20 Nisan 2015 Pazartesi

Afetler çiftçinin yakasını bırakmıyor…

Detay:

​-Afetler çiftçinin yakasını bırakmıyor…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Geçen sezon doğal afetlerin hemen hepsini yaşayan çiftçimiz, bu sezon da rahat yüzü görmedi"

-"Ekim ayından itibaren gerçekleşen yağışlar, ülke genelinde tarımsal üretim açısından iyi bir başlangıç oluştursa da, zaman zaman bazı illerimizde aşırı yağışların neden olduğu sel ve bazı illerimiz de görülen don, tarım arazilerine ve ürünlere zarar verdi" 
-"Uşak, Afyonkarahisar, Denizli, Aksaray, Burdur, Antalya, Manisa, Adana, Hatay ve Malatya, Aydın illerinde Mart ve Nisan aylarında görülen aşırı yağış, bazı illerde de don ürünlere zarar verdi"
-"Çiftçimiz büyük zarara uğradı. Üreticilerin zararları telafi edilmelidir"

Ankara – 20.04.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçen sezon, doğal afetlerin hemen hepsini yaşayan çiftçimizin, bu sezon da rahat yüzü görmediğini bildirerek, "2014 Ekim ayından itibaren gerçekleşen yağışlar, ülke genelinde tarımsal üretim açısından iyi bir başlangıç oluştursa da, zaman zaman bazı illerimizde aşırı yağışların neden olduğu sel ve bazı illerimiz de görülen don, tarım arazilerine ve ürünlere zarar verdi" dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Uşak, Afyonkarahisar, Denizli, Aksaray, Burdur, Antalya, Manisa, Adana, Hatay ve Malatya, Aydın illerinde Mart ve Nisan aylarında görülen aşırı yağışın ve bazı illerde görülen don olayının ürüne zarar verdiğini belirtti.
Bu yılın Şubat ayında normalin üzerinde gerçekleşen yağışların, Mart ayında da devam ettiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"Hububat başta olmak üzere meyve ağaçları ve diğer ürünler için önemli olan Mart ayı yağışlarının devam etmesi olumlu bir gelişme olmakla birlikte ayın son günlerinde ve Nisan ayı başlangıcında bazı illerimizde gerçekleşen aşırı yağışlar sele neden olmuş, ayrıca bazı ilerimizde don, ürünlere zarar vermiştir. 
28 Mart 2015 tarihinde gerçekleşen aşırı yağışlar bazı illerimizde sele dönüşerek tarım arazilerini sular altında bırakmıştır. Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, bu tarihte Antalya ili Elmalı Orman İstasyonu'nda 24 saatte metrekareye düşen yağış miktarı, toplam 116,3 milimetre (mm), Isparta İli Senirkent İstasyonu'nda 98,6 mm, Burdur İli Altınyayla İstasyonu'nda 93,9 mm, Denizli İli Serinhisar İstasyonu'nda 82,9 mm, Babadağ İstasyonu'nda ise 82,3 mm olarak ölçülmüştür. Bu yağış miktarları oldukça fazladır. Bu istasyonların bağlı olduğu iller ve çevre illerde Uşak, Afyonkarahisar, Denizli, Antalya, Aksaray ve Burdur'da sele neden olmuştur. Nisan ayının birinci ve ikinci haftasında bazı illerimizde yüksek kesimlerde (eksi) -10 dereceye kadar düşen hava sıcaklıkları, don riskinin gerçekleşmesine yol açmıştır."
Bayraktar, Mart ve Nisan aylarında yaşanan afetlerle ilgili olarak şu bilgileri verdi: 
Uşak: 27 Mart 2015 akşam saatlerinde şiddetini artıran yağmur merkeze bağlı Bozkuş Köyü'nde dere taşmasına, çok sayıda ev ve tarım arazilerinin su altında kalmasına neden oldu.
Afyonkarahisar İli Sandıklı İlçesi: Mart ayı sonunda, 24 saat aralıksız yağan yağmur sele neden oldu. Eriyen kar suları da sele karışınca ilçe merkezi ve köylerde tarım arazileri su altında kaldı. Akharım Beldesi'ndeki Akharım Barajı da yağmur ve kar sularının etkisiyle taşınca, Ürküt, Ekinhisar, Yolkonak, Karasandık, Oda, Alagöz, Kozvan ve Hırka köylerinde su baskınlarına neden oldu. Evler, besihane ve samanlıklar, haşhaş, arpa, buğday ve şeker pancarı ekili tarlalar su altında kaldı. 
Afyonkarahisar İli Dinar İlçesi: Mart ayı sonunda, şiddetli yağmur nedeniyle 3 köyde tarım arazileri su altında kaldı. Çağlayan Köyü'ndeki baraj göletinin taşmasıyla Uluköy, Dombay ve Yeşilyurt köylerinde ev ve tarım arazilerinde su baskınları oldu. Evlerde maddi hasara neden olan sel, tarım alanlarında da ürünlere zarar verdi.
Denizli: Mart ayı sonunda, sağanak yağış nedeniyle dereler taştı, evleri su bastı, tarım arazileri zarar gördü. Denizli İli Merkez, Tavas, Honaz, Sarayköy ve Acıpayam ilçelerinde sağanak yağış özellikle tarım arazilerinde zarara neden oldu. Yağış nedeniyle dereler taştı, derelerin kenarındaki evler ve hayvan barınakları su altında kaldı.
Aksaray: Mart ayının son haftası, şiddetli yağmur, ekili arazilerde zarara yol açtı.
Burdur İli Karamanlı İlçesi: Mart ayının sonunda, ilçede aralıksız süren yağmur sele neden oldu, suya kapılan 100 koyun telef oldu. 
Burdur İli Ağlasun İlçesi: Mart ayının son haftası, Ağlasun İlçesi'nde de sağanak yağış ve dolu sele neden oldu. 24 saatten fazla süren yağış sonrası, Kum Mahallesi'nde ev ve tarım arazilerini su bastı. 
Antalya Elmalı: Mart ayı sonunda, iki gün boyunca devam eden yağmur, tarım arazilerini su altında bıraktı. Aşırı yağış sebebiyle Mamür çayı taştı. Sel sonucu, Yuva, Falur ve Kıvırcık mahallelerinin de aralarında bulunduğu bölgede tarım alanları su altında kaldı.
Burdur Kestel: 2 Nisan 2015 tarihinde Burdur'un Bucak İlçesinde bulunan Onaç Barajı'nın aşırı yağışlar ve kar sularının erimesi sonucu taşmasıyla Kestel Ovası'nda ekili tarım arazileri sular altında kaldı. Taşkın suları ile Kestel Ovası'nda Kestel, Kuşbaba, Kızılkaya, Üzümlübel, Karaaliler köylerine ait binlerce dekar ekili saha sular altında kalarak bozuldu.
Manisa: İlde Nisan ayında yağan kar ve don üzüm bağlarında zarara neden oldu. Tarım sigortası yaptıran üreticilerin bağlarında eksperler ilk tespiti yaptı. Zararın boyutu ürünün gelişme döneminde daha net ortaya çıkacak. 
Adana ve Hatay: Adana ve Hatay illerinde Nisan ayının ilk haftasında gerçekleşen sel patatese zarar verdi. 
Malatya: İlde Nisan ayının ilk haftasında gerçekleşen don, kayısılara zarar verdi. Zararın boyutu ürünün gelişimi daha net ortaya çıkacaktır.
Aydın Büyük Menderes: 12 Nisan'da kar erimeleri ile başlayan aşırı yağış nedeniyle, Büyük Menderes Nehrini besleyen yan derelerin taşması sonucu taşkınlar oluşarak, Büyük Menderes Havzasında Yenipazar, Koçarlı, İncirliova, Germencik ve Söke'ye kadar araziler sular altında kalmıştır.

