“Çiftçilerimizin bir yıllık emeği bir kıvılcımla kül olmasın”
Buğday ile arpada rekolte tahmini ve destek beklentisi
"2023-2024 üretim sezonunda özellikle bahar aylarında yağışların düzensiz ve geç gelmesi, akabinde sıcaklıkların aniden yükselmesi bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkiledi. Ani sıcaklık değişimleri bitkiyi strese soktu" diyen Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü;
"Sıcaklık değişikliklerine uyumlu bitki çeşitlerinin geliştirilmesiyle sıcaklık stresinin etkisi ve verimdeki düşmeler önlenebilir. Sıcaklıklardaki aşırı yükselişler bitkinin suya olan ihtiyacını artırdığı için sulamaya olan talepte dolaylı olarak artıyor. Bu da üretim maliyetini önemli ölçüde artırıyor. "
"Düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor"
"Nisan ayı yağışları normaline göre Karadeniz Bölgesi'nde yüzde 70, Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 57, Ege Bölgesi'nde yüzde 54, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 53, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 46, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 30 ve Marmara Bölgesi'nde yüzde 24 oranında azaldı.
Mayıs ayında ise ülke genelinde normaline göre yüzde 33 ve geçen yıl mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 5 artış meydana geldi. Mayıs ayında normaline göre Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi'nde yüzde 48, İç Anadolu Bölgesi'nde yüzde 49, Doğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 44, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yüzde 25 artış gerçekleşti. Marmara Bölgesi'nde ise yağışlar normaline göre yüzde 19, Ege bölgesinde yüzde 30 oranında azaldı.
Hububatın suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerdeki Mart-Nisan ve Mayıs aylarında düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor."
"Arpada yüzde 15, buğdayda yüzde 8-10 azalma bekliyoruz"
"İklimsel nedenlerle hasat bu yıl erken başladı ve ülke genelinde hasadın neredeyse yarısı tamamlandı. Başta Adana olmak üzere Çukurova'da hasat tamamlandı. Çukurova'da verimde geçen yıla göre artış görülüyor. Ancak hasadın bazı illerde devam edip bazı illerde sona yaklaştığı ve buğday ekilişinin yüzde 11'ini oluşturan Marmara Bölgesi ile hasadın hızla devam ettiği buğday ekilişinin yüzde 37'sini oluşturan İç Anadolu Bölgesi'nde çiftçilerimiz verimde de umduğunu bulamadı.
İlkbaharda oluşan olumsuz iklim şartları nedeniyle özellikle arpa rekoltesinde geçtiğimiz yıla göre önemli oranda düşüş bekliyoruz.
Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgiler doğrultusunda hasadı devam eden arpada rekoltenin geçen yıla yaklaşık oranla yüzde 15 azalarak 9,2 milyon tondan 7,8 milyon tona, buğday rekoltesinin ise yüzde 8-10 seviyesinde azalarak 22 milyon tondan yaklaşık 20 milyon tona düşeceğini tahmin ediyoruz."
"Serbest piyasada fiyatlar, müdahale alım fiyatının altında gerçekleşiyor"
"Açıklanan müdahale alım fiyatında olduğu gibi bazı bölgelerde verimde de umduğunu bulamayan çiftçilerimiz bir sonraki sezona hazırlık yapmak için tedirgindir. Serbest piyasada arpa fiyatları müdahale alım fiyatı açıklanmadan önceki fiyatlara göre yüzde 7,7, buğday fiyatları ise yüzde 6 oranında geriledi.
Geçtiğimiz hafta arpa fiyatları ortalama ton başına 7.070 lira, ekmeklik buğday fiyatları ton başına 9.008 lira, makarnalık buğday fiyatları ise ton başına 9.607 lira seviyelerine kadar düştü. Ekmeklik buğday fiyatlarında müdahale alım fiyatı açıklandıktan sonraki dönemlerde borsalarda yüzde 5 ile yüzde 13,4 oranlarında, arpada ise yüzde 10,7 ile yüzde 14,8 oranlarında düşüş oldu.
