17 Eylül 2013 Salı

TARIMDA İSTİHDAM 6,5 MİLYONA DAYANDI...

Detay:
Satır içi resim 1

-Tarımda istihdam 6,5 milyona dayandı
-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-“Mayıs ayında, bir önceki aya göre 225 bin artan 
tarımdaki istihdam, Haziran ayında da 191 bin artarak 
6 milyon 474 bine ulaştı”
-“Nisan’da 6 milyon 58 bin, Mayıs’ta 6 milyon 283 bin,
Haziran’da 6 milyon 474 bin olan tarımdaki istihdam, 
tarımsal faaliyetin zirveye çıktığı Temmuz, Ağustos 
aylarında daha yükselecek”
-“Tarım, sanayiden 1 milyon 459 bin, inşaattan 4 milyon
532 bin daha fazla istihdam sağladı”
-“26 milyon 319 bin olan toplam istihdamın yüzde 
24,6’sını tarım karşıladı”
-“İşsizliğin daha da artmasını önleyen tarım, kentlerde
işsizliği yüzde 10,9’dan yüzde 10,6’ya, kırsalda istihdamı
yüzde 11,4’den yüzde 5,1’e indirdi”
-“Kadın istihdamında tarımın payı yüzde 39,2’yi buluyor”
 
Ankara – 16.09.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bir önceki aya göre Nisan’da 350 bin, Mayıs’ta 225 bin  artan tarımdaki istihdamın, Haziran ayında da 191 bin artarak 6 milyon 474 bine ulaştığını bildirdi.
Bayraktar, Nisan’da 6 milyon 58 bin, Mayıs’ta 6 milyon 283 bin, Haziran’da 6 milyon 474 bin olan tarımdaki istihdamın, tarımsal faaliyetin zirveye çıktığı Temmuz, Ağustos aylarında daha yükseleceğine dikkati çekti.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Haziran ayında toplam istihdamın, 2012’nin aynı ayına göre, 742 bin artarak, 26 milyon 319 bine çıktığını belirtti. Bu dönemde hizmetler sektöründe istihdamın 548 bin, sanayide 255 bin, inşaatta 21 bin arttığını, tarımda 81 bin azaldığını bildiren Bayraktar, buna rağmen halen tarımın, sanayiden 1 milyon 459 bin, inşaattan 4 milyon 532 daha fazla istihdam sağladığını, 26 milyon 319 bin olan toplam istihdamın yüzde 24,6’sını tarımın karşıladığını vurguladı.

Tarım işsizliği 2,2 puan düşürüyor

Türkiye’de işsiz sayısının Haziran’da 2 milyon 525 bin kişi olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Tarım, 6 milyon 474 bin kişiye iş sağlıyor, işsizliği düşürüyor. İşsizliğin daha da artmasını önlüyor. Haziran ayında 6,5 milyona dayanan istihdamla, yüzde 11 olan işsizliği 2,2 puan düşürerek yüzde 8,8’e çekti. Tarım, kentlerde işsizliği yüzde 10,9’dan yüzde 10,6’ya, kırsalda istihdamı yüzde 11,4’den yüzde 5,1’e indirdi” dedi.
 
Tarımın istihdamdaki payı 
 
Son bir yıllık dönemde mevsimsel oynamalar nedeniyle tarımın istihdamdaki payının yüzde 22,4 ile yüzde 26 arasında değiştiğini belirten Bayraktar, Haziran ayında hizmetler sektörünün 12 milyon 888 bin, tarımın 6 milyon 474 bin, sanayinin 5 milyon 15 bin, inşaat sektörünün ise 1 milyon 942 bin kişiye istihdam yarattığı bilgisini verdi. Bayraktar, 26 milyon 319 bin olan toplam istihdamın yüzde 24,6’sını tarımın karşıladığını ifade ederek, “Sanayide istihdam yüzde 19,1’de, inşaatta yüzde 7,4’de kalırken, tarımdaki istihdam en düşük olduğu aylarında bile yüzde 22’lerin altına düşmüyor. Yaz aylarında yüzde 26’ları buluyor. En büyük istihdam kapısı hizmetler sektörü de toplam istihdamda yüzde 49 pay alıyor” dedi.

Tarımın kadın istihdamındaki payı yüzde 39,2

Tarımda çalışan 6 milyon 474 bin kişinin yüzde 51,4’ünü erkeklerin, yüzde 48,6’sını kadınların oluşturduğunu bildiren Bayraktar, 3 milyon 328 bin erkek ile 3 milyon 146 bin kadının tarımda istihdam edildiğini belirtti. Türkiye’de 8 milyon 18 bin kadının istihdamda yer aldığını, bunların 3 milyon 694 bininin hizmetler, 3 milyon 146 bininin tarım, 1 milyon 127 bininin sanayi, 51 bininin ise inşaat sektöründe çalıştığını vurgulayan Bayraktar, kadın istihdamında tarımın payının yüzde 39,2’yi bulduğunu ve yüzde 46,1 pay alan hizmetler sektörünün ardından geldiğini bildirdi. Bayraktar, kadın istihdamında sanayinin payının yüzde 14,1’de, inşaatın payının yüzde 0,6’da kaldığını vurguladı.
15 Eylül 2013 Pazar

SULAMA YATIRIMLARI KISA ZAMANDA KENDİNİ AMORTİ EDİYOR...

Detay:
Satır içi resim 1

-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-“Silvan Projesi rakamları, sulama yatırımlarının 6 yıl gibi
kısa bir zamanda kendini amorti ettiğini ortaya koyuyor”
-“Sulama yatırımlarına daha büyük kaynaklar yönlendirilmeli ki kısa
zamanda hem sulama yatırımları tamamlansın, hem de 
yatırılan para geri dönsün”
-“Su kaynaklarının sınırlı olması ve iklim değişikliği 
nedeniyle kuraklık etkilerini de göz önünde 
bulundurduğumuzda, su kaynaklarını verimli kullanmamız
fevkalade önemli”
-“Tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için Konya 
Ovası Projesi (KOP), Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve 
Doğu Anadolu Projesi (DAP) gibi sulama yatırımlarının biran 
önce tamamlanarak yeni projeler üretilmesi gerekir”
-“Ne yapıp edilmeli suya hasret 2,89 milyon hektar arazi, 
bir an önce suyla buluşturulmalı” 
-“Yatırım programında yer alan 189 sulama projesinin
toplam yatırım tutarı 79 milyar 915 milyon 72 bin lira, bunun
35 milyar 224 milyon 317 bin lirası harcandı. 2013 yılında 
harcanacak tutar ise 4 milyar 21 milyon lira”
-“Bilinçsizce yapılan ve yanlış zamanda, yanlış miktarda 
uygulanan sulamalar; bitkide verim kaybına, toprakta 
tuzlanmaya neden olmaktadır”
-“Önemli derecede girdi masraflarında tasarruf sağlayan 
modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, sulama 
masraflarını azaltacak”
-“Karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yüzde 60, 
yağmurlama sulama sistemi yüzde 30 civarlarında su 
tasarrufu sağlıyor”

Ankara – 15.09.2013 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sulama yatırımlarının yüksek katma değer sağlayan, kısa zamanda geri dönüşü olan yatırımlar olduğunu belirterek, Silvan Projesi rakamlarının, sulama yatırımlarının 6 yıl gibi kısa bir zamanda kendini amorti ettiğini ortaya koyduğunu bildirdi.
Bayraktar, “Sulama yatırımlarına daha büyük kaynaklar yönlendirilmeli ki kısa bir zamanda hem sulama yatırımları tamamlansın, hem de yatırılan para geri dönsün” dedi.

