7 Eylül 2014 Pazar

Yumurta sektörü Rusya pazarına hazır…

Detay:

​-Yumurta sektörü Rusya pazarına hazır…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Yumurta üretimi 2010-2013 döneminde, yüzde 39,3 artışla 11,84 milyar adetten 16,5 milyar adede yükseldi"

-"Sektörün ihracatı 2010-2013 döneminde yüzde 120,6 artışla 142,7 milyon dolardan 315 milyon dolara çıktı"

-"Yumurta fiyatları, Ağustos ayı itibarıyla son bir yılda artsa da, 2012 yılı seviyesine ancak çıkmıştır"

-"Ülkemizde sürekli gelişen bir yumurta sektörü var ama birçok sorunla baş etmek durumunda kalıyor"

-"Yemde dışa bağımlı olunması ve yükselen yem fiyatları maliyetleri etkilemekte, üreticileri sıkıntıya sokmakta, üretimin sürdürülebilirliğini ve karlılığını engellemektedir"

-"Üretim kapasite artışlarının yumurta tüketimi ve ihracat miktarlarına paralel bir seyir izlemesine, arz fazlası oluşmaması için üretim planlaması yapılmasına, yurt dışı damızlık girişlerinin de bu planlamaya paralel hale getirilmesine ihtiyaç var"


Ankara – 07.09.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yumurta üretiminin 2010-2013 döneminde, yüzde 39,3 artışla 11,84 milyar adetten 16,5 milyar adede yükseldiğini, sektörün ihracatının aynı dönemde yüzde 120,6 artışla 142,7 milyon dolardan 315 milyon dolara çıktığını bildirerek, "yumurta sektörü Rusya pazarına hazır" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, yumurta sektörünün üretimde 2010 yılında yüzde 14,4 düşerek, 13,83 milyar adetten 11,84 milyar adede indikten sonra büyüme trendine girdiğini, üretimin, 2011 yılında yüzde 9,4 artışla 12,95 milyar, 2012 yılında yüzde 15,1 artışla 14,91 milyar, 2013 yılında yüzde 10,6 artışla 16,5 milyar adede ulaştığını, üretimin 2010-2013 döneminde üretimin yüzde 39,3 arttığını belirtti.

Sektörün gelecekte büyümede nasıl bir seyir izleyeceğine ülke içi tüketim rakamları ve ihracat miktarının belirleyeceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"İşte bu aşamada dış piyasaların önemi ortaya çıkıyor. Ülke içi tüketim çok fazla büyümüyor. Üretim artışının ihracata yönlendirilmesi gerekiyor. 2009 yılında yumurta ihracatı 100,8 milyon dolardı. Bu rakam 2010 yılında 142,7, 2011 yılında 258,6, 2012 yılında 320,8 milyon dolara çıktı. 2013 yılında ihracat 315 milyon dolara düştü. 2010-2013 döneminde, yumurta ihracatı yüzde 120,6 arttı.

İhracatın ilerleyen dönemlerde daha da artmasını bekliyoruz. Çünkü sektörün çok daha fazla ihracat yapacak potansiyeli var. Yumurta ihracatındaki sorun, ihracatın belli ülkelere hatta tek ülkeye yönelik olmasıdır. Her ne kadar Türkiye, 2013 yılında 25 ülkeye yumurta ihracatı gerçekleştirmişse de 315 milyon dolarlık ihracatın yüzde 92,2'si, 290,3 milyon doları Irak'a yapılmıştır. Son aylarda bu ülkede yaşanan karışıklıklar ihracat yapmayı zorlaştırdı. Bu ortamda Rusya'nın ortaya çıkması sektör için çok büyük olanaklar yaratacaktır."

-"Rusya'ya ihracatın fiyatları artırdığını söylemek doğru değildir"-



Rusya'ya yapılacak ihracatın yumurta fiyatlarında önemli bir artışa sebep olacağını söylemenin pek mümkün görülmediğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:



"2013 yılında, bir önceki yıla göre yumurta da üretici fiyatlarında yüzde 1,72'lik bir azalma oldu. Yıllık ortalama olarak 2012 yılında adet başına 18,8 kuruş olan yumurta fiyatı, 2013 yılında 18,5 kuruşa indi. Ama aylık bazda bakıldığında bir önceki yılın aynı ayına göre kimi aylarda, 2013 Mart ayında görüldüğü gibi yüzde 27'leri geçen oranlarda bir azalma yaşandı.



