22 Temmuz 2018 Pazar

Fındıkta hasada doğru

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Külleme hastalığı, fındık kokarcası nedeniyle fındık rekoltesinde düşüş bekliyoruz"

-"Rekoltedeki düşüşün fındıkta maliyeti daha da yükselteceğini tahmin ediyoruz"

-"Fındık, hem ülkemiz hem de Karadeniz bölgemiz açısından vazgeçilmez bir ürün"

-"400 bin aile, 706 bin hektar alanda, dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini, dünya fındık ihracatının yüzde 75'ini karşılıyor"

-"Buna rağmen fındık fiyatını ülkemiz belirleyemiyor, üreticimizin kaderi alıcıya ve ithalatçıya bağlı kalıyor"

-"TMO'nun piyasada olmasından başta çare yok. Fındıkta fiyat, dolayısıyla üretici gelirinde istikrar sağlanması için TMO piyasada yer almalı, ürün ihtisas borsaları ve bu kapsamda fiyatın ülkemizde belirlenmesi için fındık borsası kurulmalı, lisanslı depolaryaygınlaştırılmalıdır"

-"Fındıkta ürün ihtisas borsalarıyla çiftçilerimizin ürün senedine karşılık sıfır faizli kredi alması sağlanmalıdır"

-"TMO, yükselen enflasyon, maliyetler ve üretici refahını göz önünde bulundurarak fiyat açıklamalıdır"


Ankara – 22.07.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Gıda ve Orman Bakanlığı tarafından rekolte açıklaması henüz yapılmamakla birlikte, külleme hastalığı, fındık kokarcası nedeniyle fındık rekoltesinde düşüş beklediklerini bildirdi.

Bayraktar, Ağustos ayının ilk günlerinde başlayacak fındık hasadıyla ilgili yaptığı açıklamada, çiftçinin artan girdi fiyatları nedeniyle başta mazot olmak üzere girdilere erişimlerinin zorlaştığını belirterek, "maliyetler arttı. Rekoltedeki düşüşün fındıkta maliyeti daha da yükselteceğini tahmin ediyoruz" dedi.

Şemsi Bayraktar, fındığın, hem ülke hem de Karadeniz bölgesi açısından vazgeçilmez, ülkeye çok büyük miktarlarda döviz kazandıran bir ürün olduğunu, 400 bin ailenin, 706 bin hektar alanda, dünya fındık üretiminin yüzde 70'ini, dünya fındık ihracatının yüzde 75'ini karşıladığını bildirdi.

2015-2016 sezonunda 2,3 milyar dolar, 2016-2017 sezonunda 1,9 milyar, 2017-2018 sezonunun 1 Eylül-15 Temmuz arası döneminde 1,65 milyar dolar fındık ihraç edildiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"400 bin aile doğrudan üretici olarak, onbinlerce aile fındık nakliyesi, işlenmesi, ticareti, işçiliğinden, yüzbinlerce esnaf ailesi de fındığın yarattığı ekonomik değerden faydalanarak geçimini sağlıyor. Karadeniz Bölgemizin ekonomisinin büyük bölümü fındığa dayalıdır. Ülkemiz de fındık üretimi ve ihracatında dünyada bir tekeldir. Yıllara göre değişmekle birlikte dünya üretiminin yaklaşık yüzde 70'ini, ihracatının ise yüzde 75'ini ülkemiz karşılıyor.

 Buna rağmen, fındıkta, satıcısı çok, alıcısı çok az olan oligopol piyasa yapısı yüzünden fındık fiyatını ülkemiz belirleyemiyor. Arz talep kuralı fındık piyasasında işlemiyor. Ürün az olduğunda bile fiyatların yükselmediğini geçtiğimiz yıllarda gördük. 400 bin üreticimizin fındık fiyatında söz hakkı yok. Çünkü alivre satış var, lisanslı depolar yaygın olmadığı için emanet usulü var, ürün ihtisas borsaları yok. Alivre satış yoluyla daha fındığın rekoltesi ve maliyeti belli olmadan ihraç fiyatlarının belirlenmesi sürekli sorun oluşturuyor. Piyasada haksız rekabet ve tekelci bir ortam mevcut. Lisanslı depolar yaygın değil. Üreticimiz fındığını depolayamıyor emanete veriyor. Emanete verilen fındık, emanette kalmıyor iç ve dış piyasaya sunuluyor. Ürün ihtisas borsaları olmadığı için ürün senedine karşılık kredi kullanamıyor. Borçları nedeniyle üreticimiz, fındığını arz talebe göre değil, hasattan hemen sonra satmak zorunda kalıyor."

-"TMO piyasada yer almalı"-


Üreticinin kaderinin alıcıya ve ithalatçıya bağlı kaldığına dikkati çeken Bayraktar, çözüme yönelik olarak şunları kaydetti:

"Fındıkta fiyat sorununun çözülmesi için Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) piyasada olmasından başta çare yok. Fındıkta fiyat, dolayısıyla üretici gelirinde istikrar sağlanması için TMO piyasada yer almalı, ürün ihtisas borsaları ve bu kapsamda fiyatın ülkemizde belirlenmesi için fındık borsası kurulmalı, lisanslı depolar yaygınlaştırılmalıdır.

Fındıkta ürün ihtisas borsalarıyla çiftçilerimizin ürün senedine karşılık sıfır faizli kredi alması sağlanmalıdır.

Alivre satışlara ve emanet usulüne bir son verilmelidir."

Bayraktar, "Toprak Mahsulleri Ofisi'nin, yükselen enflasyon, maliyetler ve üretici refahını göz önünde bulundurarak fiyat açıklaması gerekiyor. Üreticimiz daha fazla desteklenmelidir. TMO, yüksek kesimlerde de fındık alımı için geçici alım merkezi oluşturmalı, müdahil kurum olarak piyasada etkin ve hızlı alım gerçekleştirmelidir" dedi.

Özellikle Doğu Karadeniz'de fındıkta verim düşüklüğünün önemli bir sorun halini aldığını vurgulayan Bayraktar, verimin artırılması için, ekonomik ömrünü tamamlamış bahçelerin sökülerek yerlerine yeni bahçelerin oluşturulmasının Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından proje dâhilinde desteklenmesi zorunluluğu bulunduğunu bildirdi.
18 Temmuz 2018 Çarşamba

Çiğ süt fiyatı artırılmalıdır.

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "5 aylık dönemde yüzde 17,2, yıllık bazda yüzde 28,7 artan yem fiyatları ve diğer girdilerdeki artış, çiğ sütte yüksek zammı zorunlu kılıyor"

-"1 litre çiğ süt satan üreticinin karşılığında 1,5 kilogram yem alabilmesi için üreticide en düşük süt fiyatının 2 lira 6 kuruş olması gerekiyor"

-"Ülkemizde üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı, kilogramda 1 lira 39 kuruşken, AB'de 1 lira 82 kuruş, İtalya ve Avusturya'da 1 lira 99 kuruşa kadar çıkıyor"

-"Kimse 'bu artışlar üreticiyi zorluyor, bir araya gelelim, fiyatları yeniden revize edelim' demiyor"

-"Yem piyasasına etkin bir şekilde müdahale edilmelidir"

-"Yem fiyatları belli bir seviyeyi aştığında Tarım Kredi ve diğer örgütler devreye sokulmalı, artış önlenmelidir"

-"Önümüzdeki dönem için tatmin edici bir fiyat belirlenmelidir"

 Ankara – 18.07.2018 –
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 aylık dönemde yüzde 17,2, yıllık bazda yüzde 28,7 artan yem fiyatları ve diğer girdilerdeki artış, çiğ sütte yüksek zammı zorunlu kıldığını bildirerek, "Çiğ süt fiyatı artırılmalıdır. 1 litre çiğ süt satan üreticinin karşılığında 1,5 kilogram yem alabilmesi için üreticide en düşük süt fiyatının 2 lira 6 kuruş olması gerekiyor" dedi.

Bayraktar, süt fiyatlarının Şubat-Haziran döneminde brüt 1 lira 53 kuruş olarak sabitlendiğini hatırlattı. Süt fiyatı sabit olmasına rağmen yem fiyatlarının sürekli artış gösterdiğine dikkati çeken Bayraktar, "Yem sanayicileri fiyatları döviz artışlarını gerekçe göstererek artırmaktadır. Ancak iş üreticiye geldiğinde, sanki üreticilerimiz döviz artışından etkilenmiyormuş, alım gücü azalmıyormuş gibi üretici fiyatları sabitlenmektedir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir" diye konuştu.  

-Türkiye'de çiğ süt fiyatı düşük-

Türkiye'de üreticilerin diğer ülke üreticilerine kıyasla daha düşük fiyata çiğ süt sattığını belirten Bayraktar, şu bilgileri paylaştı:

"Ülkemizde üretici eline geçen çiğ süt fiyatı kilogramda 1 lira 39 kuruşa fiyata satılırken, Uruguay'da 1 lira 57 kuruş, Romanya, Slovenya ve Slovakya'da 1 lira 65 kuruş, Birleşik Krallık, Estonya, Polonya 1 lira 70 kuruş, ABD'de 1 lira 72 kuruş, Çek Cumhuriyeti, İrlanda, İspanya 1 lira 76 kuruş, Brezilya'da 1 lira 76 kuruş, Belçika'da, Danimarka'da, Fransa, Hırvatistan'da ve Avrupa Birliği (AB) ortalamasında 1 lira 82 kuruş, Hollanda ve Almanya'da 1 lira 93 kuruş, İtalya ve Avusturya'da 1 lira 99 kuruş fiyata satılmaktadır."

1 litre çiğ süt satan üreticinin karşılığında 1,5 kilogram yem alabilmesi için üreticide en düşük süt fiyatının 2 lira 6 kuruş olması gerektiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

"Süt fiyatları Ulusal Süt Konseyi tarafından 5-6 aylık dönemlerde belirleniyor. En son Şubat-Haziran dönemi için brüt 1 lira 53 kuruş olarak uygulandı. Üreticinin bu dönemde eline 1 lira 39 kuruş geçti. Üretici fiyatları sabitken yem fiyatlarında önemli oranda zamlar meydana geldi. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Ortamda sanki girdiler artmamış gibi bir hava var. Kimse 'bu artışlar üreticiyi zorluyor, bir araya gelelim, fiyatları yeniden revize edelim' demiyor. Yem artışına bağlı gelir kaybı nasıl telafi edilecek? Bütün bunların yeni dönemde net bir şekilde ortaya konması lazım. En kısa zamanda yeni fiyat belirlemek için bir araya gelinmeli, önümüzdeki dönem için tatmin edici bir fiyat belirlenmelidir.