-Silvan Projesi’nde harcanacak 6 milyar lira, yılda 1 milyar lira 
olarak dönecek-

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Silvan Projesi kapsamında Silvan Barajı, Ambar Barajı, Pamukçay Barajı ve Silvan İletim Tüneli Projelerinin tamamının tamamlanması için gereken paranın 6 milyar lira olduğunu vurguladı. 
Bayraktar, “2016 yılında tamamlanması hedeflenen bu proje,  tam olarak faaliyete geçtiğinde, 1 milyon 930 bin dekarı cazibeli sulama olmak üzere toplamda 2 milyon 450 bin dekar alanı sulayacak. Proje faaliyete geçtiği zaman 880 milyon lira sulamadan, 120 milyon lira da enerjiden gelir sağlanacak. Yani Silvan Projesi yılda 1 milyar lira gelir sağlayarak kendisini 6 yılda amorti edecek” dedi.

Su kaynaklarımızı korumak, etkin kullanımını sağlamak zorundayız

İnsanoğlu için vazgeçilmez olan suyun, günümüzde içme-kullanma, tarımsal faaliyetler, enerji üretimi ve sanayi suyu ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra sosyal ve ekonomik kalkınmada da olmazsa olmaz bir öneme sahip olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu önemin bilincinde olarak, dünyada stratejik meta haline gelen su kaynaklarının sürdürülebilir olması için, su kaynaklarımızı korumak ve suyun etkin kullanımını sağlamak zorundayız. Nüfus artışıyla birlikte suya olan talebin gün geçtikçe arttığı günümüzde, içme ve kullanma suyu yanında endüstriyel su kullanımı da artıyor. Yeraltı suları, su ihtiyacını daha kısa sürede karşılaması ve ilk yatırım maliyetinin daha düşük olması nedeniyle, daha çok talep ediliyor. Bu artış, yüzey sularının olmadığı veya yetersiz olduğu yerlerde yeraltı suyu kaynakları üzerinde baskıya yol açıyor. Su kaynaklarının sınırlı olması ve iklim değişikliği nedeniyle kuraklık etkilerini de göz önünde bulundurduğumuzda, su kaynaklarını verimli kullanmamız fevkalade önemli.     
Küresel ısınma tehdidi nedeniyle son zamanlarda kuraklığın artması sonucu tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de sulama yatırımlarının önemi arttı. Ülkemizde İç Anadolu’nun ve Güneydoğu Anadolu’nun birçok yerinde, yıllık yağış miktarı, ülke ortalamasının yarısına kadar hatta bazı bölgelerde yarısının da altına inmektedir. Yağışa bağlı olarak ciddi derecede kurak sayılabilecek alanımız az olmakla birlikte, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun önemli bir kısmı yarı kurak iklim alanıdır.”

Sulamaya yılda 4 milyar lira

Bayraktar, küresel ısınma nedeniyle, kuraklığın etkisini artırdığı günümüzde tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için Konya Ovası Projesi (KOP), Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) gibi sulama yatırımlarının biran önce tamamlanarak yeni projeler üretilmesi gerektiğine dikkati çekti. Aksi takdirde tarım alanlarında, sıcaklığın artmasıyla sulamada sıkıntı yaşanılan topraklarda üretimin yapılamaz hale geleceğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“2013 Yılı Yatırım Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararı Ekinde; toplam 189 sulama projesi yatırımı olduğu belirtilmektedir. Yatırım programında yer alan 189 sulama projesinin toplam yatırım tutarı 79 milyar 915 milyon 72 bin lira, bunun 35 milyar 224 milyon 317 bin lirası harcandı. 2013 yılında harcanacak tutar ise 4 milyar 21 milyon lira düzeyinde olacak. Devletimiz sulama yatırımlarına önemli miktarlarda kaynak aktarsa da bu durum yeterli olamamaktadır. Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilecek olan 8,5 milyon hektar tarım arazisinin, yaklaşık 5,61 milyon hektarı sulamaya açılmıştır. Geri kalan 2,89 milyon hektarın da biran önce sulamaya açılması ve bunun için gerekli olan sulama tesislerinin yapılması, tarımsal üretimde ihtiyacın karşılanması ve sanayinin ihtiyacı olan tarımsal ürünlerin üretiminde sürdürülebilirliğinin sağlanması bakımından oldukça önemli ve zorunlu olduğu açıktır. Ne yapılıp edilmeli, suya hasret 2,89 milyon hektar arazi, bir an önce suyla buluşturulmalıdır. 
Sulamaya açılan 5,61 milyon hektar alanda suyu çok verimli kullandığımız söylenemez. Bilinçsizce yapılan ve yanlış zamanda, yanlış miktarda uygulanan sulamalar; bitkide verim kaybına, toprakta tuzlanmaya neden olmaktadır. Önemli derecede girdi masraflarında tasarruf sağlayan modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması sulama masraflarını azaltacak. Karık sulama yöntemine oranla, damla sulama yüzde 60, yağmurlama sulama sistemi yüzde 30 civarlarında su tasarrufu sağlıyor.”