2014 yılında ise bir önceki yılın aynı ayına göre yaşanan artışlar, baz yılı olan 2013 yılı yumurta fiyatlarındaki düşüklükten kaynaklanmıştır.



Öyle ki 2014 yılının Ağustos ayında olduğu gibi bazı aylarında yumurta fiyatları, 2012 yılı fiyatlarıyla aynı seviyeye gelmiştir. 2012 yılı Ağustos ayında 22 kuruş olan yumurta fiyatı, 2013 yılında 19,6 kuruşa indikten sonra bu yıl Ağustos ayında yeniden 22 kuruşa yükselmiştir. Sonuçta yumurta fiyatları, Ağustos ayı itibarıyla son bir yılda artsa da, 2012 yılı seviyesine ancak çıkmıştır.



2014 yılında fiyatların arttığını söylemek, bunu Rusya'nın ithalatta ülkemize yönelmesi kararına bağlamak ise çok doğru bir değerlendirme değildir. Çünkü fiyatların, Ocak 2014 tarihinde 24,5 kuruşken, Ağustos 2014'te 22 kuruş seviyelerine kadar düştüğü görülmektedir. Genel itibariyle bakıldığında, 2014 yılında üretici fiyatlarının aylık bazda inişli çıkışlı bir seyir izlemiştir. 2013 yılında yumurta da toptan fiyatlar düşmüştür."



Rusya pazarının sektör açısından önemli bir potansiyel taşıdığına dikkati çeken Bayraktar, bu pazarı etkin kullanabilmek ve fırsata çevirebilmek için yaşanan önemli sorunlara yönelik çözüm önerilerinin hızlı bir şekilde hayata geçirilmesine ihtiyaç bulunduğunu belirtti.



-Yapılması gerekenler-



Türkiye'de sürekli gelişen bir yumurta sektörünün var olduğunu ama birçok sorunla baş etmek durumunda kaldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:



"Yemde dışa bağımlı olunması ve yükselen yem fiyatları maliyetleri etkilemekte, üreticileri sıkıntıya sokmakta, üretimin sürdürülebilirliğini ve karlılığını engellemektedir. Dolayısıyla üreticiyi yemde dışa bağımlılıktan kurtaracak, ucuza yem teminini sağlayacak destekler hayata geçirilmelidir.



Özellikle yumurta sektöründe tüketim azlığı ve fiyat istikrarsızlıkları nedeniyle üretim kapasitesinin tamamının kullanılamaması, başka bir değişle üretim planlaması yapılamaması çoğu zaman sıkıntı yaratmaktadır. Bu nedenle üretim kapasite artışlarının yumurta tüketimi ve ihracat miktarlarına paralel bir seyir izlemesine, arz fazlası oluşmaması için üretim planlaması yapılmasına, yurt dışı damızlık girişlerinin de bu planlamaya paralel hale getirilmesine ihtiyaç vardır.



Sektörde örgütlenme hızla gelişmektedir. Örgütlerin üreticilerin üretimden son aşamaya kadarki tüm süreçte üyelerine etkin hizmet vermesi için iç ve dış kaynaklarla desteklenmesi ve güçlendirilmelerine ihtiyaç vardır. Bu gelişim, üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkının azalmasına aynı tüketicilerin daha uygun fiyatla yumurta tüketmesine neden olacaktır. Bu sayede kişi başı tüketim rakamlarında da artışlar meydana gelebilecektir.



Sektör her zaman hastalıkların tehdidi altındadır. Yakın zamanda en çok baş ağrıtan hastalık kuş gribi olmuştur. Fakat bilindiği üzere Türkiye kuş gribiyle mücadelede önemli bir başarı göstermiştir. Ülkemiz için bu hastalığın her zaman risk oluşturduğu düşünülerek, mücadelenin taviz verilmeden sürdürülmesi gerekmektedir."
5 Eylül 2014 Cuma

ÇKS kaydında süre 1 Ekim’e uzatıldı…

Detay:

​-ÇKS kaydında süre 1 Ekim'e uzatıldı… 

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "29 Ağustos 2014 Cuma günü sona eren 2014 ÇKS başvuru süresi 1 Ekim 2014 Çarşamba gününe uzatıldı" 
-"1 Eylül 2014 tarihinde başlayan 2015 ÇKS kayıtları 31 Aralık 2014'de sona erecek" 
-"Her iki başvuru da süre uzatımı nedeniyle 1 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında birbirleriyle çakışıyor. Üreticilerimizin her iki başvuruyu birbiriyle karıştırmamaları gerekiyor" 
-"Üreticilerimizin, tarımsal desteklerden faydalanabilmeleri için hem 2014 hem de 2015 ÇKS başvurularını ayrı ayrı yapmaları gerekmektedir" 

