31 Ağustos 2015 Pazartesi

Denizde av sezonu başlıyor…

Detay:

​-Denizde av sezonu başlıyor…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"4,5 aydır denizden kopan balıkçılar, 1 Eylül ile birlikte ava başlayacak"

-"Deniz avcılığındaki yasağın kalkmasıyla balıkçı tezgahları dolup taşacak. Kültür balıklarının yanı sıra tezgahlarda bol miktarda avlanan balık türlerini bulmak mümkün olacak"

-"Balıkçılarımız, başta hamsi ve istavritin yanı sıra çinekop ve lüferin de bu av sezonunda bol olmasını beklemektedir"

-"Balıkçılarımızın av sezonu boyunca arz-talep dengesini koruyacak şekilde avcılık yapmaları çok önemlidir"
-"Sorunları olmakla birlikte gelecek vadeden su ürünleri sektörünün önü açık"

-"Avcılıkta yaşanan gerilemeye karşın yetiştiricilikte üretim artıyor"

-"Su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması için üreticilere verilen desteklerin arttırılarak devam etmesi ve gerekli tedbirlerin alınması büyük önem arz ediyor"
-"Sürdürülebilir avcılığın sağlanması su ürünleri sektörünün geleceği için fevkalade önemlidir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının artırılmasına öncelik verilmelidir"

Ankara – 31.08.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 4,5 aydır denizden kopan balıkçıların, 1 Eylül ile birlikte ava başlayacağını, balıkçı tezgahlarının dolup taşacağını bildirdi.
Bayraktar, av yasağının sona ermesiyle ilgili yaptığı açıklamada, 15 Nisan ile 1 Eylül tarihleri arasındaki deniz canlılarının üreme ve yavrularının büyümesini sağlayan dönemde uygulanan balık avı yasağının bu gece itibarıyla biteceğini belirtti. 4,5 aydır denizden kopan balıkçıların, 1 Eylül için teknelerinin bakım ve onarımını yaptığını, ağlarını tamir ettiğini vurgulayan Bayraktar, "deniz avcılığındaki yasağın kalkmasıyla balıkçı tezgahları dolup taşacak. Kültür balıklarının yanı sıra tezgahlarda bol miktarda avlanan balık türlerini bulmak mümkün olacak" dedi. 
Avcılık yapan balıkçılarımızın yeni sezondan umutlu olduklarını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Balıkçılarımız, başta hamsi ve istavritin yanı sıra çinekop ve lüferin de bu av sezonunda bol olmasını beklemektedir. Geçen av sezonunda da en çok avlanan balık türleri de sırasıyla, hamsi, çaça, palamut, sardalya ve istavrit olmuştur. Bu yıl da balıkçılarımızın temennisi bu türlerin de denizlerimizden bol miktarda çıkmasıdır. 
1 Eylül itibariyle serbest olacak avcılık 7,5 ay sürecek. Balıkçılarımızın av sezonu boyunca arz-talep dengesini koruyacak şekilde avcılık yapmaları çok önemlidir. Av döneminin başlamasıyla yaşanacak talebin üstünde gerçekleşecek yoğun avcılık, balıkçılarımızın gelirini düşürecektir. 

-"Av yasaklarına titizlikle uyulmalı"-

Sağlıklı beslenme açısından da büyük önem taşıyan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına titizlikle uyması büyük önem taşımaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartlar sektör için faydalıdır. Yine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı on metre ve üzerindeki balıkçı gemilerini kendi isteğiyle avcılıktan çıkaranları desteklemektedir. Bu yolla avcılıktan çıkan gemilerle kıyılarımızdaki av baskısı azalmakta ve stokların korunması sağlanmaktadır.
Sürdürülebilir avcılığın sağlanması su ürünleri sektörünün geleceği için fevkalade önemlidir. Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici yönde araştırmaların yapılması ve koruma kontrol çalışmalarının arttırılmasına öncelik verilmelidir." 

-Su ürünleri üretimimiz düşüyor-

Avcılıktaki azalmanın toplam su ürünleri üretimini gerilettiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemiz, su ürünleri üretim potansiyelini yeterince değerlendiremiyor. 2013 yılında 607 bin 515 ton olan toplam su ürünleri üretimimiz, 2014 yılında yüzde 11,6'lık azalmayla 537 bin 344 tona indi. 2014 yılı üretiminin yüzde 43'ünün deniz balıkları, yüzde 6,5'inin diğer deniz ürünleri, yüzde 6,7'sini iç su ürünleri ve yüzde 43,8'ini yetiştiricilik ürünleri oluşturdu. Geçen yıl yetiştiricilik üretimi yüzde 0,7 artarken, su ürünleri avcılığının yüzde 19,2 gerilemesi, su ürünleri üretimini yüzde 11,6 azalttı. 
Su ürünleri avcılığı, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15,99, 2013 yılında da bir önceki yıla göre yüzde 13,5 azalmıştı. Böylece su ürünleri avcılığı, 2014 yılında yüzde 19,2'lik bir azalmayla birlikte 3 yıl üst üste gerilemiş oldu.
Geçmiş yıllarda yapılan aşırı ve kaçak avcılık, balık stoklarının kendisini yenilemesini engellemiş ve yıllar itibariyle balık stoklarımızda önemli azalmalar meydana gelmiştir. Balık stoklarının korunması çok önemlidir. Bunun için gerekli araştırmalar yapılmalı ve koruyucu politikalar oluşturulmalıdır." 