Sulamanın faydaları

Bayraktar, sulamaya açılan alan artıkça, üreticilerin gelir dağılımının düzeleceğine, gübre kullanımı imkânı sağlanıp, kolaylaşacağına, üretimde çeşitlenme sağlanarak gelirin artacağına, münavebe de yaşanan sıkıntıların azalacağına ve bitkinin gelişim süresine bağlı olarak birim alanda yıl içinde birkaç ürün alınmasına imkân verileceğine dikkat çekti.
Ayrıca ekonomik olarak sulanabilecek 8,5 milyon hektar tarım arazisinin tamamı sulamaya açıldığında istihdamda artış sağlanacağını ve bu sebeple göçün büyük ölçüde önleneceğine vurgu yapan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Sulama yatırımları; sağladığı doğrudan ve dolaylı istihdam, tarıma dayalı sanayinin gelişmesi, enerjide dışa bağımlılığımız ve enerjinin dış ticaret açığına olan etkisi, yağlı tohum ithalatı için ödediğimiz döviz miktarı ve sulama yatırımlarının diğer pek çok yatırıma göre kendisini kısa zamanda amorti ettiği düşünüldüğünde, oldukça karlı yatırımlar.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak sulama yatımlarının üreticilerimiz açısından ne denli önemli olduğunun bilincindeyiz. Doğaya zarar vermeden mevcut projelerin bir an önce bitirilmesi ve yeni projelerin hayata geçirilmesini destekliyoruz.” 
13 Eylül 2013 Cuma

TARIM ORTALAMANIN ÜZERİNDE BÜYÜMEYE DEVAM ETTİ

Detay:
Satır içi resim 1


-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:


-“Bu yılın Nisan-Haziran döneminde genel büyüme

yüzde 4,4 iken, tarım, avcılık ve ormancılıkta yüzde 5,4’e,

balıkçılıkta ise yüzde 8,8’e ulaştı”

-“Ocak-Haziran dönemindeki 6 aylık büyümeye bakıldığında

büyüme genelde yüzde 3,7’de kalırken, tarım, avcılık ve

ormancılıkta yüzde 5’i, balıkçılıkta yüzde 6,8’i buldu”

-“İlk 6 aylık dönemde imalat sanayinin yüzde 2,5, toptan

perakende ticaretin yüzde 4, ulaştırma, depolama ve

haberleşmenin yüzde 2,8 büyüdüğü, elektrik, gaz, buhar ve

sıcak su üretimi ve dağıtımının büyümediği, madencilik ve

taşocakçılığının yüzde 3,9 gerilediği bir ortamda tarımda

yüzde 5, balıkçılıkta yüzde 6,8 büyümeyi çiftçimizin

gayretinin bir sonucudur”

-“Çiftçimiz, yapısal sorunlara, başta mazot, gübre ve

elektrik fiyatları olmak üzere girdi fiyatlarındaki yüksekliğe

rağmen üretimini sürdürüyor, tarımda büyümeyi sağlıyor,

ülke ekonomisine fevkalade önemli bir katkıda bulunuyor”

-“Tarım, avcılık ve ormancılık sektörümüz ilk 6 ayda

36,26 milyar balıkçılık sektörümüz 1,47 milyar liralık katma

değer üretti”

-“İlk 6 ayda tarım, avcılık ve ormancılık faaliyet kolunda katma

değerimiz 962 milyon 248 bin lira, balıkçılık faaliyet kolunda

207 milyon 802 bin lira arttı”

 

Ankara – 10.09.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın ortalamanın üzerinde büyümeye devam ettiğini bildirerek, “Bu yılın Nisan-Haziran döneminde genel büyüme yüzde 4,4 iken, tarım, avcılık ve ormancılıkta yüzde 5,4’e, balıkçılıkta ise yüzde 8,8’e ulaştı” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2013 yılı ikinci çeyrek ve 6 aylık büyüme rakamlarını değerlendirdi. Şemsi Bayraktar, tarım, avcılık ve ormancılığın, 2012 yılının ilk 3 ayında yüzde 5,6, ikinci üç ayında yüzde 3,5, üçüncü üç ayında yüzde 2,1, dördüncü üç ayında yüzde 3,4, 2012’nin tamamında yüzde 3,1, balıkçılığın yine aynı dönemler için yüzde 4,6, yüzde 7,8, yüzde 7,8, yüzde 3,2 ve 2012 yılının tamamında yüzde 5 büyüdüğünü bildirdi. Bu dönemlerde genel gayri safi yurtiçi hasıla büyümesinin sırayla yüzde 3,1, yüzde 2,8, yüzde 1,5, yüzde 1,4, 2012’nin tamamında yüzde 2,2 ile hem tarım, avcılık ve ormancılığın hem de balıkçılığın altında kaldığını belirten Bayraktar, bu yılın ilk çeyreğinde de tarım, avcılık ve ormancılığın yüzde 4,3, balıkçılığın yüzde 4,8 büyümeyle GSYH’daki yüzde 2,9 büyümeyi fazlasıyla geçtiğini vurguladı.

 

-6 aylık büyüme tarımda yüzde 5, balıkçılıkta yüzde 8,8,

imalat sanayinde yüzde 2,5-

 

Bu yılın Nisan-Haziran döneminde genel büyüme yüzde 4,4 iken, tarım, avcılık ve ormancılıkta yüzde 5,4’e, balıkçılıkta ise yüzde 8,8’e ulaştığına dikkate çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ocak-Haziran dönemindeki 6 aylık büyümeye bakıldığında büyüme genelde yüzde 3,7’de kalırken, tarım, avcılık ve  ormancılıkta yüzde 5’i, balıkçılıkta yüzde 6,8’i buldu. İlk 6 aylık dönemde imalat sanayinin yüzde 2,5, toptan perakende ticaretin yüzde 4, ulaştırma, depolama ve haberleşmenin yüzde 2,8 büyüdüğü, elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımının büyümediği, madencilik ve taşocakçılığının yüzde 3,9 gerilediği bir ortamda tarımda yüzde 5, balıkçılıkta yüzde 6,8 büyümeyi çiftçimizin gayretinin bir sonucudur. Çiftçimiz, yapısal sorunlara, başta mazot, gübre ve elektrik fiyatları olmak üzere girdi fiyatlarındaki yüksekliğe rağmen üretimini sürdürüyor, tarımda büyümeyi sağlıyor, ülke ekonomisine fevkalade önemli bir katkıda bulunuyor.

 

Tarım ve balıkçılığın ekonomiye katkısı 6 ayda 37,7 milyarı aştı

 

Tarım, avcılık ve ormancılık sektörümüz ilk 6 ayda 36 milyar 259 milyon 834 bin liralık, balıkçılık sektörümüz 1 milyar 474 milyon 175 bin liralık katma değer üretti. Tarım, avcılık ve ormancılık ile balıkçılığın toplam katkısı 37 milyar 734 milyon 9 bin lirayı buldu.  Bu rakamlar, 2012 yılının ilk 6 ayında tarım, avcılık ve ormancılıkta 35 milyar 297 milyon 586 bin, balıkçılıkta 1 milyar 266 milyon 473 bin liraydı. İlk 6 ayda tarım, avcılık ve ormancılık faaliyet kolunda katma değerimiz 962 milyon 248 bin lira, balıkçılık faaliyet kolunda 207 milyon 802 bin lira arttı.”