Ankara – 05.09.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçi kayıt sisteminde (ÇKS), 29 Ağustos 2014 Cuma günü sona eren 2014 ÇKS başvuru süresinin, 1 Ekim 2014 Çarşamba gününe uzatıldığını bildirdi. 
Bayraktar, yaptığı açıklamada, TZOB'un yazılı girişimleriyle, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 30 Haziran 2014 tarihinde sona eren ÇKS başvurularıyla ilgili süreyi, 29 Ağustos 2014 tarihine, 4 Eylül 2014 tarihinde de süreyi 1 Ekim 2014 tarihine kadar uzattığını hatırlattı. 
Yoğunluk yaşanma ihtimali göz önünde bulundurularak çiftçilerin bir an önce hem 2014 hem de 2015 ÇKS kayıtlarını yaptırmaları gerektiğini vurgulayan Bayraktar, üreticileri bu yıla mahsus iki ÇKS başvurusu yapılacağı konusunda da uyardı. Yeni ÇKS yönetmeliğine göre, üreticilerin bu yıl hem 2014, hem de 2015 yılı ÇKS başvurularını yaptırmaları gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: 
"Her iki başvuru da süre uzatımı nedeniyle 1 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında birbirleriyle çakışıyor. Üreticilerimizin her iki başvuruyu birbiriyle karıştırmamaları gerekiyor. Çiftçilerimiz 1 Ekim 2014 Çarşamba günü mesai saati bitimine kadar 2014 yılı ÇKS başvurularını yaptıracaklar. Üreticilerimiz olası sıkışıklıkları düşünerek son günü beklemeden tarım il ve ilçe müdürlüklerine bir an önce başvurusunu yapmalılar. 2015 yılı ÇKS kayıtları ise 1 Eylül'de başladı, 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek." 
Bayraktar, tarımsal desteklerden yararlanabilmek için ÇKS başvurularının yapılması zorunluluğu bulunduğunu, bu nedenle ÇKS kayıtlarının ihmal edilmemesinin büyük önem taşıdığını bildirerek, "Üreticilerimizin, tarımsal desteklerden faydalanabilmeleri için hem 2014 hem de 2015 ÇKS başvurularını ayrı ayrı yapmaları gerekmektedir" dedi. 
3 Eylül 2014 Çarşamba

Bayraktar, Çine’de mısır hasadına katıldı

Detay:

 
​-Bayraktar, Çine'de mısır hasadına katıldı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Türkiye mısır ithalatçısı olmamalı"

"Bahar aylarının mısır üretimi için olumlu geçmesi mısırda verimin yanı sıra kalitenin de iyi olmasını sağladı"

-"Erken yapılan tahminlere aldanıp, mısırda üretim düşecek mantığıyla ithalata çanak tutulmamalıdır"

-"Özellikle mısır hasadı tamamlanıncaya kadar iç piyasada fiyatları olumsuz etkileyecek ucuz fiyatlı ürün ithalatına izin verilmemelidir"

-"Toprak Mahsulleri Ofisi'nin özellikle bu yıl güçlü bir şekilde alım yapmasını istiyoruz"

-"Mısır üreticimizi tüccarın eline bırakmamak gerek"

-"İthalat, mısır üretimine büyük darbe vurur.  İthalat, fiyatların düşmesine sebep olur. Bunu istemiyoruz"

-"Özellikle hasat döneminde ithalat yapılmasına karşıyız"

-"Üreticilerin bin bir emek ve gayretle üretimlerini artırmaya çalışıyor. Gösterilen bu çabanın karşısında üreticilerin doğal olarak en büyük isteği emeklerinin karşılığını alabilmektir"

-"Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Başbakanımız Davutoğlu ve Bakanımız Eker'i ziyaretlerimizde raporlarımızı kendilerine

sunacağız. Bu raporda mısırla ilgili bazı taleplerimiz de var"

 

Çine-Aydın – 02.09.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Aydın ziyaretleri kapsamında geldiği Çine'de bir mısır tarlasında biçerdöver kullanarak, mısır hasadı yaptı.

Başkan Bayraktar, hafta sonu Çine'de katıldığı mısır hasadında, "Türkiye mısır ithalatçısı olmamalı" dedi.