-Üreticinin zararları-

Ziraat Odalarından TZOB'a intikal eden raporlara göre başka illerdeki hasar tespitlerini de takip ettiklerine dikkat çeken Bayraktar, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından don riski beklenen illerin önceden tespit edildiğini, bu illerde çiftçileri uyardıklarını ve önlem almasını istediklerini belirtti. 
Bayraktar, "riskin beklendiği il ve ilçelerde, çiftçilerimiz, saman, lastik yakma, ürünlerin üzerini örtme, sulama gibi önlemleri alarak zararın daha da büyümesini önlediler. Bu yıl yaşanan dondan yüksek kesimlerdeki kayısı, fındık gibi ürünler zarar görse de 2014 yılında yaşanan don afetinin bu yıl yaşanmamış olması tesellimiz oldu" dedi.

14 Nisan 2015 Salı

Denizlerde av yasağı…

Detay:

​-Denizlerde av yasağı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:  "Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm 
balıkçılarımızın av yasaklarına uymaları gerekir"
-"İsteyen balıkçılar, uluslararası sularda su ürünleri tebliğiyle getirilen kurallara uymak kaydıyla avcılık yapabilir"
-"2014-2015 sezonunda, avcılıktan elde edilen üretimimizin önemli bölümünü hamsi, çaça, mezgit ve istavrit oluşturdu"
-"Bu av sezonunun önceki 2-3 av sezonuna göre iyi geçmiş olması üreticilerimiz açısından olumlu bir gelişmedir"


