13 Ocak 2015 Salı

Çiftçimizi 2015 de afetlerle karşıladı…

Detay:


​-Çiftçimizi 2015 de afetlerle karşıladı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2013-2014 üretim döneminde kuraklık ve don başta olmak üzere hemen bütün afetleri yaşayan çiftçimiz, bu üretim sezonuna da afetlerle başladı"
-"Doğal afetler devam ediyor. 31 Aralık'tan sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir" 
-"Ülke genelinde görülen kar yağışı hububat üretim bölgelerinde çiftçilerin yüzünü güldürürken, aşırı yağış, su baskını ve kar, tarlada ürünü olan çiftçilerimizin afet 
yaşamasına neden oldu"
-"Son bir ayda meydana gelen aşırı yağmur ve su baskınları, Muğla Ortaca'da narenciye, Edirne'de çeltik ve mısır, Aydın İncirliova, Germencik ve Söke'de 
buğday, mısır, yem bitkilerinde, Manisa ve Sakarya'da sebzelere zarar verdi. Manisa'da zeytinlikler zarara uğradı"
-"Aşırı kar yağışı, Bilecik ile Eskişehir Mihalgazi, Sarıcakaya Tepebaşı ve İnönü'nde, Kütahya Simav ve Bursa İnegöl'de seralara ve kışlık sebzelerde zarara yol açtı"
-"Manisa ve Aydın'da besi çiftlikleri zarar gördü. Manisa ve Sakarya'da, nehir taşması, kar yağışı yüzünden çatı çökmesi gibi nedenlerle yüzbinlerce kanatlı telef oldu"
-"Hortum, Hatay'da seralara zarar verdi, domates ve biberler zarar gördü. Bursa Mudanya'da aşırı kar yağışı zeytin ve meyve ağaçlarına zarar verdi"
-"İzmir'de aşırı soğuk ve don afeti ağaçta kalan narenciyelere ve zeytinlere zarar verdi. Satsuma mandalina üretiminin yoğun olarak yapıldığı Gümüldür, Ürkmez ve Seferihisar'da mandalinalar hasat edilemez duruma geldi"
-"Üreticilerimiz, tarım sigortalarını mutlaka yaptırmalı. Sigorta son kabul tarihlerini kaçırmadan sigorta şirketlerine başvurmalılar"  
-"Çiftçimizin en fazla zarar gördüğü kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski de sigorta kapsamına alınmalıdır"

Ankara – 11.01.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim döneminde kuraklık ve don başta olmak üzere hemen bütün afetleri yaşayan çiftçilerin, bu üretim sezonuna da afetlerle başladığını bildirerek, "çiftçimizi 2015 de afetlerle karşıladı. Ülke genelinde kar yağışı hububat üretim bölgelerinde çiftçilerin yüzünü güldürürken, aşırı yağış, su baskını ve kar tarlada ürünü olan çiftçilerimizin afet yaşamasına neden oldu" dedi.

Doğal afetlerin devam ettiğine dikkati çeken Bayraktar, 31 Aralık 2014 tarihinden sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin kredi borçlarının da ertelenmesi gerektiğini belirtti.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ülkemizde son yıllarda kuraklık, aşırı yağış, sel, dolu, don, fırtına, hortum, su baskını gibi ardı arkası kesilmeyen afetlerin çiftçinin peşini bırakmadığını bildirdi. Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim döneminde kuraklık ve don başta olmak üzere, fırtına, dolu, sel, aşırı yağış, su baskını, hortum gibi hemen bütün doğal afetleri yaşayan çiftçinin, 2014-2015 üretim sezonunda afetten uzak bir yıl beklediğini ama 2015'in de afetle çiftçiyi karşıladığını vurguladı.

Bayraktar, "Ülkemizde son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, dolu, don gibi afetler daha fazla yaşanmakta, tarım ürünleri daha fazla etkilenmektedir. Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık gibi hadiselerle karşı karşıya gelmektedir. Geçen yıl kurak geçen kış, bu yıl yerini kara kışa bırakmıştır" dedi.

 

-"Afetler devam ediyor"-

 

Kış yağışlarının yetersiz olduğu geçen yılın ardından bu yıl üretim sezonu yağışlarla başladığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"2014-2015 üretim dönemine girdiğimiz Ekim ayından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlar, ülke genelinde görülen kar yağışı hububat üretim bölgelerinde çiftçilerin yüzünü güldürürken, aşırı yağış, su baskını ve kar, tarlada ürünü olan çiftçilerimizin afet yaşamasına neden oldu.

Yeni yıla girdiğimiz bugünlerde mevsim normallerinin altında gerçekleşen hava sıcaklıkları ve ülke genelinde gerçekleşen kar yağışı, kış aylarının sıkıntılarını da beraberinde getirdi.

Son bir ay içinde meydana gelen aşırı yağmur ve su baskınları, Muğla Ortaca'da narenciye, Edirne'de çeltik ve mısır, Aydın İncirliova, Germencik ve Söke'de buğday, mısır, yem bitkilerinde, Manisa Akhisar ve Turgutlu'da, Sakarya'da sebzelere zarar verdi. Aşırı kar yağışı, Bilecik ile Eskişehir Mihalıççık, Tepebaşı ve Sarıcakaya'da seralara ve kışlık sebzelerde zarara yol açtı. Manisa ve Aydın'da besi çiftlikleri zarar gördü. Manisa ve Sakarya'da, nehir taşması, kar yağışı yüzünden çatı çökmesi gibi nedenlerle yüzbinlerce kanatlı telef oldu.

13 Mayıs 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Bakanlar Kurulu kararıyla 23 Ağustos 2013-31 Aralık 2014 tarihleri arasında meydana gelen afetlerden zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları düşük faizli kredi borçları, yüzde 3 faizle bir yıl süreyle ertelenmişti. Doğal afetler devam ediyor. 31 Aralık'tan sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir."

