5 Şubat 2015 Perşembe

Bayraktar, Tarım Envanteri Takip Sistemi Bilgilendirme toplantısına katıldı

Detay:


​-Bayraktar, Tarım Envanteri Takip Sistemi Bilgilendirme

toplantısına katıldı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak"

"Tarımın envanteri doğru ve güvenilir bir şekilde ortaya konulmadan isabetli kararlar alınamaz"

-"Tarımımızın en önemli sorunlarından biri plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanmasıdır"

-"Bir sene bir üründe fiyatın yükseldiğini gören çiftçimizin, ertesi sene o alana yönelmesi nedeniyle ürün bolluğu ve dolasıyla fiyatlarda aşırı düşüş yaşanabiliyor"

-"Bunu zaman zaman TÜİK rakamlarında da görüyoruz. 2010-2014 döneminde tarımda üretici fiyatlarında yüzde 22 dolaylarında bir artış olurken, gıda fiyatlarında yüzde 44

artış yaşandı"

-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:  "Bu sistem, Türkiye'deki mobil uygulamaların kullanıldığı en büyük saha projesidir. Bugüne kadar 41 bin 106 köy ve mahallede veri girişi yapıldı. 2 bin civarındaki mahalle ve köyde de veri çalışmaları sürüyor"

-Kalkınma Bakanı Yılmaz:  "Kayıt dışılığın azaltılması ve sektörün modern, kayıtlı

bir sektör haline gelmesi açısından Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi hayati öneme sahip. Bu proje, milli gelir hesaplarını da etkileyecek"

Ankara – 05.02.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülke tarımının en önemli sorunlarından birinin plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanması olduğunu bildirerek, "Üretim planlaması, tarımımız açısından hayati önemde. Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak" dedi.

Bayraktar, Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi Bilgilendirme Toplantısı'ndaki konuşmasında, bilginin önemli olduğunu, bilginin güç demek olduğunu belirtti.

Ülke çapında tarımın envanterini, tam olarak ortaya koymak, politika oluşturanlara bilgi, güç sağlayacağını vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

"Tarımın envanteri de doğru ve güvenilir bir şekilde ortaya konulmadan isabetli kararlar alınamaz. Durumu net olarak ortaya koymamız gerekir. Aksi takdirde tarımsal politikaları sağlıklı bir şekilde belirleyemeyiz. Tarımsal politikaları doğru belirlememiz, tarımsal potansiyelimizin tamamını kullanmamıza imkan sağlar.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, 2014 yılında tarımsal işletmelerin üretim bilgilerini kayıt altına alma çalışması başlattı. Bu çalışma çerçevesinde oluşturulan Tarımsal Üretim Kayıt Sistemi (TÜKAS), işletme bilgilerini kayıt altına alacak ve sürekli güncelleyecek. TÜKAS ile tarımsal envanter tam olarak ortaya çıkarılacak. Sistem, ülke genelinde, tarım işletmesi bazına kadar inerek, sağlıklı tarımsal istatistiklere ulaşılmasına imkan verecek. Bu yönüyle de sistem, tarımımızda adeta bir çığır açacaktır. Böyle önemli bir çalışmanın gerçekleştirilmesini sağlayan ve tarımımızın hizmetine sunan Bakanlarıma çok teşekkür ediyorum.

Bu projeyi, tarımda Cumhuriyet tarihimizin en önemli projelerinden biri olarak görüyoruz."

 

-Üretim planlaması açısından önemli-

 

Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi'ni, üretim planlaması açısından önemli bulduklarını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:

"Bilindiği gibi, tarımımızın en önemli sorunlarından biri plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanmasıdır. Bir sene bir üründe fiyatın yükseldiğini gören çiftçimizin, ertesi sene o alana yönelmesi nedeniyle ürün bolluğu ve dolasıyla fiyatlarda aşırı düşüş yaşanabiliyor. Bunu zaman zaman TÜİK rakamlarında da görüyoruz. 2010-2014 döneminde tarımda üretici fiyatlarında yüzde 22 dolaylarında bir artış olurken, gıda fiyatlarında yüzde 44 artış yaşandı.