Ankara – 14.04.2015 –Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tüm denizlerimizde yarından itibaren trol ve gırgır ağlarıyla avcılık yapan balıkçılar için genel av yasağının başlayacağını bildirerek, "Bu dönemin balık üreme zamanı olduğu için büyük önem taşıdığı göz önüne alınarak uygulanan av yasağı, 1 Eylül 2015'e kadar sürecek. Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçılarımızın av yasaklarına uymaları gerekir" dedi.
Bayraktar, yarından (15 Nisan 2015) itibaren, isteyen balıkçıların karasuların bitişiğindeki uluslararası sularda ve su ürünleri avcılık tebliği ile getirilen düzenlemelere uyulması şartıyla uzatma ağlarıyla su ürünleri avcılığı yapabileceğini belirtti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, av yasağının olduğu dönemde balıkçı tezgahlarında kültür balıklarını görmek mümkün olacağını, bunun yanı sıra av sezonunda avlanıp uygun koşullarda saklanan balık türlerinin de az miktarda da bulunabileceğini vurguladı. 
Ülkemizde su ürünlerinde yetiştiriciliğin arttığını, avcılığın yıllar itibariyle azalma eğiliminde olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
"2014-2015 sezonunda avcılıktan elde edilen balık üretimimizin önemli bölümünü hamsi, çaça, mezgit ve istavrit oluşturdu. Bu av sezonunun önceki 2-3 av sezonuna göre iyi geçmiş olması üreticilerimiz açısından olumlu bir gelişmedir.
Avlanan deniz balıkları miktarı 2007 yılında 518 bin ton iken, 2011 yılında 432 bin tona, 2012 yılında 315 bin tona ve 2013 yılında da 295 bin tona düşmüştür. 
2013 yılında toplam 607 bin 515 ton olan su ürünleri üretimimizin yüzde 55,8'i deniz avcılığından, yüzde 5,7'si tatlı su avcılığından, yüzde 38,5'i yetiştiricilikten elde edilmektedir.
Su ürünleri yetiştiriciliği (kültür balıkçılığı), ülkemizde de dünyada olduğu gibi gelişen bir sektör konumundadır. Ülkemiz, su kaynakları, modern ve ileri teknoloji varlığı, girişimci ruhu ve her türlü yatırım olanakları ile su ürünleri yetiştiriciliğinde büyük bir potansiyel yaratabilecektir. Bu anlamda sektörü daha da ileri boyutlara taşıyacak, stratejilere, projeksiyonlara, destekleme politikalarına ve uygulamalara ihtiyaç bulunmaktadır."

-Yetiştiriciliğin payı artıyor-

Şemsi Bayraktar, 2002 yılında toplam su ürünleri üretimin yüzde 9,7'si olan yetiştiriciliğin payının 2005 yılında yüzde 21,7'ye, 2010 yılında yüzde 25,6'ya, 2012 yılında yüzde 32,9'a ve 2013 yılında da yüzde 38,5'e yükseldiğini belirtti.
Türkiye'de su ürünleri üretimindeki artışa rağmen kişi başına su ürünleri tüketiminin gelişmiş ülkelerin altında olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"Dünyada kişi başına su ürünleri tüketimi 18,8 kilogram, Avrupa'da 23,3 kilogram, Bulgaristan'da 4,6 kilogram ve Portekiz'de de 61,6 kilogramdır. Kişi başına balık tüketimi 6,3 kilogram olan ülkemizde su ürünleri tüketiminin artırılması gerekmektedir. 
Su ürünlerinin ve yaşam alanlarının korunması, üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması için, su ürünleri avcılığına ilişkin bir takım yasak, sınırlama ve yükümlülükler bulunmaktadır. Bunlar tür, boy, zaman, derinlik, mesafe ve av araçları ile ilgili düzenlemeler olup, balıkçıların getirilen bu kurallara uygun olarak avcılık yapmaları zorunludur."

-Av yasağına uyulmalı-

Sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması için tüm balıkçıların av yasağına uymaları gerektiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: 
"Su ürünleri avcılığı konusunda bilinçli ve duyarlı vatandaşlarımızın da gördükleri yasak avcılık faaliyetlerini, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl İlçe Müdürlüklerine ya da Jandarmaya bildirerek su ürünlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına katkıda bulunmaları gereklidir.
Balık alırken boy yasağına aykırı olarak avlanmış küçük balık satışına, av yasağı süresince yasak olan türlerin satışına ve balık satış yerlerinde asgari hijyen şartlarına uyulup uyulmadığına dikkat edilerek balık alınması gereklidir. Vatandaşların bu yöndeki tavır ve tutumları balıkçılık sektörü için büyük önem taşımaktadır." 
10 Nisan 2015 Cuma

Don riskine dikkat…

Detay:


​-Don riskine dikkat…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir'in güneyi, Isparta'nın doğusu, Çankırı'nın batısı, Bursa-Kütahya, Ankara-Bolu, Ankara-Kırıkkale, Denizli-Muğla arasında bu gece, Afyonkarahisar-Uşak, Afyonkarahisar-Eskişehir, 
Kütahya-Bursa, Ankara-Kırıkkale arasında yarın gece kuvvetli don yaşanması bekleniyor"
- "Meyve ağaçlarından badem, kayısı, erik ve kirazda başlayan çiçeklenme, Nisan ayıyla birlikte diğer meyve türlerinde de görülüyor"
-"Bugünlerde oluşacak kuvvetli bir don, özellikle meyve çiçeklerine zarar verebilir"
-"Manisa bölgesinde don, üzüm bağlarına zarar verdi"
-"Çiftçilerimiz don riskine karşı tedbirli olmalı, ürünlerini korumak için modern tarım tekniklerini uygulamalıdır"
-"Taleplerimiz üzerine, 2015 yılındaki doğal afetlerden en az yüzde 30 zarar gören veya görecek çiftçilerimizin düşük faizli kredi borçları bir yıl ertelendi" 
-"Ertelemeden tarımsal amaçlı kooperatifler ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) işletmeleri de yararlanacak"
-"Zarar gören üreticilerimizin borçlu oldukları Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatifleri'ne yazılı olarak başvurmaları gerekiyor"

 Ankara - 10.04.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün bu akşamdan başlayarak Pazar sabah saatlerine kadar bazı illerde kuvvetli don riski uyarısı yaptığını bildirerek, "Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir'in güneyi, Isparta'nın doğusu, Çankırı'nın batısı, Bursa-Kütahya, Ankara-Bolu, Ankara-Kırıkkale, Denizli-Muğla arasında bu gece, Afyonkarahisar-Uşak, Afyonkarahisar-Eskişehir, Kütahya-Bursa, Ankara-Kırıkkale arasında yarın gece kuvvetli don yaşanması bekleniyor" dedi.

Bayraktar, çiftçilerin don riskine karşı tedbirli olması, ürünlerini korumak için modern tarım tekniklerini uygulaması gerektiğine dikkati çekti.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, meyve ağaçlarından badem, kayısı, erik ve kirazda başlayan çiçeklenmenin, Nisan ayıyla birlikte diğer meyve türlerinde de görüldüğünü belirtti. Şemsi Bayraktar, bugünlerde oluşacak kuvvetli bir donun özellikle meyve çiçeklerine zarar verebileceğini belirtti.

 

-Kuvvetli don beklenen iller-

 

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre, bugün sabah saatlerinde bazı bölgelerde don riski beklendiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"İç Anadolu'nun büyük bölümü, Ege, Batı Akdeniz ve Batı Karadeniz bölgelerinin iç kesimlerinde hafif ve orta kuvvette, Isparta ve Bolu'nun doğusunda kuvvetli, bu akşam (10 Nisan 2015 Cuma)  ve gecesi ile yarın (11 Nisan 2015 Cumartesi) sabah saatlerinde İç Anadolu'nun büyük bölümünde, Ege, Batı Akdeniz ve Batı Karadeniz bölgelerinin iç kesimlerinde hafif ve orta kuvvette don olacağı tahmin ediliyor.

Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir'in güneyi, Isparta'nın doğusu, Çankırı'nın batısı, Bursa-Kütahya, Ankara-Bolu, Ankara-Kırıkkale, Denizli-Muğla arasında bu gece, Afyonkarahisar-Uşak, Afyonkarahisar-Eskişehir, Kütahya-Bursa, Ankara-Kırıkkale arasında yarın gece kuvvetli don yaşanması bekleniyor.

Özellikle kuvvetli don riskinin beklendiği illerde erken çiçek açan badem, kayısı, erik ve kiraz gibi meyve ağaçları çiçeklenme döneminde olduğu için don riskinden fazlaca etkilenecek ürünlerdir. Bugünlerde oluşacak kuvvetli bir don, özellikle meyve çiçeklerine zarar verebilir.

Manisa bölgesinde don, üzüm bağlarına zarar verdi. Bazı üzüm bağlarında uyanan gözler karardı. Hasar tespit çalışmaları devam ediyor.

Üreticilerimizin, aşırı yağış, don, dolu gibi tarımsal üretime zarar verecek konularda, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaları takip etmeleri ve gerekli önlemleri erken almaları yararlarına olacaktır."

 

-Dondan korunma teknikleri-

 

Ekonomik gücü yeterli olmayan çiftçilerin, don zararından korunmak için saman yakma, ürünlerin üzerini örtme gibi yöntemlere başvurduğunu belirten Bayraktar, "Rüzgar pervaneleriyle havanın karıştırılması, su uygulaması gibi teknikler, don riskinden korunmada etkili olan yöntemlerdir. Çiftçilerimiz don riskine karşı tedbirli olmalı, ürünlerini korumak için modern tarım tekniklerini uygulamalıdır. Modern tarım tekniklerinin üreticilerimiz tarafından uygulanması ve kullanımının artması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Üreticilerimiz bu konularda bilgilendirilmelidir. Ayrıca teknik olarak desteklenmelidir."