 

-Son bir ay içinde görülen doğal afetler-

 

Bayraktar, Aralık ve Ocak ayının ilk haftasında yaşanan afetlerle ilgili olarak şu bilgileri verdi:

"9 Aralık 2014 tarihinde aşırı yağışlar ve Bulgaristan'ın baraj kapaklarını açması ile yaşanan su baskınından etkilenen yerler:

 

Edirne: Bulgaristan ve Trakya'da gerçekleşen aşırı yağışlar, tarım arazilerini sular altında bıraktı. Gerçekleşen aşırı yağışlar nedeniyle Bulgaristan'ın Meriç nehri üzerindeki baraj kapaklarını açması, Edirne'de tarım arazilerinin su altında kalmasına neden oldu. Aşırı yağışlar ilde hasadı yapılmamış az miktardaki çeltik ve mısır ürünlerine zarar verdi.

 

19 Aralık 2014 tarihinde yaşanan aşırı yağışlardan etkilenen yerler:

 

Muğla Ortaca: İlçede gerçekleşen aşırı yağışlar, hasadı henüz yapılmamış narenciye bahçelerine zarar verdi. Aşırı yağışlardan dolayı bahçelerde gerçekleşen su birikimleri, yere düşen meyveleri çürütürken, hasadın yapılamamasına ve ürün kaybına neden olmaktadır.

 

30-31 Aralık 2014 tarihinde aşırı yağışlardan ve Büyük Menderes'in taşmasından etkilenen yerler:

 

Aydın İncirliova, Germencik, Söke: Bu ilçelerde geçen ve son günlerde hiç kesilmeyen yağmur nedeniyle, Büyük Menderes nehri iki ayrı noktada taştı. Tarım arazileri ve bazı besi çiftlikleri sular altında kaldı. Buğday, mısır ve yem bitkisi gibi pek çok ürünün ekili olduğu binlerce dönüm tarım arazisi su altında kaldı.

 

31 Aralık 2014 tarihinde yaşanan yoğun kar yağışından etkilenen yerler:

 

Bilecik: İlde yaşanan yoğun kar yağışı, 5 bin dekar alanda yer alan seraların zarar görmesine ve yıkılmasına neden oldu. Seralarda yetiştirilen marul ve soğan gibi ürünler zarar gördü. Tarım İl Müdürlüğü hasar tespit çalışmalarına başladı. Zarar gören seraların genelinin eski olması nedeniyle tarım sigortası yaptırılamamış. İlde üreticiler büyük zarar gördü.

 

Eskişehir Mihalgazi, Sarıcakaya, Tepebaşı ve İnönü: Bu ilçelerde gerçekleşen yoğun kar seralara ve ürünlere zarar verdi. İlde yapılan hasar tespit çalışmaları sonucu ön tespitler yapıldı. Yapılan tespitlere göre; Sarıcakaya, Mihalgazi, İnönü ve Tepebaşı'nda 445 çiftçiye ait 872 dekar örtü altı tarım alanında zarar tespit edildi. Mihalgazi 'de 6 mahallede 316 çiftçiye ait serada 510 dekar alan, Sarıcakaya'da 7 mahallede 103 çiftçiye ait serada 281 dekar alan, Tepebaşı'da 10 mahallede 25 çiftçiye ait serada 80 dekar alan ve İnönü'de 1 çiftçiye ait 1,5 dekarlık serada zarar gerçekleşti. Seralarda mevsim itibariyle yetiştirilen roka, soğan, kıvırcık marul, maydanoz ürünleri zarar gördü.

Afet yaşayan Bilecik ve Eskişehir illerinde zarar gören seralar için başvuru yapılmasına rağmen, çoğu serada ön tespit çalışmaları sonucunda tarım sigortası poliçesi düzenlenmediği saptanmıştır. Seraların sigortaya kabul şartları yeniden gözden geçirilmelidir. Üretim şartlarının zorlaştığı kış aylarında üretime devam etmekte olan üreticilerin seralarında ve tarlalarında oluşan zararların karşılanması için ek destek verilmelidir.

 

1-2 Ocak 2015 tarihinde aşırı yağışlardan, Gediz ve Sakarya nehirlerinin taşmasından etkilenen yerler:

 

Manisa, Akhisar, Turgutlu, Kırkağaç: Manisa'nın Akhisar ve Turgutlu ilçeleri başta olmak üzere il genelinde gerçekleşen kar yağışı, 120 bin dekarda dikili zeytinliklere ve 860 dekar alanda kurulu seralara ve ürünlere zarar verdi. Ayrıca Gediz nehrinin taşması sonucu tarım arazileri sular altında kalırken, toplam 22 bine yakın kanatlı telef oldu. Manisa'nın Kırkağaç'ın da içinde bulunduğu çeşitli ilçelerinde on binlerce kanatlının, kar yağışı sonucu çatı çökmeleri yüzünden telef olduğu görüldü. Bölgedeki 70'in üzerinde besi çiftliği su baskınlarına maruz kaldı. İlde tarım arazilerinde ekili olan karnabahar, brokoli ve lahana ürünleri zarar gördü. Üzüm bağları da su altında kaldı ancak, suların çabuk çekilmesi nedeniyle zararın boyutu artmadı.

 

Sakarya: İlde kar sularının erimesi sonucu ekili tarım arazilerini su bastı. Sakarya Nehri boyunca uzanan vadide marul dikili olan seralar zarar gördü. Zarar gören seralarda büyük maddi kayıp oluşurken, marul ve taze soğan gibi kış sebzeleri zayi oldu. Sakarya Gevye'de kar yağışı yüzünden çöken çatı nedeniyle 50 bin kümes hayvanı telef oldu."

 

2 Ocak 2015 tarihinde aşırı kar yağışından etkilenen yerler:

 

Kütahya Simav: İlçede gerçekleşen aşırı kar yağışı, seraların yıkılmasına, ürünlerin donmasına neden oldu. İlçede seracılığın yoğun yapıldığı merkez, Eynal, Çitgöl ve Naşa beldelerinde 200 dekar alanda yer alan seralarda marul, fasulye, domates gibi ürünleri zarar gördü.

 

2 Ocak 2015 tarihinde hortumdan etkilenen yerler:

 

Hatay: İlde gerçekleşen hortum seralara zarar verdi. Hortum afeti bazı seraların yıkılmasına neden olurken, çoğu seranın direkleri yerinden söküldü. Seralarda ekili bulunan domates ve biberlerde zarar meydana geldi.