Buğday fiyatlarındaki gerilemede her ne kadar arz artışı ve kalite düşüklüğünün etkisi olsa da ürününü borsada satma imkânı olmayan ve borcundan ötürü bir an önce satmak isteyen özellikle küçük aile işletmesine sahip üreticilerimiz ürününü müdahale alım fiyatının oldukça altında tüccara satmak zorunda kalıyor.
Bu olumsuz tablonun ortadan kaldırılması ve rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak acilen açıklanan müdahale alım fiyatlarının revize edilerek, buğday için ton başına 1.750 lira, arpa için ton başına 750 lira fark ödemesi desteğinin artırılması gerekiyor.
Türk çiftçisi her türlü olumsuzluğa rağmen fedakâr bir şekilde üretime devam etse de onlara verilecek en büyük destek doğru hazırlanmış, ülke ve çiftçi menfaatleri doğrultusunda saha gerçekleriyle örtüşen uzun vadeli tarım politikalarıdır."
237 MİLYON 819 BİN TL TUTARINDA ÖDEME ÜRETİCİLERİN HESAPLARINA AKTARILIYOR
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda 237 milyon 819 bin TL'lik tarımsal destek ödemesinin bugün çiftçilerin hesaplarına aktarılacağını duyurdu.
Tarımsal Destekleme Ödemelerine ilişkin detaylar şu şekildedir;
Kırsal Kalkınma Yatırım desteği kapsamında 89 milyon 784 bin 906 TL,
İyi Tarım uygulamaları desteği kapsamında 47 milyon 701 bin 90 TL,
Organik Tarım desteği kapsamında 45 milyon 659 bin TL,
Dane Zeytin desteği kapsamında 31 milyon 644 bin 739 TL,
Mazot Gübre desteği kapsamında 11 milyon 480 bin 875 TL,
Hububat- Baklagil ve Dane Mısır desteği kapsamında 7 milyon 659 bin 340 TL
Hayvan Gen Kaynakları desteği kapsamında ise 3 milyon 889 bin 50 TL olmak üzere toplam 237 milyon 819 bin TL tarımsal destek ödemesi bugün çiftçilerimizin hesaplarına aktarılacaktır.
Üreticilerimize hayırlı ve bereketli olsun.
SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğünden Ödeme Planı hatası uyarısı.
SGK Sigorta Primleri Genel Müdürlüğünden Ödeme Planı hatası uyarısı şu şekildedir;
5510 sayılı Kanunun 4'üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (b) Bendi (BAĞ-KUR) Kapsamında Sigortalı Olup 7440 sayılı Kanun Kapsamında Yapılandırmaya Taksitli Olarak Müracaat Eden Sigortalılara İlişkin Duyuru
5510 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi (BAĞ-KUR) kapsamında sigortalı olup, 7440 sayılı Kanun kapsamında 26/05/2023 tarihinden sonra yapılandırmaya müracaat edenlerden bazı sigortalılarımıza ait ödeme planlarının ikinci ve takip eden taksitlerin son ödeme tarihlerinin hatalı olduğu tespit edilmiştir.
Bu kapsamdaki sigortalıların mağduriyet yaşamamaları adına 31/07/2023 tarihine kadar birinci ve ikinci taksitlerini ödemeleri gerekmektedir.
Sigortalılarımız güncel ödeme planlarına, sosyal güvenlik il müdürlüklerimizden/sosyal güvenlik merkezlerimizden ve e-Devlet üzerinden ulaşabilirler.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Deprem felaketinin tarıma etkisi
ÇKS kaydı için son gün 31 Aralık 2022
Balıkçılıkta av sezonu başlıyor
Süt sektörü çok zor dönemden geçiyor
Temmuz ayı üretici market fiyatları ve girdi fiyatları.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Anız Yakma
-"Anız yakma, tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına neden oluyor"
-"Anız yakma hasat sonrası sadece kökleri yakmıyor, toprağın tüm özelliklerini kaybetmesine sebep oluyor"
-"Ülkemizde 2021 yılında 2 bin 793 adet orman yangını gerçekleşti ve bu yangınların çıkış sebebinin yüzde 5,9'u yani 165 adeti anız yakılması sonucudur"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Hiçbir zaman tarımsal bir uygulama hüviyeti olmayan, toprak verimliliğine uzun vadede ciddi zararlar veren anız yakma, tarım arazilerinde sürdürülebilir verimliliğin kaybolmasına neden oluyor" dedi.