Yem fiyatlarındaki artışın çiğ sütte üreticiyi zorladığı açıkça görünüyor. Sütte istikrar yem ve diğer girdi maliyetlerine bağlıdır. Yem piyasasına etkin bir şekilde müdahale edilmelidir. Yem fiyatları belli bir seviyeyi aştığında Tarım Kredi ve diğer örgütler devreye sokulmalı, artış önlenmelidir."

-"Yeni dönemde yeni politikalar belirlenmelidir"

Yapısal sorunlara yönelik tedbir alınması için etkin ve uygulanabilir politikalar izlenmesi gerektiğini söyleyen Bayraktar, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Yemde piyasa üretici lehine düzenlenmelidir.

Bölgeler arası süt hareketlerinin bölge çiğ süt fiyatlarını olumsuz etkilemesinin önüne geçilmelidir.

Kaliteye göre fiyatlandırma sistemi oluşturulmalı, süt sanayicilerinin üreticiye zorla yem satması önlenmelidir.

Piyasa fiyatlarında yaşanan olumsuz gelişmelere bağlı damızlık hayvan kesimini önleyici tedbirler alınmalıdır.

Buzağı kayıpları belirlenecek ülkesel eylem planı çerçevesinde önlenmelidir.

Kaba yemde kalite standartları belirlenmelidir.

Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmelidir.

Birçok hastalıkta ülkesel eradikasyonun sağlanmalıdır.

Sanayicinin süt bırakmasını ve taşeronların etkinliğini önleyecek tedbirler alınmalıdır.

Üreticilerin besleme ve sürü yönetimi başta olmak üzere birçok konuda eğitimlerinin sağlanması konularına öncelik verilmelidir."
16 Temmuz 2018 Pazartesi

Bayraktar;Tarım istihdamdaki gücünü koruyor…

Detay:

-Tarım istihdamdaki gücünü koruyor…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım, Nisan ayında 5 milyon 305 bin kişiye istihdam sağladı, işsizliği 1,8 puan düşürdü"
-"Tarımda istihdam geçen yılın aynı ayına göre, 15 bin kişi azalırken, bir önceki aya kıyasla 247 bin kişi arttı"
-"İstihdamda yüzde 18,3 pay alan tarım, Nisan'da işsizliğiyüzde 11,4'den 9,6'ya çekti"


Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın istihdamdaki gücünü koruduğunu bildirerek, "Tarım, Nisan ayında 5 milyon 305 bin kişiye istihdam sağladı, işsizliği 1,8 puan düşürdü" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Nisan ayında tarımda istidamın, geçen yılın Nisan ayına göre 15 bin kişi azalmasına rağmen, istihdamdaki payının hala çok önemli olduğunu belirtti. Şemsi Bayraktar, 2017 yılı Nisan ayında 5 milyon 320 bin olan tarımda istihdamın, bu yıl Nisan ayında 5 milyon 305 bine gerilediğini söyledi. Bayraktar, tarımda istihdamın Nisan ayında, Mart ayına göre 247 bin, Şubat ayına göre ise 322 bin kişi arttığına işaret etti.

-Tarımın istihdamdaki payı yüzde 18,3-

Nisan ayında 29 milyon 9 bin kişi olan toplam istihdamın yüzde 18,3'ünü tarımın karşıladığını bildiren Bayraktar, 2017 Nisan ayında 28 milyon 157 olan toplam istihdamın da bir yıllık sürede 852 bin kişi arttığına dikkati çekti.
Bayraktar, tarımın istihdamda yüzde 18,3, sanayinin yüzde 19,5 pay aldığını, inşaatın payının yüzde 7,4'de kaldığını, istihdamda en büyük payın yüzde 54,8 ile hizmetlerde olduğunu belirtti.

-Tarım işsizliği kadınlarda 3,5, erkeklerde 1,2 puan düşürdü-

 Şemsi Bayraktar, Nisan ayında tarımda 2 milyon 953 bin erkek, 2 milyon 352 bin kadının istihdam edildiğini bildirdi. Erkeklerin yüzde 14,8'inin, kadınların yüzde 25,8'inin tarımda çalıştığını belirten Bayraktar, Nisan ayında tarımın kadınlarda işsizliği 3,5 puan düşürerek yüzde 15,8'den yüzde 12,3'e, erkeklerde 1,2 puan düşürerek yüzde 9,5'den yüzde 8,3'e, toplamda işsizliği 1,8 puan düşürerek yüzde 11,4'den yüzde 9,6'ya indirdiğini vurguladı.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarımda istihdamın her yıl Temmuz ve Ağustos aylarında zirveye ulaştığını, Eylül ayından itibaren tarımsal faaliyetlerdeki azalmayla birlikte istihdamın da gerilemeye başladığını, Ocak-Şubat aylarında en alt düzeye indiğini hatırlattı.
13 Temmuz 2018 Cuma

TZOB Genel BaşkanıBayraktar-Kanatlıda hedef daha fazla ihracat olmalı

Detay:

-Kanatlıda hedef daha fazla ihracat olmalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Mayıs ayı itibarıyla son bir yılda tavuk eti üretimi 2,2 milyon tonu, hindi eti 64 bin tonu, tavuk yumurtası 19,5 milyar adedi aşarak rekor kırdı"

-"Aylık üretim, Mayıs'ta tavuk etinde 200 bin 1 tona, hindi etinde 6 bin 888 tona, tavuk yumurtasında 1 milyar 602 milyon 530 bin adede ulaştı"

-"İhracat, Mayıs ayında kanatlı eti ve ürünlerinde yüzde 20,5, tavuk yumurtası ve ürünlerinde yüzde 31,9 arttı"

-"Sektörün kapasitesini tam olarak kullanabilmesi ve üretim artışını sürdürebilmesinin yolu daha fazla ihracattan geçiyor.

Hedefimiz daha fazla ihracat olmalıdır"

-"Üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanır, ülke bazlı ihracat stratejileri belirlenir ve gerekli destekler verilirse sektör büyümeye, katma değer sağlamaya, istihdam yaratmaya devam eder"


Ankara – 13.07.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kanatlı sektöründe büyümenin devam ettiğini, hedefin daha fazla ihracat olması gerektiğini bildirerek, "Mayıs ayı itibarıyla son bir yılda tavuk eti üretimi 2,2 milyon tonu, hindi eti 64 bin tonu, tavuk yumurtası 19,5 milyar adedi aşarak rekor kırdı. Sektörün kapasitesini tam olarak kullanabilmesi ve üretim artışını sürdürebilmesinin yolu daha fazla ihracattan geçiyor. Hedefimiz daha fazla ihracat olmalıdır" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, aylık üretimin Mayıs ayında tavuk etinde yüzde 4 artışla 192 bin 275 tondan 200 bin 1 tona, hindi etinde yüzde 58,2 artışla 4 bin 353 tondan 6 bin 888 tona, tavuk yumurtasında yüzde 2,1 artışla 1 milyar 569 milyon 393 binden 1 milyar 602 milyon 530 bin adede çıktığını belirtti.

Şemsi Bayraktar, Ocak-Mayıs döneminde, tavuk eti üretiminin yüzde 4 artışla 861 bin 270 tondan 925 bin 483 tona, hindi eti üretiminin yüzde 58,3 artışla 16 bin 435 tondan 28 bin 93 tona, tavuk yumurtası üretimin ise yüzde 2,1 artışla 7 milyar 875 milyon 940 bin adetten 8 milyar 151 milyon 900 bin adede yükseldiğini bildirdi.

Bayraktar, şunları kaydetti:

"Mayıs ayında tavuk yumurtası ve ürünleri ihracatı yüzde 31,9 artışla 23,3 milyon dolardan 30,7 milyon dolara, kanatlı eti ve ürünleri ihracatı ise yüzde 20,5 artışla 41 milyon dolardan 49,4 milyon dolara yükseldi. Ocak-Mayıs döneminde tavuk yumurtası ve ürünleri ihracatı yüzde 14,3 artışla 155,5 milyon dolardan 177,8 milyon dolara, kanatlı eti ve ürünleri ihracatı yüzde 12,5 artışla 187,3 milyon dolardan 210,7 milyon dolara çıktı."

-"Üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanmalı"-

Üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar,  şu bilgileri verdi:


"Sektör yüksek kapasiteye, üstün teknoloji sahip durumdadır. Sektörün kapasitesini tam olarak kullanabilmesi ve üretim artışını sürdürebilmesinin yolu daha fazla ihracattan geçiyor. Hedefimiz daha fazla ihracat olmalıdır. Dünyada kanatlı ve yumurta ürünleri ithalatı büyük boyutlardadır. Dışarıda milyarlarca dolarlık bir pazar vardır. Ülkemizin hemen yanı başında bulunan özellikle Ortadoğu ülkeleri büyük miktarlarda kanatlı eti ve ürünleri, yumurta ve yumurta ürünleri ithalatı yapmaktadır. Türkiye'nin bu pazarları çok iyi değerlendirmesi ve üretimini bu pazarlara yönelik olarak planlaması gerekmektedir. Acilen pazar payımızı artırmamız, yeni pazarlara da yönelmemiz zorunluluğu vardır. Üreticilere sürdürülebilir gelir sağlanır, ülke bazlı ihracat stratejileri belirlenir ve gerekli destekler verilirse sektör büyümeye, daha fazla katma değer sağlamaya, istihdam yaratmaya devam eder."