Bahar aylarının mısır üretimi için olumlu geçmesinin mısırda verimin yanı sıra kalitenin de iyi olmasını sağladığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Mısırda üretim rakamlarının ne olacağı önümüzdeki günlerde yapılacak tahmin sonuçları ile daha net ortaya çıkacaktır. Bu yıl mısır hasadı her yıl olduğu gibi ilk olarak Akdeniz Bölgesinde başladı. Hasat önümüzdeki günlerde diğer bölgelerimizde de yoğunlaşacak. Üretim miktarı ithalata çok fazla gerek duyulmadığını gösteriyor. Mısırda iyi giden bahar yağışları nedeniyle üretim beklentileri aşabilir. Erken yapılan tahminlere aldanıp, mısırda üretim düşecek mantığıyla ithalata çanak tutulmamalıdır. Özellikle mısır hasadı tamamlanıncaya kadar iç piyasada fiyatları olumsuz etkileyecek ucuz fiyatlı ürün ithalatına izin verilmemelidir."

"Bismillah diyerek mısır hasadına başladık" diyen Başkan Bayraktar, "Mısır üretimi bu sezon yağışlar nedeniyle yüksek gibi görünüyor. Toprak Mahsulleri Ofisi'nin özellikle bu yıl güçlü bir şekilde alım yapmasını istiyoruz. Mısır üreticimizi tüccarın eline bırakmamak gerek" diye konuştu.

 

-"İthalat mısır üretimine darbe vurur"-

 

Mısırla ilgili taleplerinin olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanımız Ahmet Davutoğlu ve Bakanımız Mehdi Eker'i ziyaretlerimizde raporlarımızı kendilerine sunacağız. Bu raporda mısırla ilgili bazı taleplerimiz de var. Türkiye'de şunu iyi hesaplamak lazım; ithalat, mısır üretimine büyük darbe vurur. İthalat, fiyatların düşmesine sebep olur. Bunu istemiyoruz. Özellikle hasat döneminde ithalat yapılmasına karşıyız. Bu görüşümüzü hükümetimiz ile özellikle paylaşacağız. Her şeye rağmen mısır üretimini artırarak devam etmeliyiz. Bizim üreticimiz imkan sağlandığında yeterli mısırı üretebilir."

Bayraktar, 2013 yılında 5,9 milyon ton mısır üretildiğini, son 10 yılda ekim alanlarında yüzde 11'lik genişleme, verimde yüzde 50 artış görüldüğünü bildirdi.

 

-Mısır önemli bir tarım ürünü-

 

Şemsi Bayraktar, mısırın önemli bir tarım ürünü olduğunu, dünyada başta yem ve biyoetanol sanayi olmak üzere, nişasta ve nişasta bazlı şekerler sanayi, bitkisel yağ sanayi, mısır ekmeği yapımı, taze tüketim, cips ve çerez olarak kullanıldığını belirtti.

Sap ve yapraklarının endüstride, kağıt, karton, dolgu maddesi ve ambalaj olarak değerlendirildiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Görüldüğü üzere mısır içinde bulundurduğu zengin besin maddesi nedeniyle insan ve hayvan beslenmesinde büyük değer taşıdığı gibi, iyi bir enerji kaynağı olarak vazgeçilmez bir üründür. Sahip olduğu öneme binaen bugün dünyada da üzerinde durulan bir ürün durumundadır. Dünyada mısır üretiminde önde gelen ülkeler ABD, Çin, Brezilya, Avrupa Birliği (AB), Arjantin ve Ukrayna'dır. ABD, 2012 yılında, dünya mısır üretiminden aldığı yüzde 36 oranındaki pay ile ilk sırada yer almaktadır. ABD toplam mısır üretimi 352 milyon 60 bin tondur. Bu ülkeyi dünya üretiminden yüzde 23 oranında pay alan Çin izlemektedir. Çin mısır üretimi 222 milyon ton, Brezilya 74 milyon ton, AB 65 milyon 642 bin ton, Ukrayna 27 milyon ton, Arjantin 26 milyon ton, üretim gerçekleştirmektedir. Türkiye ise 2012 yılında 5 milyon 500 bin ton üretim ile dünya mısır üretiminden yüzde 0,5 oranında pay almaktadır.

Mısır ülkemizde başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere tüm bölgelerimizde yetiştirilmektedir. Mısır üretiminde birinci sırada olan Akdeniz Bölgesi toplam üretimden yüzde 37 oranında pay almaktadır. Bu bölgeyi yüzde 22 oranında Güneydoğu Anadolu,  yüzde 16 oranında pay ile Ege Bölgesi,  yüzde 15 oranında aldığı pay ile Marmara Bölgesi izlemektedir."