-İhracat artıyor-

Bayraktar, su ürünleri üretiminde görülen bu gerilemeye rağmen su ürünleri ihracatının artmaya devam ettiğini vurguladı. İhracatın 2010 yılından itibaren düzenli olarak arttığının altını çizen Bayraktar, "2010 yılında 312 milyon 935 bin dolar olan ihracat, 2014 yılında 676 milyon 92 bin dolara yükseldi" dedi. 
Şemsi Bayraktar, su ürünleri üretiminin arttırılması halinde ihracat rakamlarının daha da yükseleceğini belirtti.

-Üretimi artırmak için alınması gereken tedbirler-

Sorunları olmakla birlikte gelecek vadeden su ürünleri sektörünün önünün açık olduğuna dikkati çeken Bayraktar, su ürünleri yetiştiriciliğinin artırılması için üreticilere verilen desteklerin arttırılarak devam etmesi ve gerekli tedbirlerin alınmasının büyük önem arz ettiğini belirtti. 
Türkiye'yi, dünyada ve içinde bulunduğu bölgede su ürünleri yetiştiriciliği konusunda söz sahibi, güçlü ve lider bir ülke haline getirmenin mümkün olduğunu vurgulayan Bayraktar, su ürünleri üretimini artırmak için alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı: 
"Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir. 
Sektörün gelişmesi için destek ve teşviklere ihtiyaç var. Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir. 
Bakanlık taşra teşkilatında kıyı illeri ile sektörün yoğun faaliyet gösterdiği illerde su ürünleri şube müdürlükleri kurulmalıdır. 
Su ürünleri sektöründe aracı ve kabzımal yoluyla dağıtım yapıldığı için pazar ve fiyat oluşumunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Piyasa düzenlemede sorumluluk alacak bir kuruma ihtiyaç duyuluyor. Et ve Süt Kurumu bu konuda devreye girmelidir.
Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı mutlaka güçlendirilmelidir.
Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak, sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir.
Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.
Ülkemizde kişi başı su ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için tedbirlerin alınması gerekmektedir."
Yıllara göre su ürünleri üretimi şöyle:

Yıllar

Deniz Ürünleri (Ton)

Yetiştiricilik Üretimi (Ton)

Tatlısu Ürünleri (Ton)

Su Ürünleri (Ton)

2002

522.744

61.165

43.938

627.847

2003

463.074

79.943

44.698

587.715

2004

504.897

94.010

45.585

644.492

2005

380.381

118.277

46.115

544.773

2006

488.966

128.943

44.082

661.991

2007

589.129

139.873

43.321

772.323

2008

453.113

152.186

41.011

646.310

2009

425.046

158.729

39.187

622.962

2010

445.680

167.141

40.259

653.080

2011

477.658

188.790

37.097

703.545

2012

396.322

212.410

36.120

644.852

2013

339.047

233.394

35.074

607.515

2014

266.077

235.133

36.134

537 344

27 Ağustos 2015 Perşembe

Bozkır Ziraat Odası Başkanı Köse, Bozkır İlçe Tarım Müdürlüğünü Ziyaret Etti

Detay:

​Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Köse, Bozkır İlçe Tarım Müdürü Salih Öncü'yü makamında ziyaret etti.

Başkan Köse İle Müdür Salih Öncü, Bozkır Tarımı hakkında gerçekleştirdiği toplantıda 1 Eylül'de başlayacağı tahmin edilen Doğrudan Gelir Desteklemesi hakkında bilgi alışverişinde bulundu. 

Öncü ve Köse yapmış oldukları sohbette 2015 Döneminde bazı çiftçilerin yeni düzenlemelerden haberdar olmamasından dolayı destekleme sürelerini kaçırdıklarını belirterek, çiftçilerimizin Sosyal Medyada ve Yerel Basındaki haberleri takip etmeleri gerektiğini belirtti. 





Dünya lideri olduğumuz incirde yüzler gülüyor

Detay:

-Dünya lideri olduğumuz incirde yüzler gülüyor
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2015 incir rekoltesinin geçen yıla göre %9,5 artışla 328 bin tona ulaşması bekleniyor"
-"Dünya yaş incir üretiminin yaklaşık yüzde 27'sini karşılayan ülkemiz, bu rakamla dünyada ilk sırada yer alıyor"
-"Kuru incirde ise Türkiye, dünya üretiminin yarıdan fazlasını gerçekleştiriyor"
-"Aşırı yağış gibi, herhangi bir doğal afetin olmaması halinde üreticilerimizin gerek sofralık gerekse kurutmalık incirde iyi bir üretim yılı yaşayacağını bekliyoruz"
-"Dünyada rakipsiz olduğumuz ve kutsal kitabımız Kuranı Kerim'de adı bir sureyle anılan incirimizi muhakkak çok iyi korumalıyız" dedi.