 
11 Temmuz 2018 Çarşamba

Yeni hükümetin önceliği tarım olmalıdır…

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin töreniyle resmen başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ve yeni bakanların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum"

-"Türkiye, artık asıl gündemi olan tarıma, sanayiye, istihdama, ihracata, eğitime, kalkınmaya yoğunlaşmalıdır"

-"Gıda ve tarım sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunudur. Ülkemiz için de öncelik tarım olmalıdır"

-"Tarımda olağanüstü potansiyele sahip ülkemiz, bu potansiyeli harekete geçirebilirse, sadece ülkeyi beslemekle kalmaz, içinde bulunduğu bölgenin gıda açığının büyük bölümünü rahatlıkla kapatabilir"

-"Yapısal sorunlarımızı çözer, tarımı daha fazla desteklersek, tarım ve gıda ihracatımızı zorlanmadan 40-50 milyar dolara çıkarabilir, milyonlarca insanımıza yeni iş olanakları sağlayabiliriz"

Ankara – 10.07.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yemin töreniyle resmen başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve yeni bakanların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diledi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin artık asıl gündemi olan tarıma, sanayiye, istihdama, ihracata, eğitime, kalkınmaya yoğunlaşması gerektiğini belirtti. Türkiye'nin imkân, potansiyel ve kabiliyetleriyle, yetişmiş insan gücüyle, ekonomisiyle, stratejik konumuyla, güçlü ordusuyla, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle büyük bir ülke olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Büyük bir ülkeyiz ama çeşitli konularda çözüm bekleyen sorunlarımız da var. Bu sorunları rahatlıkla çözecek imkanlarımız da var. Bundan dolayı, Türkiye, artık, asıl gündemi olan tarıma, sanayiye, istihdama, ihracata, eğitime, kalkınmaya yoğunlaşmalı, yapısal sorunlarını ortaya koyacağı reformlarla çözmelidir.

Gıda ve tarım sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunudur. Ülkemiz için de öncelik tarım olmalıdır. Tarımda olağanüstü potansiyele sahip ülkemiz, bu potansiyeli harekete geçirebilirse, sadece ülkeyi beslemekle kalmaz, içinde bulunduğu bölgenin gıda açığının büyük bölümünü rahatlıkla kapatabilir. Yapısal sorunlarımızı çözer, tarımı daha fazla desteklersek, tarım ve gıda ihracatımızı zorlanmadan 40-50 milyar dolara çıkarabilir, milyonlarca insanımıza yeni iş olanakları sağlayabiliriz. Yeni dönemdeki reformlar bu amaca yönelik olarak planlanmalıdır. Sektörün bütün paydaşları bu amaç doğrultusunda omuz omuza vermeli ve gayret göstermelidir."

Konya’nın Bozkır İlçesi Arıcılık Merkezi Olacak.

Detay:

Kalkınma Bakanlığına bağlı Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, bölgenin arıcılık faaliyetlerinin ekonomik ve sürdürülebilir olmasını sağlamak amacıyla tam teşekküllü arıcılık dönemini hayata geçiriyor. Arıcılık merkezi olma yolunda hızla ilerleyen Bozkır İlçesindeki projelere toplamda 1 Milyon 716 Bin TL'lik hibe desteği sağlanıyor.

Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat'tan oluşan KOP Bölgesinin topyekûn kalkınmasını temin etmek amacıyla faaliyetlerini yürüten KOP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, her ilin ihtiyaçlarına en uygun projelere, hibe desteklerini sürdürüyor.

Konya'nın Bozkır ilçesi, İklim şartları, coğrafi özelliklerinin uygunluğu ve tarımsal kimyasallardan uzak olması nedeniyle arıcılık merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. İlçede bulunan arı yetiştiricilerinin verimli ve katma değeri yüksek arı ürünlerine yönlendirilmesinin sağlanması amacıyla eğitim, teknik inceleme gezileri ve hibe destekleri sağlayan KOP İdaresi Başkanlığı, yetiştiricilerin üretim maliyetlerini en aza indirmek, bal üretimine ek olarak katma değeri yüksek ana arı, arı zehri, propolis vb. üretimine yönlendirmek ve tarımsal faaliyetlerin genelinde olduğu gibi pazar sıkıntısını aşmak için birlikte hareket edebilecekleri örgütlü çalışma modelleri geliştiriyor.

Bozkırlı arı yetiştiricilerinin tam teşekküllü bal ve arı ürünleri üretimi gerçekleştirilebilmeleri amacıyla desteklenen 4 farklı projede toplam 1 milyon 716 bin TL hibe desteği sağlanacak. Desteklenecek projeler kapsamda ise 250 saati teorik, 176 saati pratik olmak üzere 426 saat eğitim, 660'ı arılı, 1140'ı polen ve propolis tuzaklı toplam 1800 adet kovan, 48'er adet polen eleği, sır alma tezgahı, bal hunisi, bal süzme makinesi, bal dinlendirme ve eritme kazanı, ana arı üretim seti, arı sütü üretim paketi,  araç içi USB ve Çakmalık girişli taşınabilir termos, arı ürünlerinin güvenle saklanabilmesi için 29 adet mini dondurucu ve üretilen tüm bu bal ve diğer yüksek katma değerli arı ürünlerinin tek bir marka altında toplanması ve tarımsal kalkınma kooperatifi kurularak piyasadaki rekabet gücünü artırmaya yönelik marka ve barkod tescili yapılacak, ulusal ve uluslararası pazarda yer alması sağlanacak. Bu çalışmalar sonucunda arı yetiştiricileri hem emeklerinin karşılığını alacak hem de severek yaptıkları işlerini bir sonraki nesillere aktarmanın mutluluğunu yaşayacak.



 
5 Temmuz 2018 Perşembe

Çiftçinin yılan hikayesine dönen ecrimisil sorunu çözüldü

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: -"Başbakan Yıldırım'a ilettiğim çiftçimizin yılardır bekleyen ecrimisil sorunu, Başbakanımızın talimatıyla çözüldü"

-"Ecrimisil ödeyerek üretim yapan yüzbinlerce çiftçimiz desteklerden yararlanamıyordu"

-"Bu kapsamdaki yüzbinlerce çiftçimiz, Hazine ile kira sözleşmesi yaparak ÇKS'ye kayıt olabilecek, desteklerden yararlanacak"

-"Bu araziler için çiftçilerimize, ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden 10 yıla kadar doğrudan kiralama hakkı da verildi"

-"10 yılın sonunda çiftçilerimiz, isterlerse kira sürelerini uzatabilecek veya doğrudan araziyi satın alabilecekler"

-"Çiftçilerimizin 18 Kasım 2018 tarihine kadar, hatta bu tarihi de beklemeden bir an önce Milli Emlak müdürlüklerine kira sözleşmesi başvurusu yapması gerekiyor"

Ankara – 05.07.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan yüzbinlerce çiftçinin yıllardır bekleyen ve yılan hikayesine dönen sorunuyla ilgili olarak, "ecrimisil ödeyerek üretim yapan yüzbinlerce çiftçimiz desteklerden yararlanamıyordu. Başbakan Yıldırım'a ilettiğim çiftçimizin yılardır bekleyen ecrimisil sorunu, Başbakanımızın talimatıyla çözüldü" dedi.

Bayraktar, bu kapsamdaki yüzbinlerce çiftçinin Hazine ile kira sözleşmesi yaparak ÇKS'ye kayıt olabileceğini, desteklerden yararlanacağını belirtti.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, uzun yıllardan bu yana Hazine arazilerinde yüzbinlerce çiftçinin ecrimisil ödeyerek tarımsal üretim gerçekleştirmesine rağmen, Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kaydolamadıkları için devletin sağladığı hiçbir destekten yararlanamadığını belirtti. Şemsi Bayraktar, ÇKS'ye kayıt olmayan 8,57 milyon hektar arazinin yaklaşık yüzde 30'unu ecrimisil arazilerin oluşturduğunu vurguladı.

Şemsi Bayraktar, yıllardır Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin takibinde olan, kamu kurum ve kuruluşlarıyla defalarca yazışma yapılan ve hemen her platformda dile getirilen konunun Başbakan Binali Yıldırım'a iletildiğini, Başbakan Yıldırım'ın talimatıyla sorunun çözüldüğünü belirtti.

Bayraktar, şunları kaydetti:

"Hazineye ait arazilerini ecrimisil ödeyerek tarımsal amaçla geriye dönük en az 3 yıl kullandığı, 31 Aralık 2017 tarihinden önce tespit edilen çiftçilerimiz, bu imkanlardan yararlanabilecekler.

Çiftçilerimiz,

Hazine ile kira sözleşmesi yaparak ÇKS'ye kayıt olabilecek,

tarımsal desteklerden,

düşük faizli kredilerden,

tarım sigortalarından yararlanabilecek,

TMO'ya ürün teslim edebilecek,

doğal afetlerden zarar görmeleri halinde düşük faizli kredilere yönelik borç ertelemelerinden de faydalanabilecek.

Bu araziler için, çiftçilerimize, kira sözleşmesi yapmak şartıyla ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden 10 yıla kadar doğrudan kiralama hakkı da verildi.

Çiftçilerimiz, yükümlülüklerini yerine getirmeleri halinde, 10 yılın sonunda, isterlerse kira sürelerini uzatabilecek veya doğrudan araziyi satın alabilecekler."

Bayraktar, çiftçilerin 18 Kasım 2018 tarihine kadar, hatta bu tarihi de beklemeden bir an önce Milli Emlak müdürlüklerine kira sözleşmesi başvurusu yapması gerektiğini belirtti.

Bozkır ekosistemine 10 milyon dolarlık destek

Detay:

Konya'da, Avrupa Birliği ile Türkiye'nin mali desteği, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) uygulayıcılığında "Ekosistem Tabanlı Uyum" projesi hayata geçirilecek.

FAO ile Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü arasında, "Bozkır Ekosistemlerinde İklim Değişikliğine Ekosistem Tabanlı Uyum İçin Tarımsal Uygulamalar" projesi için iş birliği anlaşması imzalandı.

FAO Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, imza töreninde yaptığı konuşmada, projenin Anadolu bozkır ekosistemlerini koruma ve iyileştirme amacıyla tasarlandığını söyledi.

Proje ile bozkırların iklim değişikliğinin etkilerine karşı güçlendirilmesinin hedeflendiğini belirten Gutu, "Türkiye'yi çok güçlü bir ortak olarak görüyoruz. 3 milyon euro Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir. Bunun yanında Küresel Çevre Fonu tarafından sağlanan bir fon var. Konya'da toplamda 10 milyon dolarlık bir projeyi uyguluyoruz. Bu küçük bir miktar olarak görünebilir ama çok büyük bir değişimi beraberinde getirebilecek düzeyde çalışmalara fırsat tanıyacaktır." dedi.

