14 Ağustos 2014 Perşembe

Enflasyonun sorumlusu çiftçi değil

Detay:



-"Enflasyonun sorumlusu çiftçi değil"

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Tarımda üretici fiyatları, Haziran'ın ardından Temmuz ayında da geriledi"

-"Haziran ayında yüzde 0,18 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Temmuz'da da yüzde 0,73 düştü"

-"Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56'yı bulurken, tarım ve avcılıkta yüzde 5,97'de kaldı. Balıkçılıkta fiyatlar ise bir yıllık dönemde yüzde 4,16 geriledi"

-"Enflasyonun sorumlusunun çiftçi olmadığı ortaya çıktı. İthalat söylemlerinin şu an itibarıyla yersiz olduğu görülüyor. Bugün için ithalata gerek yok"

-"Çiftçimiz, ürettiği ürünü Haziran'da da Temmuz'da da daha düşük fiyata satmak zorunda kaldı"

-"Bu durumda çiftçimizin fiyatlarda istikrar istemesinden daha doğal ne olabilir ki? Çiftçimiz, sürekli genel enflasyonun altında fiyat artışlarıyla üretimi sürdürmekte

zorlanıyor"

 

Ankara – 14.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, enflasyonda çiftçinin sorumlu olmadığının ortaya çıktığını bildirerek, "tarımda üretici fiyatları, Haziran'ın ardından Temmuz ayında da geriledi. Haziran ayında yüzde 0,18 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Temmuz'da da yüzde 0,73 düştü. Gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatlar, Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında yüzde 0,30 artmıştı" dedi.

Bayraktar yaptığı açıklamada, Temmuz ayında tarımın genelinde üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 0,73, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 0,74, balıkçılıkta yüzde 1,42, ormancılık ürünlerinde yüzde 0,06 gerilediğini bildirdi.

Üretici fiyatlarının, Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 6,32, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,04 arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 5,97, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 6,95, ormancılık ürünlerinde 31,82, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 9,47 artış oldu. Balıkçılıkta Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde fiyatlar yüzde 4,16 geriledi. On iki aylık ortalamalara göre, balıkçılıkta fiyatlar yüzde 6,96 arttı.

Gıda ve alkolsüz içeceklerde, Temmuz ayında enflasyon yüzde 0,30, Temmuz itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 11,11 olmuştu.

Tüketicide gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz itibarıyla son bir yılda fiyat artışı yüzde 12,56'yı bulurken, tarım ve avcılıkta yüzde 5,97'de kaldı. Balıkçılıkta fiyatlar ise bir yıllık dönemde yüzde 4,16 geriledi.

 

-Enflasyonun sorumlusunu çiftçi gösterenler-

 

Enflasyonun sorumlusunun çiftçi olmadığı ortaya çıktı. İthalat söylemlerinin şu an itibarıyla yersiz olduğu görülüyor. Bugün için ithalata gerek yok. Çiftçimiz, ürettiği ürünü Haziran'da da Temmuz'da da daha düşük fiyata satmak zorunda kaldı. Bu durumda çiftçimizin fiyatlarda istikrar istemesinden daha doğal ne olabilir ki? Çiftçimiz, sürekli genel enflasyonun altında fiyat artışlarıyla üretimi sürdürmekte zorlanıyor."

Tarımın doğal afetler nedeniyle bu yıl zor bir dönem geçirdiğini, başta fındık, kayısı, elma, ceviz olmak üzere meyvelerde ve buğday, arpada önemli oranda rekolte düşüşü beklendiğine dikkati çeken Bayraktar, "çiftçimiz, üreticimiz bin bir emekle ürününü üretiyor. Maliyetler ortada. Buna rağmen ürettiği ürünü ederinden satamayınca ümitsizliğe düşüyor. Sıkıntıya giriyor" dedi.