 

Balıkçılık en hızlı büyüyen üç faaliyet kolundan biri oldu

 

Şemsi Bayraktar, faaliyet kollarına bakıldığında, bu yılın ikinci çeyreğinde (Nisan-Mayıs-Haziran) balıkçılık yüzde 8,8 büyümeyle 20 faaliyet kolu içinde yüzde 14,9 büyüyen oteller ve lokantalar ile yüzde 9,4 büyüyen dolaylı ölçülebilen mali aracılık hizmetlerinin ardından en hızlı büyüyen faaliyet kolu olduğunu belirtti.

Bayraktar, şunları kaydetti:

“İkinci çeyrekte, tarım, avcılık ve ormancılık yüzde 5,4 büyümeyle 20 sektör içinde, 14,9 büyüyen oteller ve lokantalar ile yüzde 9,4 büyüyen dolaylı ölçülebilen mali aracılık hizmetleri, yüzde 8,8 büyüyen balıkçılık, yüzde 8,5 büyüyen mali aracı kuruluşların faaliyetleri, yüzde 7,6 büyüyen inşaat, yüzde 6,9 büyüyen gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri, yüzde 6,1 büyüyen ev içi personel çalıştıran hane halklarının ardından en hızlı büyüyen faaliyet alanı oldu. Faaliyet kolları içinde en düşük büyüme, yüzde 1,3 ile konut sahipliği, yüzde 1,7 ile diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri, yüzde 2,7 ile elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı alanlarında oldu. Madencilik ve taşocakçılığı faaliyet alanında ise bu dönemde yüzde 3,3 küçülme yaşandı.”
12 Eylül 2013 Perşembe

YUMURTA VE TAVUK ETİ ÜRETİMİ TEMMUZ AYINDA ARTTI

Detay:
Satır içi resim 1

-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-“Temmuz ayında, geçen yılın aynı ayına göre, tavuk 
eti üretimi yüzde 8,9, tavuk yumurtası üretimi yüzde 0,7
artarken, sanayiye aktarılan süt miktarı yüzde 2,8 geriledi”
-“Kanatlı sektörü, yıllık 15 milyar 895 milyon tavuk 
yumurtası, 1 milyon 744 bin ton tavuk eti üretimini 
aştı”
-“Kanatlı sektörü ülkemizin yüz akı sektörlerinden biri. 
En modern teknolojiyi kullanıyor. Sorunları halledilirse 
geleceği parlak sektörlerden biri olacağı aşikar”
-“Sanayiye geçen yılın aynı ayına göre 19 bin 628 ton
azalarak 675 bin 451 tona indi. Son bir yıllık miktar
7 milyon 853 bin 211 ton oldu”

Ankara – 12.09.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Temmuz ayında, geçen yılın aynı ayına göre, tavuk eti üretimi yüzde 8,9, tavuk yumurtası üretimi yüzde 0,7 artarken, sanayiye aktarılan süt miktarı yüzde 2,8 gerilediğini bildirdi.
Bayraktar, kanatlı sektörünün, yıllık 15 milyar 895 milyon 755 bin tavuk yumurtası, 1 milyon 744 bin 804 ton tavuk eti üretiminin aşıldığını belirterek, “kanatlı sektörü ülkemizin yüz akı sektörlerinden biri. En modern teknolojiyi kullanıyor. Sorunları halledilirse geleceği parlak sektörlerden biri olacağı aşikar. 2012 yılında tavuk yumurtası, eti ve sakatatı ihracatının yüzde 31,5 artması da bunu gösteriyor” dedi.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Temmuz ayları itibarıyla, 2010 yılında 962 milyon 701 bin adet olan tavuk yumurtası üretiminin, 2011 yılında 1 milyar 46 milyon 113 bin adede, 2012 yılında 1 milyar 222 milyon 905 bin adede, bu yılın Temmuz ayında ise 1 milyar 334 milyon 950 bin adede yükseldiğini belirtti. Tavuk yumurtasında 2010 yılında 11 milyar 840 milyon 396 bin adet olan üretimin 2011 yılında 12 milyar 954 milyon 686 bin, 2012 yılında 14 milyar 910 milyon 774 bin adede çıktığı bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“2010 yılında 1 milyon 444 bin 59 ton olan tavuk eti üretimi, 2011 yılında 1 milyon 613 bin 309 tona, 2012 yılında 1 milyon 723 bin 919 tona yükseldi. Kanatlı sektörü, Temmuz ayı itibarıyla yıllık 15 milyar 895 milyon 755 bin tavuk yumurtası, 1 milyon 744 bin 804 ton tavuk eti üretimine ulaştı. 
Geçen yılın Ocak-Temmuz döneminde 8 milyar 399 milyon 112 bin olan tavuk yumurtası üretimi, bu yılın aynı döneminde yüzde 11,73 artışla 9 milyar 384 milyon 94 bin adede yükseldi. Yine geçen yılın yedi ayında 1 milyon 23 bin 622 ton olan tavuk eti üretimi, bu yılın Ocak-Temmuz döneminde yüzde 2,04 artışla 1 milyon 44 bin 509 tona çıktı.”  
Bayraktar, kanatlı sektöründe 2012 yılında tavuk yumurtası, eti ve sakatatında yıllık ihracatın, yüzde 31,5 artışla 640,9 milyon dolardan 842,9 milyon dolara yükseldiği bilgisini de verdi.

Sanayiye aktarılan süt miktarı

Temmuz ayında 675 bin 451 ton inek sütünün sanayiye aktarıldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“2012 yılı Temmuz ayında sanayiye aktarılan süt miktarı 695 bin 79 tondu. Temmuz ayı itibarıyla yıllık bazda sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 7 milyon 853 bin 211 ton oldu. 2012 yılı sonunda bu rakam 7 milyon 932 bin 485 tondu. Sanayiye, geçen yılın Ocak-Temmuz döneminde 4 milyon 914 bin 563 ton süt aktarılmışken, bu yıl bu rakam yüzde 1,61 düşerek 4 milyon 835 bin 289 tona indi.
Sanayiye aktarılan süt miktarındaki düşüşe karşın toplam süt üretimimiz sürekli artıyor. 17 milyon tonluk üretim aşıldı.
Süt sektörünün yıllık bazda 225 milyon dolardan fazla ihracatı söz konusu. Sektörde en önemli sorunu, piyasada fiyat istikrarı. Fiyat istikrarı sütün ve dolayısıyla hayvancılığın geleceği açısından fevkalade önemli. Sütü üreten çiftçilerimize hak ettikleri gelir sağlanırsa sürdürülebilir üretim yapılabilir.”
Bayraktar, büyük ihracat imkanları olan her iki sektörde de üretici maliyetlerinin düşürülmesi, rekabet olanağının yaratılması, fiyat istikrarı sağlanması gerektiğini dikkati çekti.
11 Eylül 2013 Çarşamba

TZOB Kadın çiftçi eğitimi sertifika töreni yapıldı

Detay:

Satır içi resim 1

-Kadın çiftçi eğitimi sertifika töreni…

-TZOB’un ev sahipliğinde Sakarya’da yapılan törene

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Aile ve

Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile TZOB Genel

Başkanı Şemsi Bayraktar katıldı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, Kadın Çiftçi Eğitimi

Protokolü kapsamında, eğitimlere katılan kadın

çiftçilerimize zirai kredilerde, devlet desteklerinde,

projelerde öncelik ve ayrıcalık tanınmasını istiyoruz”

-“Eğitim gören kadın çiftçilerimiz arasından ihtiyaç sahibi,

muhtaç kadın çiftçilerimize, mevcut Kırsal Alanda Sosyal

Destek projelerinden faydalanma imkânının sağlanmasını da

talep ediyoruz”

-“Unutulmamalıdır ki, kadınlar ekonomik ve sosyal alanda

güçlendirildiğinde, ekonomik büyümeyi, sosyal gelişmeyi

ve sürdürebilir kalkınmayı sağlarlar, liderlik ve değişimin

temsilcisi olurlar”

-“Kadınlarımıza en az erkekler kadar hatta onlardan daha

fazla eğitim verilmesi, tarımımıza da çağ atlatır”

-“81 ilde en az 1 milyon kadın çiftçimize ulaşmak hedefimiz

olsun. Gelin 1 milyon kadın çiftçimize ulaşalım, onlara

eğitim ve destek verelim. Hem onların hayatını, hem de

ülkemizin kaderini değiştirelim”

-Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin:

-“Eğitimli bir kadın, dalga dalga bütün toplumunu aydınlatıyor.

O yüzden biz Başbakanımızın önderliğinde bu işi çok

önemsiyoruz"

-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker:

-“Kadınların eğitimi, ailenin ve toplumun eğitimi anlamına

geliyor. Toplumun geleceğine yatırım yapacaksak, eğitim

düzeyi yüksek nesiller yetiştireceksek, kadın eğitimine

her alanda mutlaka daha fazla emek sarf etmeli, daha fazla

dikkat göstermeliyiz" 

Sakarya – 09.09.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, Kadın Çiftçi Eğitimi Protokolü kapsamında, eğitimlere katılan kadın çiftçilere zirai kredilerde, devlet desteklerinde, projelerde öncelik ve ayrıcalık tanınmasını istediklerini bildirerek, “Eğitim gören kadın çiftçilerimiz arasından ihtiyaç sahibi, muhtaç kadın çiftçilerimize, mevcut Kırsal Alanda Sosyal Destek projelerinden faydalanma imkânının sağlanmasını da talep ediyoruz” dedi.

Bayraktar, kadınlarımıza en az erkekler kadar hatta onlardan daha fazla eğitim verilmesinin, tarıma çağ atlatacağını vurgulayarak, “81 ilde en az 1 milyon kadın çiftçimize ulaşmak hedefimiz olsun. Gelin 1 milyon kadın çiftçimize ulaşalım, onlara eğitim ve destek verelim. Hem onların hayatını, hem de ülkemizin kaderini değiştirelim” diye konuştu.

TZOB’un ev sahipliğinde Sakarya’da, Elmas Garden Inn Oteli’nde yapılan  “Kadın Çiftçi Eğitimi Sertifika Töreni”ne, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar katıldı.

Törende, Sakarya ilinde Kadın Çiftçi Eğitimi’ne katılan 322 kadına sertifikaları verildi.

Bayraktar, törende yaptığı konuşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Ziraat Odaları Birliği arasında, 14 Mayıs 2012 Dünya Çiftçiler Gününde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve  Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurunda kadın çiftçilerin eğitimi konusunda protokol imzaladıklarını hatırlattı.

Protokol çerçevesinde, 5 pilot ilde kadın çiftçi eğitimlerinin tamamlandığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Bugün, Sakarya il ve ilçelerinden, eğitimlere katılan 322 kadın çiftçimize sertifikalarını vermek üzere bu etkinliği gerçekleştirmekteyiz. Kadın Çiftçi Eğitimi protokolünde, temsilcisi olmaktan onur ve gurur duyduğumuz kadın çiftçilerimiz adına yer aldık. Dünyada ve ülkemizde önemli rollere sahip olan kadınlarımız, tarım sektörünü de sırtında taşıyorlar. Ülkemizde değişik platformlarda kadın çiftçilerin güçlendirilmesiyle ilgili organizasyonlara Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak iştirak ettik ve destek verdik, vermeye de devam ediyoruz.”

-Eğitim çalışmaları çok hızlı tamamlandı-

İmzaladıkları, bu protokol kapsamında yapılan eğitim çalışmalarının çok hızlı bir şekilde tamamlandığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“İlki İzmir’de gerçekleşen kadın çiftçi eğitime 104, Kayseri'de 105, Diyarbakır'da 102, Gaziantep'de 138 ve Sakarya'da ise 322 kadın çiftçimiz katıldı. Eğitimlere, ilçeler arasında en çok katılım 93 kadın çiftçiyle Sakarya’nın Akyazı ilçemizde olmuştur. Kadın çiftçilere yönelik eğitimlere başlamadan önce, Ankara'da bakanlıkların 185 uzmanına eğitici eğitimi verildi. Ana eğitim konuları olarak; İklim Değişikliği ve Kadın, Kooperatifçilik ve Kadın, Girişimcilik, Liderlik ve Kadın, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Haklarımız, Sosyal Güvenlik belirlendi.

Bu eğitim konularının yanı sıra Sakarya’daki kadın çiftçilerimize, ilden gelen talep üzerine; Çilek yetiştiriciliği, Kivi yetiştiriciliği ve budama yöntemleri, Gıda hijyeni ve gıda muhafazası, Tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği, Karışık sebze yetiştiriciliği, Sebzelerde gübreleme, Örtü altı ve açık arazide sebze yetiştiriciliği, Zirai mücadele ilaçlarının kullanımında dikkat edilecek noktalar, bilinçsiz ilaç kullanımının çevreye, ürüne ve insan sağlığına etkileri, Hayvan bakımı ve beslemesi, süt sığırcılığı yetiştiriciliği, hastalık ve sağım yöntemleri konularında eğitimler gerçekleştirildi.” 

-50’inci yılında TZOB-

TZOB’un 50’inci yılında, Türkiye genelinde il ve ilçelerin yüzde 86'sında oda kuruluşunu tamamladığını bildiren Bayraktar, “757 ziraat odamızın yüzde 65’i kendi binasına sahip ve odalarımızın 75'inde toprak tahlil laboratuvarı var. Yine odalarımızın yüzde 44’ünün tarımsal araç ve makine parkı bulunuyor. Çiftçimize hizmet için bu imkanların daha da artırılması için çalışıyoruz” dedi.