Son yıllarda ikinci ürün yetiştiriciliğinin artmasıyla birlikte ekolojik olarak ikinci ürün yetiştiriciliğine uygun olan Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Ege Bölgesinde mısır üretiminin de arttığını belirten Bayraktar, "Özellikle GAP projesinin sulanabilir tarım alanlarını arttırması ile birlikte Güneydoğu Anadolu Bölgesi mısır üretiminde büyük bir potansiyele sahip olmuştur" dedi.

Bayraktar, üreticilerin bin bir emek ve gayretle üretimlerini artırmaya çalıştığını, gösterilen bu çabanın karşısında üreticilerin doğal olarak en büyük isteğinin emeklerinin karşılığını alabilmek olduğunu bildirdi.

2 Eylül 2014 Salı

TZOB’un üretici-market fiyatları araştırması

Detay:


​-TZOB'un üretici-market fiyatları araştırması…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Ağustos ayında market fiyatlarına bakıldığında, 5 üründe fiyat değişimi görülmezken, 13 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı oldu"

-"Üretici fiyatlarında ise Ağustos ayında, üründe fiyatlar değişmezken, 9 üründe azalma, 15 üründe ise fiyat artış meydana geldi"

-"Market fiyatlarında Ağustos ayında en fazla fiyat düşüşü yüzde 26,5 ile karpuzda, en fazla fiyat artışı yüzde 42,44 ile yeşil soğanda görüldü"

-"Üretici fiyatlarında ise elma fiyatı yüzde 39,29 düşerken,  yeşil mercimek fiyatı yüzde 55,88 arttı"

-"Üreticilerde fiyatı en fazla artan ürün olan yeşil mercimekte, fiyat artışının nedeni ürünün yeni sezona ait olmasıdır"

-"Salatalık, patlıcan, yeşil fasulye, biber, domates gibi ürünlerde arz, açıkta tarla yetiştiriciliğinden sağlanıyor. Meydana gelen aşırı yağış, ürünleri olumsuz etkiledi"

-"Elmada hasadın başlamasıyla birlikte piyasaya arz edilen ürün miktarının artışı, fiyatlarda düşüşe yol açtı. Karpuzda ise talepteki daralmaya bağlı olarak fiyatlar geriledi"

-"Son dönemde fiyatı en fazla artan ürün olarak görülen limonda, hasadın yaklaşmasıyla birlikte alım satımın başlaması sonucu erkenci limon çeşidi olan Mayer, 1,3 liradan alıcı buldu"

-"Patates ve kavun gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarındaki artışa bağlı olarak fiyatlarda düşüş meydana geldi"

 

Ankara – 01.09.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında market fiyatlarına bakıldığında, 5 üründe fiyat değişimi görülmezken, 13 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı olduğunu, üretici fiyatlarında ise Ağustos ayında, üründe fiyatlar değişmezken, 9 üründe azalma, 15 üründe ise fiyat artış meydana geldiğini bildirdi.

Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında en fazla fiyat düşüşünün markette yüzde 26,5 ile karpuzda, üreticide yüzde 39,29 ile elmada, en fazla fiyat artışının markette yüzde 42,44 ile yeşil soğanda, üreticide yüzde 55,88 ile yeşil mercimekte görüldüğünü belirtti.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, spekülatif hareketleri önlemek için üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalara devam ettiklerini bildirdi.

 

-Market fiyatlarındaki değişimler-

 

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Ağustos ayındaki market fiyatlarına bakıldığında, 5 üründe fiyat değişimi görülmezken, 13 üründe azalma, 18 üründe ise fiyat artışı olduğunu belirtti.

Ağustos ayında kuru soğan, Antep fıstığı, yumurta, süt ve toz şeker fiyatlarında değişim görülmezken, fiyat düşüşünün yüzde 26,5 oran ile en fazla karpuzda olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 21,99 ile kavun, yüzde 16,90 ile patates, yüzde 13,74 ile elma, yüzde 7,71 ile kuru kayısı, yüzde 6,36 ile kuru üzüm, yüzde 4,26 ile şeftali, yüzde 2,29 ile mısırözü yağı, yüzde 1,56 ile fındık, yüzde 1,44 ile limon, yüzde 1 ile kuru incir, yüzde 0,73 ile pirinç, yüzde 0,48 ile kuzu eti izledi.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 42,44 ile yeşil soğanda görüldü. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 33,68 ile salatalık, yüzde 29,97 ile kabak, yüzde 16,47 ile domates, yüzde 14,24 ile marul, yüzde 12,25 ile yeşil fasulye, yüzde 9,37 ile sivri biber, yüzde 6,50 ile patlıcan, yüzde 5,73 ile ayçiçeği yağı, yüzde 4,13 ile yeşil mercimek, yüzde 4,05 ile maydanoz, yüzde 1,73 ile zeytinyağı, yüzde 1,43 ile kırmızı mercimek, yüzde 1,01 ile kuru fasulye, yüzde 0,66 ile havuç, yüzde 0,51 ile tavuk eti, yüzde 0,43 ile nohut ve dana eti takip etti."