Ankara - 26.8.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, incir üretiminde bu yıl da artış beklendiğini belirterek, "Geçen yıl 300 bin tonu aşan incir üretimimizin bu yıl yüzde 9,5'lik artışla 328 bin tona ulaşması bekleniyor. Dünyada rakipsiz olduğumuz; kutsal kitabımız Kuranı Kerim'de adı bir sureyle anılan incirimizi muhakkak çok iyi korumalıyız" dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu yıl incirde genel olarak uygun bir mevsim yaşandığına dikkati çekerek, "Üreticilerimizin ilaçlı mücadelesiyle hastalık ve zararlıların meyveye zararı önlenmiş, kırmızı örümcek ve pas hastalığı geçen yıla oranla daha düşük kalmıştır" bilgisini verdi.
İncir üretiminin dünyada oldukça sınırlı sayıda ülkede yapıldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
"İncir, geniş ekolojik uyum kabiliyeti dolayısıyla ülkemizin tüm sahil kuşağında yetiştirilmektedir. Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri gibi, bazı yörelerimizde de sofralık incir yetiştiriciliği yapılmaktadır. İncir için en elverişli bölgelerimiz Büyük ve Küçük Menderes havzalarıdır. İncirin %61,4'ü, daha çok kurutmalık olmak üzere Aydın ilimizde yetiştirilmektedir.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü FAO'nun son olarak açıkladığı 2012 verilerine göre ülkemiz, yıllara göre değişmekle birlikte 1 milyon 93 bin ton olan dünya yaş incir üretiminin yaklaşık %25'ini karşılayarak ilk sırada yer almaktadır. Türkiye'yi, Mısır, İran, Fas, Cezayir, Suriye, ABD ve İspanya takip etmektedir. Dünya incir üretiminde fazla dalgalanma yaşanmamakta ve her yıl birbirine yakın miktarlarda üretim yapılmaktadır.

-Kuru incirin yarıdan fazlası Türkiye'den-

Kuru incirde ise 105 bin ton civarında olan dünya kuru incir üretiminin yüzde 53'ü ülkemiz tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünya kuru incir üretiminde %20,8'lik payla İran ikinci, %8,8'lik payla da ABD üçüncü sırada yer almaktadır."
TÜİK verilerine göre, Türkiye'de 2011'de 261 bin ton olan incir üretiminin, 2012'de 275 bin, 2013'te 298 bin, geçen yıl ise 300 bin tona çıktığını belirten Genel Başkan Bayraktar, "TÜİK verilerine göre, 2015 incir rekoltesinin, geçen yıla göre yüzde 9,5 artışla 328 bin tona ulaşması beklenmektedir" dedi.

-Üstün kaliteli incir üssü Ege-

İncir üretiminin Türkiye'nin hemen her bölgesinde yapılmakla birlikte, üstün kaliteli kurutmalık incirin Ege Bölgesi'nde yetiştirildiğini vurgulayan Bayraktar, "Bölgede yaklaşık 35 bin aile incir tarımıyla uğraşmakta, geçimlerini tamamen bu üründen elde ettikleri gelirle karşılamaktadır. İşlenmesi esnasında yoğun işgücü gerektiğinden, incir işletmelerinde çalışan işçilerle birlikte büyük bir kesim geçimini incirden sağlamaktadır" bilgisini verdi.
Türkiye'de incirin %30'unun taze olarak iç pazarda, %70'lik bölümünün ise kuru olarak iç ve dış pazarda tüketildiğini, ülkemizde kuru incirin tüketiminin yetersiz olduğunu anlatan Bayraktar, en büyük kuru incir üreticisi ve ihracatçısı konumunda olan Türkiye'nin, dünya fiyatlarını önemli ölçüde etkilediğini belirtti. Bayraktar, "Genel olarak dünya ihracatının yarısından fazlası ülkemizden karşılanmaktadır. Son on yıllık dönemde toplam kuru incir ihracatımız, ortalama 48 bin ton olarak gerçekleşmiş; ihracatın ortalama %82'lik kısmı yemeklik kuru incirden oluşmuştur. Bu ihracatın yaklaşık yarısı Fransa, Almanya, İtalya, ABD ve İngiltere gibi Avrupa ülkelerine yapılmaktadır" dedi.