 

-Fiyatı artanlar-

 

Bayraktar, şunları kaydetti:

"Temmuz ayında fiyatlar, baklagiller ve yağlı tohumlarda yüzde 2,36, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 1,49, çeltikte yüzde 0,99, pirinç dışındaki tahıllar, sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrularda yüzde 0,90, lifli bitkilerde yüzde 0,06 arttı. Temmuz ayında fiyatlarda, canlı sığırlar, mandalar ile bunlardan elde edilen işlenmemiş sütte yüzde 1,16, diğer çiftlik hayvanları ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,82, canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 0,49 artış oldu.

 

-Fiyatı düşenler-

 

Fiyatlar, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 5,97, canlı kümes hayvanları ve yumurtada yüzde 2,48, yumuşak çekirdekli ve sert çekirdekli meyvelerde yüzde 2,15, balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 1,42, koyun ve keçiler ile bunların işlenmemiş süt ve yapağılarında yüzde 0,85, diğer ağaç ve çalı meyveleri ile sert kabuklu meyvelerde yüzde 0,42, ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 0,06, yağlı meyvelerde yüzde 0,01 geriledi.

İşlenmemiş tütünde ve içecek üretiminde kullanılan bitkisel ürünlerde fiyatlar değişmedi."

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Bayraktar; Seçimin birlik, beraberlik, huzur ve barışa hizmet etmesini umuyoruz.

Detay:


-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Bu seçimin milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve uluslararası toplum için hayırlı olmasını, birlik, beraberlik, huzur ve barışa hizmet etmesini umuyoruz"

-"Artık, küskünlüklerin, kırgınlıkların, ayrılıkların, kısır siyasi çekişmelerin giderilmesi, milletimizin bir bütün halinde ileriye dönük bir şekilde harekete geçirilmesi gerekmektedir"

-"Bu ortamda, toplumsal huzuru korumak, siyasi ve ekonomik istikrarı sürdürmek, çeşitli kesimler ve kurumlar arasındaki uyumu sağlamak en önemli amaç olmalıdır"

 

Ankara – 13.08.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kutlayarak, "bu seçimin, milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve uluslararası toplum için hayırlı olmasını, birlik, beraberlik, huzur ve barışa hizmet etmesini umuyoruz" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, milletin ilk defa doğrudan oy kullanarak 12. Cumhurbaşkanı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı seçtiğini belirtti.

"Bu seçimin, milletimiz, ülkemiz, bölgemiz ve uluslararası toplum için hayırlı olmasını, birlik, beraberlik, huzur ve barışa hizmet etmesini umuyoruz" diyen Bayraktar, şunları kaydetti:

"Milletimizin takdiriyle seçimi kazanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı Türk çiftçisi adına tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar diliyorum. Seçimin demokratik bir ortamda, sağ salim geçmesi Türk demokrasisinin ulaştığı seviye açısından gurur vericidir. Artık, küskünlüklerin, kırgınlıkların, ayrılıkların, kısır siyasi çekişmelerin giderilmesi, milletimizin bir bütün halinde ileriye dönük bir şekilde harekete geçirilmesi gerekmektedir.

Bölgemiz ve çevre ülkelerde yaşananlar Türkiye'deki istikrarın korunmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. En ufak bir zafiyete bile tahammülümüz olmaması gerekir. Bölgemiz, çeşitli açılardan büyük riskleri içinde barındıran bir bölgedir. Bu ortamda, toplumsal huzuru korumak, siyasi ve ekonomik istikrarı sürdürmek, çeşitli kesimler ve kurumlar arasındaki uyumu sağlamak en önemli amaç olmalıdır.

Yeni Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a bu zorlu görevde başarılar dileriz."