 

4 Ocak 2015 tarihinde aşırı kar yağışından etkilenen yerler:

 

Bursa İnegöl: İlçede aşırı kar yağışı seralara ve ürünlere zarar verdi. İlçede oluşan kar yükü naylon seraların yıkılmasına neden olurken, ürünler zarar gördü.

 

7 Ocak 2015 tarihinde aşırı kar yağışı ve dondan etkilenen yerler:

 

Bursa Mudanya: İlçede aşırı kar yağışı zeytin ve meyve ağaçları zarar gördü. Aşırı kar yüküne dayanamayan ağaç dallarında kırılmalar oluştu.

 

İzmir Gümüldür, Ürkmez ve Seferihisar: İlde aşırı soğuk ve don afeti ağaçta kalan narenciyelere ve zeytinlere zarar verdi. Satsuma mandalina üretiminin yoğun olarak yapıldığı Gümüldür, Ürkmez ve Seferihisar'da çiftçilerin önemli geçim kaynağı olan mandalinalar hasat edilemez duruma geldi. İlde zeytin hasadının henüz yapılmadığı dağlık kesimlerde ürünler aşırı soğuktan zarar gördü. Bazı zeytin ağaçlarında dallarda kırılmalar meydana geldi."

 

-"Riskten korunmanın yolu sigortadan geçiyor"-

 

Tarımın her zaman risklere açık bir üretim şekli olduğunu, her an afet yaşamasının ihtimal dahilinde bulunduğunu bildiren Bayraktar, "tarlasını eken çiftçimiz, ürününü hasat edene kadar diken üstündedir. Hasadı yapmadan doğal afetleri atlattım diyemez. Risk sürekli ve büyük olunca, riskten korunmanın yolu sigortadan geçiyor. Çiftçilerimizin yaşayabilecekleri afetlerin yarattığı risklere karşı korunabilmesi için tarım sigortalarını yaptırmaları gerekiyor" dedi.

 

-"Sigorta kapsamına alınan riskler"-

 

Yaşanan afetlere karşı üreticileri koruyan en önemli enstrümanın tarım sigortaları olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Üreticilerin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için devlet destekli Tarım Sigortası uygulanıyor.

Geçen yıl tarım sigortaları kapsamında yer alan risklere, bu yıl ilave olarak, meyve bahçeleri ile bağlarda dolu ağı ve örtü sistemleri için dolu paketindeki riskler ve dolu ağırlığı riski eklendi.

Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerinin ölüm riski ile kafes ve ağlar için kazalar, predatör saldırısı, fırtına, hortum ve deprem riskleri, arıcılıkta vahşi hayvan saldırı riski de kapsama alındı.

2015 Bakanlar Kurulu Kararı kapsamında yer alan risklere karşı ürününü tarım sigortası yaptırmak isteyen üreticilerin Tarım Sigortası yapmaya yetkili sigorta şirketlerinden herhangi birinin acentesine ürünlerin sigorta son kabul tarihlerini kaçırmadan (ürünlerin son kabul tarihlerine 'www.tzob.org.tr' adresinden ulaşılabilirler) başvuruda bulunmaları gerekmektedir." 

Çiftçinin en fazla zarar gördüğü kuraklık ve tarla ürünlerinde don riskinin de sigorta kapsamına alınması gerektiğini bildiren Bayraktar, "teknik ayrıntılar nedeniyle ürününü sigorta yaptıran üreticiler, çoğu zaman tazminat alamıyor. Bu gibi sigorta kapsamı dışında kalan durumlarda, üretici zararları destekle karşılanmalıdır" dedi.

31 Aralık 2014 Çarşamba

TZOB’un talebi üzerine ÇKS başvuru süresi uzatıldı

Detay:


​-TZOB'un talebi üzerine ÇKS başvuru süresi uzatıldı

- Genel Başkanı Bayraktar:  "Girişimlerimizle, ÇKS son başvuru tarihinin,

31 Aralık 2014'ten 30 Haziran 2015'e uzatılmasına ilişkin ÇKS yönetmelik değişikliği yapıldı ve dünkü Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı"

-"Sorunu hem şifahen hem de yazılı olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza iletmiş, çiftçimizin sıkıntıya girmemesi için başvuruların Haziran ayına kadar uzatılmasını talep etmiştik" 

-"Bu karar çiftçimizi rahatlattı"

 

Ankara – 31.12.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 31 Aralık'ta sona erecek Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvuru tarihinin, yaptıkları girişimlerle 30 Haziran 2015'e kadar uzatıldığını bildirdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, ÇKS başvuru süresinin uzatılmasıyla ilgili yönetmelik değişikliğinin dünkü Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Yeni ÇKS yönetmeliğindeki değişiklikler, üreticilerimize kolaylıklar getirmiştir. Ancak başvuru süresinin yetersizliğiyle ilgili hem Ziraat Odalarımızdan hem de çiftçilerimizden yoğun talepler geldi.

Konuyla ilgili talebimizi hem şifahen hem de yazılı olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza ilettik, çiftçilerimizin sıkıntıya girmemesi için ÇKS başvurularında ek süre verilmesini talep ettik.

Alınan bu karar, olası mağduriyetleri gidermiş ve çiftçilerimizi rahatlatmıştır."