 

-2015 yılı afetlerinden zarar gören veya göreceklerin borçları

bir yıl ertelendi-

 

Talepleri üzerine, 2015 yılındaki doğal afetlerden en az yüzde 30 zarar gören veya görecek çiftçilerin düşük faizli kredi borçlarının bir yıl süreyle ertelendiği bilgisini de veren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bilindiği üzere 2015 yılı başından buyana sel, aşırı yağış, dolu, don, fırtına gibi afetler zaman zaman gerçekleşti. Üreticilerimizin zarar görmesine neden oldu. Birliğimizce çiftçilerimizin yaşadığı afetler düzenli takip edildi. Afetlerin zararının azaltılması bakımından ilgili kurumlardan taleplerde bulunduk. Bu taleplerden biri de üreticilerimizin kullanmış oldukları kredi borçlarının afet sonrası ödenememesi nedeniyle ertelenmesi olmuştur. Bu konuda yapılan girişimler sonucu çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri'ne olan düşük faizli kredi borçlarının ertelenmesine yönelik Bakanlar Kurulu Kararı, bugün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Bakanlar Kurulu Kararına göre 1 Ocak 2015-31 Aralık 2015 tarihleri arasında, yangın, aşırı sıcak zararı, samyeli, çığ, heyelan, taban suyu yükselmesi, sel-su baskını, fırtına, aşırı yağış, aşırı kar yağışı, dolu, don, kuraklık, yıldırım düşmesi ve hortum afetlerine maruz kalan ve bu afetler nedeniyle ekilişleri, ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri ve seraları en az yüzde 30 zarar gören veya görecek ve bu durumları hasar tespit komisyonlarınca tespit edilen Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı gerçek ve tüzel kişi üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi borçları yüzde 3 faiz ile 1 yıl ertelenecek.

Ertelemeden faydalanmak isteyen kredi vadesi dolmuş ve 90 günü geçmemiş ve 90 günü geçen üreticilerin hasar tespit komisyon kararı tarihinden itibaren 1 ay içinde, vadesi henüz gelmemiş ancak bir yıl içinde dolacak olan üreticilerin vade tarihinden itibaren 1 ay içinde borçlu oldukları Ziraat Bankası veya Tarım Kredi Kooperatifleri'ne yazılı olarak başvurmaları gerekiyor.

Bu ertelemeden tarımsal amaçlı kooperatifler ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) işletmeleri de yararlanacak."

9 Nisan 2015 Perşembe

Yağışlar mısırda ekimi zorlaştırıyor...

Detay:


​-Yağışlar mısırda ekimi zorlaştırıyor...

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Devam eden yağışlar nedeniyle üreticilerimiz ekim yapmakta zorlanmaktadır"

-"Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesi'nde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar"

-"Mısırda adeta bir üretim patlaması yaşıyoruz. 2005 yılından bu yana mısır ekim alanları yüzde 9,8, verimle birlikte üretim yüzde 41,6 arttı"

-"Üretim artışı mısırın hububat üretimindeki payını yüzde 18,2'ye çıkardı"

 

Ankara – 06.04.2015 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, devam eden yağışlar nedeniyle üreticilerin ekim yapmakta zorlandığını bildirerek, "Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesi'nde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye'de toplam 117 milyon dekar alanda hububat üretimi yapıldığını, toplam hububat alanının yüzde 5,6'sının mısır üretimi için ayrıldığını belirtti. Mısırın başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere tüm bölgelerde yetiştirildiği bilgisini veren Bayraktar, Akdeniz Bölgesi'nin toplam üretimden yüzde 34 oranında pay aldığını, bu bölgeyi yüzde 27,6 oranla Güneydoğu Anadolu, yüzde 14 oranla Ege Bölgesi, yüzde 10,5 oranla Marmara Bölgesi'nin izlediğini vurguladı.

 

-Akdeniz, Güneydoğu ve Ege'de mısır üretimi arttı-

 

Son yıllarda ikinci ürün yetiştiriciliğinin yaygınlaşmasıyla birlikte Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege bölgelerinde mısır üretiminin de arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Özellikle Güneydoğu Anadolu Projesi'nin (GAP) sulanabilir tarım alanlarının sulamaya açılmasıyla birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi mısır üretiminde büyük bir potansiyele ulaşmıştır. Verim artışı, destekleme ödemesi ve pamuk üretiminden vazgeçen üreticilerin mısıra yönelmesi gibi nedenler de mısır üretiminin artmasında etkili oldu.

Üretim artışı mısırın hububat üretimindeki payını yüzde 18,2'ye çıkardı. 2014 yılında kuraklığın etkisiyle arpa üretimindeki düşüş nedeniyle mısır üretimi arpa üretimine yaklaştı. 2014 yılında 19 milyon ton buğday, 6,3 milyon ton arpa üretilirken, mısırda üretim 5 milyon 950 bin tona yükseldi.

Ülkemizde mısır ekim alanları ve üretimi yıldan yıla arttı. 2005 yılından bu yana mısır ekim alanları yüzde 9,8, verimle birlikte mısır üretimi yüzde 41,6 arttı.  2014 yılında Türkiye ortalama mısır verimi en yüksek düzeye ulaşarak dekarda 903 kilogram olarak gerçekleşti."