12 Ağustos 2014 Salı

Et üretimi ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardı

Detay:


​-Et üretimi ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Kırmızı et, kanatlı eti, süt, yumurta üretiminde artış

devam ediyor"

-"Haziran ayında tavuk eti üretimi yüzde 6,4, hindi eti üretimi yüzde 35,1, yumurta üretimi yüzde 1,8, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 10,8 arttı"

-"Bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde sığır eti üretimi yüzde 1,2, koyun eti üretimi yüzde 6,8, keçi eti üretimi yüzde 48,2, manda eti üretimi yüzde 346,4 artış gösterdi"

-"İthalattan bahsedenler, bu üretim rakamlarını görünce ne diyecekler? Bu üretim rakamları ithalat lobilerine ithaf olunur"

-"Hangi gerekçeyle ithalat isteniyor anlamak mümkün değil"

-"Türkiye'nin kırmızı ette ithalat yapmasına gerek yok.Üretim artıyor. Artmaya da devam edecek"

-"Üretimi baltalayıcı ithalat gibi söylemlerden vazgeçilmeli"

 

Ankara – 12.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kırmızı et üretiminin ithalat lobilerinin söylemini boşa çıkardığını, kırmızı et, kanatlı eti, süt, yumurta üretiminde artışın devam ettiğini bildirerek, "Haziran ayında tavuk eti üretimi yüzde 6,4, hindi eti üretimi yüzde 35,1, yumurta üretimi yüzde 1,8, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 10,8 arttı" dedi.

Bayraktar, bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde toplam kırmızı et üretiminin yüzde 2,6, sığır eti üretiminin yüzde 1,2, koyun eti üretiminin yüzde 6,8, keçi eti üretiminin yüzde 48,2, manda eti üretiminin yüzde 346,4 artış gösterdiğini bildirdi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılının Haziran ayında, 2013 yılının Haziran ayına göre, tavuk eti üretiminin yüzde 6,4 artışla 155 bin 345 tondan 165 bin 322 tona, hindi eti üretiminin yüzde 35,1 artışla 3 bin 359 tondan 4 bin 538 tona, yumurta üretiminin yüzde 1,8 artışla 1 milyar 326 milyon 64 bin adetten 1 milyar 349 milyon 899 bin adete, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının da yüzde 10,8 artışla 692 bin 84 tondan 767 bin 95 tona çıktığını belirtti.

Bayraktar, Haziran ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tavuk yumurtası üretiminin 16 milyar 913 milyon 435 bin adet, tavuk eti üretiminin 1 milyon 813 bin 705 ton, hindi eti üretiminin 44 bin 834 ton, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının da 8 milyon 341 bin 800 tona ulaştığını vurguladı.

           

            -Kırmızı et üretimi-

 

Bayraktar, bu yılın Nisan-Mayıs-Haziran döneminde toplam et üretiminin 2013 yılının aynı dönemine göre, yüzde 2,6 artışla, 212 bin 885 bin tondan 218 bin 432 tona, sığır eti üretiminin yüzde 1,2 artışla 187 in 587 tondan 189 bin 848 tona, koyun eti üretiminin yüzde 6,8 artışla 21 bin 959 tondan 23 bin 451 tona, keçi eti üretiminin yüzde 48,2 artışla 3 bin 278 tondan 4 bin 859 tona, manda eti üretiminin ise yüzde 346,4 artışla 61 tondan 274 tona çıktığını bildirdi.

 

-Kanatlı ve sütte ihracat-

 

            TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2013 yılının tamamında 406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta, 607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri, 2014 Ocak-Haziran döneminde ise 200 milyon 603 bin 223 dolar yumurta, 315 milyon 783 bin 472 dolar kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün, 211 milyon 378 bin 232 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığı bilgisini verdi.

 

            -"Kırmızı ette ithalata kesinlikle karşıyız"-

 

            Kırmızı ette ithalata kesinlikle karşı olduklarını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

            "Nisan-Mayıs-Haziran döneminde sığır, koyun, keçi ve manda etinin hepsinde bir üretim artışı var. Üretim sıkıntısı olduğunu ileri sürüp kırmızı et ithal edilmesi gerektiğini savunan var. Hangi gerekçeyle ithalat isteniyor anlamak mümkün değil. İthalattan bahsedenler, bu üretim rakamlarını görünce ne diyecekler? Bu üretim rakamları ithalat lobilerine ithaf olunur. Türkiye'nin kırmızı ette ithalat yapmasına gerek yok. Üretim artıyor. Üretim artmaya da devam edecek.