-Yeni üretim sezonunda incirin durumu-

2015 yılı incir sezonunun 15 Ağustos'tan sonra başladığına dikkati çeken Bayraktar, "Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, kaliteli sofralık incirin üretici fiyatı 4-5 TL, kurutmalık incirin ise 6-8 TL civarındadır. Bazı bölgelerimizde meyve çatlaması görülmekle beraber, genelde bu sorun, üreticimizin aldığı tedbirlerle giderilmektedir. Herhangi bir doğal afetin, özellikle aşırı yağışların olmaması halinde, üreticilerimizin gerek sofralık gerekse kurutmalık incirde iyi bir üretim yılı yaşamasını bekliyoruz" dedi.

-İncirimizi muhakkak korumalıyız-

Dünyada rakipsiz olduğumuz, kutsal kitabımız Kuranı Kerim'de adı bir sureyle anılan inciri muhakkak çok iyi korumak gerektiğinin altını çizen Bayraktar, incirle ilgili sorunlara değinirken de şunları kaydetti:
"Kuru incirde yaşanan en önemli ve her dönemde güncelliğini koruyan sorunumuz, temiz, gerekli standartlara uygun ve kaliteli üretiminin sağlanması olarak karşımıza çıkıyor. Kaliteli üretim yapılabilmesi için ise üreticilerimizin bilinçlendirilmesi, eğitim çalışmalarına ağırlık verilmesi büyük önem arz ediyor. İhracatımızın büyük bir bölümünü Avrupa Birliği ülkelerine yapıyoruz. Bunu dikkate alarak, rakip ülkelere karşı rekabet gücümüzün artırılabilmesi için 'iyi tarım' uygulamalarının hayata geçirilmesi yine büyük önem taşıyor. Aflatoksin birçok gıda maddesinde olduğu gibi incirde de oluşuyor. İnsan sağlığı ve ürün satışı açısından sorun yaratan aflatoksin oluşumunu engelleyecek önlemleri mutlaka almamız gerekiyor. Hastalık ve zararlılarla mücadelede kültürel, kimyasal programların titizlikle ve zamanında uygulanması da bir şart olarak önümüzde duruyor.

Hasattan sonra en fazla 1 yıl içerisinde tüketilmesi gereken kuru incirde rekoltenin yüksek olduğu yıllarda stok sorunu yaşanmaktadır. Bu sorunun çözülmesi ve fiyat düşüşlerinin önüne geçilmesi amacıyla, gereken miktarda ürünün piyasadan çekilip depolanması ve isteyen alıcılara eşit koşullarda verilmesi için ABD ve AB'de uygulandığı gibi bir stok kurumunun oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Kuru incir ihracatında ilk yükleme tarihi de büyük önem arz ediyor. İlk yükleme tarihinin geç açıklanması hem ihracata hazır olan ürünün üreticide muhafazasını zorlaştırıyor hem de pazar kaybına sebep oluyor. Bu bakımdan ilk yükleme tarihi uygulaması tamamen kaldırılmalı ve ihracata hazır olan ürünün ihracatı bekletilmeden yapılabilmelidir.
Ülkemiz kuru incirinin rekabet gücünü artırmak ve üretimin sürekliliğini sağlamak açısından, incirin de ihracat iadesinden yararlandırılmasını istiyor ve bekliyoruz."
26 Ağustos 2015 Çarşamba

Hamzalar Bölgesınde Organık Tarım Pazarlama Projesi Uygulandı

Detay:

​Mevlana Kalkınma Ajansı tarafından Teknik Destek Programı kapsamında finanse edilen proje İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce Hamzalar üreticileri ile birlikte gerçekleştirildi.

Bozkır Hamzalar Mahallesinde organik üzüm üretimiyle uğraşan kayıtlı 26 çiftçi ve organik üzüm üretimine geçme potansiyeli bulunan 14 çiftçiden oluşan toplam 40 üretici ile 3 gün pazarlama, girişimcilik, ürün geliştirme ve pazarlama planı gibi konularda pazarlama altyapısını geliştirmek amaçlı eğitimler verilmiştir. Eğitimler sırasında uzman eğitici Yard.Doç.Dr. Mithat DİREK ile birlikte kursiyerler Hamzalar organik üzümünün pazarlama planını, Hamzalar organik üzümünün SWOT analizini çıkartmışlardır. Hazırlanan pazarlama planı ve analizler organik üzüm için pazar olabilecek alanlarda çalışan, Konya ve civar illerdeki pazarlama aktörlerinin davet edildiği Hilton Otelde gerçekleştirilen Üretici Pazar Aktörleri buluşmasında katılımcılarla paylaşılmıştır. Üretici ve pazar aktörleri buluşmasında çiftçilerin eğitimlerde öğrendikleri bilgileri pratiğe dökmelerine imkan sağlanmıştır.

Gerçekleştirilen faaliyetler ile bölgede organik üzüm üretiminin güçlendirilmesi, üreticilerin daha bilinçli pazarlama yapması ve ürünlerini satabilecekleri pazar ağı ile buluşturulmaları amaçlanmıştır.