 

-Mısır ekimleri Şubat-Mayıs döneminde-

 

Mısırda ekimlerinin başladığını, ekimlerin ilk olarak Akdeniz bölgesinde Şubat ayı ile birlikte başladığını, Mart ayında yoğunlaştığını bildiren Bayraktar, "diğer bölgelerde Mart'ta ekim başlıyor. Nisan'da ekimler artıyor. Karadeniz Bölgesi'nde Mayıs ayında da ekimler devam ediyor" dedi.

 

-Hasat Temmuz-Ocak döneminde-

 

Türkiye'de birinci ürün mısır hasadının Temmuz ayında başladığı, ikinci ürün mısırla Ocak ayına kadar devam ettiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu yıl ekim döneminin başladığı Şubat ayından bu yana yağışlar normallerin üzerinde gerçekleşti. Ekim döneminin başladığı Akdeniz Bölgesinde mısır ekilişlerinin gecikmesi verim ve kaliteye olumsuz etki yapmaktadır. Devam eden yağışlar nedeniyle bazı üreticilerimiz ekim yapmakta zorlanmaktadır. Bazı üreticilerimiz ekim yapamamıştır. Şubat ve Mart aylarında Akdeniz Bölgesinde ekim yapamayan üreticilerimiz, yağışların devam etmesi durumunda yer fıstığı veya soya fasulyesi ekilişine yöneleceklerini ifade ediyorlar. Diğer bölgelerde mısır ekilişleri başlamış olup, yağışların durduğu, arazinin uygun olduğu günlerde ekim devam etmektedir."

 

-Kaliteli ve bol ürün alabilmek için-

 

Mısırda kaliteli ve bol ürün alabilmek için üretimin başlangıç aşaması olan toprak işleme ve tarla hazırlığının önemli olduğunu, bunun yanı sıra ekim, bakım gibi kültürel işlemlerin tekniğine uygun yapılması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, "Üreticiler, ekimi uygun bir toprak işleme sonucu ve uygun tavda yapabilir. Toprak işlemeyle iyi bir tohum yatağı hazırlanmış, yabancı ot kontrolü sağlanmış olmalıdır" dedi.

 

-En önemli masraf tutarı gübre ve sulama-

 

Mısır üretim aşamalarında yapılan masraflar içinde en önemli tutarı gübreleme ve sulama masraflarının oluşturduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Mısır fazla gübre tüketir. Bu durum gübre masrafını artırır. Mısırda sulamayı zorunlu tutan 4 dönem vardır. Bunlar; fide dönemi, tepe püskülü öncesi, koçan püskülü çıkarma ve son olarak da tane dolum (koçan dolum) dönemleridir. Bu dönemlerde mısırın su ihtiyacı yağmurla karşılanmıyorsa mutlak suretle sulama yapılmalıdır.

Mısır maliyeti içinde toplam masrafların yüzde 19'unu gübre ve gübre işçiliği, yüzde 12'sini ise sulama ve sulama işçiliği masrafı oluşturmaktadır. Bu nedenle üreticilerimize ödenen gübre desteğinin önemi büyüktür. 2015 yılı gübre desteği başta olmak üzere tüm destekleme miktarlarının bir an önce açıklanması önem arz etmektedir. Sulama maliyetlerinin düşürülmesi için basınçlı sulama sistemlerinin kurulumu desteklenmeli, sulama ücretlerinin düşürülmesine yönelik tedbirler alınmalıdır.

Mısır ekim alanlarının artırılması için önemli bir potansiyel olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sulanan alan miktarı artırılmalıdır."

7 Nisan 2015 Salı

Onbinlerce çiftçi eğitim için başvurdu…

Detay:


​-Onbinlerce çiftçi eğitim için başvurdu…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:  "Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla yaptığımız işbirliğiyle düzenlediğimiz kadın çiftçi, genç çiftçi, sürü yönetimi elemanı, güvenli traktör gibi eğitimlerimize çiftçilerimiz büyük ilgi gösteriyor"

-"Genç çiftçilerimiz için bu yıl 37 ilde düzenleyeceğimiz eğitimlere 10 bin 10 çiftçimiz katılacak"

-"66 ilde yapılacak sürü yönetimi elemanı benim eğitimine 12 bin 775 çiftçimiz başvurdu"

-"Bu yıl eğitimlere tüm hızıyla devam edeceğiz. 81 ilde eğitim vermeyi hedefliyoruz"

-"Çiftçilerimizin eğitimlerini her şeyin üzerinde tutuyoruz. Eğitim, tarımda verimliliği artıran en başta gelen unsur"

 

Ankara – 05.04.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarla yaptıkları işbirliğiyle 2013-2014 yıllarında düzenledikleri kadın çiftçi, genç çiftçi, sürü yönetimi elemanı benim, güvenli traktör gibi eğitimlere çiftçilerin büyük ilgi gösterdiğini, Ziraat Odaları personeline yönelik sosyal güvenlik, tarım danışmanları, otomasyon gibi eğitimlere de katılımın yüksek olduğunu bildirdi.

