: 14-15 TL

450-900 TL/baş

Canlı kilogram: 15 TL

 

Karaman

5.200-10.400 TL/baş

Canlı kilogram: 12-14 TL

600-960 TL/baş

Canlı kilogram:12 TL

 

Afyon

3.900-6.500 TL/baş

Canlı kilogram: 12-14 TL

600-850 TL/baş

Canlı kilo:12 TL

 

Çanakkale

4.200-5.600 TL/baş

Canlı kilogram: 13-15 TL

460-1.050 TL/baş

Canlı kilogram:11,5-12 TL

 

Sakarya

5.950-11.900 TL/baş

Canlı kilogram: 16-18 TL

550-900 TL/baş

Canlı kilogram:13 TL

 

Şanlıurfa

4.500-12.000 TL/baş

Canlı kilogram: 15 TL

400-700 TL/baş

Canlı kilogram: 10 TL

 

Antalya

4.500-14.000 TL/baş

Canlı kilogram: 18-22 TL

775-1.240 TL/baş

Canlı kilogram: 15-16 TL

 

İzmit

5.500-9.250 TL/baş

Canlı kilogram: 17-20 TL

700-800 TL/baş

Canlı kilogram:13 TL

 

Kaynak: Ziraat Odaları

 

16 Eylül 2015 Çarşamba

Tarımda istihdam 6 milyona dayandı

Detay:

​-Tarımda istihdam 6 milyona dayandı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarımda istihdam artıyor. Geçen yıl Haziran ayında, 5 milyon 937 bin olan tarım istihdamı, bu yıl 5 milyon 998 bine çıktı"

-"Tarım istihdamında, geçen yıl Haziran ayına göre, 61 bin, 2015 Mayıs ayına göre 224 bin artış var"

-"Haziran ayında tarım işsizliği 2,1 puan düşürerek, yüzde 11,7'den yüzde 9,6'ya çekti ve tek hanede kalmasını sağladı"

-"Mayıs ayında tarımın istihdamda yüzde 21,3 olan payı, Haziran ayında yüzde 22'ye yükseldi"

-"Haziran ayı itibarıyla son bir yıllık sürede toplam istihdamdaki 675 binlik artış nedeniyle, bu dönemde tarımın payı yüzde 22,3'den yüzde 22'ye geriledi"

-"Tarım, sanayiye 618 bin fark attı"


Ankara – 15.09.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda istihdamın 6 milyona dayandığını bildirerek, "tarımda istihdam artıyor. Geçen yıl Haziran ayında, 5 milyon 937 bin olan tarım istihdamı, bu yıl 5 milyon 998 bine çıktı. Tarım istihdamında, geçen yıl Haziran ayına göre, 61 bin, 2015 Mayıs ayına göre 224 bin artış var" dedi.

Bayraktar, geçen yıl Haziran ayında 5 milyon 937 bin, 2015 Mayıs ayında 5 milyon 774 bin olan tarım istihdamının Haziran 2015'de 5 milyon 998 bine yükseldiğini belirtti.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğun olduğu döneme girildiğini, tarımın Haziran ayında sanayiye 618 bin fark attığını bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 27 milyon 261 bin olan istihdam edilenlerin 13 milyon 905 bininin hizmetler, 5 milyon 380 bininin sanayi, 1 milyon 978 bininin inşaat, 5 milyon 998 bininin ise tarımda çalıştığını vurguladı.

Mayıs ayında tarımın istihdamda yüzde 21,3 olan payının, Haziran ayında yüzde 22'ye yükseldiğini bildiren Bayraktar, Haziran ayı itibarıyla son bir yıllık sürede toplam istihdamdaki 675 binlik artış nedeniyle, bu dönemde tarımın payının yüzde 22,3'den yüzde 22'ye gerilediğini belirtti.

Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük katkı yaptığını bildiren Bayraktar, "Haziran ayında tarım, toplamda işsizliği 2,1 puan düşürerek, yüzde 11,7'den yüzde 9,6'ya çekti ve tek hanede kalmasını sağladı" dedi.

Bayraktar, Haziran ayında tarımın 3 milyon 155 bin erkek, 2 milyon 842 bin kadına iş ve aş yarattığını, çalışan erkeklerin yüzde 16,7'sinin, çalışan kadınların yüzde 34'ünün tarımda çalıştığını vurguladı.