 

-Üretici fiyatlarındaki değişimler-

 

Bayraktar, Ağustos ayındaki üretici fiyatlarına bakıldığında, üründe fiyatlar bir ay önceki fiyatlara göre değişmezken, 9 üründe azalma, 15 üründe ise fiyat artışları olduğunu bildirdi.

Ağustos ayında havuç, maydanoz, pirinç, kuru kayısı, kuru üzüm, kuru incir, fındık ve süt fiyatlarında değişim olmazken, en fazla fiyat düşüşünün yüzde 39,29 ile elmada meydana geldiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Elmadaki fiyat düşüşünü yüzde 34,66 ile karpuz, yüzde 24,86 ile limon, yüzde 17,29 ile marul, yüzde 12,62 ile kavun, yüzde 11,07 ile patates, yüzde 4,71 ile şeftali, yüzde 3,23 ile kuru soğan, yüzde 0,48 ile kuzu eti takip etti.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 55,88 ile yeşil mercimekte oldu. Yeşil mercimekteki fiyat artışını yüzde 40,45 ile salatalık, yüzde 30,08 ile patlıcan, yüzde 28,15 ile yeşil fasulye, yüzde 18,92 ile yumurta, yüzde 18,27 ile sivri biber, yüzde 17,79 ile domates, yüzde 10,62 ile yeşil soğan, yüzde 10,23 ile nohut, yüzde 9,62 ile kabak, yüzde 5 ile Antep fıstığı, yüzde 4,10 ile kırmızı mercimek, yüzde 3,51 ile dana eti, yüzde 2,94 ile zeytinyağı, yüzde 1,56 ile kuru fasulye izledi."

 

-Üretici-market fiyat farkı-

 

Bayraktar, Ağustos ayındaki, seçilmiş ürünlerde üretici ve market fiyatları arasındaki fark incelediğinde, en fazla farkın yüzde 492,31 ile maydanozda görüldüğünü bildirdi. Şemsi Bayraktar, limonda yüzde 415,38, marulda yüzde 329,94,  kabakta yüzde 302,95, kuru soğanda yüzde 293,33, salatalıkta 284,90, sivri biberde yüzde 277,30, elmada yüzde 254,51, domateste yüzde 249,89, pirinçte yüzde 247,87, havuçta yüzde 238,15, kuru üzümde yüzde 227,37 fiyat farkı bulunduğunu vurguladı.

 

-Fiyat değişimlerinin nedenleri-

 

Üreticilerde fiyatı en fazla artan ürün olan yeşil mercimekte, fiyat artışının nedeninin ürünün yeni sezon ürünü olmasından kaynaklandığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Salatalık, patlıcan, yeşil fasulye, biber, domates gibi ürünlerde arz, açıkta tarla yetiştiriciliğinden sağlanıyor. Meydana gelen aşırı yağış, ürünleri olumsuz etkiledi. Bunun yanı sıra, ürünlerin hasat olgunluğuna gelme durumuna göre piyasaya arz ediliyor olması da fiyatlara yansıdı.

Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, elmada hasadın başlamasıyla birlikte piyasaya arz edilen ürün miktarının artışı, fiyatlarda düşüşe yol açtı. Karpuzda ise talepteki daralmaya bağlı olarak fiyatlar geriledi. Son dönemde fiyatı en fazla artan ürün olarak görülen limonda, hasadın yaklaşmasıyla birlikte alım satımın başlaması sonucu erkenci limon çeşidi olan Mayer 1,3 liradan alıcı buldu. Bu limonların iç piyasaya yavaş yavaş arz edilmeye başlamasıyla birlikte limon fiyatları geriledi. Patates ve kavun gibi ürünlerde hasat edilen ürün miktarındaki artışa bağlı olarak fiyatlarda düşüş meydana geldi.

Genel olarak değerlendirdiğimizde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışlar görülmektedir."