24 Aralık 2014 Çarşamba

2014’te de Çiftçimizin sesi olduk

Detay:

​-2014'te de "Çiftçimizin sesi olduk"

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 2014'te yazılı medyada 11 bin 131 haberle Türkiye birincisi oldu
-Bayraktar, hem işadamları listesinde hem de meslek kuruluşu konfederasyon başkanları listesinde birinci sırada yer aldı
-Sıralamada TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 7 bin 78 haberle ikinci, TESK Genel Başkanı 
Bendevi Palandöken 6 bin 800 haberle üçüncü oldu
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım sektörünün sorunları, aslında ülkemizin de 
en temel sorunlarından biridir"
-"Bu bilincin, toplumun tüm katmanlarında oluşturulabilmesi amacıyla kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için en önemli araç da medyadır"

Ankara – 24.12.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2014 yılında yazılı medyada 11 bin 131 haberle Türkiye birincisi oldu. Bayraktar, hem işadamları arasında hem de meslek kuruluşu konfederasyon başkanları arasında birinci sırada yer aldı. Şemsi Bayraktar'ın yıl içindeki açıklama, basın toplantısı, faaliyet ve temasları 11 bin 131 haberle yazılı medyada yer buldu. 
Medya Takip Merkezi verilerine göre, medyada öne çıkan işadamları ile şirket yöneticiliği ve sivil toplum kuruluşu (STK) başkanlığını bir arada yapan işadamları, sivil toplum ve meslek kuruluşları arasında 11 bin 131 adet haberle TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın Türkiye birincisi olduğu listede, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 7 bin 78 haberle ikinci, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken 6 bin 800 haberle üçüncülüğü aldı. Listede dördüncü sırada 4 bin 948 haberle Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, beşinci sırada 4 bin 526 haberle Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı bulunuyor. 
Listede 3 bin 514 haberle Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı İbrahim Burkay, 3 bin 145 haberle İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Ekrem Demirtaş, 2 bin 681 haberle Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak, 2 bin 672 haberle Sanko Holding Onursal Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, 2 bin 492 haberle Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, 2 bin 222 haberle Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu yer aldı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Nail Olpak 2 bin 158 haberle, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) eski başkanı, SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz 2 bin 108 haberle, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç 2 bin 63 haberle, Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu 1799 haberle, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv 1705 haberle, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci 1683 haberle listede yer buldu.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko'nun 1580, Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk'un 1568, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı'nın 1519, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Haluk Dinçer'in 1512, Yıldız Holding (Ülker Grubu) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker'in 1431, Memur Sendikaları Konfederasyonu (MEMUR-SEN) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun 1270, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay'ın 1217, iş adamı Ethem Sancak'ın 1200, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan'ın 1185, THY Genel Müdürü Temel Kotil'in 1157, Kamu Emekçileri Sendikaları (KESK) Eş Genel Başkanı Lami Özgen'in 565 haberi bulunuyor.

-TZOB, en fazla üyeye sahip meslek kuruluşu-

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, konuyu değerlendirdiği açıklamasında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin 4,5 milyonu aşkın üyesi ve 759 Ziraat Odasıyla Türkiye'nin en fazla üyeye sahip meslek kuruluşu olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bu büyük ailenin üyeleri, tüm zor şartlara, uluslararası rakipleri karşısındaki dezavantajlarına rağmen, 77 milyonluk Türkiye nüfusunu, 35 milyon turisti doyurmuş, bunların yanı sıra 17 milyar doların üzerinde ihracat yapmış, 5,7 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası vermiştir. Özellikle bu yıl, çiftçimiz için, yaşadığı doğal afetler nedeniyle tam manasıyla tarlasına, bağına, bahçesine ateş düştüğü bir üretim yılı olmuştur. Bu sıkıntıların yanı sıra sektörümüzün her aşamasında görülen sorunlar, sıkıntılar ve çözüm önerilerimiz medyamız aracılığıyla kamuoyumuz ve devletimizin bütün yönetim katmanlarıyla paylaşılmıştır. 
Her zaman vurguladığımız gibi, gelecekte, tarıma hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Akılcı devlet politikalarıyla desteklenecek, tüm paydaşların da aynı duyarlılıkla sektöre sahip çıkacağı bir ortamda, üreticilerimiz, Türkiye'mizi de bu ülkeler arasına sokacak bilgi birikimi; tecrübe, azim ve kararlığa sahiptir.
Şu gerçek asla unutulmamalıdır: Biz üretemezsek Türkiye aç kalır.

-"Çiftçimiz, hedeflere ulaşabilecek azim ve güçte"-

Yapısal sorunlarımız çözülerek rakip ülkelerin şartlarına kavuştuğumuzda, Türk çiftçisi, Cumhuriyetimizin 100. yılında 85 milyonluk Türkiye nüfusuyla birlikte 50 milyon turisti besleyecek, çevre ülkelerin gıda açığını kapatacak, 40 milyar dolar ihracat geliri ve ekonomimize 150 milyar dolar hasıla sağlayacak gıda üretimini gerçekleştirecektir. Türkiye'nin potansiyeli buna elverişlidir. Yeter ki çiftçimiz desteklensin, akılcı devlet politikaları uygulansın. Çiftçimiz, hedeflere ulaşabilecek azim ve güçtedir.
Bilinmesini ve çok iyi kavranmasını istediğimiz bir gerçek de şudur: Tarım sektörünün sorunları, aslında ülkemizin de en temel sorunlarından biridir.
Bu bilincin, toplumun tüm katmanlarında oluşturulabilmesi amacıyla kamuoyunun bilgilendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun için en önemli araç da medyadır.

-"Bu başarı medyamızın da başarısıdır"-

Sorunlarımızı, hedeflerimizi, çözüm beklediğimiz konularımızı kamuoyuna duyurmada ulaştığımız nokta, bizler kadar medyamızın konuya gösterdiği duyarlılıkla yakından alakalıdır. Yani, TZOB'un medya başarısı, aynı zamanda medyamızın, ülkemiz için çok büyük değerde ve ekonominin en temel sektörlerinden bir olan 'tarımın önemi' noktasındaki bilince ulaşma başarısıdır. Bizler, Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin medyada yer almasını bu açıdan önemsiyor ve konuya bu noktadan bakıyoruz.
Bu görüşlerden hareketle, 4,5 milyonu aşkın yakın üyemiz adına, Türk medyasının yönetici, muhabir, foto muhabiri, kameramanı ve haber mutfağında görevli tüm çalışanlarının yeni yılını kutluyor; en içten teşekkürlerim ile sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
23 Aralık 2014 Salı

KOP, Konya Ovası’nı kurtaracak

Detay:

​-KOP, Konya Ovası'nı kurtaracak

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Konya Ovası'nı suyla buluşturacak KOP, bölgede üretim patlamasına yol açacak"
-"KOP, Türkiye'nin üretim açığı verdiği çoğu üründe önemli üretim artışlarına neden olacak"
-"Projeyle, 2023 yılı itibarıyla bölgedeki 1 milyon 100 bin hektar alan sulamaya açılacak"
-"KOP tamamlandığında ekonomiye, 2,57 milyar dolar katkı, 100 bin kişiye doğrudan istihdam imkanı sağlanacak"
-"KOP Bölgemiz, Türkiye şekerpancarı üretiminin yüzde 41,5'ini, elmanın yüzde 33'ünü, ayçiçeğinin yüzde 22,6'sını, buğdayın yüzde 13,6'sını, arpanın yüzde 17,3'ünü, mısırın yüzde 9,1'ini üretiyor"

Ankara – 23.12.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkenin ilk, GAP'tan sonra en büyük sulama projesi olan Konya Ovası Projesi'nin (KOP) Konya Ovası'nı kurtaracağını bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan KOP'un temelde 1 milyon 100 bin hektar (Hollanda'nın tarım alanlarına yakın bir arazi) sulanabilir alanın sulanmasını öngördüğünü belirtti. KOP'un 4 ilin sahip olduğu kaynakları değerlendirerek bu yörede yaşayan insanların gelir düzeyini ve yaşam kalitesini yükseltmeyi ve ulusal düzeyde ekonomik gelişime katkıda bulunmayı amaçladığını vurgulayan Bayraktar, "Projenin sulama ayağı ihmal edilmemeli, bir an önce bitirilmelidir" dedi.
KOP kapsamında 1 milyon 100 bin hektar sulanacak tarım arazisi bulunduğunu, bu araziden 923 bin 600 hektarının sulandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
"Sulanabilir alan yüzde 83,9'a ulaşmış durumda. Yalnız, yer altı sularından kaynaklı olarak 923 bin 600 hektar sulanan alanda önümüzdeki yıllarda 70 bin 92 hektar daralma olacak. Bu nedenle 2014 yılı itibarıyla sulanabilir alan 853 bin 508 hektar kabul ediliyor. 2023 yılına kadar 81 bin 5 hektar alanın sulama planlaması yapıldı. 30 bin 267 hektar alan sulama inşaatı halinde. 135 bin 220 hektar alan ise yatırım programında. Bunlar tamamlandığında, projeyle, 2023 yılı itibarıyla bölgedeki 1 milyon 100 bin hektar alan sulamaya açılmış olacak."
Şemsi Bayraktar, Konya Bölgesi'nin sahip olduğu su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesine yönelik bir proje olma yanında entegre bir bölgesel kalkınma projesi olan KOP'ta, sulu tarımda geliri artırmak ve bunun sürekliliğini sağlamanın ülke ekonomisinin olmazsa olmazı olduğunu vurguladı.
Türkiye'de teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek 8,5 milyon hektar tarım arazisinin 5,9 milyon hektarının sulamaya açıldığını bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:
"Ülke genelinde teknik ve ekonomik olarak sulamaya uygun tarım arazilerinin 69,4'ü sulamaya açılmıştır. Bu alanların yüzde 15,7'si KOP'ta bulunuyor. KOP'taki sulanabilir alanlar, ülke sulanabilir alanlarının yüzde 12,9'unu oluşturuyor. Fakat, hala KOP'taki toplam sulanabilir alanların yüzde 16,1'i sulamaya açılamamıştır. Önümüzdeki yıllarda yer altı sularından kaynaklanacak daralmalarla birlikte bu oran yüzde 22,4'ü geçmektedir. KOP bölgesi, 2 milyon 908 bin 439 hektarı bulan tarıma elverişli tarım arazisi, 1 milyon 100 bin hektar sulanabilir alanıyla ülkemizin en önemli tarım alanlarından biridir." 

-KOP'un ülke üretimindeki payı-

Bölgede sulamaların devreye girmesiyle birlikte özellikle yaş sebze, meyve ve endüstri bitkilerinin üretimlerinde artışlar meydana geldiğinin bilgisi veren Bayraktar, "Konya Ovası Projesi bölgesini suyla buluşturacak KOP, Konya Ovası'nı kurtaracak" dedi.
Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bölgede kuru tarımdan sulu tarıma geçilen alanlarda önemli değişimler yaşanmış ve tarımsal hasıla artmıştır. Bazı ürünlerin verimliliğinde görülen artışlar, özellikle sulu tarım koşullarında yetiştirilen ayçiçeğinde önemli sayılabilecek düzeylere varmıştır.
KOP Bölgemiz, Türkiye şekerpancarı üretiminin yüzde 41,5'ini, elmanın yüzde 33'ünü, ayçiçeğinin yüzde 22,6'sını, buğdayın yüzde 13,6'sını, arpanın yüzde 17,3'ünü, mısırın yüzde 9,1'ini üretiyor. Ülkemizde tarım ve gıdadaki 11,2 milyar dolarlık ithalatın üçte biri yağlı tohum, ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinden oluştuğu gerçeği ile KOP Bölgesinde yağlı tohum üretimi büyük önem arz ediyor. Başta ayçiçeği, olmak üzere soya, susam, kanola gibi bitkilerin üretimlerinin planlı bir şekilde teşvik edilmesi gerekiyor. KOP, Türkiye'nin üretim açığı verdiği çoğu üründe önemli üretim artışlarına neden olacak."