Ziraat Odalarının talepleri doğrultusunda çeşitli projeler hazırlandığını ve uygulandığını belirten Bayraktar, ziraat odaları ve TZOB’un kırsal kalkınmayla ilgili 200 projesinin 108’i onaylandığını ve bu suretle Avrupa Birliği hibelerinden çiftçilerin daha fazla faydalanmasının sağlandığını vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 13 Mayıs 2013'te Genel Merkezimizin yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Bayraktar, TZOB olarak otomasyon sistemi ihalesi yaptıklarını, 2014 yılında tamamlamayı planladıkları otomasyon sistemiyle çiftçilere daha iyi hizmet sunacaklarını söyledi.

Bakanlıklarla eğitim konusunda çeşitli protokoller imzaladıklarına dikkati çeken Bayraktar, şöyle dedi:

“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, eğitime fevkalade önem veriyor, her şeyin üzerinde tutuyoruz. Geçtiğimiz ay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Faruk Çelik, Çevre ve Şehircilik Bakanımız Erdoğan Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi Eker ile birlikte, eğitim merkezi ve sosyal tesisimizin temelini attık. TZOB Eğitim Merkezi ve Sosyal Tesisimizi çok amaçlı hizmet verecek şekilde projelendirdik.

Eğitim Merkezi ve Sosyal Tesisimizi tamamladığımızda, kadın çiftçi eğitimlerini ve etkinliklerini tesislerimizde gerçekleştirebileceğiz.

Sizlere de buradan birşeyin daha müjdesini vermek istiyorum. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve ziraat odalarımız olarak, 81 ilimizde ziraat odaları kadın kurulları ve gençlik kurulları oluşturacağız. Konuya ilişkin mevzuat çalışmamızın son aşamasına geldik.”

-“Tarım teknolojisindeki yenilikleri kadınlara doğrudan ulaştırabildik”- 

Verdikleri eğitimlerle, tarım teknolojisindeki yenilikleri kadınlara doğrudan ulaştırabildiklerini vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:

“Kadın çiftçilerimizin eğitimlerde öğrendiklerini, çocuklarına, yani geleceğin çiftçilerine ve diğer kadın çiftçilere de aktarmalarını umut ediyoruz.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, Kadın Çiftçi Eğitimi Protokolü kapsamında, eğitimlere katılan kadın çiftçilerimize zirai kredilerde, devlet desteklerinde, projelerde öncelik ve ayrıcalık tanınmasını istiyoruz. Böylelikle vereceğimiz sertifikaların kadın çiftçilerimiz için bir anlam ve değer ifade edeceğini düşünüyoruz.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Fatma Şahin ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi Eker de kabul ederlerse, eğitim gören kadın çiftçilerimiz arasından ihtiyaç sahibi, muhtaç kadın çiftçilerimize, mevcut Kırsal Alanda Sosyal Destek projelerinden faydalanma imkânının sağlanmasını talep ediyoruz.

Sosyal Destek programı ile kırsal alanda ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde bulunan kişi ve ailelere en uygun organizasyonla, gelir seviyesini yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Bu çerçevede, istihdamı artırma, üretilen ürünleri mahallinde değerlendirme ve pazarlama alanlarında gerekli maddi ve teknik desteği zamanında ulaştırarak, onların üretime katılmaları ve üretimde sürekliliklerinin sağlanması hedeflenmektedir.

İşte tam da bu noktada 3 kurumun imzalamış olduğu bu protokolle birlikte, eğitim alan kadın çiftçilerimizin, kırsal alanda sosyal destek projesiyle entegre edilmesinin çok yerinde olacağına inanıyorum.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, bakanlıklarımıza konuyla ilgili talebimizi sözlü olarak ilettik ve toplantı talebinde de bulunduk. Sayın bakanlarımız da talimatlandırır ise daha hızlı sonuca ulaşacağız.”

-Sosyal güvenlikte en mağdur kesim kırsaldaki kadınlar-

Türkiye’de tarımsal istihdamda en fazla ihmal edilen konulardan birinin de herkesin malumu olduğu üzere sosyal güvenlik olduğunu belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sektördeki en mağdur kesimi de kırsal alandaki kadınlarımız oluşturmaktadır.

Kadın çiftçilerimizin Sosyal Güvenlik sistemine katılımının desteklemesi yönünde teşvik edici önlemlere acil ihtiyaç duyulmaktadır.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi olmam sıfatıyla kadın çiftçilerimizin sorunlarını Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu gündemine her zaman taşımaya ve onların sesi olmaya çalıştım.

2011 yılında, 1994 yılından prim kesintisi olan çiftçilerimize geriye yönelik borçlanma hakkı getirildi. Ancak kanun gereği, 1994-2003 yılları arası dönem için, aile reisi olmayan kadın çiftçilerimiz borçlanamadılar. Çabalarımızla, 26 Ocak 2012 tarihinde 6270 Sayılı Kanun ile 2 Ağustos 2003 öncesi kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan kadın çiftçiler için getirdiği farklı uygulama tümüyle kaldırıldı ve kadın çiftçilerimizin mağduriyeti giderildi. İlgili bakanlarımıza ve bu konuda emeği geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.

27 Haziran 2012 tarihli genelgeyle 6270 Sayılı Kanunla getirilen düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, yine, Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödemediler.

Tarım Bağ-Kur’una tabi, kendi hesabına çalışan ve Sosyal Güvenlik Kurumu şemsiyesi altına girmemiş olan yaklaşık 2 milyon çiftçimize, sigortalı hale gelmesi için 2008 yılında, her ay için 30 gün yerine, 15 gün üzerinden prim ödeme kolaylığı getirilmişti. 15 günlük süre her yıl 1 gün artırıldı ve günümüzde 20 güne çıkarıldı. Çiftçilerimiz, bu primleri ödemekte zorlanmaktadır. Sigorta primlerinde indirime gidilmesi ya da sigorta primi desteği verilmesi gerekmektedir.”

-“Sigorta primlerinde tarımda çalışan kadınlara pozitif

ayrımcılık yapılmalı”-

Tarımda çalışan kadın çiftçilerin ödemesi gereken sigorta primleri için de pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “prim miktarının yüzde 60’ı devlet tarafından karşılanmalıdır. Böylelikle ülkemizde tarımda çalışan kadınların üretim alanındaki gelir düşüklükleri, sosyal güvenliğini olumsuz yönde etkilemeyecek, kadınları, eşlerinin sosyal güvenliğine bağımlı kalmaktan kurtaracaktır” dedi.