            Üretimi baltalayıcı ithalat gibi söylemlerden vazgeçilmesi gerekir." 

8 Ağustos 2014 Cuma

Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

Detay:



-Rusya'ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya'ya ihracat, tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlar"

-"Rusya'nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye'ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata

yönlendirilmesinde fayda var"

-"Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye'nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörleri talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip"

-"Rusya'ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda var"

-"Olayın üretici ve tüketici ayağı bulunuyor"


Ankara – 08.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya'ya ihracatın tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlayacağını bildirerek, "Rusya'nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye'ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata yönlendirilmesinde fayda var" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Rusya'nın, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç mallarına ambargo kararı aldığını, ambargo kapsamında, sığır ve kümes hayvanı eti, tüm meyve ve sebzeler, kaşar peynirleri ve süt başta olmak üzere tarım ve gıda ürünlerinin bulunduğunu belirtti.

Rusya'nın, bu ürünleri Türkiye, Brezilya, Çin ve Arjantin'in de aralarında bulunduğu birçok ülkeden karşılayabileceğini açıkladığını vurgulayan Bayraktar, Rusya'nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye'ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin bu ülkeye ihracata yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.

 Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye'nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörü talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

"Rusya, dünyanın önemli gıda tarım ürünleri ithalatçılarından biri durumunda. Bu alanda, ABD, Almanya, Çin, Japonya, Hollanda, İngiltere, Fransa ve İtalya'nın ardından dünya 9'ncusu. ABD, Almanya, Çin, Hollanda, Fransa ve İtalya aynı zamanda çok büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçıları. Rusya, özellikle yaş meyve ve sebzede dışa bağımlı. Net ithalatçı konumunda. Dünya Bankası verilerine göre, Rusya, 2012 yılında 12,2 milyar doları işlenmiş gıda ürünleri, 11,5 milyar doları bitkisel ürün, 14,6 milyar doları hayvansal ürün olmak üzere 38,3 milyar dolarlık gıda ve tarım ürünleri ithalatı yaptı. Bu rakam çok büyük bir rakam. Türkiye'nin halen gıda ve tarım ihracatı yıllık bazda 17 milyar doları olduğu göz önüne alındığında rakamın gerçek boyutları ortaya çıkıyor.


-Rusya'ya 1,2 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatı var-


Türkiye, 2013 yılında Rusya'ya 614,3 milyon doları yenilen meyve, 347 milyon doları sebze, 43,6 milyon doları yağlı tohum, tıbbi ve aromatik bitki, yem, 32,5 milyon doları sebze ve meyveden elde edilen işlenmiş ürünler, 32,3 milyon doları su ve su ürünü,  31,6 milyon doları tütün ve tütün ürünleri, 25,3 milyon doları çeşitli çay gibi gıda ürünleri, 23,5 milyon doları şeker ve şeker mamulleri, olmak üzere 1 milyar 178,5 milyon dolarlık gıda ve tarım ihracatı yaptı. Bu rakam çok daha fazla olabilir."

Türkiye'nin Trakya ve Ege Bölgesinin kıyı kesimleri hariç, bu üretim sezonunda Ekim ayından Şubat ayına kadar büyük kuraklık yaşandığını, Mart yağışlarının normalin üzerine çıkmasına karşın, kuraklığın, Nisan ayında da devam ettiğini bildirdi. Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye'nin bazı yörelerinde şiddetli yağışlar meydana geldiğini, kuraklık ve şiddetli yağışın hububat başta olmak üzere ürünlerde büyük rekolte kayıplarına neden olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"29-30-31 Mart tarihlerinde ülkemizin büyük kısmında meydana gelen don doğal afeti, kayısı, fındık, elma ve ceviz başta olmak meyve ağaçları, meyve çiçek ve tomurcuklarına büyük hasar verdi. Bu da kayısı, fındık, elma, ceviz gibi bazı ürünlerde üretimi önemli ölçüde düşürecek. Kuraklık ve don dışında da bu üretim sezonunda çiftçimiz, fırtına, su baskını, sel, hortum, dolu gibi hemen her doğal afeti yaşadı.


-Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna-


Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna. Bu yılı dışarıda tutarsak,  Türkiye'de domates, turunçgiller, elma, kiraz, fındık, incir, çekirdeksiz kuru üzüm, kayısı, kesme çiçek ürünleri, zeytin ve zeytinyağı ile kanatlı sektörü ve süt ve süt ürünleri üretim kapasiteleri dolayısıyla ihracat imkanı var. Bu yıl kayısı, elma, fındık üretimi çok yetersiz. Kayısı üretimi iç pazara bile yetmiyor. Fakat normal yıllarda bu ürünlerde ihracatta sıkıntısı görüldüğünde iç piyasa arzı karşılamıyor. Bu ürünler dışında yeterli ihracat imkanları olmayan patates, soğan, kavun, karpuz gibi ürünlerde de iç piyasa ihtiyacı üzerinde bir üretim yapılıyor.

Üretimin iyi olduğu yıllarda talep sıkıntısı çekiliyor. Bu yıllarda ihracat pazarları sonuna kadar zorlanmalı. İhracat sıkıntıya girdiğinde üreticinin ürünü elinde kalıyor. İhracat destekleri artırılmalı. Üretici, dış piyasalarda para eden, pazarlama sıkıntısı olmayan, devamlılık gösteren ürünlere yönlendirilmeli."


-Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık hızla gelişiyor-


Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık sektörlerinin hızla geliştiğini vurgulayan, üretim artışı görülen bu alanlarda talep sıkıntısı yaşanmaması, üretim artışının sürdürülebilmesi için iç piyasanın yanı sıra ihracat yollarının da açılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Özellikle süt ve süt ürünleri ile yumurta ve tavuk eti üretimi hızla artıyor. Bu sektörlerde iç pazar yetersiz kalıyor. İhracat olanaklarıyla gelişim devam ettirebilir. En son Irak'ta meydana gelen olaylar, bu ülkeye yönelik yumurta ihracatını zora soktu. İhracatta düşüş, yaz aylarında talepte görülen azalma, iç piyasada da fiyatların gerilemesine sebep oldu.

Türkiye, son derece modern tesislere sahip, çok gelişmiş bir kanatlı sektörü var. 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretimi, Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 16 milyar 889 milyon 600 bin ile 17 milyar adede dayandı, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretimi ise Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 803 bin 728 ton ile 1,8 milyon tonu ilk kez aştı.

Türkiye, 2013 yılında yüzde 15,9 artışla 406,4 milyon dolarlık tavuk yumurtası, yüzde 15,3 artarak 608,1 milyon dolarlık kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün ihracatı, yüzde 25 artışla 281,5 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı yaptı."

Bayraktar, Rusya'ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda olduğunu, olayın üretici ve tüketici ayağı bulunduğunu, karar verirken bu unsurların hepsinin göz önünde tutulması gerektiğini bildirdi.

7 Ağustos 2014 Perşembe

Konya çöl olmamalı…

Detay:



-Konya çöl olmamalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Türkiye'nin sulanan alanlarının yüzde 17'sini barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesi su fakiri"

-"Ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4'ü bölgede. Suyun yüzde 60'ı yer altı suyundan karşılanıyor"

-"Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı"

-"KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar alan sulanabilecek"

-"Bölgeye dış havzalardan su getirilmeli, yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı destekler artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik

edilmeli, üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalıdır"

-"Havza bazlı sulama plan ve stratejileri hayata geçirilmeli, su kullanım verimliliğinin ve tasarrufunun artırılması sağlanmalıdır"

 