Şemsi Bayraktar, 5 milyon 998 bin istihdamın 55 bininin işveren, 731 bininin ücretli ve yevmiyeli, 2 milyon 293 bininin kendi hesabına çalışan, 2 milyon 918 bininin ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunduğunu kaydetti.
14 Eylül 2015 Pazartesi

Toprak analizinde Son Gün 30 Ekim

Detay:

​-Toprak analizinde süre uzatımı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Talebimiz ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık

Bakanlığı ile yazışmalarımız ve görüşmelerimiz sonucu, toprak analizi yaptırma süresi, 30 Ekim 2015 tarihine kadar uzatıldı"

-"Çiftçilerimizin yapılan bu süre uzatımını dikkate alarak analizlerini, 30 Ekim'e kadar mutlaka yaptırmaları kendi faydalarına. Aksi takdirde desteklerden yararlanamayacaklar"



Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, toprak analizi yaptırmada 1 Eylül'de sona eren sürenin, Birliğin talebi ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yazışmaları ve görüşmeleri sonucu, 30 Ekim 2015 tarihine kadar uzatıldığını bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dâhil olan çiftçilere mazot, gübre ve toprak analizi destekleme ödemesi yapılmasına ilişkin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tebliğinin 27 Mayıs 2015 tarihinde yayımlandığını anımsattı.

Bu tebliğde, desteklemelerden yararlanmak için çiftçilerimizin toprak analizini 1 Eylül 2015 tarihine kadar yaptırma zorunlulukları bulunduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

"Desteklerden faydalanmak isteyen çiftçilerimizin toprak analizlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş laboratuvarlarda, 1 Eylül Salı gününe kadar yaptırmaları zorunluydu. Ancak çeşitli sebeplerle analizini yaptıramayan binlerce çiftçimiz, Odalarımız aracılığıyla ve doğrudan Birliğimize başvurarak, toprak analizi yaptırma süresinin uzatılmasını talep ettiler.

Talebimiz ve yaptığımız yazışma ve görüşmeler üzerine Bakanlığımız tarafından çiftçilerimizin bu talebi yerinde görülerek adı geçen tebliğde değişikliğe gidildi ve toprak analizi yaptırma süresi uzatıldı.

Yapılan bu değişiklikle; toprak analizi desteğinden faydalanmak isteyen çiftçilerimiz, 30 Ekim 2015 gününe kadar Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş laboratuvarlarda toprak analizlerini yaptırabilecekler."

Bayraktar, çeşitli sebeplerle daha önce belirlenen sürede toprak analizini yaptıramayan çiftçilerimizin yapılan bu süre uzatımını dikkate alarak analizlerini, 30 Ekim'e kadar mutlaka yaptırmalarının kendi faydalarına olduğunu, aksi takdirde desteklerden yararlanamayacaklarını hatırlattı.
7 Eylül 2015 Pazartesi

Çiftçi borç yapılandırması istiyor…

Detay:

​-Çiftçi borç yapılandırması istiyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Üreticilerimizin, peş peşe yaşanan afetler nedeniyle 2-3 kez ertelenen kredi borçlarını bir defada ödemesi mümkün değildir''

-''Çiftçilerimizin ertelenmiş kredi borçlarını, faizsiz olarak 4-5 yılda ödenebilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye acil ihtiyaç var''

-"Afetlerin yanı sıra gübre, motorin gibi girdi fiyatlarındaki artış da üreticilerimizin yeterli gelir elde etmesini engelledi"

-"Dolardaki hızlı artış da dikkate alınarak yeni üretim döneminden önce çiftçimiz rahatlatılmalıdır''

-"TZOB olarak konuya ilişkin başvurular Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Hazine'ye yapılmıştır''

-"4-5 yıl vadeli borç yapılandırması, tüketicilerimizin bol ve ucuz gıdaya ulaşmaları açısından da çok önemli"

 

Ankara - 06.09.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ağır şekilde peş peşe yaşanan afetler nedeniyle kredi borçları üst üste 2-3 kez ertelenen çiftçilerin bu borçlarını bir defada ödemelerinin mümkün olmadığını belirterek, "Üreticilerimizin sıkıntılarını hafifletmek, üretimin devamı ve ülke ekonomisi için, çiftçimizin tüm banka ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının faizsiz olarak 4-5 yılda ödenebilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye acil ihtiyaç var" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada,  tabii afetlerin son yıllarda arka arkaya yaşanması, afetlerin zaman zaman bazı ürünlerde yüzde 100'lere yaklaşan kayıplara neden olması sonucu üreticilerin çok zor durumda kaldığını belirtti. Aynı üreticilerin aynı üründe iki yıl peş peşe afet yaşamasının durumu çok daha zorlaştırdığının altını çizen Bayraktar, afetlerin verdiği zararların yanı sıra ürün fiyatlarındaki artışın, gübre motorin gibi önemli girdi fiyatlarındaki artışın altında kalmasının, dolar kurunun hızla artışı ile üretim maliyetlerinin artmasının üreticilerin kredi borçlarını ödemesini neredeyse imkânsız hale getirdiğini ifade etti.


TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şöyle devam etti:


"Son dört yıldır Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi borçlarının ertelenmesine yönelik kararlar çıksa da yayımlanan kararların kriterlerinin tüm borçlu çiftçileri kapsamaması ve ertelemenin bir yıl olması, borçların ödenmesinde yeterli olmamıştır.

 

-Doğal afetler önemli zararlar verdi-

 

Son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, dolu, don gibi afetler daha fazla yaşanmakta, tarım ürünleri daha fazla etkilenmektedir. Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık gibi afetlerle karşı karşıya gelmektedir. Özellikle son iki yıldır yaşanan afetler tarımsal üretime ve üreticilerimize önemli zarar vermiştir.


2014 tarımsal üretim dönemi afetlerle başlamış, afetlerle devam etmiştir. Üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren yağışların yetersiz olması kış aylarının kurak geçmesine, kışlık ekimi yapılan hububat ürünlerinde verim kaybına yol açmıştır. Kış aylarından itibaren yaşanan kuraklığın ardından, hava sıcaklıklarının normallerinin üzerinde gerçekleşmesinin oluşturduğu don, Mart ayı sonunda meyveler başta olmak üzere çeşitli ürünlere önemli zarar vermiştir. 2013-2014 üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren yaşanan afetlerin tümü değerlendirildiğinde, hububatta kış kuraklığının ardından yaşanan don, dolu, aşırı yağış ve sel birçok üründe verim kaybına yol açmıştır. Üreticiler zor bir yıl geçirmiştir.

 

-Don, dol, aşırı yağış ve seller peş peşe geldi-

 

Geçen yılın ardından bu yıl da gerçekleşen doğal afetler tarımsal üretimde verim ve kalitede önemli zararlara neden olmuş, çiftçilerimizin gelir kayıpları artmaya devam etmiştir.


Bu sezon kış ayları normal yıllara göre daha soğuk geçmiş, aşırı yağışlar, sel, dolu, fırtına gibi afetler çiftçinin peşini bırakmamıştır. Nisan ayı sonlarında İç Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerimiz ile Akdeniz'in iç kesimlerinde yağan kar ve don, meyvelere önemli zarar vermiştir. Yaşanan don afetinin etkileri geçmeden Mayıs ayından itibaren gerçekleşen aşırı yağış ve dolu afeti, Haziran ayında şiddetini artırmıştır. Birçok ilimizde Haziran yağışları normal yılların 3-4 katına ulaşmıştır. Yağışların hasat döneminde gerçekleşmesi verimi azaltırken diğer taraftan hastalıkların artmasına ve kalitede bozulmalara neden olmuştur."

 

-Borç ertelemeleri yeterli olmadı-

 

Son dört yıldır Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi borçlarının ertelenmesine yönelik kararlar çıksa da, bunun tarımsal kredi borçlarının ödenmesinde yeterli olmadığının altını çizen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Düşük faizli kredi uygulamasında tarım sigortası ve ÇKS zorunluluğu getirilmesiyle çiftçilerimiz bu uygulamadan yeterince faydalanamamakta, çoğu çiftçimiz Ziraat Bankası ve Tarım Kredi kooperatiflerinden cari faizle veya diğer bankalardan yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanmaktadır" bilgisini verdi.


Ayrıca, yapılan ertelemenin bir yıl olmasının üreticilerin ertelemeden faydalanmasını engellediğine de vurgu yapan Bayraktar, özellikle afetlerin son yıllarda arka arkaya yaşanması nedeniyle borcunu erteleyebilen üreticilerin, ertesi yıl yaşadığı yeni afetten dolayı yine ödeme yapamadığını belirtti.

 

-Girdi fiyatları da geliri engelliyor-

 

Bayraktar, afetlerin yanı sıra tarımsal üretimde yoğun olarak kullanılan gübre, motorin gibi girdi fiyatlarının da fazla artmasının üreticilerin yeterli gelir elde etmesine engel olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:


"Tarımsal ürün maliyetleri içinde yüzde 10–15 paya sahip olan gübrenin, tek başına, bitki ve bölgenin özelliklerine bağlı olarak verimi yüzde 50'ye yakın artırdığı gerçeği göz önüne alındığında gübre fiyatlarının önemi daha net görülmektedir. Ülkemizde en fazla tüketilen gübrelerden üre gübresi fiyatlarına bakacak olursak 2010-2014 yılları arasında yüzde 65, yüzde 21 amonyum sülfat gübresi yüzde 62, yüzde 33 amonyum nitrat gübresi yüzde 64, DAP gübresi yüzde 51, 20.20.0 gübresi ise yüzde 53 artış göstermiştir. Yine aynı dönemde mısır fiyatları yüzde 43 artarken mısır priminde artış olmamıştır. Bu dönemde ayçiçeği fiyatı yüzde 42,   pamuk fiyatları yüzde 51, buğday yüzde 52 olarak gerçekleşmiş; motorin fiyatları ise yüzde 49 oranında artmıştır.