 

Proje kapsamında gerçekleştirilen eğitim konuları:

Pazarlama, girişimcilik ve ürün geliştirme
Girişimcilik özelliklerinin sınanması, iş fikri geliştirme ve yaratıcılık
Pazar araştırmasında yapılması gerekenler
Üretim planı, yönetim planı, finansal plan hazırlanması ve pazarlama stratejisi
Markalaşma ve Tanıtım
Tüketici odaklı ürün yönetimi ve ürün geliştirme
Pazarlama planı hazırlanması ve swot
Organik üzümde pazarlama planı hazırlanması
Organik üzüm swot analizi çalışması
Pazarlama Planı Değerlendirmesi ve Pazar Aktörleri ile istişare uygulamaları

Bütün faaliyetleri Mevlana Kalkınma Ajansı, KONDES Danışmanlık (yüklenici firma) ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüz işbirliği ile gerçekleştirilen projemiz tamamlanmış olup, nihai rapor sürecindedir.

Haberin Videosu İçin Buraya Tıklayınız
25 Ağustos 2015 Salı

Çiftçiye toprak analizi uyarısı

Detay:


​-Çiftçiye toprak analizi uyarısı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Destekten yararlanacak çiftçilerimiz için toprak analizi yaptırmak şart"

-"Toprak analizi için verilen süre 1 Eylül'de sona erecek"

-"Üreticilerimizin mağdur olmamaları ve sıkışıklığa meydan vermemeleri için analizlerini ay sonuna kadar yaptırmaları önem taşıyor"

 

Ankara – 24.08.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, toprak analiz desteğinden yararlanmak için son tarihin 1 Eylül 2015 olduğunu belirterek, destekten yararlanacak çiftçilerin analizleri bu tarihe kadar mutlaka yaptırmaları gerektiğini bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu üretim sezonu için toprak analizi yaptırılması gereken tarihin 1 Kasım 2014'te başladığına dikkati çekerek, "Toprak analizi desteği ödemesinden faydalanmak isteyen çiftçilerimizin toprak analizlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş laboratuvarlarda, 1 Eylül Salı gününe kadar yaptırmaları zorunludur. Aksi halde bu desteklemeden yararlanmaları mümkün değildir" dedi.

Her toprak analizine en fazla 50 dekar için ödeme yapılacağının altını çizen Bayraktar, "Her analiz, en fazla 50 dekarlık bir tarım arazisini temsil eder. Toprak analizlerini yaptıran çiftçilerimizin, yetkilendirilmiş laboratuvarca onaylanmış Toprak Analiz Formlarını, Gıda, Tarım ve Hayvancılık il ve ilçe müdürlüklerine teslim etmeleri gerekmektedir" bilgisini verdi.

 

-ÇKS'ye kayıtlı olmak şart-

 

 Bayraktar, şöyle devam etti

 "Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın mazot, gübre ve toprak analizi desteklemelerine ilişkin tebliğine göre, arazi miktarı en az 1 dekar olan Çiftçi Kayıt sistemi ÇKS'ye kayıtlı üreticilerimize toprak analizi destekleme ödemesi yapılacak. Bu destek çerçevesinde çiftçilerimize dekar başına 2,5 lira ödeme yapılacak.

ÇKS'ye kayıtlı olup, üretim alanı 50 dekar ve üzerinde olan her bir tarım arazisinin gübre destekleme ödemesinden yararlanabilmesi için yetkilendirilmiş laboratuvarlarda 1 Eylül'e kadar toprak analizi yaptırması zorunludur. 50 dekarın altındaki tarım arazisi için bu şart aranmamaktadır.

Desteklerden yararlanacak çiftçilerimizin olası sıkışıklıklara meydan vermemek için son günü beklemeden toprak analizi yaptırmaları önemlidir."

 

-Toprak analizinin önemi-

 

Yüksek verim ve kaliteli üretim için gerekli unsurların başında dengeli ve düzenli gübrelemenin geldiğine işaret eden TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti:

"Dengeli ve düzenli gübrelemenin yolu da toprak analizinden geçmektedir. Bitkinin düzgün bir şekilde büyümesi ve gelişebilmesi için ihtiyaç duyduğu bitki besin maddelerinin düzeyinin tespiti ise ancak toprak analiziyle mümkündür. Toprak analizi sonucuna göre hangi gübreden ne kadar, ne zaman ve nasıl verileceği tespit edilir. Doğru gübre kullanımıyla üreticilerimiz gereğinden fazla gübreleme yapmayacağından maddi kayba uğramadığı gibi, bitki de optimum fayda elde etmiş olmaktadır. Ayrıca yanlış gübre kullanımından kaynaklan üründe meydana gelebilecek olası zararlar da engellenmiş olur.

Bu nedenlerle üreticilerimizin gübre kullanmadan önce mutlaka toprak analizini yaptırması ve alacağı analiz raporuna göre gübre kullanması gerekmektedir."