Neredeyse ürün tarlada kalıyor, üretici maliyetini bile kurtaramadan büyük zararlara uğruyor. Üretim planlaması, tarımımız açısından hayati önemde. Bu sistem, tarımın envanterini tam olarak ortaya koyacağı için, üretim planlamasına da imkan tanıyacak diye düşünüyorum. Ne kadar tarım alanımız olduğunu, hangi ürünlerin ekildiğini, ne kadarının nadasa bırakıldığını veya işlenmediğini sistem aracılığıyla görmemiz mümkün olacak.

Buna göre, üretimin ne miktarda gerçekleşebileceğini daha ürün ekildiğinde aşağı yukarı tahmin edebileceğiz, buna göre çiftçimizi yönlendirebileceğiz, gerekli önlemleri alabileceğiz.

Bu çiftçimiz için çok büyük bir kolaylık olacak. Plansız üretimden kaynaklanan zarara uğramasını önleyebilecek, üretim planlamasına imkan tanıyacak.

Bilindiği gibi, tarımımızın 2023 hedefleri var. Cumhuriyetimiz 100'ncü yılında 85 milyona ulaşacak nüfusumuzu, 50 milyon turisti doyurabilir, çevre ülkelerin gıda açığını kapatabilir, tarım ve gıdada 40 milyar dolar ihracata ulaşabiliriz.

Tarımımızın envanterini tam olarak ortaya koyacak bu sistem, hedeflere ulaşabilmemiz için büyük bir ihtiyacı da cevap verecektir."

 

-"Proje mühendislerin arazide çiftçimizle birebir çalışmasını sağlayacak"-

 

Aynı zamanda bu projenin, mühendislerin doğrudan arazide, çiftçimizle birebir çalışmasını, onlara rehberlik etmesini de sağlayacağını belirten Bayraktar, şöyle dedi:

"Çiftçimizin aktardığı sorunlar, anında online çözüm merkezlerine iletilebilecek ve sorunlara hızlı çözümler üretme imkanı mümkün olacak.  Gördüğümüz kadarıyla sistem, ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmuş.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, biz de 2013 yılı Ocak ayında başlattığımız otomasyon projesini tamamladık. Bu kapsamda, Birliğimiz ile ülke geneline yayılmış 759 Ziraat Odamızdaki 900'e yakın personelimize eğitim verdik.

Otomasyon sistemimizle, tarımla ilgili verilere anında ulaşıp, tarımı kesintisiz izleyip, politikaların belirlenmesine katkıda bulunacağız. Sistemimiz, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'mızın Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile entegre çalışabilecek."

 

-Bakan Eker-

 

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, konuşmasında, bütün tarihsel süreçlerde var olan en önemli sektörün tarım olduğunu vurgulayarak, bu sektörün ekonomik, kültürel, sosyal hayatta etkinliğinin ve modasının geçmediğini söyledi.

Türkiye'nin tamamına ilişkin üretim tarım havzalarını belirlediklerini hatırlatan Eker, 32,5 milyon parsel tarım arazisinin envanterini tuttuklarını ifade etti.

Proje hakkında bilgiler veren Eker, yılda 2 defa Türkiye'nin tarım parsellerinin tamamının uydu görüntülerini aldıklarını dile getirdi.

Eker, 10 bin Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) personelinin bu uydu görüntülerindeki parsellerde tek tek çalışmalar yaptığını ve hayvan varlığı, parsel büyüklüğü, işletme bilgileri, makine, ekipman bilgileri ve fotoğrafını, ellerindeki bilgisayarlarla sisteme kaydettiklerini, bilgilerin merkeze aktarıldığını söyledi.

Bugüne kadar 41 bin 106 köy ve mahallede veri girişi yapıldığını ifade eden Eker, 2 bin civarındaki mahalle ve köyde de veri çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.

Eker, sistemde 345 farklı tarımsal ürünün, 102 çeşit alet ve ekipmanın kayıtlı olduğuna dikkati çekerek, hayvancılık ile ilgili 9 ayrı veri grubu alanlarının bulunduğunu, türleri ayrı ayrı kaydettiklerini belirtti.