Kontrolden çıkan anız yangınlarının çiftçilerimizin 1 yıllık emeğinin yok olmasına neden olduğunu belirten Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bütün bir yıl boyunca gözü gibi bakıp büyüttüğü ürününü hasat etmek isteyen üreticilerimizin bütün emekleri ve parası bir anız yangınıyla kül oluyor.
Anız yakılması havayı kirlettiği gibi orman yangınlarına da sebep olabiliyor. Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, Ülkemizde 2021 yılında 2 bin 793 adet orman yangını gerçekleşti. Bu yangınların yüzde 5,9'u yani 165 adeti anız yakılması sonucu çıktı. 2021 yılında yanan 139 bin 503 hektar orman alanının 377 hektarlık kısmı maalesef anız yangını nedeniyle gerçekleşti.
Tarımsal üretimde bulunmak, insanımızı doyurmak için her fedakârlığı yapan eli öpülesi çiftçilerimize seslenmek istiyorum. Orman yangınlarının yoğunlaştığı bu sıcak yaz günlerinde anızları yakmayalım. Tarımsal üretimin ana unsuru olan toprağımızı koruyalım. Anız yakmanın çevreye vereceği zararları göz ardı etmeyelim. Tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmayalım.
Tarımsal üretimde maliyetlerin oldukça arttığı ve gıdaya olan ihtiyacımızın her zamankinden daha fazla olduğu günümüzde tarımsal üretimi ve bunun yanında doğal kaynaklarımızı tehlikeye atma lüksümüz yoktur. Bu bilinçle hem vatandaşlarımız hem çiftçilerimiz daha duyarlı olmak zorundadır."
Anız Yakmanın Sebepleri ve Zararları
"Üreticilerimiz hasat sonrası aynı araziye diğer bir ürünün ekimini yapacak olduğunda mibzerin istenilen bir şekilde ekim yapmasını sağlamak, yakıt tasarrufu sağlamak ve daha iyi tohum yatağı hazırlamak adına anız yakıyor. Bu yanlış uygulama yabancı ot ve haşereleri yok etmenin yanında anız sapları ile mibzer gözlerinin tıkanmasını engellemek amacıyla da üreticilerimiz tarafından tercih ediliyor.
Üreticilerimizin anız yakmayı tercih etmelerinin sağlayacağı fayda, toprağa ve çevreye vereceği zararın yanında çok küçük kalıyor. Özellikle organik maddesi çok düşük ve erozyona çok açık olan topraklarda anız yakılmamalı, sürülerek veya parçalanarak toprağa yeniden kazandırılmalıdır.
Hasat sonrası tarla yüzeyinde kalan bitkisel artıklar toprağı tavında tutmakta ve meyilli arazilerde verimli toprağın su ve rüzgâr erozyonuyla kaybolmasına engel olmaktadır. Çünkü anız, yağışların şiddetle toprağa düşmesini engeller, yüzey akış hızını azaltır, toprağa sızmasını sağlar.
Anızın yakılmasına bağlı olarak, toprağın organik maddesi yok oluyor ve toprağın önemli biyolojik, fiziksel ve kimyasal özellikleri zarar görüyor.
Anız yangınları sırasında 0-5 cm derinlikte 250 ⁰C'ye ulaşan sıcaklıklar meydana gelir ve verimlilik için en önemli unsurlardan biri olan organik madde yok olur.
Organik maddece zengin olan toprağın su tutma kapasitesi artar. Tarımsal sulamada yaşanılan sorunları göz önünde bulundurduğumuzda bu konu bir hayli önemlidir. Bir diğer husus ise; anız yangınları nedeniyle komşu tarlaların ürünleri ve ormanlar tahrip olabilmekte, doğrudan ve dolaylı etkileri sayesinde toprakla birlikte birçok canlı önemli derecede zarar görmektedir.
Verimliliği düşen topraktan daha iyi ürün almak isteyen üreticilerimiz, daha fazla toprak işleme ve kimyasal kullanma yollarına başvuruyor.