Gutu, sürdürülebilir uygulamaları geliştirmeye çalıştıklarını, dünyanın bir bölgesinde ihtiyaç olan uzmanlığı başka bir yerden transfer etmek suretiyle tamamlayıcı rol oynadıklarını ifade etti.

Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Fatih Özdemir de bu projeyle Enstitüde yapılacak çalışmaların etkinliğinin artacağını, bilgi, birikim ve deneyimlerini çiftçilere aktarmak istediklerini söyledi.

İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Seyfettin Baydar da iklim değişikliğinden en çok etkilenen bölgelerin başında Konya'nın geldiğini belirtti.

İklim değişikliğinin etkilerine karşı ekosistem tabanlı tarım uygulamalarının yapılabileceğini anlatan Baydar, dünyadaki uygulamanın iyi örneklerinden birinin, Enstitü ve FAO'nun imzaladığı protokolle Konya'da hayata geçirileceğini kaydetti.
4 Temmuz 2018 Çarşamba

Büyükşehir Tarımsal Destekleme Kayıtları Başladı

Detay:

Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya genelinde çiftçilere yönelik sürdürdüğü fidan ve fide desteklerinin 2019 yılı başvurularını almaya başladı. Başvuru dilekçeleri 31 Temmuz'a kadar Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'na, ilçe belediyelerine ya da muhtarlıklara teslim edilebilecek.

Tarıma ve tarım projelerine desteklerini sürdüren Konya Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılı için planladığı tarımsal destek başvurularını başlattı.

Yeni Büyükşehir Yasası ile Konya'nın bütün ilçelerinde çiftçilere tarımsal destek veren Konya Büyükşehir Belediyesi, 2019 yılında da fide ve fidan desteğini sürdürecek.

Konuyla ilgili Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, yarı bodur elma, yarı bodur kiraz, asma, vişne, ahududu, böğürtlen fidanları, çilek fidesi ve malç naylonu, yüksek sistem asma aparatı destekleme başvurularının 1 - 31 Temmuz tarihleri arasında yapılacağı bildirildi.

Çiftçilerin fırsatı kaçırmaması istenen açıklamada dilekçelerin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı'na, ilçe belediyelerine ya da muhtarlıklara teslim edilebileceği vurgulandı.

Öte yandan konuyla ilgili ayrıntılı bilgi ve başvuru dilekçesine www.konya.bel.tr adresinden ulaşabiliyor.
2 Temmuz 2018 Pazartesi

Traktörde ilk üç Manisa, Konya, İzmir…

Detay:

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, traktör sayısında 88 bin 282 ile Manisa, 87 bin 985 ile Konya, 64 bin 942 ile İzmir ilk üç sıradaki yerini koruduğunu bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Mayıs ayında traktör sayısında 63 bin 856 adetle Bursa dördüncü, 63 bin 167 adetle Balıkesir beşinci, 55 bin 229 adetle Ankara altıncı, 52 bin 268 adetle Adana yedinci, 51 bin 338 adetle Samsun sekizinci, 50 bin 733 adetle Denizli dokuzuncu, 47 bin 667 adetle Antalya onuncu olduğunu belirtti.

Şemsi Bayraktar, Mayıs 2018 itibarıyla bu illeri, 46 bin 885 ile Aydın, 42 bin 560 ile Afyonkarahisar, 41 bin 513 ile Tokat, 40 bin 221 ile Çorum, 39 bin 176 ile Sakarya, 38 bin 148 ile Şanlıurfa, 34 bin 704 ile Mersin, 34 bin 246 ile Gaziantep, 33 bin 724 ile Kütahya, 33 bin 588 ile Çanakkale, 33 bin 13 ile Yozgat, 32 bin 441 ile Muğla, 32 bin 184 ile Sivas, 31 bin 892 ile Edirne, 30 bin 481 ile Tekirdağ izledi.

Bayraktar, Mayıs ayında, Kastamonu'da 29 bin 907, Kayseri'de 29 bin 396, Diyarbakır'da 24 bin 528, Malatya'da 24 bin 201,  İstanbul'da 23 bin 658, Eskişehir'de 23 bin 220, Hatay'da 22 bin 755, Isparta'da 22 bin 317, Burdur'da 22 bin 51, Kahramanmaraş 21 bin 471, Bolu'da 21 bin 408, Nevşehir'de 21 bin 345, Amasya'da 20 bin 909, Kırklareli'nde 20 bin 711 traktör bulunduğunu bildirdi.

Trabzon'da 321, Rize'de 87 traktör bulunuyor

Traktör sayısının Kars'ta 19 bin 804, Erzurum'da 19 bin 783, Aksaray'da 19 bin 319, Uşak'ta 19 bin 43, Adıyaman'da 17 bin 491, Niğde'de 17 bin 301, Kocaeli'nde 17 bin 186, Osmaniye'de 16 bin 762, Çankırı'da 13 bin 872, Muş'ta 12 bin 545, Kırşehir'de 12 bin 86, Karaman 11 bin 812, Düzce'de 11 bin 750, Mardin'de 11 bin 208, Bilecik'te 10 bin 812, Ardahan'da 10 bin 684, Elazığ'da 10 bin 540 olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Zonguldak'ta 9 bin 640, Kırıkkale'de 9 bin 425, Van'da 9 bin 243, Sinop'ta 8 bin 924, Ağrı'da 8 bin 742, Erzincan'da 7 bin 316, Kilis'te 6 bin 155, Batman'da 5 bin 932, Karabük'te 5 bin 756, Bartın'da 5 bin 493, Iğdır'da 4 bin 733, Bitlis'te 3 bin 966, Gümüşhane'de 3 bin 695, Giresun'da 3 bin 264, Bayburt'ta 3 bin 159, Siirt'te 3 bin 87 Yalova'da 3 bin 14, Şırnak'ta 3 bin 3, Ordu'da 2 bin 542, Tunceli'de 1714, Artvin'de 1460, Bingöl'de 1194, Hakkari'de 1033 traktör var. Traktör sayısı Trabzon'da 321, Rize'de 87 adede kadar düşüyor.

Aylık ve yıllık artışta ilk üç: Manisa, Konya, İzmir

Tarımın en önemli iş makinası traktörün sayısı 2018 Mayıs ayı itibarıyla 4 bin 725 artışla 1 milyon 858 bin 291'den 1 milyon 863 bin 16'ya ulaştığını bildiren Bayraktar, "Traktör sayısı artışında da hem aylık hem yıllıkta Manisa, Konya, İzmir ilk üç sırayı aldı. Manisa'da traktör sayısı aylıkta 208, yıllıkta 3 bin 205, Konya'da aylıkta 180, yıllıkta 3 bin, İzmir'de aylıkta 177, yıllıkta 2 bin 594 adet arttı. Aylık traktör sayısı artışında Aydın 174 adetle dördüncü, 170 adetle Bursa beşinci, 154 adetle Ankara ve Gaziantep altıncı, 150 adetle İstanbul sekizinci, 142 adetle Antalya dokuzuncu, 119 adetle Sakarya onuncu oldu. Yıllık artışta Manisa, Konya ve İzmir'i 2 bin 398 ile Aydın, 2 bin 183 ile Ankara, 2 bin 23 ile Bursa, 2 bin 4 ile Gaziantep, 1839 ile Şanlıurfa, 1831 ile Antalya, 1829 ile Denizli izledi" dedi.

Mayıs ayında traktör sayısı Trabzon'da 1 adet artarken, Zonguldak ve Rize'de 1'er adet azaldı.
21 Haziran 2018 Perşembe

ÇKS kaydı için son gün 30 Haziran

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "ÇKS kaydı yaptırmayan çiftçiler desteklerden yararlanamıyor, tarım sigortası yaptıramıyor, düşük faizli kredi kullanamıyor"

-"Tarım alanlarının ÇKS kayıtlarının yapılması, çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerini sürdürmesine katkı sağlayan desteklerden yararlanabilmeleri için elzemdir"

-"Çiftçilerimizin yaşanması muhtemel herhangi bir doğal afet sonucu meydana gelebilecek zararları doğrultusunda, kredi borçlarının ertelenmesi veya afet sonrası yapılacak her türlü tarımsal desteklerden yararlanabilmesi için ÇKS kayıtlarını yaptırmaları gerekmektedir"

-"Çiftçilerimizin son haftada yaşanabilecek yoğunluğu göz önünde bulundurarak kayıtlarını bir an önce yaptırmalarında fayda var"


Ankara – 21.06.2018 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının 30 Haziran 2018 günü sona ereceğini bildirerek, "Çiftçilerimizin son haftada yaşanabilecek yoğunluğu göz önünde bulundurarak kayıtlarını bir an önce yaptırmalarında fayda var" diye konuştu.

Bayraktar, ülkemizde ÇKS'ye kayıt yapılabilecek 23 milyon 375 bin hektar tarım alanı bulunmasına rağmen, 2017 yılında ÇKS kaydı yapılan alanın 14 milyon 805 bin hektarla sınırlı kaldığını ifade etti.

Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:

"2017 yılında 8 milyon 570 bin hektar arazi, tarım yapılabildiği halde ÇKS dışında kalmıştır. Bu rakam 1 milyon 837 bin hektar olan Hollanda tarım alanının yaklaşık 4,5 katı büyüklüğündedir. Tarım alanlarının ÇKS kayıtlarının yapılması, çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerini sürdürmesine katkı sağlayan desteklerden yararlanabilmeleri için elzemdir. Tarım yapıldığı halde çeşitli gerekçelerle ÇKS kaydına engel teşkil eden sorunların çözümlenmesi de oldukça önemlidir."