29 Ağustos 2014 Cuma

30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun

Detay:


Ülke olarak hep birlikte ve birlik beraberlik içerisinde 30 Ağustos Zafer Bayramının 92. yıl dönümünü büyük bir gurur ve heyecanla kutluyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramı İçerdiği anlam bakımından milletimizin tarihindeki eşsiz günlerden biridir, sadece askeri bir başarının değil, milletimizin topyekun vermiş olduğu kurtuluş mücadelesinin de yıl dönümüdür.


Birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunun timsali olan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 92. yılını tebrik ediyor; bu vesileyle başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere istiklal mücadelemizin tüm kahramanlarını, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.



___________________________________________________________________
Yakup Çetin - www.yakupcetin.com - iletisim@yakupcetin.com - 0 544 343 86 28 

            
27 Ağustos 2014 Çarşamba

Tarımda kayıtlı çalışan yok gibi…

Detay:


​-Tarımda kayıtlı çalışan yok gibi…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarımda çalışan 20 kadından 19'u, 20 erkekten

15'i kayıt dışı çalışıyor"

-"Kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde yüzde 73,6'ya, kadınlarda yüzde 97'ye kadar çıkıyor"

-"Kadınların çok büyük bölümü ücretsiz aile işçisi konumunda. 2 milyon 760 bin kadın çalışandan sadece 3 bini işveren, yüzde 81,7'si, 2 milyon 255 bini ücretsiz aile işçisi"

-"Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadın sayısı 227 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 274 binde kalıyor"

-"Bu sorunun çözülmesi, kayıtlı istihdamın zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine  yaklaştırılması gerekir"

-"İşsizlik, enflasyon ve yoksulluk, kayıt dışı istihdama neden olan en temel sorunlardan bir kaçı"

-"Çiftçimizin SGK priminin bir kısmının, kadın çiftçilerimizin SGK primlerinin yüzde 60'ının devlet tarafından karşılanması gerekiyor"

-"Kadın çiftçilerimiz de diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanmasından yararlanabilmeli. Çiftçilerimizin malulen emekli olabilmeleri için istenen prim gün sayısı, 

diğer sigortalılarla eşit olmalı"

-"Tarımsal işletmelerde çalışan işçilerde, işveren priminin yüzde 50'si devlet  tarafından karşılanmalı"

 

Ankara – 24.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, kayıt dışı istihdamın tarımın en önemli sorunlarından biri olduğunu bildirerek, "tarımda kayıtlı çalışan yok gibi. Tarımda çalışan 20 kadından 19'u, 20 erkekten 15'i kayıt dışı çalışıyor" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Mayıs ayı verilerine göre, tarımda istihdam edilen 5 milyon 820 bin kişiden yüzde 83,1'i olan 4 milyon 838 bininin kayıt dışı çalıştığını, kayıt dışı çalışma oranının erkeklerde yüzde 73,5'de kalırken, kadınlarda yüzde 93,8'yi bulduğunu belirtti. 2014 Mayıs ayında tarımda çalışan 3 milyon 60 bin erkekten 2 milyon 248 bininin, 2 milyon 760 bin kadından 2 milyon 590 bininin kayıt dışı istihdam edildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Tarımda çalışan 5 milyon 820 bin kişiden sadece 982 bini kayıtlı. 2 milyon 760 bin kadından sadece 170 bini, 3 milyon 60 bin erkekten 812 bini kayıtlı durumda. Bu durum kabul edilemez.

Mayıs ayı itibarıyla son bir yılda, aylar itibarıyla değişmekle birlikte erkeklerde kayıt dışı istihdam yüzde 69,5 ile yüzde 73,6, kadınlarda yüzde 92,9 ile yüzde 97, toplamda yüzde 80 ile yüzde 84,3 arasında değişti. Bir diğer ifadeyle toplamda kayıt dışı istihdam yüzde 80'in altına inmedi. Kayıt dışı çalışma oranı erkeklerde 2013 Temmuz ayında yüzde 73,6'ya, kadınlarda 2013 Eylül ayında yüzde 97'ye kadar çıktı.