Gübre fiyatlarında ciddi artışların olduğu üretim sezonunda dönüme 1 kilogram fazladan gübre kullanılması, hem ülke ekonomisini hem de çiftçilerimizi daha çok zarara sokacaktır. Dolayısıyla anız yakılmasına bağlı olarak hem ekonomik hem de çevreyle ilgili sorunlar ortaya çıkıyor.
Anız yakmanın doğrudan ve dolaylı etkileri bulunmakla beraber, toprakla birlikte birçok canlının önemli derecede zarar görmesi bu bilinçsiz olayın en önemli sonuçlarının başında geliyor. Oysa toprakta bulunup gözle görülmeyen bu canlıların faaliyetleri sonucunda organik madde parçalanır, ayrışır ve humus dediğimiz şekle dönüşür. Bu da tarımsal üretimde verimliliğin artmasını sağlayan toprak yapılarındandır. Özellikle nadasa bırakılacak tarlalarda anızı yakmanın hiçbir gereği yoktur. Çünkü bir sonraki ekime kadar geçen sürede anız sapları zaten kendiliğinden çürüyerek toprağa karışacaktır.
Anızın çürüme süresinin uzun olması üreticilerimiz tarafından sorun olarak görülüyor. Anız saplarının çürüme süresi üzerine etki eden en önemli faktörler toprağın nem içeriği, sıcaklığı ile anızın C/N (Karbon/Azot) katsayısıdır. Toprağın nem oranı ve sıcaklığı ne kadar yüksek, C/N katsayısı ne kadar düşük ise anızın parçalanma veya çürümesi de o kadar hızlı olur. Bu katsayı anız üstüne azotlu gübreleme yapılarak düşürülebilir."
Alternatif Uygulama: Toprak İşlemesiz Tarım
"Toprak işleme uygulamalarının, tarımsal üründe bir azalmaya neden olmadan toprağı koruyan ve aynı zamanda sürdürülebilir bir faaliyet olması gerekir. Bu bağlamda üreticilerimiz anız yakmak yerine alternatif uygulamaları tercih etmelidir. Üreticilerimiz 'Toprak İşlemesiz Tarım'a yönelmelidir.
Toprak işlemesiz tarım, maliyet unsurları içerisinde önemli bir yere sahip olan yakıtta büyük ölçüde tasarruf sağlamasının yanı sıra, toprakta organik madde miktarı artığı için toprağın su tutma kapasitesini artırmaktadır.
Diğer taraftan tarım arazilerinde erozyon büyük ölçüde azalmakta ve kuraklığa dayanıklı toprak oluşumuyla tarımsal kuraklıktan etkilenme azalmaktadır. Yapılan araştırmalara göre toprak işlemesiz tarımla özellikle buğday üretiminde yüzde 30'lara varan verim artışları söz konusudur.
Unutmayalım anız toprağın geleceği, toprak ise bizim geleceğimizdir."
ÇKS başvurularında son gün 30 Haziran
Meteoroloji Konya için ilçe ilçe Kuvvetli yağış uyarısı verdi.
ÇKS kayıtlarında son gün 30 Haziran
Çiftçi Kayıt Sistemi'nin önemine değinen Başkan Öztürk, ''Çiftçilerimizin her türlü desteklerden yararlanmak, tarım sigortası yaptırabilmek ve düşük faizli kredi kullanabilmek için kısacası tarımsal faaliyetlerine katkı sağlayacak tüm imkanlara başvuru yapabilmek ve kullanabilmek için ÇKS kaydının şarttır.
Başkan Altay: “Kovanlar Arıcılarımız İçin Nefes Olacak”
Konya Büyükşehir Belediyesi kırsal kalkınmanın ve hayvansal üretimin geliştirilmesi amacıyla 31 ilçeden müracaat eden üreticilere yüzde 50 hibeli toplam 2 bin 500 adet çift katlı, polen tuzaklı arı kovanı desteğinde bulundu. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, kırsalda yaşayan vatandaşların gelirini artırmak ve Konya olarak Türkiye'nin gıda güvenliği konusunda ciddi çalışmalar yürüttüklerini belirterek, "Konya ciddi bir bal üreticisi konumunda. 1.330 işletmemizde yılda yaklaşık 1.440 ton bal üretiyoruz. Bu yeni yapılan kovanlar inşallah arıcılarımız için bir nefes olacak." diye konuştu.