13 Ağustos 2015 Perşembe

İl Sosyal GüvenlikMüdürlüğünden Ziyaret Odası Ziyareti

Detay:

​Konya Sosyal Güvenlik İl Müdürü Murat Mustafa Yavuz ve Müdür Yardımcısı Mevlüt Dindar İlçemiz Ziraat Odası Başkanı Ali Köse'yi makamında ziyaret etti.

Sıcak samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette Tarım Bağkuru hakkında fikir alış verişinde bulundular Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Köse Konya Sosyal Güvenlik İl Müdür ve Müdür yardımcısının gerçekleştirmiş oldukları ziyaretlerinden dolayı teşekkürlerini iletti.



4 Ağustos 2015 Salı

Başkan Ali Köse; Terör Olaylarını Nefretle Kınadı

Detay:

​BOZKIR ZİRAAT ODASI BAŞKANI ALİ KÖSE TERÖRÜR NEFRETLE KINADI

Köse bu günlerde yaşanan terör olaylarından dolayı asker ve polislerimiz şehit düşmektedir.

Gözleri dönmüş PKK canilerinin mutlak ve mutlak bin mislisi ile altında kalacakladır. Türk milleti asil bir millet olup bir çok savaşlar yapıp hep kazanmışlardır. Binlerce şehit vermiştir, değ ilki dört çapulcu PKK terörünün hakkından gelemeyecek tüm vatandaşlarımızın şehit kanıyla meydana gelen Türk bayrağını asmaya ve terörü lanetlemeye davet ediyorum. Rabbim ölen asker ve polislerimize şehitlik mertebesini nasip etsin diyor ölen şehitlerimize

Allah tan rahmet ateş düşen ailelerine ve Türk milletine baş sağlığı diliyorum. Cenabı hak her türlü bela ve törerü karşı Türk milletinin yar ve yardımcısı olsun dedi.

ALİ KÖSE
BOZKIR ZİRAAT ODASI BAŞKANI
24 Temmuz 2015 Cuma

Tzob'dan Otomasyonda eğitim atağı

Detay:

​-Otomasyonda eğitim atağı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Otomasyonun daha verimli kullanılması ve işlevselliğinin artırılması için 29 pilot ilde yapılan eğitimler tamamlandı"

-"680 Ziraat Odasından 1114 personele verilen eğitim, hedeflendiği gibi kısa bir zamanda bitirildi"
-"Bu sayede kullanıcıların, otomasyonu yanlış kullanımları giderilip, programa entegrasyon maksimuma çıkarıldı"

Ankara - 24.07.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, faaliyete geçen otomasyon sisteminin daha verimli kullanılması ve işlevselliğinin artırılması için 29 pilot ilde yapılan eğitimlerin tamamlandığını bildirerek, "680 Ziraat Odasından 1114 personele verilen eğitim, hedeflendiği gibi kısa bir zamanda bitirildi" dedi.
Bayraktar yaptığı açıklamada, eğitimlerle, çiftçi işlemlerinin daha hızlı girilmesinin sağlandığını, Ziraat Odalarının idari işlemleri ile ilgili modüllerin kullanıcılara aktarıldığını belirtti.
Eğitimlerde sık sık üye ve veri giriş işlemlerinin örneklendirildiğinin altını çizen Bayraktar, "bu sayede kullanıcıların, otomasyonu yanlış kullanımları giderilip, programa entegrasyon maksimuma çıkarıldı" dedi.

-Otomasyon Sistemi-

Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği'nin iş ve işlemlerinde profesyonelliğin sağlanması için otomasyonun önemine vurgu yapan Bayraktar, şunları kaydetti:
"Sisteminin çok geniş uygulama sahası bulunuyor. Çiftçi kütük bilgileri, arazi ve tarımsal bilgiler, üretim deseni ve miktarları, bina ve tesis varlığı, alet ve makine varlığı, hayvan ve su ürünleri varlığı sistemde görülebiliyor. Çiftçilerin Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) kayıtları çevrimiçi olarak yapılabiliyor. E-devlet kapsamında kamu ve diğer kuruluşlarla web servisleri üzerinden bilgi paylaşımında bulunulabiliyor. Çiftçiler için gerekli belgeler anında hazırlanabiliyor."
Otomasyon sisteminde, çiftçilere ilişkin üye kayıt defterleri başta olmak üzere üyeliğe dair tüm ayrıntıların yer alacağını vurgulayan Bayraktar, "İçişleri Bakanlığı aracılığıyla kimlik ve adres bilgileri, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aracılığıyla tapu kayıtları, SGK ile sosyal güvenlik bilgileri sorgulanabiliyor." 
Sistem ilerleyen zamanlarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile entegre çalışabilecek."