-"ÇKS yaptırmayan üretici desteklerden yararlanamıyor"-

Bayraktar, ÇKS başvurusu yaptırmayan üreticilerin yıl içinde verilen mazot, kimyevi gübre, yem bitkileri ve prim uygulamaları başta olmak üzere çiftçiye verilen desteklerden yararlanamadığını hatırlattı. ÇKS başvurusu bulunmayan üreticilerin düşük faizli kredi kullanamadığını, tarım sigortasına başvuramadığını belirten Bayraktar, "Çiftçilerimizin yaşanması muhtemel herhangi bir doğal afet sonucu meydana gelebilecek zararları doğrultusunda kredi borçlarının ertelenmesi veya afet sonrası yapılacak her türlü tarımsal desteklerden yararlanabilmesi için ÇKS kayıtlarını yaptırmaları gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

-Son gün 30 Haziran-

ÇKS başvuruları için son günün 30 Haziran 2018 olduğunu hatırlatan Bayraktar, üreticilere, olası sıkıntıları göz önünde bulundurmalarını ve kayıt için son günü beklememelerini önerdi. ÇKS kaydını yaptırmayanların 2018 yılı desteklerinden faydalanamayacağını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Çiftçilerimiz, 30 Haziran 2018 tarihinden sonra sahip oldukları veya kiraladıkları tarım arazileri dışında yeni bir çiftçi ve arazi kaydı yapamayacak. Ancak çiftçiler, içinde bulunulan üretim yılında ÇKS'ye kayıtlı tarım arazileri üzerindeki üretim bilgilerinin güncellenmesi işlemini, üretim yılının 15 Temmuz-15 Ağustos 2018 tarihleri arasında yapabilecek. Mücbir sebeplerden kaynaklanan üretim bilgisi değişiklikleri de üretim yılı içinde yapılabilecek."

Bayraktar, ÇKS başvurularının, Ziraat Odalarından alınan çiftçi belgeleri ve diğer istenen belgeler ile tarım il ve ilçe müdürlüklerine yapılabileceğini hatırlattı.
19 Haziran 2018 Salı

Dereiçi Mahallesini Dolu vurdu

Detay:

İlçemize bağlı Dereiçi Mahallesinde Arefe günü yaşanan yoğun dolu yağışı büyük zarara sebep oldu. 

İlçeye bağlı mahallede gerçekleşen yoğun Dolu yağışı sonrasında mahallede ki tüm tarım alanlarında maddi hasar meydana geldi. 

Mahalle sakinleri yaşanan dolu yağışı sonrasında ürünlerinin büyük oranda zarar görmesinden dolayı devletten destek beklediklerini belirtti. 

Sırıstat Haber Merkezi ailesi olarak bayram öncesi yaşanan afetten dolayı tüm çiftlerimize geçmiş oldun dileklerimizle. 



18 Haziran 2018 Pazartesi

BÖLGEMİZDE YER YER KUVVETLİ SAĞANAK YAĞIŞ BEKLENİYOR!

Detay:

Yapılan son değerlendirmelere göre, bugün öğle saatlerinden itibaren Konya merkez ve batı ilçeleri (Doğanhisar, Seydişehir, Bozkır, Akşehir, Beyşehir, Hüyük, Tuzlukçu, Derebucak, Derbent, Ahırlı, Yalıhüyük, Hadim, Taşkent, Akören, Ilgın) ile Niğde'nin güney ve doğusunda (Ulukışla, Çamardı) yer yer kuvvetli (15-25 kg/m2) gökgürültülü sağanak yağışın olabileceği tahmin edildiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı vatandaşların ve ilgililerin dikkatli ve tedbirli olmaları gerekmektedir.

Başlama – Bitiş Zamanı        
18/06/2018 12.00 Lokal  -  18/06/2018 17.00 Lokal

Oluşması Muhtemel Riskler
Ani sel-Su Baskını – Heyelan-Yıldırım - Ulaşımda Aksamalar-Dolu-Tarımsal ürünlerde zarar

Değerlendirmeyi Yapan Merkez                
Meteoroloji 8.Bölge (Konya) Müdürlüğü Bölge
Tahmin ve Uyarı Merkezi (BTUM)


Yağış Şiddeti Sınıflandırması
Hafif Yağış                  :1 - 5 mm,
Orta Kuvvette Yağış :6 - 20 mm,
Kuvvetli Yağış           :21 - 50 mm,
Çok Kuvvetli Yağış   :51 - 75 mm,
Şiddetli Yağış             :76 - 100 mm,
Aşırı yağış                  :100 mm üzeri

 

 
13 Haziran 2018 Çarşamba

Ramazanın ikinci yarısında fiyatlar…

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Markette 8 üründe fiyat değişmezken, 21 üründe fiyat artışı, 12 üründe fiyat azalışı, üreticide 17 üründe fiyat değişmezken, 6 üründe fiyat artışı, 10 üründe ise fiyat azalışı görüldü"

-"Fiyatı markette en fazla düşen ürün kiraz, üreticide karpuz olurken, fiyatı en fazla artan ürünler içinde markette ve üreticide kuru soğan ve patates ilk iki sırayı aldı"

-"Üretici fiyatları marketlere yansımadı. Ramazan ayının ikinci yarısında fiyatı yüzde 19,23 gerileyen kabak tüketicide yüzde 7,18, fiyatı yüzde 10,71 düşen salatalık tüketicide yüzde 6,55, fiyatı yüzde 0,42 gerileyen kuzu eti tüketicide yüzde 0,87, fiyatı yüzde 0,17'ye inen dana eti tüketicide yüzde 0,58 yükseldi"

-"Havuç, maydanoz, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, Antep fıstığı, zeytinyağı, yumurta ve süt fiyatı üreticide değişmezken, tüketicide havuç yüzde 7,96, limon yüzde 7,29, nohut yüzde 2,68, yeşil mercimek yüzde 7,45, pirinç yüzde 4,30, kuru incir yüzde 3,61, fındık yüzde 2,41, süt fiyatı yüzde 1,93 arttı"

-"Karpuz 4,8 kat, elma 4,4 kat, kabak 4,2 kat, maydanoz 3,8 kat, kırmızı mercimek ve kuru kayısı 3,6 kat fazlaya tüketiciye satıldı"

-"Üreticide fiyatı artan ürünlerden kuru soğanda aşırı yağışlar yüzünden bazı üreticilerin soğan tarlalarını yeniden sürmek zorunda kalması nedeniyle arzdaki daralma fiyatları artırdı"

-"Patateste ise arzın sağlandığı bölgelerdeki verim düşüşü, hasat edilen ürün miktarının azalmaya başlaması fiyatlarda artışa yol açtı"

-"Sivri biberde ve domateste geçen ay dibe vuran fiyatların ardından toparlanma sürecine girilmesiyle birlikte fiyat artışı meydana geldi"

-"Yeşil soğanda hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata yansıdı"

-"Mevsim itibarıyla karpuzda hasat edilen ürün miktarındaki artışa bağlı olarak fiyatlarda düşüş meydana geldi"

-"Kiraz, şeftali gibi ürünlerde de benzer durumun söz konusu olması fiyatları düşürdü. Kirazdaki fiyat düşüşünde hasat edilen ürün

miktarındaki artışın yanı sıra aşırı yağış ve dolu nedeniyle meyvedeki çatlamalar ve bunun yol açtığı ihracattaki yavaşlama da etkili oldu"

-"Patlıcan, kabak, salatalık, yeşil fasulye gibi ürünlerde de hasat edilen ürün miktarındaki artışla birlikte fiyatlar geriledi"

 
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ramazan ayının ikinci yarısında markette 41, üreticide 33 ürünü takip ettiklerini bildirerek, "markette 8 üründe fiyat değişmezken, 21 üründe fiyat artışı,12 üründe fiyat azalışı, üreticide 17 üründe fiyat değişmezken, 6 üründe fiyat artışı, 10'inde ise fiyat azalışı görüldü. Fiyatı markette en fazla düşen ürün kiraz, üreticide karpuz olurken, fiyatı en fazla artan ürünler içinde markette ve üreticide kuru soğan ve patates ilk iki sırayı aldı" dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Ramazan ayının ikinci yarısındaki üretici ve tüketici fiyatlarını değerlendirdi.

Şemsi Bayraktar, market fiyatlarında, 30 Mayıs 2018-11 Haziran 2018 tarihleri arasında geçen 12 günlük süreçte, yumurta, maydanoz, kuru üzüm, zeytinyağı, yoğurt, toz şeker, elma ve yeşil soğan fiyatlarının değişmediğinin görüldüğünü bildirdi.

Markette fiyat düşüşünün yüzde 26,56 ile en fazla kirazda meydana geldiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

"Kirazdaki fiyat düşüşünü yüzde 8,23 ile şeftali, yüzde 7,73 ile kuru kayısı izledi. Fiyat düşüşü marulda yüzde 7,34, yeşil fasulyede yüzde 7,28, patlıcanda yüzde 7,11, kuru fasulyede yüzde 3,70, karpuzda yüzde 3,01, Antep fıstığında yüzde 1,14, mısırözü yağında yüzde 0,97, kırmızı mercimekte yüzde 0,27, tereyağında yüzde 0,16 oldu.

Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 12,17 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 9,76 ile patates, yüzde 8,31 ile çilek takip etti. Fiyat artışı havuçta yüzde 7,96, yeşil mercimekte yüzde 7,45, limonda yüzde 7,29, kabakta yüzde 7,18, salatalıkta yüzde 6,55, pirinçte yüzde 4,30, sivri biberde yüzde 3,91, kuru incirde yüzde 3,61, tavuk etinde yüzde 2,89, nohutta yüzde 2,68, fındıkta yüzde 2,41, sütte yüzde 1,93, domateste yüzde 1,40, kuzu etinde yüzde 0,87, ayçiçeği yağı ve kaşar peynirinde yüzde 0,63, dana etinde yüzde 0,58, beyaz peynirde yüzde 0,49 düzeyinde gerçekleşti."

 

-Ramazan ayının ikinci yarısında üretici fiyatları-

 

Ramazan ayının ikinci yarısında üretici fiyatlarında, havuç, maydanoz, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, Antep fıstığı, zeytinyağı, yumurta ve süt fiyatlarında değişim olmazken, fiyat düşüşünün üreticide yüzde 22,22 ile en fazla karpuzda görüldüğünü belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Karpuzdaki fiyat düşüşünü yüzde 21,05 ile patlıcan, yüzde 19,23 ile kabak takip etti. Bu ürünleri, fiyat düşüşünde, yüzde 16,67 ile kiraz, yüzde 10,71 ile şeftali ve salatalık, yüzde 7,41 ile marul, yüzde 6,25 ile yeşil fasulye, yüzde 0,42 ile kuzu eti, yüzde 0,17 ile dana eti izledi.

Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 45,83 ile kuru soğanda meydana geldi. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 30,95 ile patates, yüzde 23,81 ile yeşil soğan takip etti. Bu ürünlerin ardından fiyat artışları sivri biberde yüzde 17,65, domateste yüzde 7,95, kuru üzümde yüzde 5, çilekte yüzde 4,29 oldu."

 

-"Üretici fiyatları marketlere yansımadı"-

 

Üretici fiyatlarının marketlere yansımadığını, Ramazan ayının ikinci yarısında üreticide fiyatı yüzde 19,23 gerileyen kabağın tüketicide yüzde 7,18, üreticide fiyatı yüzde 10,71 düşen salatalığın tüketicide yüzde 6,55, üreticide fiyatı yüzde 0,42 gerileyen kuzu etinin tüketicide yüzde 0,87, üreticide fiyatı yüzde 0,17'ye inen dana etinin tüketicide yüzde 0,58 yükseldiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Fiyat karpuzda üreticide yüzde 22,22, patlıcanda yüzde 21,05, kirazda yüzde 16,67, şeftalide yüzde 10,71, marulda yüzde 7,41, yeşil fasulyede yüzde 6,25 azalırken, tüketicide gerileme sırasıyla karpuzda yüzde 3,01, patlıcanda yüzde 7,11, şeftalide yüzde 8,23'de kalmıştır.

Marulda yüzde 7,73, yeşil fasulyede yüzde 7,28 ve kirazda yüzde 26,56 düşüşle tüketici fiyatlarındaki düşüş üretici fiyatlarındaki düşüşün üzerine olmuştur.

Havuç, maydanoz, limon, elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, kuru incir, fındık, Antep fıstığı, zeytinyağı, yumurta ve süt fiyatı üreticide değişmezken, tüketicide havuç yüzde 7,96, limon yüzde 7,29, nohut yüzde 2,68, yeşil mercimek yüzde 7,45, pirinç yüzde 4,30, kuru incir yüzde 3,61, fındık yüzde 2,41, süt fiyatı yüzde 1,93 arttı.

Maydanoz, elma, zeytinyağı, yumurta fiyatı üreticide olduğu gibi değişmedi.

Sadece üreticide fiyatı değişmeyen kuru kayısı, kuru fasulye, Antep fıstığı kırmızı mercimek market fiyatında sırasıyla yüzde 7,73, yüzde 3,70, Antep fıstığı yüzde 1,14, kırmızı mercimek yüzde 0,27 düşüş görüldü."

 

-Üretici market fiyat farkı-

 

Ramazan ayının sonuna geldiğimiz ortamda üretici ve market fiyatları arasındaki farkın yüzde 377,38 ile en fazla karpuzda görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"Karpuzdan sonra fiyat farkı sırasıyla, elmada yüzde 339,57, kabakta yüzde 320,32, maydanozda yüzde 284,62, kırmızı mercimekte yüzde 259,64, kuru kayısıda yüzde 255,19 oldu.

Karpuz 4,8 kat, elma 4,4 kat, kabak 4,2 kat, maydanoz 3,8 kat, kırmızı mercimek ve kuru kayısı 3,6 kat fazlaya tüketiciye satılmaktadır.

Üreticiden 42 kuruşa alınan karpuz 2 lira 1 kuruşa, 1 lira 23 kuruş olan elma 5 lira 41 kuruşa, 70 kuruş olan kabak 2 lira 94 kuruşa, 33 kuruş olan maydanoz 1 lira 25 kuruşa, 2 lira 3 kuruş olan kırmızı mercimek 7 lira 30 kuruşa, 9 lira olan kuru kayısı 31 lira 97 kuruşa tüketiciye ulaşmaktadır."

 

-Fiyat değişimlerinin nedenleri-

 

Üreticide fiyatı artan ürünlerden kuru soğanda arzın Çukurova'dan, patateste arzın ise Hatay Reyhanlı, Adana Yüreğir ve İzmir Ödemiş'ten sağlandığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Aşırı yağışlar yüzünden bazı üreticilerin soğan tarlalarını yeniden sürmek zorunda kalması nedeniyle arzdaki daralma fiyatları artırdı.

Patateste ise arzın sağlandığı bölgelerdeki verim düşüşü, hasat edilen ürün miktarının azalmaya başlaması fiyatlarda artışa yol açtı.

Kuru soğan ve patatesi genel olarak değerlendirdiğimizde belirttiğimiz faktörlerin yanı sıra ara bir dönem olması nedeniyle arzın kısıtlı bir bölgeden sağlanmış olması fiyatları yükseltmektedir.

Sivri biberde ve domateste geçen ay dibe vuran fiyatların ardından toparlanma sürecine girilmesiyle birlikte fiyat artışı meydana geldi.

Yeşil soğanda hasat edilen ürün miktarındaki azalma fiyata yansıdı.

Üreticide fiyatı en fazla düşen ürün karpuz oldu. Mevsim itibarıyla karpuzda hasat edilen ürün miktarındaki artışa bağlı olarak fiyatlarda düşüş meydana geldi.

Kiraz, şeftali gibi ürünlerde de benzer durumun söz konusu olması fiyatları düşürdü. Kirazdaki fiyat düşüşünde hasat edilen ürün miktarındaki artışın yanı sıra aşırı yağış ve dolu nedeniyle meyvedeki çatlamalar ve bunun yol açtığı ihracattaki yavaşlama da etkili oldu.

Patlıcan, kabak, salatalık, yeşil fasulye gibi ürünlerde de hasat edilen ürün miktarındaki artışla birlikte fiyatlar geriledi."
31 Mayıs 2018 Perşembe

KOP KIRSAL ve KOP TEYAP Mali Destek Çağrıları Devam Ediyor

Detay:

KOP'tan Tarımsal Üretime Mali Destek

Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, KOP Tarımsal Eğitim ve Yayım Projesi (KOP TEYAP) ve KOP Kırsal Kalkınma Programı kapsamında 2018 Yılı Mali Destek Çağrı Programları için başvuru rehberleri yayınladı. Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden oluşan KOP Bölgesinin tarımsal üretimine destek için başlatılan çağrı programları için başvurular internet üzerinden alınmaya devam ediyor.  

KOP Kırsal Kalkınma Programı Mali Destek Çağrısı

Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, KOP Kırsal Kalkınma Programı kapsamında, bölgedeki kırsala yatırım yapmak için 2018 yılında da mali desteğini sürdürüyor. Bölgenin, göç veren kırsalının, tarım, hayvancılık ve tarım dışı sektörlerde söz sahibi olması için bu alanlardaki yatırım projelerini destekleyen KOP İdaresi Aksaray, Karaman, Konya ve Niğde illeri için 2018 yılı mali destek çağrısına çıktı.

KOP İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, Kalkınma Bakanlığının öncülüğünde hazırlanan KOP Eylem Planı ile tarımdan ulaştırmaya, hayvancılıktan eğitim ve enerjiye kadar birçok sektörde bölge illerinin önemli kaynak tahsislerine kavuştuğunu belirterek, Eylem Planında yer alan KOP Kırsal Kalkınma Programı ile 2016 yılında bölgeye yaklaşık 4 milyon TL, 2017 yılında 17 milyon TL olmak üzere 45 proje için toplamda 21 Milyon TL kaynak tahsis edildiğini vurgulayarak şunları söyledi:

"KOP Kırsal Kalkınma Programı kapsamında modern altyapılar güçlü üretim kapasitesi ile dünya standardında ve etkin üretim yapan; istihdam düzeyi yüksek, geliri ülke ortalamasının üzerinde, rekabet ve örgütlenme gücü gelişmiş, pazarlama ağları ulusal ve uluslararası alanda yaygın ve fonksiyonel, sosyal ve fiziki altyapısı sağlam, refah düzeyi yüksek ve kentsel alanlarla bütünleşik bir KOP Bölgesi kırsalı oluşturmayı amaçlıyoruz. Mali destek programına KOP İlleri Valilikleri, Kaymakamlıkları, Üniversiteleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Orman Müdürlükleri, Araştırma Kuruluşları, İl Özel İdareleri ve Büyükşehir Belediyesi başvurabilecektir. KOP Kırsal Kalkınma Programı için sağlanacak mali destek en az 100 bin TL en fazla ise 3 milyon TL olarak belirlenmiştir. Bu vesileyle her projemizde olduğu gibi bu programda da katkı ve desteklerini esirgemeyen başta Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan olmak üzere projeleriyle katkı sağlayan tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyor, çağrı programlarımızın hayırlı olmasını diliyorum."

KOP TEYAP Mali Destek Çağrısı

Konya Ovası Projesi (KOP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, KOP Tarımsal Eğitim ve Yayım Projesi (KOP TEYAP) kapsamında, bölgedeki tarımsal faaliyetlere yönelik eğitim ve yayım hizmetlerinin etkinliğinin artırılması için 2018 yılında da mali desteklerini sürdürüyor.

KOP İdaresi Başkanı İhsan Bostancı, bölgedeki tarım ve hayvancılık alanında faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları, eğitim kurumları, sivil toplum kuruluşları ve tüm çiftçilerin beşeri kapasitelerinin artırılmasını amaçlayan KOP TEYAP ile bugüne kadar 9 milyon liraya yakın kaynak aktarımının yapıldığını söyledi. Aksaray, Karaman, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde ve Yozgat illerinden oluşan KOP Bölgesinin, tarımsal faaliyetlerde söz sahibi olması için bu alanlardaki eğitim ve yayım alanındaki projeleri desteklemek için 2018 yılı mali destek programına çıktıklarını vurgulayan Başkan Bostancı konuşmasını şöyle sürdürdü;

"KOP TEYAP ile amacımız Valilikler, Kaymakamlıklar, Üniversiteler, GTHB Müdürlükleri, DSİ Müdürlükleri, Orman Müdürlükleri, Araştırma Kuruluşları, Belediyeler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları aracılığıyla; örgütlü çiftçiler önceliğinde tüm çiftçilerin beşeri kapasitelerinin artırılmasına katkıda bulunmaktır. Üst limiti 400 bin liraya kadar olan projelerin destekleneceği 2018 Yılı Mali Destek Programında, 'Bitkisel üretimde toprak ve su kaynaklarının etkin ve sürdürülebilir kullanımının sağlanmasına yönelik eğitim ve yayım faaliyetleri' birinci öncelikli destekleme konusu olarak belirlenmiştir. 'Kırsal Dezavantajlı alanlardaki tarımsal verimliliğinin artırılmasına yönelik yapılacak eğitim ve yayım faaliyetleri' ve 'Hayvansal üretimde verimliliğin ve kalitenin arttırılmasına yönelik eğitim ve yayım faaliyetleri' ise ikinci öncelikli konu başlıkları olarak belirlendi. Başvurular internet üzerinden alınmaya devam ediyor."