Konya Büyükşehir Belediyesi, şehir genelinde modern arıcılığın geliştirilmesi amacıyla arı üreticisine yüzde 50 hibeli arı kovanı desteğinde bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi Mevlana Kültür Merkezi bahçesinde bal üreticilerine kovanlarını teslim eden Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, önemli hedeflerinden birisinin de kırsalda yaşayan vatandaşların gelirini artırmak ve Konya olarak Türkiye'nin gıda güvenliği konusunda ciddi çalışmalar yürütmek olduğunu söyledi.
"2 BİN 500 ÇİFT KATLI, POLEN TUZAKLI KOVANIMIZI ARICILARIMIZIN HİZMETİNE SUNUYORUZ"
Başkan Altay şöyle devam etti: "Bu manada Konya Arıcılar Birliği ile önemli faaliyetler yürütüyoruz. Arıcılarımızın temel ihtiyacı olan kovanlar hazırlandı ve şu an itibariyle 2 bin 500 çift katlı, polen tuzaklı kovanımızı arıcılarımızın hizmetine sunuyoruz. Konya ciddi bir bal üreticisi konumunda. 1.330 işletmemizde yılda yaklaşık 1.440 ton bal üretiyoruz. Bu yeni yapılan kovanlar inşallah arıcılarımız için bir nefes olacak." diye konuştu.
"KOVANLARI CEZAEVİ HÜKÜMLÜLERİ YAPTI"
Yaptıkları tüm projeleri sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirdiklerine değinen Başkan Altay, "Kovanlarımız Alanya L Tipi Cezaevi'ndeki hükümlüler tarafından yapıldı. Türkiye'nin en kaliteli arı kovanlarını arı üreticilerimizin hizmetine sunuyoruz. İnşallah bereket olacak. Arıcılarımız çok güzel bir sezon geçirecek. Türkiye için önemli bir katkı sağlamış oluyoruz. Hayırlı olsun." ifadelerini kullandı.
Konya Arıcılar Birliği Başkanı Adem Genç ile birlikte destekten faydalanan arı üreticileri de desteğin zamanlamasının çok güzel olduğunu ifade ederek, Başkan Altay'a teşekkür etti.
BÜYÜKŞEHİR'İN ARICILARA DESTEĞİ 5 MİLYON TL'Yİ BULDU
Konya Büyükşehir Belediyesi, 31 ilçeden müracaat eden üreticilere yüzde 50 hibeli toplam 2 bin 500 adet çift katlı, polen tuzaklı arı kovanı desteğinde bulundu. "Modern Arıcılık Projesi" kapsamında daha önce de üreticiye; Büyükşehir tarafından arı kovanı, bal süzme makinası, bal dinlendirme kazanı, güneş enerji paneli, bal sağım çadırı gibi malzemelerden oluşan toplamda 5 milyon lira tutarında arıcılık ekipmanı desteğinde bulunuldu.
LAVANTA BALININ ÜRETİMİ ARTACAK
Ayrıca tüm dünyada çok kıymetli olan lavanta balının Konya'da da üretiminin artırılması amacıyla Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından Güneysınır'daki 1,2 milyon metrekare alanda 1,8 milyon adet lavanta fidesi ile bal ormanı oluşturulurken bölgedeki lavanta üreticilerine de 5'er adet arılı kovan desteği verildi.