Merkezde 40 personelin olduğunu, bu sistemin 24 saat takip edildiğini ve sorunların anında değerlendirildiğini ifade eden Eker, "Bu sistem Türkiye'deki mobil uygulamaların kullanıldığı en büyük saha projesidir. 'Bilgi teknolojilerini Türkiye'de en iyi kullanan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığıdır' derken abartıda bulunmadım" ifadelerini kullandı.

Geçen yıl hazirandan bugüne kadar alınan verilerle 23 milyon 570 bin hektar tarım alanında sayım yapıldığını, 23 milyon 425 bin hektar alanda ürünün varlığı tespit edildiğini bildiren Eker, 131 milyon 157 bin küçükbaş ve büyükbaş hayvanın sayımının gerçekleştirildiğini, ayrıca 3 milyon 173 bin 344 tarımsal ekipman tespit edildiğini kaydetti.

 

-Kalkınma Bakanı Yılmaz-

 

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, konuşmasında, kayıt dışılığın azaltılması ve sektörün modern, kayıtlı bir sektör haline gelmesi açısından Ülkesel Tarım Envanteri Takip Sistemi'nin hayati öneme sahip olduğunu belirterek, bu projenin milli gelir hesaplarını da etkileyeceğini ifade etti.

Tarımın, 21. yüzyılda da stratejik öneme sahip olduğunun altını çizen Yılmaz, "Tarım her zaman dünyanın gündeminde olan ve olacak bir sektör. Dolayısıyla hiçbir zaman modası geçecek bir sektör değil. O yüzden tarım sektörüne çok büyük önem ve öncelik veriyoruz" diye konuştu.

Tarımdaki kayıt dışılığa dikkati çeken, projenin kayıt dışılığın kayıt altına alınmasına da katkıda bulunacağını ifade eden Yılmaz, "Kayıt dışılığın azaltılması anlamında, sektörün modern, kayıtlı bir sektör haline gelmesi bakımından bu projemiz hayati öneme sahip. Milli gelir hesaplarını da bu etkileyecek. Tarım, sonuçta milli gelirin bir unsurudur. Tarımı ne kadar iyi hesaplarsak, tarımsal istatistikleri ne kadar doğru tespit edersek makro istatistiklerimizi de çok daha sağlıklı şekilde elde etmiş olacağız" dedi.

Tarımsal istatistiklerin AB müzakerelerinde de öncelikli bir alan olduğuna işaret eden Yılmaz, bu alanda yapılan çalışmaların AB müzakerelerine de önemli katkılarda bulunacağını söyledi.

 

-Tarım Reformu Genel Müdürü Küsek-

 

Tarım Reformu Genel Müdürü Gürsel Küsek de takip sistemini canlı olarak sinevizyonla uygulamalı olarak anlattı. Sistemle personelin gerçek konumunun, hangi parsellere ilişkin kayıtları girdiğinin, ne kadar yol kat ettiğinin görülebildiğine işaret eden Küsek, sahadaki çalışanlarla interaktif bilgi paylaşılabildiğine dikkati çekti.

4 Şubat 2015 Çarşamba

Doğal afetler çiftçinin belini büküyor…

Detay:


​-Doğal afetler çiftçinin belini büküyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar nedeniyle çiftçimiz bir kez daha mağdur oldu"

-"Hafta sonu meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar, büyük zarara yol açtı. Şiddetli fırtınanın yol açtığı hasarlar nedeniyle de can kayıpları da yaşandı"

-"Yaşanan doğal afetler, içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen üretimi bırakmayan çiftçimizin belini büküyor"

-"Fırtına nedeniyle ahırlar, küçükbaş hayvan barınakları, kümesler, seralar zarar gördü. Yer yer ağaçlar kökünden söküldü. Bazı yerler de ise dallarda kırılmalar meydana geldi"

-"31 Aralık'tan sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir"

 

Ankara – 04.02.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık ve don başta olmak üzere 2013-2014 üretim döneminde hemen hemen bütün afetleri yaşayan üreticilerin, 2015 yılına da afetlerle başladığını bildirerek, "Ocak ayında meydana gelen aşırı yağmur ve kar yağışı ve su baskınlarının ardından, 31 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışlar nedeniyle çiftçimiz bir kez daha mağdur oldu" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın üstü açık bir fabrika olduğunu, çiftçinin, iklim koşullarında meydana gelen olumsuzluklardan en fazla etkilenen kesim olduğunu belirtti.  Yaşanan doğal afetlerin, içinde bulunduğu sıkıntılara rağmen üretimi bırakmayan çiftçinin belini büktüğünü vurgulayan Bayraktar, hafta sonu meydana gelen lodos fırtınası ve aşırı yağışların büyük zarara yol açtığına dikkati çekti.