Bayraktar, "bu yıl eğitimlere tüm hızıyla devam edeceğiz. 81 ilde eğitim vermeyi hedefliyoruz. Çiftçilerimizin eğitimlerini her şeyin üzerinde tutuyoruz. Eğitim, tarımda verimliliği artıran en başta gelen unsur" dedi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal eğitim çalışmalarının, teknik elemanların eğitimi ve çiftçilere yönelik tarımsal mesleki eğitim olarak iki boyutu bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, her iki eğitimin de hedef kitle olan çiftçilerde davranış değişiklikleri oluşturarak onlara pratik beceriler kazandırmayı amaçladığına dikkati çekti.

Ziraat Odalarının, Avrupa Birliği standartlarında örnek işletme oluşturulmasına, tarımsal ürün çeşitliliğinin artırılmasına, işletmelerin kapasitelerinin, insan kaynaklarının ve istihdamın, girişimciliğe yönelik yaklaşımların, tarımsal üretim tekniklerinin, yerel ürünlerin pazarlanmasının geliştirilmesine önem verdiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Gelir getirici faaliyetlerin çeşitlendirilmesi, ürünlerin kalitesinin artırılması, çevre dostu uygulamaların ve teknolojilerin tanıtılması gibi yararlar sağlanarak çiftçilerimizin ekonomik aktiviteleri ve yaşam kalitelerinin artırılmasında eğitim çalışmalarının öneminin idraki içindeyiz. Çiftçilerimizin eğitimlerini her şeyin üzerinde tutuyoruz. Eğitim, tarımda verimliliği artıran en başta gelen unsur. Bundan dolayı, Ziraat Odalarımızdaki teknik elemanların eğitimini de çok önemsiyoruz.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği, bu amaçla Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Aile ve Sosyal Politikalar, Milli Eğitim bakanlıkları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) gibi kurumlarla işbirliği yapmaktadır. Çiftçilerimizin özellikle de kırsal kesimde çalışan kadınlarımızın sorunlarına sahip çıkmak ve kadın çiftçilerimizin örgütlenmelerini sağlayabilmek amacıyla, tüm Türkiye'de faaliyetlerini sürdüren Odalarımız aracılığıyla, tarımın değişik konularında eğitimler vermekteyiz."

 

-Kadın çiftçi eğitimi-

 

Bayraktar, 14 Mayıs 2012 tarihinde Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde, 2013 yılında 195, 2014'de 102 uzman kişiye kadın çiftçi eğitici eğitimi verildiğini, 2013'de İzmir'de 104, Kayseri'de 105, Diyarbakır'da 102, Sakarya'da 322 ve Gaziantep'te 138 olmak üzere 5 pilot ilde 771 kadın çiftçinin eğitim aldığını bildirdi. 2015 Mart ayı itibarıyla 17 ilde 1776 kadın çiftçiye eğitim verildiğini hatırlatan Şemsi Bayraktar, "İklim Değişikliği ve Kadın", "Kooperatifçilik ve Kadın", "Girişimcilik, Liderlik ve Kadın", "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Hakları", "Sosyal Güvenlik" temel konularının yanı sıra tarımla ilgili talep edilen konularda yapılan eğitim programlarının ardından düzenlenen törenlerle kadın çiftçilere sertifikalarının dağıtıldığını belirtti. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2015 Mart ayı itibarıyla eğitim alan uzman sayısının 297'ye, eğitim alan kadın çiftçi sayısının ise 2 bin 547'ye ulaştığını bildirdi.

 

-Genç çiftçi ve sürü yönetim elemanı benim eğitimleri-

 

2013 yılında Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında Aktif İşgücü Piyasası Programları İşbirliği Protokolü kapsamında "Tarımsal Nüfus Gençleşiyor" ve "Sürü Yönetim Elemanı Benim" projelerinin hazırlandığı bilgisine veren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu projeler kapsamında pilot olarak belirlenen Sakarya'nın Akyazı, Çanakkale'nin Bayramiç ilçeleri ile Adana, Şanlıurfa, Kastamonu, Aydın, Ordu illerinde 140 genç çiftçi, yine pilot uygulama için belirlenen Ankara, Kırşehir, Iğdır, Sivas illerinde de Sürü Yönetim Elemanı Benim Projesi kapsamında da 92 çiftçinin eğitimi sağlandı. 2014 yılında İŞKUR verilerine göre, Tarımsal Nüfus Gençleşiyor projesi kapsamında 30 ilde 3 bin 294 genç çiftçiye eğitim verilmiştir. Eğitimlere katılan 3 bin 294 genç çiftçinin, 2 bin 145'ini genç kadınlar, 1149'unu da genç erkekler oluşturmaktadır. Sürü Yönetim Elemanı Benim projesi kapsamında 2014 yılında 59 ilde 7 bin 165 kişiye eğitim verildi. Eğitimlere katılan 7 bin 165 kişinin, 547'sini kadınlar, 6 bin 618'ini erkekler oluşturdu.