-KOP'un tamamlandığında katkısı 2,57 milyar dolar olacak-

Bayraktar, KOP tamamlandığında, ekonomiye, 2,2 milyar doları sulama, 300 milyon doları enerji, 70 milyon doları içme suyu olmak üzere 2,57 milyar dolar katkı, 100 bin kişiye doğrudan istihdam imkanı sağlayacağını bildirdi.
Farklı ürünler yetişmesinin yanında artan ürün miktarının, bunları yerinde işleyen entegre tarım tesislerine ve tarım sanayisine daha fazla ihtiyaç duyulmasına neden olacağını belirten Bayraktar, "Bunun sonucu olarak bölge sanayi daha da gelişecek ve yeni yeni istihdam alanları oluşacaktır" dedi.
18 Aralık 2014 Perşembe

Yerli malı kullanılmalı…

Detay:

​-Yerli malı kullanılmalı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Türkiye tarımda her açıdan kendine yeter ülke

haline gelmeli, üretim açığımız olan alanlarda yerli üretim artırılmalı, yerli malı kullanılmalıdır"

-"Vatandaşlarımız ithal ürün kullanmamaya özen göstermeli, çok çeşitli, lezzetli tarım ürünlerimizi tüketmelidir"

-"Yabancı ürünleri tercih ettiğimizde kendi çiftçimiz yerine ithalat yaptığımız ülkenin çiftçisine kazandırıyoruz. Bu konuda toplumsal bilincimizi artırmamız gerekiyor"

-"805 milyon insanın aç yaşadığı dünyamızda israf günahtır. Üretimde, kullanımda kayıpları en aza indirmeliyiz"

-"Stratejik bir sektör olan tarıma yatırım yapanlar uzun dönemde kazançlı çıkarlar"

-"Aile işletmeleri tarımın omurgası. 'Bu sene kazanamadım, seneye de kazanamam' diye hemen sektörden çıkmıyor. Sonuna kadar sektörde kalıyor. Çünkü başka mesleği yok"

-"Aile işletmeleri desteklenmeli, geliştirilmeli ki tarımda üretim sürdürülebilir olsun"

-"Tarımda rekabetçiliğe, dışa bağımlı olmamaya, yerli malı tarımsal ürün tüketmeye yoğunlaşılması gerekir"


 

Ankara - 14.12.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin tarımda her açıdan kendine yeter ülke haline gelmesi, üretim açığı olan alanlarda yerli üretimin artırılması, yerli malı kullanılması gerektiğini bildirdi.

Bayraktar, Tutum, Yatırım ve Türk Malları haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, Türkiye'nin, dünyada, sebze, meyve başta olmak üzere çok sayıda tarım ürününde ilk sıralarda yer aldığını, ürün çeşitliliğiyle de başa güreştiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, fındık, kiraz, incir, kayısı, ayva üretiminde dünya birincisi olan Türkiye'nin, vişne, kestane, kavun, karpuz, hıyar üretiminde ikinci, nohut, Antep fıstığı, biber ve elma üretiminde üçüncü, ceviz, zeytin, domates, taze fasulye, ıspanak, mercimek, haşhaş tohumu üretiminde dördüncü, kuru çay, patlıcan üretiminde beşinci olduğunu vurguladı. Bayraktar, arpa, şekerpancarı, kuru soğan, greyfurt, armut üretiminde altıncı, aspir, limon üretiminde yedinci, kütlü pamuk, çavdar, ayçiçeği üretiminde sekizinci, buğday üretiminde onuncu, patates üretiminde onüçüncü sırada bulunduğunu bildirdi.

-"Türkiye hemen her ürünü üretebilen bir ülke"-

 

Çok çeşitli mikro klimaları barındırması nedeniyle Türkiye'nin hemen her ürünü üretebilen bir ülke olduğunu, buna rağmen, tarımın yapısal sorunlarının çözülememesi, teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek 2,6 milyon hektar tarım alanının hala sulamaya açılmaması yüzünden başta yağlı tohumlar olmak üzere bazı ürünlerde üretim açığı verildiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Türkiye, gıda ve tarımda net ihracatçı ülkelerden biri. 17 milyar dolara yakın gıda ve tarım ihracatı yapıyor. Gıda ve tarımda 5,7 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Bununla kronik bir şekilde dış ticaret açığı veren ülkemizin 5,7 milyar dolarlık dış ticaret açığını kapatıyor. Yine tarımsal anlamda bir cennet olan ülkemizin 11,2 milyar dolarlık gıda ve tarım ithalatı yapmaması gerekir. Bunun önemli bir bölümünü ayçiçeği, soya fasulye gibi yağlı tohumlar oluşturuyor. Pamuk ithalatımız da önemli boyutlarda. Türkiye tarımda her açıdan kendine yeter ülke haline gelmeli, üretim açığımız olan alanlarda yerli üretim artırılmalı, yerli malı kullanılmalıdır. Özellikle meyvelerde, bazı gıda sanayi ürünlerinde ithal ürünler de kullanıldığını görüyoruz. Vatandaşlarımız ithal ürün kullanmamaya özen göstermeli, çok çeşitli, lezzetli tarım ürünlerimizi tüketmelidir. Çiftçimiz, gecesini gündüzüne katarak her türlü ürünü yetiştirmektedir. Ebeveynler de çocuklara yerli malı kullanmayı teşvik etmelidir. Yabancı ürünleri tercih ettiğimizde kendi çiftçimiz yerine ithalat yaptığımız ülkenin çiftçisine kazandırıyoruz. Bu konuda toplumsal bilincimizi artırmamız gerekiyor."

Bayraktar, tarımda üretim açığı bulunan ürünlerde yeterliliğin sağlanması için desteklerin hayati önemde olduğunu bildirerek, "girdiler makul seviyede tutulmalı, destekler artarak sürdürülmelidir" dedi.

 

-"Aile işletmeleri desteklenmeli"-

 

Yerli malı haftasında tarımsal üretimin önemini bir kez daha vurgulamanın şart olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

"Tarım tüm ülkeler için tarihin her döneminde vazgeçilmez ve stratejik bir sektör olmuştur. Gelecekte de bu değişmeyecektir. Stratejik bir sektör olan tarıma yatırım yapanlar uzun dönemde kazançlı çıkarlar. Yalnız, tarıma yatırım yapan şirketler biraz işler ters gitse, sıkıntıya girse hemen sektörden çıkıyorlar. Uzun vadeli düşünmüyorlar. Tarıma yatırım kesinlikle uzun vadeli planlamalarla yapılmalıdır. Burada aile çiftçiliği önemli. Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından aile çiftçiliği yılı ilan edildi. Çünkü, aile işletmeleri tarımın omurgası. 'Bu sene kazanamadım, seneye de kazanamam' diye hemen sektörden çıkmıyor. Sonuna kadar sektörde kalıyor. Çünkü başka mesleği yok. Aile işletmeleri desteklenmeli, geliştirilmeli ki tarımda üretim sürdürülebilir olsun."