21 Temmuz 2015 Salı

Antep fıstığında fiyata dikkat…

Detay:

​-Antep fıstığında fiyata dikkat…

-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-"Üretim artışı beklenen Antep fıstığında fiyatların çok fazla düşmesinin önüne geçmek için ihracat kanalları zorlanmalı"
-"Dünyanın üçüncü büyük üreticisi Türkiye, Antep fıstığında yeterince ihracat yapamıyor"
-"Antep fıstığı üretiminde geleneksel metotlar bırakılmalı, kalite ve verimi artıran sulamaya önem verilmelidir"
-"Diğer ülkelerle rekabet edebilmek için sulamanın yanında teknik, hasat ve hasat sonrası işlemlerin modern bir şekilde yapılması gerekiyor"
-"Kaçak fıstık girişi önlenmelidir. Yeni kurulacak kapama fıstık bahçelerine tesis desteği verilmeli, alan bazlı desteğe geçmeliyiz"
-"Depolama süresi uzun olan Antep fıstığında, piyasada kaliteli ürünün her an bulunabilmesi, fiyat istikrarı sağlanması ve üreticimizin yeterli gelir elde edebilmesi 
için lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları kurulması bir zorunluluktur"
-"Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi üreticimizin ürününü değerine pazarlamasını sağlayacak, fiyat istikrarında sürdürülebilirlik ile kaliteli ürünün her an piyasada bulunabilirliği mümkün olacak"

Ankara – ...07.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretim artışı beklenen Antep fıstığında fiyatların çok fazla düşmesinin önüne geçmek için ihracat kanallarının zorlanması gerektiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 ve 2014 yıllarında Antep fıstığında olumsuz hava koşuları ve Antep fıstığının periyodisite göstermesi sebebiyle rekoltede düşüş yaşandığını, üretimin 2014'de 80 bin tonda kaldığını, bu yıl ise 150-160 bin tonluk bir üretim beklendiğini vurguladı. Üretimdeki büyük oynamaların fiyatlarda istikrarsızlığa yol açtığını, bunun ise bazen üretici bazen de tüketici açısından olumsuzluk taşıdığını belirten Bayraktar, "bu yıl üretimde önemli miktarda artış olacağı tahmin ediliyor. Antep fıstığında fiyatların çok fazla düşmesinin önüne geçmek için ihracat kanallarının zorlanması gerekir" dedi.
Şemsi Bayraktar, bazı ülkelerin ticari ve teknik avantajlar sağlayabilmek için bilgi saklamaları, bazı tüccarların ticari teknik engelleri aşmak için satışları başka ülkeler adına yapmaları, bazı üreticilerin vergi ve benzeri olası cezalardan kaçınmak için yanlış bilgi vermeleri, çok çeşitli kullanımı olan bir ürün olması nedenleriyle dünyada ve Türkiye'de Antep fıstığının gerek üretim gerek ticaretine yönelik sağlıklı istatistiki verilere ulaşmanın oldukça zor olduğunun altını çizdi. 

-Üretimin yüzde 83,4'ü İran, ABD ve Türkiye'den-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti:
"Antep fıstığı, periyodisite gösteren bir meyve türü olduğundan üretim yıllara ve ülkelere göre değişimler göstermektedir. Dünya Antep fıstığı üretiminde ilk üç sırayı İran, ABD ve Türkiye almaktadır. Dünya toplam Antep fıstığı üretiminin ortalama yüzde 83,4'ü İran, ABD ve Türkiye tarafından üretilmektedir. Türkiye 2006 yılında üretimde dünya ikincisi iken 2007'den itibaren ikinciliği ABD'ye kaptırmıştır. İran ve ABD, Antep fıstığı üretimini ovalarda, sulu koşullarda, büyük arazilerde, birim alana sık ağaç dikimiyle yapmakta ve dekara yüksek verim almaktadır. Türkiye'de ise Antep fıstığı tarımı daha ziyade kıraç koşullarda yapılmaktadır. Ayrıca Türkiye'de yetiştirilen Antep fıstığı genellikle aroması yoğun ve lezzetli, ayıklanması nispeten zor olduğundan kabuksuz tüketime uygun uzun çeşitlerdir. İran ve ABD'nin ürünleri ise daha verimli ancak nispeten daha lezzetsiz, iri ve çıtlaklık oranı yüksek yuvarlak çeşitlerdir.
Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 2012 yılı verilerine göre, dünyada üretilen 1 milyon 5 bin ton Antep fıstığının 472 bin tonunu İran, 235 bin tonunu ABD, 150 bin tonunu Türkiye, 74 bin tonunu Çin, 57 bin tonunu Suriye, 10 bin tonunu Yunanistan üretmektedir. Afganistan'ın 3, Tunus ve İtalya'nın 2'şer bin tonluk üretimi bulunuyor. Diğer ülkeler de 22 bin ton Antep fıstığı üretiyor."