2015 yılının ilk 3 ayında, Tarımsal Nüfus Gençleşiyor projesi kapsamında eğitimlere 1218 genç çiftçi, Sürü Yönetim Elemanı Benim projesi kapsamında ise 4065 kişi katılmıştır. 2013-2014 ve 2015 yılının ilk üç ayında, 4 bin 652 genç çiftçi eğitim aldı. Aynı dönemde sürü yönetimi elemanı benim eğitimine de 11 bin 322 kişi katıldı. Söz konusu eğitimlere katılanlara, İŞKUR, günlük belirlenen miktarda zaruri gider ödemesi yaptı ve çiftçilerimizin sigorta primlerini de yatırdı. Bakanlar Kurulu, "Sürü Yönetimi Elemanı" sertifikasına sahip olan, sürü yönetimi elemanlarını çalıştıran 500 baş ve üzeri küçükbaş hayvan sayısına sahip işletmelere 5 bin lira Sürü Yöneticisi istihdamı desteği verilmesine ve 2015 yılı bütçesine konulmasına karar verdi. Karar, 12 Nisan 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı."

 

-Tarımın değişik konularında çiftçi eğitimleri-

 

Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) işbirliğinde, 2011 yılından bugüne 143 çiftçiye tarımın değişik konularında eğitim sağlandığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Birliğimiz uzmanı tarafından 2013 yılında 36, 2014 yılında 70, toplamda 106 kişiye ceviz budama eğitimleri verildi.

Ayrıca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Zirai Mücadele İlaçları Üreticileri Derneği ile yaptığımız işbirliğiyle Zirai Mücadele İlaçlarının Güvenli ve Sürdürebilir Kullanımı projesi kapsamında tarım danışmanı, uzman ve çiftçi olmak üzere toplamda 125 kişinin eğitim almasını sağladık.

Birliğimiz ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında 2012 yılında imzalanan protokol ile danışmanlık yetki belgesi olan tarım danışmanlarının eğitimi çerçevesinde, 64 tarım danışmanına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na ait Adana, Aydın, Ankara'daki eğitim tesislerinde, İletişim Teknikleri ve Tarımsal Metodoloji konusunda 12 gün süreli eğitim verildi. Yine bu kapsamda 2014 yılında Ankara Uluslararası Eğitim Merkezi'nde 17 tarım danışmanına proje hazırlama ve proje döngü yönetimi eğitimi sağlandı.

Yine 2013 yılında Konya Altınekin'de 600 ve Manisa Saruhanlı'da 250 olmak üzere toplam 850, 2014 yılında Adana Ceyhan'da 400, Samsun Bafra'da 550, Balıkesir Gönen'de 500 olmak üzere toplam 1450 çiftçimize, 2015'de Antalya Serik'te 500, Ankara Polatlı'da 1000 olmak üzere toplam 1500 çiftçimize, toplamda 3 bin 800 çiftçimize  güvenli traktör eğitimi verildi.

2013 yılında 14 ilde bulunan 161 Ziraat Odası personelinin, sosyal güvenlik ile ilgili iş ve işlemler konusunda eğitim alması sağlandı. 2014 yılında Ziraat Odası Başkan, Yönetim Kurulu, personel ve çiftçilere yönelik eğitimde, 8 ilde toplam 1549 kişi eğitim aldı.

Yine 2013 yılında 435, 2014 yılında 476 Ziraat Odası başkanına mevzuata yönelik eğitimler verilmişti.

 2014 yılında 874 Ziraat Odası personeline, otomasyon eğitimi, sosyal güvenlik eğitimi, mevzuata yönelik aidat çalışmaları hakkında eğitim verilmiştir.

2015 yılı Nisan ayında başlayıp Mayıs sonuna kadar devam edecek olan otomasyon eğitimleri, 29 ilde gerçekleşecek ve çevre iller de dahil edilecek. Mayıs ayında eğitimler tamamlanınca yerinde eğitim talebinde bulunan Ziraat Odalarına eğitimler devam edecek."

 

 -2015 hedefi 81 ilde eğitim-

 

Çiftçilerin büyük ilgisi nedeniyle eğitimleri 2015 yılında 81 ile yaymayı kendilerine hedef koyduklarını belirten Bayraktar, "taleplere bakarak planlamamızı yapıyoruz. Bu bağlamda 15-40 yaş arasındaki genç çiftçilerimize yönelik eğitimlerimize devam edeceğiz. Genç çiftçilerimiz için bu yıl 37 ilde düzenleyeceğimiz eğitimlere 10 bin 10 çiftçimiz katılacak. 66 ilde yapılacak sürü yönetimi elemanı benim eğitimine 12 bin 775 çiftçimiz başvurdu" dedi.