 

-Yalova, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Muğla, Bilecik, Kocaeli, Sakarya,

İzmir, Edirne ve Tekirdağ'da hasar var-

 

Fırtına nedeniyle ahırların, küçükbaş hayvan barınaklarının, kümeslerin, seraların zarar gördüğünü, yer yer ağaçların kökünden söküldüğünü, bazı yerler de ise dallarda kırılmalar meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Şiddetli fırtınanın yol açtığı hasarlar nedeniyle de can kayıpları da yaşandı.

İllerde ilk tespitlere göre meydana gelen hasar durumuna baktığımızda,

Yalova'da etkili olan kuvvetli lodos, ildeki seraların yüzde 80'inde zarara yol açtı.  Örtü altı sebze ve kesme çiçek büyük maddi zarar gördü. Meyve bahçelerinde ise ağaç sökülmeleri, dal kırılmaları oldu.

Bursa'da özellikle şehir merkezinde maddi hasar meydana geldi. Ağaçlar söküldü. Bir vincin devrilmesi sonucu bir kişi hayatı kaybetti.

Bursa'nın Mustafakemalpaşa İlçesi'nde samanlığın çatısının uçmasını engellemeye çalışan üreticimiz hayatını kaybetti. Daha çok ahırlarda çatıların uçması, toprak yapıların yıkılması nedeniyle maddi kayıp yaşandı.

Balıkesir'de lodos fırtınası, seralar, ahırlar, küçükbaş hayvan barınakları ve tavuk kümeslerinde hasara yol açtı. Fırtına nedeniyle çatısı çöken ahırlarda hayvanlar zarar görürken, pek çok ağaç da kökünden söküldü. Sökülen ağacın saplandığı bir kişi yoğun bakımda bulunuyor.

Balıkesir'in Burhaniye İlçesi'nde bir çiftçi, içinde bulunduğu ahırın çatısı çökünce yaşamını yitirdi.

Yine Balıkesir'in Edremit İlçesi'nde ise ağaçlarda kırılmalar, daha çok sebzelerde hasar meydana geldi.

Çanakkale'de daha çok ahır çatılarının zarar görmesi nedeniyle maddi kayıp yaşandı. Zeytinliklerde dal kırılmaları meydana geldi. Biga'da çatıya çıkan bir kişi hayatını kaybetti.

Muğla'da soğuk esen fırtına seralarda ve turunçgillerde zararlara neden oldu. Özellikle Dalaman ve Ortaca'da tarımsal alanlarda oluşan zararlar, çiftçilerimizi mağdur etti.

Muğla Dalaman'da ilçenin denizden gelen rüzgarlara açık olması soğuk ezen fırtınanın büyük oranda zarar vermesine neden oldu. Fırtınanın kesilmiş olmasına rağmen, 2 gündür yağış devam ediyor. Fırtına seraların uçmasına, yıkılmasına, portakal bahçelerinde dal kırılmalarına, portakal dökümlerine neden oldu.

Yine Muğla Ortaca'da seralarda zarar yok denecek kadar azken, portakal bahçelerinde dal kırılmalarına, büyük oranda portakal dökümlerine neden oldu. İlçede yıllık üretimi 10 bin ton olan portakalda yaklaşık yüzde 50 zarar meydana geldi. Hasar Tespit Komisyonu oluşturuldu ve çalışmalara başlandı.

Bilecik'te de ahırların, samanlıkların çatıları uçtu, sebze alanları zarar gördü.