 

-"Üretimde, kullanımda kayıpları en aza indirmeliyiz"-

 

Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar en az 2-2,5 milyar artarak 9,5 milyara ulaşacağı tahmin edildiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Nüfus artışı hızlı ve bu insanların doyurulması gerekiyor. Sadece nüfus artışı değil, tüketim alışkanlıkları da değişiyor, gıdaya talep nüfustan hızlı artıyor. Yapılan tahminler, 2050 yılına kadar dünyada gıdaya talebin yüzde 60 artacağı yönünde. Buna karşın şu anda bile 805 milyon insan aç. 805 milyonun aç yaşadığı dünyamızda israf günahtır. Üretimde, kullanımda kayıpları en aza indirmeliyiz. Bugün sebze, meyvenin bazı hesaplara göre dörtte biri çöpe gidiyor. Ekmekte israfın boyutları ortadadır. Milyonlarca ton gıda çöpe atılıyor."

Bayraktar, tarımda rekabetçiliğe, dışa bağımlı olmamaya, yerli malı tarımsal ürün tüketmeye yoğunlaşılması gerektiğini vurguladı.
12 Aralık 2014 Cuma

Tavuk ve hindi etinde çift haneli büyüme…

Detay:


​-Tavuk ve hindi etinde çift haneli büyüme…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Ekim ayında tavuk üretiminde yüzde 14,1, hindi etinde yüzde 16,5'lik büyüme sağlandı"

-"Tavuk yumurtası üretimindeki artış yüzde 2,2 oldu"

-"Ekim ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 7,2 arttı"

-"Yıllık bazda yumurta üretimi 17 milyar adedi, tavuk eti üretimi 1,85 milyon tonu geçti. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 8,6 milyon tona yaklaştı"

-"10 ayda yumurta, kanatlı eti ve sütte ihracat 1 milyar 174 milyon doları geçti"

 

Ankara – 11.12.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kanatlı sektörü ve inek sütünde büyümenin sürdüğünü bildirerek, "Ekim ayında tavuk üretiminde yüzde 14,1, hindi etinde yüzde 16,5'lik büyüme sağlandı. Tavuk yumurtası üretimindeki artış yüzde 2,2 oldu. Ekim ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 7,2 arttı" dedi.

Bayraktar, yıllık bazda yumurta üretiminin 17 milyar adedi, tavuk eti üretiminin 1,85 milyon tonu geçtiği, sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 8,6 milyon tona yaklaştığı bilgisine verdi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılı Ekim ayında tavuk yumurtası üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 artışla 1 milyon 450 bin 697 tondan 1 milyon 483 bin 203 tona yükseldiğini belirtti.

Şemsi Bayraktar, tavuk yumurtası üretiminde Ocak-Ekim döneminde yüzde 4,1 yükseliş olduğunu bildirdi. Bayraktar, "Ocak-Ekim döneminde, 2013 yılında 13 milyar 634 milyon 548 bin olan tavuk yumurtası üretimi, 2014 yılında 14 milyar 189 milyon 394 bine yükseldi" dedi.

2013 yılı Ekim ayında 117 bin 284 ton olan tavuk eti üretiminin, 2014 Ekim ayında yüzde 14,1 artışla 133 bin 839 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, Ocak-Ekim döneminde, 2013 yılında 1 milyon 477 bin 206 ton olan tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde 6,3 artışla 1 milyon 569 bin 746 tona yükseldiği bilgisini verdi.

Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretiminin Ekim ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 51 milyon 596 bin ile 17 milyar adedi geçtiğini, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretiminin ise Ekim ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 850 bin 903 ton olduğunu bildirdi.

 

-Hindi eti üretimi 10 ayda yüzde 26 arttı-

 

2013 yılında Ekim ayında 3 bin 424 ton olan hindi eti üretiminin 2014 yılı Ekim ayında yüzde 16,5 artışla 3 bin 989 tona çıktığını belirten Bayraktar, "Ocak-Ekim dönemleri itibarıyla 2013 yılında 31 bin 24 ton olan hindi eti üretimi bu yıl yüzde 26'lık artıyla 39 bin 78 tona ulaştı. Geçen yılın tamamında hindi eti üretimi 39 bin 627 tondu. Bu yıl Ekim itibarıyla yıllık hindi eti üretimi 47 bin 682 tonu buldu" dedi.

 

-Sanayiye aktarılan inek sütünde artış sürüyor-

 

Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 637 bin 956 ton olan sanayiye aktarılan süt miktarının, Şubat'ta 622 bin 381, Mart'ta 710 bin 712, Nisan'da 733 bin 380, Mayıs'ta 772 bin 785, Haziran'da 692 bin 84, Temmuz'da 675 bin 158, Ağustos'ta 628 bin 996, Eylül'de 594 bin 456, Ekim'de 605 bin 194, Kasım'da 611 bin 918, Aralık'ta 653 bin 490 ton olduğu bilgisini verdi.

Sanayiye, 2014 Ocak'ta 710 bin 33, Şubat'ta 684 bin 115, Mart'ta 789 bin 355, Nisan'da 793 bin 573, Mayıs'ta 828 bin 417, Haziran'da 767 bin 112, Temmuz'da 743 bin 232, Ağustos'ta 697 bin 736 ton inek sütü aktarıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

"Ekim ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarı 2013 yılında 605 bin 194 ton iken, 2014 yılında yüzde 7,2 artışla 648 bin 641 tona çıktı. 2013 yılında sanayiye 7 milyon 938 bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Ekim ayı itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 576 bin 219 ton ile 8,6 milyon tona yaklaştı. Ocak-Ekim dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6 milyon 673 bin 101 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında yüzde 9,6 artışla 7 milyon 310 bin 841 tona ulaştı."