-İller arasında Şanlıurfa birinci-

Türkiye'de 41 ilde Antep fıstığı yetiştirildiğini, üretimin çok büyük bir bölümünü Güneydoğu Anadolu Bölgesi illerinin sağladığını belirten Bayraktar, "TÜİK'in 2014 verilerine göre, Şanlıurfa 21 bin 494 tonluk üretimle birinci. Bu ilimizi, Antep fıstığı ağaç sayısında birinci olan Gaziantep 17 bin 231 tonla, Siirt 15 bin 228 tonla takip etti. Adıyaman 9 bin 704, Kahramanmaraş 2 bin 438, Kilis 2 bin 349, Manisa 2 bin 45, Diyarbakır 1511, İzmir 1281, Mersin 1232, Mardin 1213, Çanakkale 769, Batman 692, diğer iller 2 bin 813 ton Antep fıstığı üretti" dedi.

-Üretimi ve ihracatı artırma potansiyelimiz var-

Ülkemizde Antep fıstığı sulanmayan koşullarda yetiştirildiğine işaret eden Bayraktar, Antep fıstığı üretiminde ileri olan ülkelerden gerek İran, gerekse ABD'nin Kaliforniya eyaletinde yetiştiriciliğin sulu koşullarda yapıldığını vurguladı. 
Bayraktar şunları kaydetti:
"Ülkemizde halk arasında Antep fıstığının sulanmadan yetiştirileceği şeklinde yanlış bir kanı yaygın olmasının yanında sulama imkanlarının da yetersiz olması sebebiyle Antep fıstığı üretimimiz düşüktür. Antep fıstığı sulamadan değil taban suyu seviyesinin yüksek olmasından hoşlanmaz. Antep fıstığı üretiminde geleneksel metotlar bırakılmalı, kalite ve verimi artıran sulamaya önem verilmelidir. Dünyada üretim bakımından ilk sırada yer alan İran'da yetiştiricilik sulanan koşullarda, sık dikim ya da yoğun dikim şartlarında yetiştirilmektedir. Bakım işlemleri ve hasat yine diğer ülkelerdeki gibidir. ABD'de ise yine sulanan koşullarda yetiştiricilik gerçekleştirilirken hasat ve hasat sonrası tüm işlemler mekanizasyonla yapılmaktadır. Ülkemizde ise hasat elle ve hasat sonrası işlemler de yaygın olarak geleneksel yöntemlere göre yapılmaktadır. Diğer ülkelerle rekabet edebilmek için sulamanın yanında teknik, hasat ve hasat sonrası işlemlerin modern bir şekilde yapılması gerekiyor. Dünyanın üçüncü büyük üreticisi Türkiye, Antep fıstığında yeterince ihracat yapamıyor."

-Yapılması gerekenler-

Bayraktar, Antep fıstığı sektöründe görülen sorunları ve yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
"Serbest bölgenin yakın olmasından dolayı, İran'dan kaçak bavul ticaretiyle İran fıstığının üreticimizin satış fiyatının yarısına gelmesi, çiftçilerimizi zor durumda bırakmaktadır. Tedbir alınarak kaçak fıstık girişi önlenmelidir.
Yeni kurulacak kapama fıstık bahçelerine tesis desteği verilmeli, alan bazlı desteğe geçmeliyiz.
Diğer taraftan depolama süresi uzun olan Antep fıstığında, piyasada kaliteli ürünün her an bulunabilmesi, fiyat istikrarı sağlanması ve üreticimizin yeterli gelir elde edebilmesi için lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsaları kurulması bir zorunluluktur. Lisanslı depoculuk ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi üreticimizin ürününü değerine pazarlamasını sağlayacak, fiyat istikrarında sürdürülebilirlik ile kaliteli ürünün her an piyasada bulunabilirliği mümkün olacaktır."

Saldırıyı lanetliyoruz...

Detay:

​-Saldırıyı lanetliyoruz…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Ülkemizin huzurunu, birlik ve bütünlüğünü hedef alan bu terör saldırısını lanetliyoruz"

-"Devletimizin perde önündeki ve arkasındaki canileri mutlaka ortaya çıkarıp adalete teslim edeceğine olan inancımız tamdır"


Ankara – 20.07.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Şanlıurfa Suruç'ta meydana gelen ve ilk belirlemelere göre 28 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 100'e yakın vatandaşımızın da yaralandığı terör saldırısını lanetlediğini bildirdi. 
Bayraktar, Suruç'taki patlamayla ilgili yayımladığı mesajda, ilk belirlemelere göre saldırıda 28 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini, can kaybının artmasından endişe edildiğini belirtti. 
Şemsi Bayraktar, şunları kaybetti:
"Ülkemizin huzurunu, birlik ve bütünlüğünü hedef alan bu terör saldırısını lanetliyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı, yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Bu saldırıyı gerçekleştirenler, adalet önünde bunun hesabını mutlaka vereceklerdir. Devletimizin perde önündeki ve arkasındaki canileri mutlaka ortaya çıkarıp adalete teslim edeceğine olan inancımız tamdır. 
Milletimizin birlik ve bütünlüğüne yönelik bu tür alçak saldırılar, bu ülkeyi asla bölemeyecek, hainler kirli amaçlarına asla ulaşamayacaklardır."