Mayıs ayı üretici market fiyatları, hububat ve girdi fiyatları ve Dünya Süt Günü
Mayıs ayı üretici market fiyatları
Hububat fiyatları
Mayıs ayı girdi fiyatları
1 Haziran Dünya Süt Günü
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-"Mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkı en fazla yüzde 522,5 ile elmada görüldü"
-"TMO, maliyetler karşısında üretim yapmakta zorlanan çiftçinin önümüzdeki yıl tarlada kalabilmesi için 2021-2022 döneminde müdahale alım fiyatını üretici maliyetlerini, ithalat ve dünya fiyatlarını gözeterek açıklamalıdır"
-"Bugünlerde 16,38 Türk lirasından işlem gören dolar kuruna göre FOB dünya fiyatları yaklaşık ton başına 7800 lira seviyesindedir"
-"TMO stratejik bir konumdadır. Üreticiyi memnun edecek bir fiyat politikasıyla hububat alımı yapamazsa piyasayı regüle edecek güvenlik stoğu oluşturamayacaktır. Bu dönemde güvenlik stoğunu ithalatla karşılama imkânı azalmıştır"
-"Fırsatçılar stoklayacakları buğday nedeniyle halkın ekmeğinin fiyatıyla oynayabilirler. Un ve makarna üretimimiz ve ihracatımız da düşebilir"
-"Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak şimdiden TMO'yu uyarıyor, gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz"
-"Üreticilerimiz girdi maliyetlerinin yüksekliği dışında kuraklık, don, dolu, aşırı yağış, sel, hortum gibi doğal afetlere yoğun bir şekilde maruz kalarak açık alanda üretim yapmaya çalışıyorlar"
-"Üreticilerimize moral vermek, üretimde kalmalarını sağlamak veya az üretmelerini önlemek için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, maliyetleri düşüren bir üretim teşvik paketi açıklanmalıdır"
-"Hayvancılık destekleri artarak devam etmelidir. Sürekli artan yem fiyatlarına radikal tedbirler alınmalı, yem piyasasına müdahale edilmelidir"
-"Halka sosyal yardımlar kapsamında süt ve süt ürünleri dağıtımı yapılmalıdır"
ANKARA- 01.06.2022- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarını, üreticinin hububattaki fiyat beklentisini, Mayıs ayı girdi fiyatlarını ve 1 Haziran Dünya Süt Günü münasebetiyle süt sektöründe yaşanan son gelişmeleri yaptığı görüntülü basın açıklamasında değerlendirdi.
-Üretici ile Market Arasındaki Fiyat Farkı
Bayraktar, mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 522,5 ile elmada görüldüğünü belirterek, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Elmadaki fiyat farkını yüzde 393,6 ile kabak, yüzde 373,7 ile ıspanak, yüzde 330,8 ile salatalık, yüzde 325,1 ile marul, yüzde 292,1 ile sivri biber, yüzde 268,8 ile kuru üzüm, yüzde 253,3 ile kuru fasulye, yüzde 245,4 ile yeşil mercimek takip etti.
Mayıs ayında elmada üretici market fiyat farkı yüzde 500'ün üzerindeyken, 4 üründe yüzde 300'ün, 9 üründe yüzde 200'ün üzerinde gerçekleşti.
Elma 6,2 kat, kabak 4,9 kat, maydanoz 4,8 kat, ıspanak 4,7 kat, salatalık ve marul 4,3 kat, sivri biber 3,9 kat, kuru üzüm 3,7 kat, kuru fasulye ve yeşil mercimek 3,5 kat, kırmızı mercimek, taze fasulye ve patlıcan 3,3 kat, nohut ve kuru incir 3,2 kat fazlaya tüketiciye satıldı.
Üreticide 2 lira olan elma 12 lira 45 kuruşa, 2 lira 34 kuruş olan kabak 11 lira 55 kuruşa, 3 lira olan ıspanak 14 lira 21 kuruşa, 1 lira 59 kuruş olan salatalık 6 lira 85 kuruşa, 1 lira 99 kuruş marul 8 lira 46 kuruşa, 3 lira 25 kuruş olan sivri biber 12 lira 74 kuruşa, 14 lira 50 kuruş olan kuru üzüm 53 lira 47 kuruşa markette satıldı."
-Market Fiyatları
"Mayıs ayında markette 38 ürünün 26'sında fiyat artışı, 12'sinde ise fiyat azalışı görüldü.
Mayıs ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 58,4 ile limonda oldu. Limondaki fiyat artışını yüzde 47 ile kuru soğan, yüzde 42,2 ile havuç, yüzde 30,5 ile toz şeker, yüzde 29,2 ile ıspanak, yüzde 24,5 ile patates, yüzde 22,8 ile kuru kayısı, yüzde 22,6 ile fındık içi takip etti.
Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 57,4 ile salatalık oldu. Salatalıktaki fiyat düşüşünü yüzde 47,7 ile sivri biber, yüzde 41,8 ile marul, yüzde 35,6 ile patlıcan, yüzde 28,2 ile çilek, yüzde 19,5 ile yeşil soğan, yüzde 18,6 ile kabak, yüzde 16,7 ile maydanoz, yüzde 13,5 ile yumurta izledi."
-Üretici Fiyatları
"Mayıs ayında üreticide fiyatı en çok düşen ürün yüzde 62,3 ile marulda görüldü. Maruldaki fiyat düşüşünü yüzde 59,4 ile sivri biber, yüzde 55 ile maydanoz, yüzde 50,2 ile salatalık, yüzde 37,6 ile kabak, yüzde 33,3 ile patlıcan, yüzde 31,2 ile yeşil soğan yüzde 31 ile ıspanak izledi.
Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 20 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat artışını yüzde 14,3 ile havuç, yüzde 12,8 ile dana eti ve yüzde 10,2 ile domates takip etti.
Mayıs ayında üreticide 29 ürünün 8'inde fiyat artışı olurken, 13'ünde fiyat düşüşü görüldü, 8 üründe ise fiyat değişimi olmadı.
Üretici fiyatlarında elma, kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm ve kuru incirde fiyat değişimi olmadı."
-Fiyat Farklılıklarının Sebepleri
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, üretici ile market arasındaki fiyat farklılıklarının sebeplerini ise şöyle açıkladı;
"Mayıs ayında fiyatı en fazla artan ürün, markette ve üreticide limon, fiyatı en fazla düşen ürün ise markette salatalık olurken, üreticide fiyatı en fazla düşen ürün ise marul oldu.
Limonda piyasaya depolardan yatak limon arzının devam etmesi, depo masraflarının artması fiyatların yükselmesine yol açtı.
Havuç fiyatındaki fiyat artışı sezon sonuna gelinmesi sebebiyle ürün arzının azalması neden olmuştur.
Arz talep değişimi ve yem fiyatlarındaki artış et fiyatlarının yükselmesinde etkili olmuştur.
Domates fiyatlarında artışa sera ürünlerinden tarla ürünlerine geçiş dönemi olması sebebiyle azalan ürün arzı sebep olmuştur.
Marul, sivri biber, maydanoz, salatalık, kabak, patlıcan, yeşil soğan ve ıspanak fiyatlarındaki düşüş havaların ısınması sebebiyle artan arzdan kaynaklanmaktadır.
Adana bölgesinde patates ve soğan hasadının başlamasıyla artan arz fiyatlarda düşüşe neden olmuştur.
Havaların ısınmasıyla birlikte tarla ürünlerinin piyasaya arzının artması, önümüzdeki dönem tüketici fiyatlarına olumlu yönde yansıyacaktır."
-"TMO, müdahale alım fiyatını üretici maliyetlerini, ithalat ve dünya fiyatlarını gözeterek açıklamalıdır"
"Türkiye için özellikle hububat sanayi stratejik bir konuma gelmiştir. Rusya-Ukrayna savaşının başta hububat olmak üzere tarıma etkisi ve ülkemizdeki tarımsal gelişmeler, hububat üretimine çok daha fazla önem vermemiz gerektiğini göstermektedir. Çünkü TÜİK'in tahmini rakamlarında da ifade edildiği gibi bu yıl buğday rekoltesi 20 milyon tonun altında beklenmektedir.
TMO, maliyetler karşısında üretim yapmakta zorlanan çiftçinin önümüzdeki yıl tarlada kalabilmesi için 2021-2022 döneminde müdahale alım fiyatını üretici maliyetlerini, ithalat ve dünya fiyatlarını gözeterek açıklamalıdır.
Dünya buğday fiyatları ise ortalama 476 dolar seviyelerindedir. Yani bugünlerde 16,38 Türk lirasından işlem gören dolar kuruna göre FOB dünya fiyatları yaklaşık ton başına 7800 lira seviyesindedir.
Devam eden Rusya-Ukrayna savaşının dışında dünyada üretici ülkelerin ihracata getirdiği kısıtlamalar hububatta spekülasyona davetiye çıkarmaktadır. Bu durumda başta buğday olmak üzere hububat fiyatlarındaki aşırı yükselmeler nasıl önlenecektir?