Kocaeli'nde daha önce kar yağışından zarar gören seraları, bu sefer de fırtına vurdu.  Daha yeni seralarının naylonlarını yenileyen üreticiler, büyük maddi kayba uğradı. İldeki seraların ancak yüzde 10'unun sigortalı olduğu dikkate alındığında, kaybın faturası daha da ağır hissedildi. Seraların yanı sıra bazı ahırların çatıları uçtu.

Sakarya'da bazı ahırların çatıları uçarken, seraların yüzde 90'ı hasar gördü. Seraların büyük çoğunluğunda sigorta yok.

İzmir Tire'de çok ciddi bir kayıp yaşanmamakla birlikte henüz hasat edilmeyen toplam ürünün yüzde 20'si kadar zeytin, fırtına nedeniyle döküldü, ağaçlarda dal kırılmaları yaşandı.

Edirne'de hafta sonu meydana gelen aşırı yağış nedeniyle çok büyük bir kayıp bekleniyor. Her taraf sular altında kalmış durumda. Nehirlerin toplam debisi saniyede 3 bin metre küpe ulaştı. Şehirdeki tüm yönetim birimleri seferber olmuş durumda. 2 köy için boşaltma emri verildi.

Tekirdağ'da seralar rüzgardan zarar gördü. Yer yer sel basınları meydana geldi. Çatılar rüzgârdan uçtu. Aşırı yağış alan ekili tarlalarda yüzde 20 ile yüzde 30 çürüme meydana geldi."

 

-"Hasar tespit çalışmaları devam ediyor"-

 

Hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini bildiren Bayraktar, "çalışmalar tamamlandıktan sonra kayıplar net bir şekilde ortaya çıkacak. Bununla birlikte hali hazırdaki verilere göre, üreticilerin büyük kaybı olduğu görülüyor" dedi.

Bu yaranın sarılması gerektiğini, doğal afetlerin devam ettiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"13 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 23 Ağustos 2013-31 Aralık 2014 tarihleri arasında meydana gelen afetlerden zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları düşük faizli kredi borçları, yüzde 3 faizle bir yıl süreyle ertelenmişti. 31 Aralık'tan sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir." 

Bayraktar, yaşanan afetlerin son olması dileğiyle ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabırlar diledi. 

3 Şubat 2015 Salı

Tarımda ihracat 18 milyar doları aştı

Detay:

​Tarımda ihracat 18 milyar doları aştı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım ve gıdada ihracat da ithalat da arttı"

-"2014 yılında genel ihracattaki artış yüzde 3,9'da kalırken, gıda ve tarımda ihracat yüzde 6,1 artarak 18 milyar doları geçti"
-"Genel ithalattaki yüzde 3,7 azalmaya karşın, gıda ve tarımda ithalat yüzde 10,9 artarak 12,4 milyar doları aştı"

-"Aralık ayında gıda ve tarımda yüzde 7,5 artışla 1 milyar 894 milyon dolarlık ihracat, yüzde 23,5 artışla 1 milyar 315 milyon dolarlık ithalat yapıldı"

-"Tarım ve gıda 5 milyar 590 milyon dolarlık dış ticaret fazlası vererek ülke dış ticaret dengesine çok büyük katkı yaptı"

Ankara – 30.01.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdada ihracatın da ithalatın da arttığını bildirerek, "2014 yılında genel ihracattaki artış yüzde 3,9'da kalırken, gıda ve tarımda ihracat yüzde 6,1 artarak 18 milyar doları geçti" dedi.
Bayraktar, genel ithalattaki yüzde 3,7 azalmaya karşın, gıda ve tarımda ithalatın yüzde 10,9 artarak 12,4 milyar doları aştığını belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarım ve gıdada 2014 yılında ihracatın yüzde 6,06 artışla 16 milyar 977 milyon 197 bin dolardan 18 milyar 6 milyon 539 bin dolara, ithalatın ise yüzde 10,86 artışla 11 milyar 200 milyon 161 bin dolardan 12 milyar 417 milyon 14 bin dolara yükseldiğini vurguladı.