 

-Dış ticaret-


Bayraktar, 2013 yılının tamamında 406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta, 607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanı eti, sakatatı ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri, 2014 Ocak-Ekim döneminde ise 330 milyon 455 bin 505 dolar yumurta, 542 milyon 906 bin 470 dolar kümes hayvanı eti, sakatatları ve benzeri ürün, 300 milyon 958 bin 954 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığını, 10 ayda yumurta, kanatlı eti ve sütte ihracatın 1 milyar 174 milyon 320 bin 929 dolara ulaştığını kaydetti.

8 Aralık 2014 Pazartesi

Belediyeler tarım sektörüne gönül vermeli…

Detay:

​-Belediyeler tarım sektörüne gönül vermeli…

- TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "30 Mart seçimleriyle yürürlüğe giren büyükşehir yasası, büyükşehir belediyelerine tarım sektörüne yönelik hizmet götürme görevi verdi"

-"Büyükşehir belediyelerimiz de buna sadece görev olarak bakmamalı, tarım sektörüne gönül vermelidir"

-"Tarımda büyükşehir belediyelerimiz hızla yapılanmalı, tarım birimlerini tamamlamalı, sektöre hizmete başlamalıdır"

-"Yasa çıktığında büyükşehir belediyelerimizden tarıma kaynak ayırmalarını talep etmiştik. Bunun meyvelerini görmek istiyoruz. Tarıma hizmetin ibadet olduğu

unutulmamalı"

-"Türkiye nüfusunun yüzde 77'sini toplam tarım alanının yüzde 56,8'sini barındıran büyükşehir belediyeleri artık tarımın merkezindeler"

 

Ankara – 08.12.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2012 yılında çıkarılan ve 30 Mart 2014'de yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimiyle yürürlüğe giren büyükşehir yasasıyla, büyükşehir belediyelerine tarım sektörüne yönelik hizmet götürme görevi verildiğini bildirdi.

Bayraktar, "büyükşehir belediyelerimiz de buna sadece görev olarak bakmamalı, tarım sektörüne gönül vermelidir. Tarımda büyükşehir belediyelerimiz hızla yapılanmalı, tarım birimlerini tamamlamalı, sektöre hizmete başlamalıdır" dedi.

Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, büyükşehir belediyelerinin kırsal hizmetler müdürlüğü, kırsal hizmetler daire başkanlığı, tarım ve kırsal hizmetler daire başkanlığı, tarımsal hizmetler daire başkanlığı, kırsal alan hizmetleri daire başkanlığı, çevre koruma ve kontrol daire başkanlıkları içinde bitkisel üretim şube müdürlüğü, tarımsal hizmetler şube müdürlüğü gibi çeşitli adlar altında birimler kurduklarını belirtti.

 

-Belediye hizmetleri-

 

Kanunun "Büyükşehir ve ilçe belediyeleri tarım ve hayvancılığı desteklemek amacıyla her türlü faaliyet ve hizmette bulunabilirler" hükmünü hatırlatan, bu birimlerin alanlarına giren sahalarda çeşitli konularda hizmet vermeye başladığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

"Envanter çalışmaları, eğitim faaliyetleri, çiftçilerde önemli konularda bilgi verilmesi, duyuruda bulunulması, çiftçilerin ürünlerini pazarlaması için pazar yerleri tahsisi, sözleşmeli tarım uygulamaları belediyelerin vermiş olduğu hizmetlerden bazıları. Bu hizmetlerin artarak ve çeşitlenerek gelişimi bizim için önemli. Çünkü yasayla 16 bin 82 köy ve 1591 belde büyükşehir sınırları içinde mahallelere dönüştürüldü. Tabii bu köy ve beldelerdeki tarımsal faaliyet de büyükşehirler sınırlarına girmiş oldu."

Yasa çıktığında büyükşehir belediyelerinden tarıma kaynak ayırmalarını talep ettiklerini, bunun meyvelerini görmek istediklerini bildiren Bayraktar, "gelinen safhada gelişmeler olduğunu görüyoruz fakat birim kurulmasının ve hizmetlerin götürülmesinin yeterli olmadığını biliyor bunların daha da artarak sürmesini bekliyoruz.

 

-30 büyükşehir ülke nüfusunun yüzde 77'sini barındırıyor-

 

59 milyon nüfusla ülke nüfusunun yüzde 77'sini barındıran Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, Mersin, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van'dan oluşan 30 büyükşehir belediyesi içinde, Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Hatay, Mersin, İzmir, Konya,  Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Tekirdağ, Şanlıurfa gibi ülke tarımının en önemli merkezlerini de içinde barındırdığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:

"30 büyükşehir belediyesinin 135 milyon 270 bin 869 dekar tarım alanı bulunuyor. Bu alan, İngiltere'nin yarısından fazla, Güney Kore'nin bir buçuk katından, İsrail'in 6 katından büyük bir alana denk geliyor.

Büyükşehir belediyeleri, 238 milyon 106 bin 715 dekar olan Türkiye toplam tarım alanlarının 135 milyon 270 bin 869 dekarını, 156 milyon 180 bin 591 dekar olan tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekilen alanların 84 milyon 813 bin 229 dekarını, 41 milyon 475 bin 865 dekar olan nadas alanlarının 20 milyon 594 bin 862 dekarını, 8 milyon 84 bin 876 dekar olan sebze bahçeleri alanının 5 milyon 646 bin 647 dekarını, 32 milyon 320 bin 346 dekar olan meyveler, içecek ve baharat bitki alanlarının 24 milyon 177 bin 709 dekarını, 45 bin 37 dekar olan süs bitkileri alanının 38 bin 422 dekarını sınırları içinde barındırıyor.

30 büyükşehir belediyesi, toplam tarım arazilerinin yüzde 56,8'ine, tahıllar ve diğer bitkisel ürünler ekilen alanların yüzde 54,3'üne, nadas alanlarının yüzde 49,7'sine, sebze bahçelerinin yüzde 69,8'ine, meyveler, içecek ve baharat bitki alanlarının yüzde 74,8'ine, süs bitkileri alanlarının yüzde 85,3'ine sahip durumdalar. Bu illerimizin büyük çoğunluğunda iç ve dış pazara yönelik modern tarım yapılıyor. Hayvancılıkta da çok ileriler. Bundan dolayı ülke tarımı için vazgeçilmez önemdeler."