2014 Mayıs ayında tarımda istihdam edilenlerin 54 binini işverenler, 603 binini ücretli veya yevmiyeli çalışanlar, 2 milyon 248 binini kendi hesabına çalışanlar, 2 milyon 915 binini ise ücretsiz aile işçileri oluşturdu. Tarımda istihdam edilen 54 bin işverenin 29 bini, 603 bin ücretli veya yevmiyeli çalışanın 508 bini, 2 milyon 248 bin kendi hesabına çalışanın 1 milyon 622 bini, 2 milyon 915 bin ücretsiz aile işçisinin ise 2 milyon 678 bini kayıt dışı istihdam ediliyor. Erkeklerin 51 bini işveren, 376 bini ücretli veya yevmiyeli çalışan, 1 milyon 974 bini kendi hesabına çalışan, 660 bini ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunuyor. Kadınların çok büyük bölümü ücretsiz aile işçisi konumunda. 2 milyon 760 bin kadın çalışandan sadece 3 bini işveren, yüzde 81,7'si, 2 milyon 255 bini ücretsiz aile işçisi. Ücretli veya yevmiyeli çalışan kadın sayısı 227 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 274 binde kalıyor."

 

-Çözüm, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlarla sağlanabilir-

 

Kayıt dışı istihdamın, ülkelerin mevcut sosyo-ekonomik yapılarıyla ilgili olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu sorunun çözülmesi, kayıtlı istihdamın zamanla gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaştırılması gerekir. Çözüm, kısa, orta ve uzun vadeli plan ve programlarla sağlanabilir.

Çözümün bir ayağı olarak istihdama ilişkin mali yüklerin azaltılması ve bürokratik işlemlerin azaltılması gerekir. Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmalarında uygulanması gereken bir diğer önemli strateji, kurallara uyma konusunda isteksizlikleri gidermek ve kayıt dışı istihdam eden işletmeleri kayıtlı sisteme zorlamaktır.

Kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında taraflar arasında sosyal diyalog da önemlidir. İş gücünün mesleki eğitimi sağlanmalıdır. Bunun için beceri kazandırma, mesleki rehberlik, kariyer danışmanlığı, iş kurmaya destek sağlama ve mesleki rehabilitasyon önemlidir.

Kayıt dışı istihdamın önlenmesi ve azaltılabilmesi için sigortasız çalışmanın olumsuzlukları konusunda halkın ve kayıt dışı çalışanların bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi de gerekir."

İşsizlik, enflasyon ve yoksulluğun, kayıt dışı istihdama neden olan en temel sorunlardan bir kaçı olduğuna da dikkati çeken Bayraktar, "yoksulluk, işsizlik ve enflasyonun yüksek olduğu ülkelerde, kayıt dışı istihdam da yüksektir. Günümüzde sosyal güvenlik sisteminin iyi yönetildiği gelişmiş ülkelerde bile sosyal güvenlik sistemlerinde daha iyi hizmet vermek amacıyla değişikliklere gidilmektedir. Devletin verdiği hizmetlerden memnuniyetin yüksek olması da çalışanların kayıtlı olmalarını olumlu yönde etkiliyor" dedi.

 

-TZOB'un çalışmaları ve yapılması gerekenler-

 

TZOB olarak sosyal güvenlikte kayıt dışılığı azaltmaya gayret gösterdiklerini,  konuyla ilgili olarak bakanlıklarla protokol imzalayarak mesleki eğitimler gerçekleştirdiklerini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Bu yıl tarımsal faaliyetlerin ve tarımda kayıt dışılığın yoğun olduğu tespit edilen en az 6 ilde Sosyal Güvenlik Kurumu ve Ziraat Odalarımız işbirliğiyle kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine ilişkin bilgilendirme ve bilinçlendirme eğitimleri düzenleyeceğiz.

TZOB olarak tarım kesiminde sosyal güvenlik konusunda bilgilendirilme çalışmaları yapıyoruz. Kadın çiftçilere yönelik çalışmalar yürüttük. Özellikle 2003'ten önceki dönemde kadın çiftçiler, aile reisi olmadıkları için sosyal güvenlik kapsamına alınmıyordu. Girişimlerimiz neticesinde, kadın çiftçilerin yaşadığı bu sorun yasal değişiklikle ortadan kaldırdı. Geriye dönük borçlandırmalarının yapılmasını sağladı.           Çiftçimizin SGK priminin bir kısmının, kadın çiftçilerimizin SGK primlerinin yüzde 60'ının devlet tarafından karşılanması gerekiyor. Kadın çiftçilerimiz de diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanmasından yararlanabilmeli. Çiftçilerimizin malulen emekli olabilmeleri için istenen prim gün sayısı, diğer sigortalılarla eşit olmalı. Tarımsal işletmelerde çalışan 
işçilerde, işveren priminin yüzde 50'si devlet tarafından karşılanmalı. Bunları yaparsak tarım sektörünün kayıt dışılığını azaltırız.