-Gıda ve tarımda Aralık ayı ihracatı-

Bayraktar, Aralık ayında ihracatın, 2013 yılının Aralık ayına göre yüzde 7,48 artışla 1 milyar 761,8 milyon dolardan 1 milyar 893,8 milyon dolara yükseldiğini, ithalatın yüzde 23,48 artışla 1 milyar 64,6 milyon dolardan 1 milyar 314,6 milyon dolara çıktığını bildirdi.

-2014 yılında 5 milyar 590 milyon dolarlık dış ticaret fazlası-

2014 yılında tarım ve gıda ihracatının 18 milyar doları aştığını, ithalatın ise 12,4 milyar doları geçtiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Tarım ve gıda dış ticaretinde, sadece Aralık ayında 579 milyon dolarlık, 2014 yılının tamamında ise 5 milyar 590 milyon dolar dış ticaret fazlası verildi. Tarım ve gıda dış ticareti 5 milyar 590 milyon dolarlık fazla vererek, 84 milyar 509 milyon dolar dış ticaret açığı veren ülke ekonomisine çok büyük katkı yaptı."

-En fazla ihracat meyvede-

2014 yılında en fazla ihracatın 4 milyar 330,9 milyon dolarla yenilen meyveler ve sert kabuklu meyvelerde görüldüğünü, bunu 2 milyar 91,3 milyon dolarla sebze, meyvelerden elde edilen ürünlerin takip ettiğini bildiren Bayraktar, geçen yıl hububat, un, nişasta, pastacılık ürünlerinde 1 milyar 656,9 milyon, hayvansal ve bitkisel yağlarda 1 milyar 177,6 milyon, değirmencilik ürünleri, malt, nişasta, inülin, buğday glüteninde 1 milyar 127,9 milyon, yenilen sebzeler ve azı kök ve yumrularda 1 milyar 83,3 milyon, tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddelerde 1 milyar 72,1 milyon dolarlık ihracat yapıldığına dikkati çekti.

-En fazla ithalat hububatta-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2014 yılında en fazla ithalatın, 2 milyar 338,4 milyon dolarla hububatta, 2 milyar 261,8 milyon dolarla yağlı tohum ve meyveler, muhtelif tane, tohum ve meyveler, sanayide ve tıpta kullanılan bitkiler, kaba yemlerde, 2 milyar 133,5 milyon dolarla hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlar, yemeklik katı yağlar, hayvansal ve bitkisel mumlarda, 1 milyar 329,4 milyon dolarla gıda sanayinin kalıntı ve döküntüleri, hayvanlar için hazırlanmış kaba yemlerde yapıldığını belirtti.

-"18 milyar dolarlık ihracat çiftimizin başarısı"-

Türk çiftçisinin, yağmur, çamur demeden gece gündüz çalışan, başta doğal afetler olmak üzere her türlü zorlukla mücadele eden, büyük gayretle ürettiği ürünlerin dünya pazarlarında yaşanan rekabete rağmen yer bulduğunu bildiren Bayraktar, "Çiftçimiz, elinden geleni fazlasıyla yapıyor. Yaşanan doğal afetlere rağmen üretmeyi sürdürüyor. Bu da gösteriyor ki yapısal sorunların çözümü halinde çiftçimiz, 2023 yılı hedefi olan 40 milyar dolarlık ihracata rahatlıkla zemin hazırlayacaktır" dedi.

2 Şubat 2015 Pazartesi

Üretici market fiyatlarında makas bir türlü kapanmıyor…

Detay:


​-Üretici market fiyatlarında makas bir türlü kapanmıyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Üretici ve market arasındaki fiyat farkı maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22'yi buluyor"

-"Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor"

-"Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette

23 lira 80 kuruş oluyor"

-"Çiftçimiz, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazanan yine aracı"

-"Bu durum, çiftçinin ekonomik örgütlenmesi güçlendirilmeden çözülemez"

-"Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri ve kooperatifler, tarımda fiyat istikrarını sağlıyor, üreticiyi koruyor, planlı üretim sonucu pazarlama sıkıntısını en aza indiriyor. Böylece çiftçi de kazanıyor, tüketici de uygun fiyatla ürün alabiliyor"

-"Fiyatı en fazla artan mandalinadaki fiyat artışında, yavaş yavaş sezonun sonuna yaklaşılması sonucu arzdaki

daralma etkili oldu"