TMO stratejik bir konumdadır. Üreticiyi memnun edecek bir fiyat politikasıyla hububat alımı yapamazsa piyasayı regüle edecek güvenlik stoğu oluşturamayacaktır. Bu dönemde güvenlik stoğunu ithalatla karşılama imkânı azalmıştır.
TMO'nun alım politikasında hata yapma lüksü yoktur. Aksi takdirde sektörde spekülasyona davetiye çıkarmış olur, stokçuluk yapmak isteyenlere de gün doğar. Bu fırsatçılar stoklayacakları buğday nedeniyle halkın ekmeğinin fiyatıyla oynayabilirler. Un ve makarna üretimimiz ve ihracatımız da düşebilir.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak şimdiden TMO'yu uyarıyor, gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz."
-Mayıs Ayı Aylık ve Yıllık Girdi Fiyatlarındaki Değişim
"Gübre fiyatları Mayıs ayında, Nisan ayına göre küçük bir oranda düşüş gösterse de fiyatlar üreticilerimiz açısından halen çok yüksektir.
Mayıs ayında amonyum sülfat gübresi yaklaşık yüzde 4,6, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 3,3, 20.20.0 kompoze gübresi 2,2, üre gübresi yüzde 1,8 ve DAP gübresi yüzde 1,1 oranında düştü.
Geçen yılın Mayıs ayına göre ise son bir yılda, üre gübresi yüzde 253, kalsiyum amonyum nitrat gübresi yüzde 224, amonyum sülfat gübresi yüzde 219, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 190 ve DAP gübresi yüzde 167 oranında arttı.
Mazot fiyatı aylık bazda yüzde 6,5 oranında, son bir yıla göre ise yüzde 238,7 oranında arttı.
Besi yemi ve süt yemi Mayıs ayında Nisan ayına göre yüzde 5, son bir yılda ise besi yemi yüzde 128, süt yemi yüzde 132 oranında arttı.
Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 99,7, zirai ilaç fiyatları ise yüzde 88,2 ile 140 arası oranlarda artış gösterdi.
Girdi fiyatları enflasyonun yaklaşık 3 katıdır.
Girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, üretimin sürdürülebilirliğinin çok önem kazandığı bugünlerde üreticilerin üretimden kopması veya az üretmesi önlenmelidir.
Üreticilerimiz girdi maliyetlerinin yüksekliği dışında kuraklık, don, dolu, aşırı yağış, sel, hortum gibi doğal afetlere yoğun bir şekilde maruz kalarak açık alanda üretim yapmaya çalışıyorlar.
Üreticilerimize moral vermek, üretimde kalmalarını sağlamak veya az üretmelerini önlemek için girdiler makul fiyatlardan üreticilere ulaştırılmalı, maliyetleri düşüren bir üretim teşvik paketi açıklanmalıdır."
Bozkır'ı dolu vurdu! Kısa sürede yağan dolu ağaçların yapraklarını indirdi.
Konya'nın Bozkır ilçesinde şiddetli sağanak ve dolu yağışı hayatı olumsuz etkiledi. Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk, yaptığı açıklamada, dolu yağışının çok kısa sürdüğünü ancak yoğun bir zarar verdiğini söyledi.
Akşam saatlerinde başlayan şiddetli sağanakla yağmaya başlayan dolu, ilçe merkezi ve kırsalında etkili oldu.
Bozkır Ziraat Odası Başkanı Ali Öztürk, yaptığı açıklamada, ilçede dolu yağışının ikinci kez yaşandığını belirtti.
Dolu yağışının Meyva ağaçlarına, buğday ve nohut gibi ürünlere zarar verebileceği bir dönemde olduklarını belirten Öztürk, "Dolu yağışından etkilenen tüm çiftçilerimize geçmiş olsun diyoruz. İlk dolu yağışında Bozkır ilçe Tarım müdürlüğümüz ve Oda Personellerimiz alanda incelemeler yaparak rapor tutmuştu. Bu ikinci yağış sonrasıda kurumlarımız incelemelerde bulunarak bakanlıktan çiftçilerimize yapılacak destekler hakkında yardım talep edilecektir" diye konuştu.