Kadın çiftçilerin diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanması kapsamında, hamilelikte geçen süreleri borçlanabilmeleri için gerekli düzenlemelerin yapılması fevkalade önemli olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Bu konuyla ilgili mevzuat değişikliği önerimizi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ilettik. Üretimin her aşamasına aktif bir biçimde katılan kadın çiftçilerimiz için bunları yapmak zorundayız. Bunu boynumuzun borcu olarak görmeliyiz” diye konuştu.

-“Eğitimlerde kadın çiftçilerimizden çok olumlu yansımalar aldık”-

Kadınların yatırım yapma ve risk alma yeteneklerini kısıtlayan ve küreselleşme karşısında dezavantajlı bir konumda olmalarına neden olan sorunlara çözüm bulmanın ve öneriler geliştirerek uygulamaya geçmenin büyük önem taşıdığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:

“Gelir açısından eşine bağımlı olan kadın çiftçilerimiz, sermayeye sahibi değiller. Bundan dolayı yatırım desteklerinde devletin yüzde 70 destekte bulunması sorunu çözmekte yetersiz kalmaktadır. Yatırım harcamasının başlangıçta tümünü yapmak, kredi için teminat göstermek kadınlarımız için imkansızdır.       Unutulmamalıdır ki, kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde, ekonomik büyümeyi, sosyal gelişmeyi ve sürdürebilir kalkınmayı sağlarlar, liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar.

Sonuç olarak, kadın çiftçilerimize doğrudan eğitim vermeyi çok önemli buluyoruz. Kadınlarımıza en az erkekler kadar hatta onlardan daha fazla eğitim verilmesi, tarımımıza da çağ atlatır.

Düzenlediğimiz eğitimlere katılan kadın çiftçilerimizden de çok olumlu yansımalar aldık.

Sayın Bakanlarımız uygun görürler ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı olarak, kadın çiftçi eğitimlerinde yola devam diyorum. 81 ilde en az 1 milyon kadın çiftçimize ulaşmak hedefimiz olsun. Gelin 1 milyon kadın çiftçimize ulaşalım, onlara eğitim ve destek verelim. Hem onların hayatını, hem de ülkemizin kaderini değiştirelim.”

-Bakan Fatma Şahin-

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, tarımda kadın çiftçilerin eğitimini önemsediklerini belirterek, "Eğitimli bir kadın, dalga dalga bütün toplumunu aydınlatıyor. O yüzden biz Başbakanımızın önderliğinde bu işi çok önemsiyoruz" dedi.

Kadın Çiftçi Eğitimi Sertifika Töreni'nde konuşan Şahin, bir yandan kişi başına düşen milli geliri artırmaya, diğer yandan kalkınmayı ve insanların yaşam kalitesini yükseltmeye çalıştıklarını söyledi.

"Küreselleşme, çevre, göç ve kentleşme" dedikleri birçok sorunu çözme gücüne ulaşmak için çalıştıklarını kaydeden Şahin, "Küresel sorunları nasıl çözeceğiz' diye baktığımızda 3 temel konu üzerinde çok yüksek bir emele ulaşacağımıza inanıyoruz. Toprak, su ve üçüncüsü enerji. Dolayısıyla toprağını ve suyunu, ekmeğini iyi kullanan, verimliliği esas gören ülkeler, geleceğe dair bütün hedeflerine ulaşmada başarılı olacaklar" diye konuştu.

-"Kalkınmanın özü bireydir"-

"Ne kadar iyi hukuk devleti olursak olalım, ne kadar iyi yasa çıkartırsak çıkaralım, sonuçta ne kadar mali destek verirsek verelim, kalkınmanın özü bireydir" diyen Şahin, "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışıyla çalıştıklarını vurguladı.

İnsanları her alanda birinci sınıf vatandaş yapabilmenin yolunun kalkınmadan geçtiğini ifade eden Şahin, şunları söyledi:

"İşte tam burada da toprak en büyük ilaç, en büyük derman. Toprak, alın teri, emek, tevazu, alçak gönüllük. Toprağı bu kadar güçlü kılan şey, kadınlarımız, çiftçilerimiz. Kadınlarımızın bu alanda bilgili olması bizim geleceğe dair aslında duygusal bir talebimiz değil, akıllı bir ekonominin temel felsefesidir. Dolayısıyla bugün Sakarya'da yaptığımız, Türkiye'nin genelinde imzaladığımız protokolün gereğini yapmak en büyük görevimiz. Biz 10 yıl önce bu eksikliği gördüğümüz için medeniyet yolculuğumuzda kadının ve erkeği kalkınmanın bir parçası yapmamız gerektiğini inandık.”

- “Tarımda kadın çiftçilerimizin eğitimli olmasını çok önemsiyoruz"-              

İstihdam, sağlık ve eğitim alanında çok önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Şahin, kız çocuklarının eğitiminde pozitif ayrımcılık yaparak, kızları ve erkekleri eşit eğitim imkanına kavuşturduklarını dile getirdi.

"Benim ülkemde artık her çocuk sigortalı doğuyor, anası-babası, sosyal güvencesi ne olursa olsun, 18 yaşına kadar sağlık güvencelerinden ücretsiz faydalanıyor" diyen Şahin, bundan dolayı anne ve bebek ölüm oranlarını Avrupa Birliği (AB) ortalamalarına getirdiklerini belirtti.

Söz konusu gelişmeyi Türkiye'den milli geliri 10 kat fazla olan İskandinavya ülkelerinde anlattıklarında, "bunu nasıl başardınız" şeklinde sorularla karşılaştıklarını aktaran Şahin, şöyle devam etti:

"Mesela para değil. Mesele bu parayı nasıl kullanacağın? Bu parayı öncelikle nereye harcayacağın önemli. Bugün yoksullukla mücadele ediyorsak, kadının statüsünün yükseltmeye çalışıyorsak, bu temel felsefeye öncelik veriyoruz. Tarımda kadın çiftçilerimizin eğitimli olmasını çok önemsiyoruz. Her zaman eğitimli kadınlarımızın iş bulması, beraberinde çocuğunu yetiştirmesi, ailenin değişimini, dönüşümünü, toplumun değişimini, dönüşümünü etkiliyor. Eğitimli bir kadın, dalga dalga bütün toplumunu aydınlatıyor. O yüzden Başbakanımızın önderliğinde bu işi çok önemsiyoruz. Her alanda... Yalnızca çiftçilik alanında değil, sanayide, hizmet sektöründe, kadınımızın ne ihtiyacı varsa, onu yukarıya taşımak, ihtiyaçlarını gidermeyi büyük bir görev gördük."

Şahin, çözüm makamı olduklarını, sorunları çok hızlı çözdüklerini, sosyal güvenliğin ve kadınların kendilerini güvende hissetmelerinin çok önemli olduğunu vurguladı.