Bilindiği üzere bu yıl dolar fiyatları oldukça artmıştır. Bu nedenle geçtiğimiz yıl üretimin başladığı 2013 yılı Ekim ayında buğdayda en fazla uygulanan taban gübresindeki fiyat artışı yüzde 30 olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde bahar aylarında buğdayda üst gübre olarak çoğunlukla uygulanan yüzde 26 amonyum nitratta fiyat artışı yüzde 28 iken ürede yüzde 15 olarak gerçekleşmiştir.


Dolardaki hızlı artış da dikkate alınarak, yeni üretim döneminden önce çiftçimiz rahatlatılmalıdır.


Çiftçilerimizin önümüzdeki üretim sezonunda tarımsal üretime devam edebilmeleri, biriken kredi borçlarının bir çözüme ulaşması için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı'na gerekli başvurular yapıldı. Çiftçilerimizin ve tarım sektörünün içinde bulunduğu durumu ifade eden başvuruda, başta üreticilerimizin sıkıntılarını hafifletmek, üretimin devamı ve ülke ekonomisi için tüm bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının uzun vadede faizsiz ödenebilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye acil ihtiyaç bulunduğu ifade edilmiştir.


Kredi borçlarının daha rahat ödenebilmesi için başvurumuza olumlu yanıt gelmesini bekliyoruz. Bir yıllık ertelemeler artık çözüm değildir. 4-5 yıla yayılacak yapılandırma, üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması açısından önem arz etmektedir. Aksi takdirde zaten iki yıl üst üste doğal afetlerden zarar gören, borçlu olan üreticimiz üretimden uzaklaşacaktır."

 

-Üretici kadar tüketiciler için de önemli adım-


Çiftçinin yaşadığı her olumsuz durumun direk olarak tüketiciyi de etkilediğinin altını çizen Bayraktar, "Her zaman ifade ettiğimiz gibi, tarım üstü açık bir fabrika. Dolayısıyla risklere çok açık bir ortamda üretim gerçekleştiriyoruz. Gerekli önlemleri almaya çalışsanız da tabii afetler karşısında çoğu zaman çaresiz kalıyorsunuz. Tarladaki en ufak bir olumsuzluğun dalgaları, o ürünle ilgili olarak ve mutlaka tüketicilerimizin sofralarına ve ülke ekonomisine kadar yayılıyor. Çiftçimizin yeni ekim dönemlerine rahat girmesi, aynı zamanda üretimin sürdürülebilirliği, bol ve ucuz ürün için en başta gelen şartlardan biridir. Bu bakımdan, uzun vadeli ve faizsiz borç yapılandırması, üreticilerimize nefes aldıracağı gibi, tüketicilerimiz açısından da bol ve ucuz gıdaya ulaşma noktasında fevkalade önemli bir adım oluşturacaktır" görüşüne yer verdi.

2 Eylül 2015 Çarşamba

Başkan Köse Çiftçilerin Taleplerini Yerine Getiriyoruz.

Detay:

​Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali KÖSE öncülüğünde, Bozkırlı çiftçilerimizin isteği üzerine Kunduru(Koca Buğday) tohumu sertifikalı olarak piyasa araştırması yapılarak çiftçilerimizin istekleri uygun fiyatlarla karşılanmıştır. 

Söz konusu Sertifikalı Buğdayı ekmek üzere alan Armutlu Çiftçilerinden Abdullah GÖKÇAY, istedikleri Sertifikalı tohumun hızlı ve ekonomik bir şekilde temin edilmesinden dolayı emeği geçen Bozkır Ziraat Odası personeli ve Oda Başkanı Ali KÖSE'ye teşekkürlerini iletti.

Başkan Köse yaptığı konuşmada; "Bundan sonrada odamız öncülüğünde her türlü sertifikalı ürün isteyen çiftçilerimizin odamıza başvurması halinde ilgili araştırmalar yapılarak çiftçilerimizin menfaatleri doğrultusunda çalışma yapılacaktır. Çiftçilerimizin ürünlerinin bereketli olmasını dilerim" dedi.