KOP Kırsal Kalkınma Programı ve KOP TEYAP 2018 yılı Mali Destek Çağrısı başvuruları proje.kop.gov.tr internet adresinden 8 Haziran 2018 tarihine kadar yapılabilecek.

 
22 Mayıs 2018 Salı

Çitçilere 2018 yılı Desteklemeleri

Detay:

Çitçilere 2018 yılı içerisinde desteklenmesi planlanan desteklemeler aşağıdaki gibidir. Şartları taşıyan çiftçilerimiz desteklemelerin açıklamasında yer alan başvuru yerlerine ilgili başvuru tarihleri arasında başvuru yapabilirler. 

4 Ay ve Üzeri Buzağı Desteği 350 TL / Baş 
1. Dönem Başvuru 02.07.2017 - 31.08.2018 
2. Dönem Başvuru 02.05.2019 - 01.07.2019 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir. 

Soy Kütüğüne Kayıtlı Buzağı Desteği 500 TL / Baş
1. Dönem Başvuru 02.07.2017 - 31.08.2018 
2. Dönem Başvuru 02.05.2019 - 01.07.2019 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir. 

Döl Kontrollü Boğanın Yavrusu ilave  Desteği 50 TL / Baş
1. Dönem Başvuru 02.07.2017 - 31.08.2018 
2. Dönem Başvuru 02.05.2019 - 01.07.2019 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir. 

Anaç Manda Desteği  250 TL / Baş 
Başvuru 01.11.2018 - 31.12.2018 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir.  

Anaç Manda Desteği (Soy Kütüğüne Kayıtlı ise) 400 TL / Baş 
Başvuru 01.11.2018 - 31.12.2018 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir.  

Malak Desteği  Desteği 150 TL / Baş
1. Dönem Başvuru 01.11.2018 - 31.12.2018 
2. Dönem Başvuru 01.06.2019 - 01.07.2019 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir. 

Malak Desteği  Desteği 400 TL / Baş
1. Dönem Başvuru 01.11.2018 - 31.12.2018 
2. Dönem Başvuru 01.06.2019 - 01.07.2019 
İlçe Tarım Müdürlükleri ve Damız Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye olanlar başvurabilir. 

Besi Desteği (Erkek Sığır) 250 TL / Baş 
Başvuru  11.01.2019 tarihine kadar başvurulabilir. 
Kırmızı Et Üreticileri Birliği

Arılı Kovan Desteği 10 TL / Kovan
Başvuru 20.07.2018 Tarihine Kadar 
Arı Yetiştiricileri Birliğine

Ana Arı Desteği 15 TL 
Başvuru 20.07.2018 Tarihine Kadar 
Arı Yetiştiricileri Birliğine

Damızlık Ana Arı Desteği 40 TL
Başvuru 20.07.2018 Tarihine Kadar 
Arı Yetiştiricileri Birliğine

Damızlık Koyun Keçi Desteklemesi 25 TL / Baş 
Başvuru 01.09.2018 - 02.11.2018 Tarihleri arasında
Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğine

Çiğ Süt Desteklemesi ? TL / Dönem (Dönemler Halinde Bakanlık belirleyecek)
Her aya ait çiğ süt satım belgesini takip eden ay içerisinde birliğe teslim edilir. 
Başvurular Bağlı Olduğu Birliğe 

Çoban İstihdam Desteği 5.000 TL 
Başvuru 01.06.2018 - 31.12.2018 
İlçe Tarım Müdürlüklerine

20 Mayıs 2018 Pazar

21 Mayıs Dünya Süt Günü

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve ihracat artırılmalıdır"

-"Büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün, istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür"

-"Süt hayvancılığı et hayvancılığının da temelidir. Ana varsa dana vardır. Et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığı sağlamaktadır"

-"Üretici 1 litre süt sattığında en az 1,5 kilogram yem alabilmelidir. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmelidir"

-"Dönemin bakanı ve başbakanı ile görüşerek kurdurduğumuz Et ve Süt Kurumu'nun devrede olması, çiğ süt fiyatlarındaki daha fazla düşmeyi önlüyor"

Ankara – 20.05.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, insan sağlığı için kıymetli bir ürün olan sütün, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünü olduğunu belirterek, "2017 yılında ülkemizde toplam 20,7 milyon ton süt üretilmiştir. Süt üretiminde arz fazlasının önüne geçmek için tüketim ve ihracat artırılmalıdır" dedi.

Bayraktar, 21 Mayıs Dünya Süt Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, düzenli içildiğinde sütün, bebeklikten yaşlılığa, bireyin zihinsel ve fiziksel gelişimine, vücudun güçlenmesine ve sağlığın korunmasına katkı sağlayan bir gıda olduğunu vurguladı. Bundan dolayı Sağlık Bakanlığı'nın, bireylerin günlük olarak tüketmesi gereken süt miktarını en az 2 su bardağı olarak önerdiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Süt, sadece hayvancılık sektörü için değil tarım için de en önemli ürünlerinden biridir. Bilhassa büyükbaş hayvancılığın ayakta kalabilmesi, kırmızı et üretiminde sıkıntı yaşanmaması ancak sütün istikrarlı, yeterli ve güvenceli bir pazara sahip olmasıyla mümkündür. Söz konusu şartlara uygun bir pazarın oluşması ise ancak istikrarlı bir tüketim ve buna bağlı bir üretimle sağlanabilir.

Toplam süt üretimi 2017 yılında 20,7 milyon ton olurken, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı aynı yıl 9 milyon 214 bin tondan 9 milyon 112 bin tona indi. 2014 yılında 348 milyon dolara kadar çıkan ihracat 2017 yılında 336 milyon dolar oldu."

-Süt fiyatları-

Süt hayvancılığının et hayvancılığının da temeli olduğuna dikkati çeken Bayraktar, "ana varsa dana vardır. Et hayvancılığının materyalini süt hayvancılığı sağlamaktadır. Üretici 1 litre süt sattığında en az 1,5 kilogram yem alabilmelidir. Buna göre üreticinin eline litrede 1 lira 89 kuruş geçmelidir. Üreticinin sattığı sütün ülke ortalaması litrede 1 lira 38 kuruştur. Litresi 1 lira 5 kuruştan süt satılan illerimiz bile vardır. Çiğ süt fiyatları artırılmalıdır" dedi.

-"Piyasa istikrarı açısından Et ve Süt Kurumu çok önemli"-

 

Piyasa istikrarı açısından Et ve Süt Kurumu'nun müdahale kurumuna dönüştürülmesinin önemli bir gelişme olduğunu bildiren Bayraktar, "hayvancılığımızın gelişmesine ve sorunlarının çözümlenmesine önemli katkı sağlayacağına inandığımız ve her platformda dile getirdiğimiz 'müdahale kurumunun' oluşturulmasıyla ilgili talebimizin dikkate alındı. Dönemin bakanı ve başbakanı ile görüşerek kurdurduğumuz Et ve Süt Kurumu'nun devrede olması, çiğ süt fiyatlarındaki daha fazla düşmeyi önlüyor. Eğer taleplerimiz yerine getirilmeseydi, böyle bir kurum oluşturulmamış olsaydı piyasaya nasıl müdahale edilecekti? Zaman zaman yaşanan sorunlara nasıl bir çözüm üretilecekti" ifadelerini kullandı.

 

-Süt tüketimini artırmak için yapılması gerekenler-

 

Sağlık açısından son derece değerli bir ürün olan sütün, tüm yaş gruplarında tüketiminin artırılması için kampanyalar düzenlenmesi gerektiğini belirten Bayraktar, süt tüketimini artıracak önerileri aşağıdaki gibi sıraladı:

"Süt tüketimini artırmak için önemli bir enstrüman olan okul sütü programı; tüm yıla yayılmalı, okulların açılmasından kapanmasına kadar sürdürülmelidir. Ortaokul ve liselerde de yaygınlaştırılmalıdır. Peynir ve yoğurt gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmelidir.

Bütün kamu kurum ve kuruluşlarında süt ve süt ürünleri tüketimi artırmalıdır.

Öğrenci yurtlarında, askeri birliklerde, cezaevlerinde, çocuk esirgeme kurumlarında süt ve süt ürünleri tüketimi özendirilmelidir.

Belediyeler eliyle süte ulaşması zor olan düşük gelirlilere yönelik süt kampanyaları düzenlenmelidir. Ayrıca, belediyeler, halka makul fiyatlı süt ve süt ürünleri sağlamalıdır.

Kamplarda kalan mülteci ve sığınmacılara süt ve süt ürünleri dağıtımı artırılmalıdır.

Sütün sağlığa olan faydaları da dikkate alınarak, kişi başına düşen süt tüketiminin gelişmiş ülkelerin seviyelerine çıkarılması için toplumsal bilinci artıracak eğitim çalışmalarına da ağırlık verilmelidir."

 

-Sektör için yapılması gerekenler-

           

Bayraktar, sektörün istikrara kavuşması, sürdürülebilir bir üretime ulaşması için yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

"Üretimin sürdürülebilirliğini sağlamak için çiğ süt/yem paritesinin en az 1,5 olması için gereken tedbirler alınmalıdır.

Hayvancılık destekleri artarak devam etmelidir.

Son dönemde artan döviz kurları nedeniyle yem fiyatlarında önemli oranlarda artış olmuştur. Sürekli artan yem fiyatları için gereken tedbirler alınmalıdır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kesif yemdeki fiyat artışını dikkate alarak çiğ süt prim desteklerini, yılın ilk 3 ayını kapsayacak şekilde sıcak süt için 3 kuruştan 5 kuruşa, soğuk süt için 6 kuruştan 10 kuruşa, örgütler aracılığıyla pazarlanan soğuk süt için 7 kuruştan 12 kuruşa çıkarma ve süt üreticilerine toplamda 270 milyon liralık prim desteği verme kararı yerinde bir uygulama olmuştur.

Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmeli, başta şap, brusella, tüberküloz olmak üzere birçok hastalıkla mücadele için bütçeden yeterli kaynak aktarılmalıdır.

Süt ve süt ürünleri ihracatı destekleyici politikalar uygulanmalı, sektörün ihracat odaklı çalışması sağlanmalıdır."

Süt üreticileri başta olmak üzere herkesin "Dünya Süt Günü"nü kutlayan Bayraktar, üretenin hak ettiği kazancı elde ettiği, tüketenin ise rahatça süt içip süt ürünlerini tüketebildiği günler diledi.
15 Mayıs 2018 Salı

15 Mayıs Dünya İklim Günü

Detay:

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-"Özellikle sanayideki hızlı gelişim ve insan faaliyetleri sonucu

atmosfere verilen sera gazlarındaki artış ile günümüzde iklim

değişikliği kavramı daha önemli hale gelmiştir"

-"Ülkemiz iklim değişikliği etkilerinin yoğun hissedileceği

Doğu Akdeniz Havzası'nda yer almaktadır"

-"Son yıllarda artan doğal afetler, ülkemizde iklim değişikliği yaşandığının bir göstergesidir"

-"Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre zarar oluşturan meteorolojik olağanüstü olay sayısı 1963 yılında 329 iken,

2015'te 781, 2016'da 654, 2017'de 598 olmuştur"

-"İklim değişikliğinin etkisiyle afetlerin artması, tarımsal faaliyetleri

riske atmaktadır. Artan doğal afetlerin tarım sektörüne verdiği

zararların azaltılması, beklenen afetlere karşı önlem alınabilmesi

artık daha önemlidir"

-"İklim değişikliğinden en ağır biçimde etkilenecek olan yoksul

kesimlerin ve küçük çiftçilerin korunması ve desteklenmesi için

kalıcı politikalar geliştirilmelidir"

-"Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yaşanan doğal afetlerin tarım sektörüne ve üreticilerimize verdiği zararları sıkı bir şekilde takip etmekteyiz"

 

Ankara – 15.05.2018 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, özellikle sanayideki hızlı gelişim ve insan faaliyetleri sonucu atmosfere verilen sera gazlarındaki artış ile günümüzde iklim değişikliği kavramının daha önemli hale geldiğini, Türkiye'nin de iklim değişikliği etkilerinin yoğun hissedileceği Doğu Akdeniz Havzası'nda yer aldığını bildirdi.

Bayraktar, 15 Mayıs Dünya İklim Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin yalnızca coğrafyalar üzerinde değil, insan yaşantıları üzerinde de önemli bir faktör olduğunu söyledi.

İklimde meydana gelen değişimlerin tarih boyunca uygarlıkları derinden etkilediğini ifade eden Bayraktar, "Özellikle sanayideki hızlı gelişim ve insan faaliyetleri sonucu atmosfere verilen sera gazlarındaki artış ile günümüzde iklim değişikliği kavramı daha önemli hale gelmiştir. İklim değişikliğinin çok ciddi çevresel ve sosyo-ekonomik sonuçlara yol açabilecek çok yönlü ve karmaşık bir sorun olduğu ve bunların sebep olacağı etkilerin gelecek nesillerin yaşamını tehdit eden bir unsur olacağı bilinmektedir" diye konuştu.

 

-Akdeniz Havzası'nda, yağışların azalması ve kuruma belirtileri-

 

İklim değişikliği konusunda yürütülen uluslararası düzeyde çalışmalara dikkat çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"Bu konuda çalışan Hükümetlerarası iklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarında, iklim sistemindeki ısınmanın kesin ve 1950'lerden beri gözlenen değişikliklerin çoğunun bin yıllık bir zaman dilimine kadar benzeri görülmemiş düzeyde olduğu belirtilmektedir.

Yine hazırlanan raporlarda iklim değişikliği nedeniyle, 2030 yılı senaryolarına göre artacak olan olası tehlikeler; sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışlar şeklinde sıralanmıştır.

Türkiye de iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun hissedileceği Doğu Akdeniz Havzası'nda yer almaktadır. IPCC'nin raporlarında iklim değişikliği karşısında en hassas bölgelerden birisi olarak belirtilen Akdeniz Havzası'nda, yağışların azalması ve kuruma belirtilerine dikkat çekilmiştir.

Ülkemizde iklim değişikliği konusunda çalışmalar yapılmakla birlikte Türkiye'nin Akdeniz Havzası'nda yer alması konuya daha fazla önem verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, iklim, iklimdeki değişiklik ve değişebilirliklerin izlenmesi ile iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı yürütülecek olan uyum konuları oldukça önemlidir."

 

-"2017 yılında 598 olağanüstü meteorolojik olay gerçekleşmiştir"

 

Son yıllarda artan doğan afetlerin, ülkemizde iklim değişikliği yaşandığının bir göstergesi olduğunu söyleyen Bayraktar, şu bilgileri verdi:  

"Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) sıcaklık verilerine göre, 1981-2010 yılları arası normal sıcaklık değeri 13,5 derece olarak tespit edilmiştir. 2017 yılı Türkiye ortalama sıcaklığı ise 14,2 derece gerçekleşerek, Türkiye ortalama sıcaklıklarının 0,7 derece üzerine çıkmıştır. Bu sonuçla 2017 yılı, 1961 yılından itibaren yapılan ölçümler dikkate alındığında Türkiye için en sıcak 9'uncu yıl olmuştur.

İklim değişikliğinin etkileri ile son yıllarda maksimum sıcaklık değerlerinin artması, yağışların şiddetli ve belirli bölgelerde yoğunlaşarak gerçekleşmesi, ani sıcaklık değişikliklerinin yaşanması doğal afet sayısının artmasına neden olmuştur.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 1940-2009 yılları arasında zarar oluşturan meteorolojik olağanüstü olay sayısı 1963 yılında 329 olay olarak tespit edilmişken, 2009 yılından itibaren olağanüstü meteorolojik olaylar artış göstermiştir. 2009 yılında 461, 2010 yılında 555, 2011 yılında 324, 2012 yılında 538, 2013 yılında 461, 2014 yılında 500, 2015 yılında 781, 2016 yılında 654, 2017 yılında 598 olağanüstü meteorolojik olay gerçekleşmiştir.

2017 yılında zarar oluşturan meteorolojik olağanüstü olayların oransal dağılımı ise fırtına ve hortum yüzde 36, şiddetli yağış ve sel yüzde 31, dolu, yüzde 16, kuvvetli kar yüzde 7, yıldırım yüzde 4, çığ ile don yüzde 1,5 ve diğerleri yüzde 1 den küçük olarak gerçekleşmiştir."

 

-"Afetlerin artması, tarımsal faaliyetleri riske atmaktadır"-

 

Artan doğal afet olaylarının tarım ürünlerine verdiği zarara dikkat çeken Bayraktar, "iklim değişikliğinin etkisiyle afetlerin artması, tarımsal faaliyetleri riske atmaktadır. Artan doğal afetlerin tarım sektörüne verdiği zararların azaltılması, beklenen afetlere karşı önceden önlem alınabilmesi, artık daha önemlidir" ifadelerini kullandı.

Tarımın iklim koşullarına bağlı olarak yürütülen bir faaliyet olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

"Yapılan bilimsel çalışmalar ve ürün bazındaki senaryolar, bugüne kadarki tablonun daha da olumsuza gideceği yönündedir.  

Bu gerçeklerden hareketle Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak yaşanan doğal afetlerin tarım sektörüne ve üreticilerimize verdiği zararları sıkı bir şekilde takip etmekteyiz. Birliğimizce her yıl üretim dönemi başlangıcından sonuna kadar; üreticinin karşılaştığı afetler takip edilmekte, afet sonrası üretici ziyaretleri gerçekleştirilmekte, neden olan zararlara ilişkin hasar tespit çalışmaları yapılmakta, ortaya çıkan sonuçlar hasar tespit raporu olarak ilgili kurumlara iletilerek, çiftçilerimizin mağduriyetine çözüm yolları aranmaktadır.

İklim değişikliğinin etkilerinden erken ve en ağır biçimde etkilenecek olan yoksul kesimlerin ve küçük çiftçilerin korunması ve desteklenmesi için kalıcı politikalar geliştirilmelidir."
14 Mayıs 2018 Pazartesi

Köse; 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü Kutlu olsun.

Detay:

Bozkır Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ali Köse, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü nedeniyle kutlama mesajı yayınladı. 

14 Mayıs gününün bütün dünyada 'Çiftçiler Günü' olarak kutlandığını dile getiren Köse, "Ülkemizde de bu önemli gün kutlanmaktadır. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çiftçilerimizin sorunları ve sıkıntıları elbette vardır. Hem gelişen hem de gelişmekte olan ülkelerde gıda üretiminde tarım en temel unsurdur. Dünya üzerinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hiç birisi tarımı göz ardı ederek kalkınmamışlardır. Tarım en önemli sektörler arasında her zaman yerini almıştır. Beslenmemizi sağlayan, bizi aç bırakmayan, bütün zor şartlarda yağmur, çamur demeden çalışan çiftçilerimizin, emekçilerimizin alın terlerine saygı duyulmalı ve gereken önem verilmelidir. Çiftçilerimiz alın terlerinin karşılığını çoğu zaman alamamaktadırlar. Son yıllarda stratejik değeri daha iyi anlaşılan tarım sektörünün en zor şartlarda çok büyük emekler vererek üretim yapan değerli çiftçilerimizin sayesinde ülkemizin ekonomik büyüme sağladığı bilinmektedir. Tarım sektörü önemli sayıda istihdamda sağlamaktadır" dedi.

Çiftçilerin toplumsal yapı ve ülke ekonomisinin içerisindeki yeri ve rolünün çok önemli olduğunu da vurgulayan Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Köse, bu aşamada çiftçilerin yaşadığı sorunlara yönelik uzun vadeli çözümlerin üretilmesi gerektiğini kaydetti. Köse, "14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününde ülkemizin kalkınmasında önemli rolü olan ve nasırlı elleriyle toprağa hayat veren tüm çiftçilerimizin bu anlamlı gününü kutlar; bol, bereketli bir yıl geçirmelerini dilerim'' şeklinde açıklamalarda bulundu.