Kadınları pozitif ayrımcılıkla desteklediklerini dile getiren Şahin, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü bünyesinde kadınların güçlenmesiyle ilgili projeleri hayata geçirdiklerini, kadınları güçlendiren bütün projeleri desteklediklerini sözlerine ekledi.

-Bakan Mehdi Eker-

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, kadınların eğitiminin, ailenin ve toplumun eğitimi anlamına geldiğini belirterek,"Toplumun geleceğine yatırım yapacaksak, eğitim düzeyi yüksek nesiller yetiştireceksek, kadın eğitimine her alanda mutlaka daha fazla emek sarf etmeli, daha fazla dikkat göstermeliyiz" dedi.

Eker, kadınların birçok alanda olduğu gibi tarım alanında da donanımlarının artmasını önemsediklerini, o nedenle projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.

Mehdi Eker, 5 pilot ilde kadın çiftçilerinin eğitildiğini kaydederek, kadın çiftçilere teşekkür etti.

Başbakan Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal ve iktisadi sorunlarını çözdüklerini vurgulayan Eker, şunları anlattı:

"En önemli reformlardan bir tanesi 2010 tarihinde milletimizin önüne koyduğumuz reform paketi, anayasa değişikliğiydi. Eksiden Türkiye'de negatif ayrımcılık vardı. Bunu pozitif ayrımcılığa dönüştürecek referandumla anayasa değişikliği yaptık. Kadınlarla ilgili atılacak adımlar, yapılacak çalışmalar, projeler Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılık iddiasıyla daha önce yapılamıyordu.

Bu adımların Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olmayacağına dair hüküm koyduk.  Bu, Türkiye'de kadına verilen önemin, kadının toplumsal hayatımızdaki rolünü bütün etkinliğiyle hissetmesini sağlayacak bir dizi gelişmenin temel adımıdır. Bugün bu çalışmalar da aslında bunun bir uzantısıdır."

- "Kadının eğitimi, ailenin eğitimidir"- 

Eker, kadın çiftçilerin eğitimine destek verdiklerini dile getirerek, veteriner hekimler ve mühendisliğin çeşitli branşlarında çalışan 10 bin kişiyi köylere gönderdiklerini kaydetti.

"Eskiden çiftçiler, il ve ilçe merkezlerindeki tarım müdürlüklerine gider, bir şey öğrenmeye çalışırlar" diyen Eker, şöyle konuştu:

"Mühendis ve veteriner hekim köylere gidecek, çiftçiyle birlikte yaşayacak. Mesaisini bulunduğu köyde geçirecek 10 bin personeli görevlendirdik. Bunun şu anda yüzde 30'u bayanlardan oluşmakta. Buna da özellikle biz dikkat ediyoruz. Kadının eğitimi, ailenin eğitimidir. Ailenin eğitimi de toplumun eğitimidir. Bunun esas sırrı budur. Toplumun geleceğine yatırım yapacaksak, eğitim düzeyi yüksek nesiller yetiştireceksek, kadın eğitimine her alanda mutlaka daha fazla emek sarf etmeli, daha fazla dikkat göstermeliyiz."

Eker, girişimcilik, organik tarım, zirai mücadele, sağlıklı beslenme, liderlik ve işletmecilik gibi birçok alanda kadınlar için kurs açtıklarını, kadın çiftçilerden faydalandığını vurguladı.

Kadın çiftçilere yönelik projelere de değinen Eker, tarımsal eğitim gibi çeşitli konularda düzenlenen toplantılardan bugüne kadar 1 milyon 600 bin kadın çiftçinin istifade ettiğini aktardı.

Eker, 43 kadın kooperatifi üyelerini bir araya getirecekleri bir çalıştay düzenleyeceklerini söyledi.

-Sakarya Valisi Mustafa Büyük- 

Sakarya Valisi Mustafa Büyük, konuşmasında, Sakarya ile ilgili bilgiler verdi. Sakarya’nın 145 bin hektar tarım alanına sahip olduğunu bildiren Mustafa Büyük, il hasılasının yüzde 20’sinin tarımdan sağlandığını, ilde tarımda istihdam edilen nüfusun ise ildeki toplam istihdamın yüzde 50’sini oluşturduğunu söyledi.

-Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu-

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu da Sakarya başarılı bir kadın çiftçi eğitimi yapıldığını bildirdi. 5 pilot ilden birinin Sakarya olmasından dolayı memnun olduklarını belirten Toçoğlu, “En fazla katılım da Sakarya’da olmuş. Bundan çok memnun kaldık. Büyükşehir belediyesi olarak burada böyle bir toplantı düzenlendiği için teşekkür ediyorum. İki bakanımızı ilimizde ağırlamaktan dolayı mutluyuz” dedi.

-AK Parti Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam-

AK Parti Sakarya Milletvekili Ayşenur İslam da ekonomik gelişmede kadının önemli bir yeri bulunduğunu söyledi. Okuduğu bir makalade kadının tarımda istihdamının artırılmasının ekonomik kalkınmaya katkıda bulunacağına değinildiğini aktaran Ayşenur İslam, kadın çiftçi eğitimin bu açıdan çok önem taşıdığına vurgu yaptı.

-Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı

Şener Bayraktar-

Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Şener Bayraktar, konuşmasında Sakarya’daki eğitim çalışmaları hakkında bilgi verdi. En yoğun kadın çiftçi eğitimi programını 93 kişiyle Akyazı ilçesinde ve genel olarak 322 kişiyle Sakarya ilinde gerçekleştirildiğini belirten Bayraktar, iyi planlanmış ve hedefi iyi tespit edilmiş eğitim çalışmalarının başarılı bir şekilde tamamlandığını bildirdi. Şener Bayraktar, “eğitim çalışması yerinde bir eğitim çalışması olmuştur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Eğitim çalışmaları devam etmelidir” dedi.

-Kadın çiftçi Sibel Baykal-

Kadın çiftçiler adına konuşan Sapanca İlçesi’nden Sibel Baykal, “devletimiz kurumsal olarak kadına ayrımcılık ve şiddeti görmüş, tedbir almaya başlamıştır. Eğitim çalışmaları ve verilen teşvikler için teşekkür ederim. Bakanlarımız Mehdi Eker ve Fatma Şahin ile Genel Başkanımız Şemsi Bayraktar’a desteklerinin devamı inancıyla tüm  kadın çiftçilerimiz adına saygılarımı sunarım” dedi

Konuşmaların ardından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Sakarya Valisi Mustafa Büyük, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, AK Parti Sakarya milletvekilleri Ali İhsan Yavuz, Ayhan Sefer Üstün, Hasan Ali Çelik ve Ayşenur İslam, eğitim programını başarıyla tamamlayan kadın çiftçilere sertifika verdi.

Eker, Şahin ve Bayraktar, kadın çiftçilerle bir süre sohbet etti ve fotoğraf çektirdi.