-"Sivri biber, patlıcan, kabak, salatalık, domates gibi ürünlerde özellikle Antalya'da seraların selden zarar görmesi sonucu arzda meydana gelen daralma, ürün fiyatlarına yansıdı"

-"Yeşil soğan, marul ve maydanoz gibi ürünlerde de arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyatlarda artış görüldü"

-"Talepte görülen daralma, elma fiyatlarını düşürdü"

 

Ankara – 01.02.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını bildirerek, "üretici ve market arasındaki fiyat farkı maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, mandalinada yüzde 331,22'yi buluyor. Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor. Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruş oluyor" dedi.

Bayraktar, çiftçinin, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazananın yine aracı olduğunu vurguladı.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalara devam ediyoruz.

 

-Fiyat farkı-

 

Ocak ayı üretici ve market fiyatları arasındaki fark incelendiğinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının maydanozda yüzde 443,79, portakalda yüzde 350, kuru incirde yüzde 332,67, lahanada yüzde 257,14'ü bulduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Maydanoz, portakal, kuru incir ve lahanayı, yüzde 241,31 ile limon, yüzde 237,06 ile kuru üzüm, yüzde 206,27 ile pırasa, yüzde 202,32 ile nohut, yüzde 201,30 ile ıspanak, yüzde 200,88 ile karnabahar izliyor.

Mandalinada yüzde 198,80, elmada yüzde 197,98, kuru fasulyede yüzde 193,92, marulda yüzde 193,41, kuru kayısıda yüzde 190, sütte yüzde 173,91 üretici market fiyat farkı var.

Bu fark, havuçta yüzde 157,67, yeşil soğanda yüzde 156,13, kırmızı mercimekte yüzde 146,62, pirinçte yüzde 142,85, kabakta yüzde 140,62, patateste yüzde 136,84, salatalıkta yüzde 134,22, kuru soğanda yüzde 123,91, domateste yüzde 120,93, sivri biberde yüzde 101,17 oldu.  

Üretici market fiyat farkı, patlıcanda yüzde 98,03, yeşil mercimekte yüzde 91,98, yumurtada yüzde 86,05, kuzu etinde yüzde 79,52, zeytinyağında yüzde 78,03,  iç fındıkta yüzde 67,79, dana etinde yüzde 54,90, Antep fıstığında yüzde 51,46 ile yüzde 100'ün altında kaldı."

 

-Üreticiden tüketiciye fiyatlar-

 

Üretici ve market fiyatlarında makasın bir türlü kapanmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Tarlada 17 kuruş olan bir demet maydanozun fiyatı markette 92 kuruşa çıkıyor. Yine bahçede kilogramı 50 kuruş olan portakal, markette 2 lira 25 kuruş, üreticide 5 lira 50 kuruş olan incir, markette 23 lira 80 kuruş oluyor.

Üreticide kilogramı 42 kuruş olan lahana, markette 1 lira 50 kuruşa, kilogramı 82 kuruş olan limon 2 lira 78 kuruş, kilogramı 3 lira 35 kuruş olan kuru üzüm 11 lira 29 kuruş, kilogramı 77 kuruş olan pırasa 2 lira 35 kuruş, kilogramı 2 lira 26 kuruş kuruş olan nohut 6 lira 83 kuruş, kilogramı 85 kuruş olan ıspanak 2 lira 57 kuruşa, kilogramı 91 kuruş olan karnabahar 2 lira 75 kuruşa satılıyor.

Görüldüğü gibi çiftçimiz, yağmur çamur, kar kış demeden gece gündüz çalışsa da üretimin her türlü eziyetini çekse de parayı kazanan yine aracı. Bu durum, çiftçinin ekonomik örgütlenmesi güçlendirilmeden çözülemez. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Gelişmiş ülkelerde üretici birlikleri ve kooperatifler, tarımda fiyat istikrarını sağlıyor, üreticiyi koruyor, planlı üretim sonucu pazarlama sıkıntısını en aza indiriyor. Böylece çiftçi de kazanıyor, tüketici de uygun fiyatla ürün alabiliyor."