Ankara – 07.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin sulanan alanlarının yüzde 17'si barındıran Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesinin su fakiri olduğunu bildirerek, "ülke su kaynaklarının sadece yüzde 4'ü bölgede. Suyun yüzde 60'ı yer altı suyundan karşılanıyor. Konya çöl olmamalı, KOP bir an önce tamamlanmalı" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ortalama yeraltı su seviyesinin her yıl ortalama 3 milimetre civarında azaldığını, bu sürecin devam etmesi halinde, mevcut sulanan alanların büyük kısmının ileride sulanamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını belirtti. KOP kapsamındaki 14 sulama projesi tamamlandığında 1,1 milyon hektar (Lübnan'dan büyük) alanın sulanabileceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"KOP tamamlanırsa, kuraklık tehlikesini azaltacaktır. Bu projenin tamamlanmasıyla, sulama olarak 2,2 milyar dolar, enerji ve içme suyu olarak 370 milyon dolar, toplamda 2,57 milyar dolar ekonomiye katkı sağlanacak. Projeye harcanan para çok kısa bir sürede geri dönecek.

 

-KOP bölgesinde Belçika büyüklüğünde tarıma elverişli alan var-

 

Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan KOP bölgesinde yaklaşık 3 milyon hektar (Belçika büyüklüğünde) tarıma elverişli alan bulunuyor. Bu alan tarım için en iyi şekilde değerlendirilmeli. Bölge başta tahıl olmak üzere birçok üründe ülkenin en önemli merkezlerinden biri olduğu unutulmamalı. Bu durum riske atılmamalı. Mevcut su kaynakları yetersiz olan, kuraklık çeken bölgede, her damla su önemli."

 

-Dış havzalardan su getirilmeli-

 

Geri kalan bölgelerin de sulamaya açılabilmesi için bölgeye dış havzalardan su getirilmesi ve yeni projelerin hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Bayraktar, "KOP kapalı havzası yeterince yağış almıyor. Havzaya yılda 398 milimetre yağış düşüyor. Bu nedenle bölgede su kıtlığı yaşanıyor. Kuraklığa bağlı olumsuzlukların oluşmaması için yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı desteklerin artırılmalı, su ihtiyacı az kültür bitkileri teşvik edilmeli, yörede yer altı suların da azalmanın önüne geçmek amacı ile üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyular ruhsatlandırılmalı, yeraltı su kuyularından su kullanımı, üretimi azaltmayacak şekilde kontrol altına alınmalı" dedi.

 

-KOP'un yanı sıra GAP, DAP ve DOKAP da tamamlanmalı-

 

         Bayraktar, ülkedeki tarım alanlarının yüzde 35,7'si olan 8,5 milyon hektarının teknik ve ekonomik olarak sulanabilmesine karşın, halen 2,87 milyon hektarının gerekli altyapı yatırımları yapılmadığı için sulanamadığını, bunun büyük bir ekonomik kayba neden olduğunu hatırlattı. KOP'un yanı sıra, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) projelerinin de bir an önce tamamlanması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, aksi takdirde bu sene olduğu gibi birçok üründe kuraklığa bağlı olarak verim kaybı yaşanmasının kaçınılmaz olacağını belirtti.

Şemsi Bayraktar, suyun verimliliği ve tasarrufu, su kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi, tarımsal sulama alanlarının iklim, toprak ve sulama verimliliğinin sağlanmasının ve ürün bazında gerekli olan sulama suyunun hesaplanmasının hayati önemde olduğuna dikkati çekti.


Kaynak: Tzob

4 Ağustos 2014 Pazartesi

Doğal afetlere rağmen gıdadaki artış sınırlı kaldı

Detay:


-Doğal afetlere rağmen gıdadaki artış sınırlı kaldı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Temmuz ayında, gıda fiyatlarındaki artış, ortalama

enflasyonun altında kaldı. Gıda ve alkolsüz içecek fiyatlarında yüzde 0,30, tüketici fiyatlarında yüzde 0,45 artış oldu" 

-"Bu yıl tarımda yaşanan kuraklığa, dona, diğer bütün afetlere rağmen, gıdadaki fiyat artışı sınırlı kalmıştır" 

-"Alkolsüz içecekler ve gıda fiyatlarındaki artış, giyim ve ayakkabı, ev eşyası dışındaki ana harcama gruplarının altında kaldı. Sağlık ile aynı oranda arttı"