Hem üreticinin hem de tüketicinin zarar görmemesi için acilen üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın daraltılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, bu konuda yapılacak çalışmalara Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) olarak katkı sağlamaya hazır olduklarını bildirdi.

 

-Markette elma ve pirincin fiyatı düştü, fiyat artışında yeşil soğan birinci-

 

Bayraktar, Ocak ayında market fiyatlarında lahana, portakal, yeşil mercimek, kuru kayısı, kuru incir, süt, mısırözü yağı ve toz şeker fiyatlarında değişim olmazken, fiyat düşüşü yüzde 10,06 oran ile en fazla elmada görüldüğünü, elmadaki fiyat düşüşünü yüzde 9,14 ile pirincin izlediğini belirtti.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 46,88 oran ile yeşil soğanda meydana geldiğini belirten Bayraktar, "yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 46,64 ile patlıcan, yüzde 36,93 ile mandalina, yüzde 35,39 ile kabak, yüzde 29,17 ile kuru üzüm, yüzde 25,51 ile kuru soğan, yüzde 21,96 ile salatalık, yüzde 20,84 ile marul, yüzde 20,19 ile sivri biber, yüzde 20,06 ile maydanoz, yüzde 18,14 ile karnabahar, yüzde 10,80 ile limon, yüzde 9,78 ile pırasa, yüzde 9,52 ile domates, yüzde 8,76 ile patates, yüzde 8,70 ile fındık izledi. Fiyat artışı yumurtada yüzde 6,51, Antep fıstığında yüzde 3,61, nohutta yüzde 3,41, kuzu etinde yüzde 2,79, zeytinyağında yüzde 2,71, ıspanakta yüzde 2,43, havuçta yüzde 2,33, kuru fasulyede yüzde 2,29, tavuk etinde yüzde 1,34, dana etinde yüzde 1,22, kırmızı mercimekte yüzde 1,11, ayçiçeği yağında yüzde 1,03 oldu" dedi.

 

-Üreticide elmanın fiyatı düştü, fiyat artışında mandalina birinci-

 

Ocak ayında üretici fiyatlarında lahana, karnabahar, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, yumurta, süt ve zeytinyağı fiyatlarında değişim olmadığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Fiyatı düşen ürün elma oldu. Elma fiyatları yüzde 9,19 geriledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 97,62 ile mandalinada meydana geldi. Mandalinadaki fiyat artışını yüzde 71,43 ile sivri biber, yüzde 70,91 ile patlıcan, yüzde 60 ile yeşil soğan, yüzde 47,83 ile maydanoz, yüzde 43,10 ile marul, yüzde 42,43 ile kabak, yüzde 39,63 ile salatalık, yüzde 34,22 ile domates, yüzde 24,43 ile havuç, yüzde 19,05 ile portakal, yüzde 15,32 ile ıspanak, yüzde 14,92 ile patates, yüzde 14,36 ile fındık izledi. Fiyat artışı kuru soğanda yüzde 5,50, dana etinde yüzde 4,13, kuzu etinde yüzde 3,88, limonda yüzde 3,16, Antep fıstığında yüzde 3,08, pırasada yüzde 2,68, kuru üzümde yüzde 1,52 oldu."

 

-Fiyat değişimlerinin nedenleri-

 

Üreticilerde fiyatı artan ürünlere baktıklarında, fiyatı en fazla artan mandalinadaki fiyat artışında, yavaş yavaş sezonun sonuna yaklaşılması sonucu arzdaki daralmanın etkili olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Sivri biber, patlıcan, kabak, salatalık, domates gibi ürünlerde arz örtü altından sağlanıyor. Mevsimsel olarak hasat edilen ürün miktarındaki azalmanın yanı sıra özellikle Antalya'da seraların selden zarar görmesi sonucu arzda meydana gelen daralma, ürün fiyatlarına yansıdı. Yeşil soğan, marul ve maydanoz gibi ürünlerde de arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyatlarda artış görüldü.

Üreticilerde fiyatı düşen tek ürün elma oldu. Talepte görülen daralma, elma fiyatlarını düşürdü." 

Bayraktar, genel olarak değerlendirdiklerinde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiğinin görüldüğünü bildirdi.