-"Temmuz enflasyonu, eğlence ve kültürde yüzde 2,97, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 1,99, haberleşmede

yüzde 1,9'u bulurken, gıdada yüzde 0,30'da kalması dikkat çekicidir" 

-"Tarımda üreticide fiyat artışlarıyla tüketicide gıda fiyatları arasında önemli bir fark olduğunu, üreticideki

artışın genel enflasyonun altında kaldığını görüyoruz" 

Ankara – 04.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Temmuz ayında gıda fiyatlarındaki artışın, ortalama enflasyonun altında kaldığını, gıda ve alkolsüz içeceklerdeki fiyat artışının yüzde 0,30 ve tüketici fiyatları artışının yüzde 0,45 olduğunu bildirerek, "bu yıl tarımda yaşanan kuraklığa, dona, diğer bütün afetlere rağmen, gıdadaki fiyat artışı sınırlı kalmıştır" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, tüketici fiyatlarında Temmuz ayı  enflasyonunun yüzde 0,30 arttığını, Temmuz ayı itibarıyla son bir yıllık enflasyonun yüzde 9,32, oniki aylık ortalamalara göre yıllık enflasyonun yüzde 8,35 olduğunu belirtti.


-Ana harcama gruplarında tüketici fiyatları-


Gıda ve alkolsüz içeceklerde, tüketici enflasyonunun Mart'ta yüzde 2,1, Nisan'da yüzde 1,42 arttığını, Mayıs ayında yüzde 1,35 gerilediğini, Haziran ayında yüzde 0,36 yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Alkolsüz içecekler ve gıda fiyatlarındaki artış, giyim ve ayakkabı, ev eşyası dışındaki ana harcama gruplarının altında kaldı. Sağlık ile aynı oranda arttı. Temmuz ayında giyim ve ayakkabıda fiyatlar yüzde 3,28 geriledi. Ev eşyasında fiyatlar yüzde 0,24, sağlıkta yüzde 0,30 yükseldi.

Fiyatlar eğlence ve kültürde yüzde 2,97, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 1,99, lokanta ve otellerde yüzde 1,05, haberleşmede yüzde 1,90, ulaştırmada yüzde 0,71, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0,63, eğitimde yüzde 0,59, konutta yüzde 0,56 arttı."

Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde Temmuz ayında yüzde 0,45 artan TÜFE enflasyonunun, Temmuz ayı itibarıyla son bir yılık dönemde yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 11,11 arttığını belirtti.

Tarımda üretici enflasyonunun, genelde gıda ve alkolsüz içeceklerdeki tüketici fiyatlarındaki artışın altında kaldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

 "Haziran ayında tarım, ormancılık ve balıkçılıkta üretici fiyatları yüzde 0,18 gerilemişti. Yıllık enflasyon yüzde 7,37, on iki aylık ortalamaya göre yüzde 6,87 artmıştı. Temmuz ayı tarım, ormancılık ve balıkçılıkta fiyat artışı 14 Temmuz'da açıklanacak. O zaman tarım ve gıdada karşılaştırma daha net ortaya çıkacak. Yalnız, üretici fiyatlarındaki artış, hemen hemen her zaman tüketici fiyatlarındaki artışın altında kalıyor. Haziran'da tarımda üretici fiyatları yüzde 0,18 gerilerken, gıdada tüketici fiyatları yüzde 0,36 artmıştı. Temmuzda bir yıllık gıda enflasyonu yüzde 12,56 iken, Haziran'da üreticide yüzde 7,37 düzeyindeydi. Tarımda üreticide fiyat artışlarıyla tüketicide gıda fiyatları arasında önemli bir fark olduğunu, üreticideki artışın genel enflasyonun altında kaldığını görüyoruz.

Bu durum, tarım ve gıdada fiyat istikrarının önemini ortaya çıkarıyor. Üreticiden tüketiciye ürün uygun fiyatlarla ulaştırılmalı. Üretici de kazanmalı, tüketicide uygun fiyatla tüketebilmelidir."